Mücahit GÜLER
Köşe Yazarı
Mücahit GÜLER
 

"Kullan-at Kültürünün İnsan İlişkilerine Yansıması."

"Kullan-at Kültürünün İnsan İlişkilerine Yansıması." Bu başlığı Kemal Sayar'ın yavaşla kitabını okurken esinlenerek hazırladım. Kullan-at genellikle tek kullanımlık eşyalar için kullanılan bir isimdir. Gelişen teknolojiyle beraber hayatın kolaylaşması ve bazı işlerin pratik olarak yapılması için tek kullanımlık eşyalar üretildi. Bu eşyaları işin bitene kadar kullanırsın, işin bitince de çöpe atarsın. Bu kültür eşya için geçerli olduğundan dolayı normal karşılanması gereken bir durumdur. Fakat bu kültür eşya ile sınırlı kalmadı ve maalesef ki insan ilişkilerine de yansıdı. Eşya ile başlayan kullan-at kültürü bir hayat tarzı haline geldi. Bu kültür insana bakış acımızı değiştirdi, insan ilişkilerine ciddi zararlar verdi. Eşyalar araç idi, insan gönlü kazanmak amaç idi. Şimdi devir tersine dönmüş; eşyalar amaç, insanlar ise araç olmuş. Mühim olan insan kazanmak idi, şimdi ise eşya kazanmak oldu. Bozuk para harcar gibi insan harcamaya başladık. Menfaatimizin bittiği yerde, işimize gelmeyen noktalarda insanları harcamaya başladık veya menfaatimiz için yalakalık yapar olduk. Öğrenciysek puan için, işçiysek para için, memursak makamda yükselmek için vs insan harcamayı veya yalakalık yapmayı tercih etmeye başladık. İnsanlarla işimiz bitince de onları kullanıp çöpe attık. İşimizi gördükten sonra da ilk durakta insanları indirmeyi veya kendimiz inmeyi akıllılık olarak görmeye başladık. Bunları yaparken de bahanelerimiz hep hazırdır. Kendimizi kerameti kendinden menkul insanlar olarak görüyoruz. Yani kendimizi kusursuz görüyoruz, kendimizi her şeye layık gördüğümüz için bütün herşeyin kendimize hizmet edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İşin ilginç yanı bizdeki kerameti bizden başka kimse görmüyor!!! Peki gerçekten kerameti menkul insan mıyız? Olaylara Rabbimizin baktığı açıdan bakmadıkça hata etmekten kurtulamayız. Rabbimiz eşyaya değil, bizatihi insanın kendisine kıymet veriyor. Rabbimiz, insana insan olduğu için değer veriyor; ekonomik, askeri veya siyasi gücü olduğu için değil... O zaman kendimize şunları soralım: Allah'ın yarattığı insana değil de, insanın ürettiği eşyalara kıymet veren, Rabbimizin kendi ruhundan üfleyip meydana getirdiği, Allah'ın en şerefli ve değerli mahlukat olarak gördüğü insana değil de, nefsin ve şeytanın vesveselerine kulak kesilen birinin amacı ne olabilir? Kimileri nefis ve şeytan adına insanları kullanıp atar, kimileri de Allah adına insanları kullanıp atar. İkincisi ilkinden daha tehlikelidir, çünkü Allah ile kandırmak kişinin bütün hayırlı çabasını sıfıra indirir, belki eksiye bile çevirir. Allah ile kandıran insanların en büyük özelliği ise kendi küçüklüğünü başkalarının büyük işlerini küçümseyerek kapatmaya çalışmasıdır. Halbuki çamuru yiyen değil, çamuru atan kişi kirlenir ve gün gelir "kullan-at" kültürünün bedelini en ağır şekilde öder. Kullan-at kültüründen dolayı insanlar arasında sevgi, saygı, hoşgörü, değerlilik hissi, yargılama vs şeyler unutuldu. İnsanlar hem bu özelliklerin olmamasından şikayetçi hem de bu özellikleri hayatında uygulamıyorlar. Bu ne perhiz bu ne lahana demişler. İnsanlardan güzel bir şey görmek istiyorsak öncelikle biz kendi hayatımızda uygulamaya koymalıyız. Pahalı bir eşya alınca değil, kaliteli bir dost kazanınca reklam yapmalıyız. Bu eşsiz ürünü filan yerden aldım değil, bu eşsiz insanla filan yerde tanıştık dediğimiz zaman insanlara kıymet vermeye başlamışız demektir. Alamadığımız eşyaların tartışmasını değil, arayıp bulamadığımız kıymetli insanlara ulaşma yollarını tartıştığımız vakit bir şeylerin değişeceğine inanabiliriz. İnsanlarla insan gibi yaşamanın yolu insanlara eşya muamelesi yapmadan bir hayat yaşamaktan geçiyor. İnsanlara tuvalet kağıdı muamelesi yapmayı terk edelim. Allah'ın insana değer verdiği kadar biz de değer vermek zorundayız. Pragmatist düşünceyi bir kenara atıp birbirini düşünen bir toplum meydana getirmeliyiz. İnsanları değil, eşyaları kullanıp atan, insana Rabbinin değer verdiği açıdan değer veren insanlar meydana getirince toplum adına bir şeylerden ümitvar olabiliriz. Rabbim bizleri eşyaya eşya gibi, insana insan gibi kıymet verenlerden eylesin. Eşyayı insanların önüne geçiren kişilerden bizleri uzak eylesin. Mücahit Güler
Ekleme Tarihi: 29 Ocak 2022 - Cumartesi

"Kullan-at Kültürünün İnsan İlişkilerine Yansıması."

"Kullan-at Kültürünün İnsan İlişkilerine Yansıması." Bu başlığı Kemal Sayar'ın yavaşla kitabını okurken esinlenerek hazırladım. Kullan-at genellikle tek kullanımlık eşyalar için kullanılan bir isimdir. Gelişen teknolojiyle beraber hayatın kolaylaşması ve bazı işlerin pratik olarak yapılması için tek kullanımlık eşyalar üretildi. Bu eşyaları işin bitene kadar kullanırsın, işin bitince de çöpe atarsın. Bu kültür eşya için geçerli olduğundan dolayı normal karşılanması gereken bir durumdur. Fakat bu kültür eşya ile sınırlı kalmadı ve maalesef ki insan ilişkilerine de yansıdı. Eşya ile başlayan kullan-at kültürü bir hayat tarzı haline geldi. Bu kültür insana bakış acımızı değiştirdi, insan ilişkilerine ciddi zararlar verdi. Eşyalar araç idi, insan gönlü kazanmak amaç idi. Şimdi devir tersine dönmüş; eşyalar amaç, insanlar ise araç olmuş. Mühim olan insan kazanmak idi, şimdi ise eşya kazanmak oldu. Bozuk para harcar gibi insan harcamaya başladık. Menfaatimizin bittiği yerde, işimize gelmeyen noktalarda insanları harcamaya başladık veya menfaatimiz için yalakalık yapar olduk. Öğrenciysek puan için, işçiysek para için, memursak makamda yükselmek için vs insan harcamayı veya yalakalık yapmayı tercih etmeye başladık. İnsanlarla işimiz bitince de onları kullanıp çöpe attık. İşimizi gördükten sonra da ilk durakta insanları indirmeyi veya kendimiz inmeyi akıllılık olarak görmeye başladık. Bunları yaparken de bahanelerimiz hep hazırdır. Kendimizi kerameti kendinden menkul insanlar olarak görüyoruz. Yani kendimizi kusursuz görüyoruz, kendimizi her şeye layık gördüğümüz için bütün herşeyin kendimize hizmet edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İşin ilginç yanı bizdeki kerameti bizden başka kimse görmüyor!!! Peki gerçekten kerameti menkul insan mıyız? Olaylara Rabbimizin baktığı açıdan bakmadıkça hata etmekten kurtulamayız. Rabbimiz eşyaya değil, bizatihi insanın kendisine kıymet veriyor. Rabbimiz, insana insan olduğu için değer veriyor; ekonomik, askeri veya siyasi gücü olduğu için değil... O zaman kendimize şunları soralım: Allah'ın yarattığı insana değil de, insanın ürettiği eşyalara kıymet veren, Rabbimizin kendi ruhundan üfleyip meydana getirdiği, Allah'ın en şerefli ve değerli mahlukat olarak gördüğü insana değil de, nefsin ve şeytanın vesveselerine kulak kesilen birinin amacı ne olabilir? Kimileri nefis ve şeytan adına insanları kullanıp atar, kimileri de Allah adına insanları kullanıp atar. İkincisi ilkinden daha tehlikelidir, çünkü Allah ile kandırmak kişinin bütün hayırlı çabasını sıfıra indirir, belki eksiye bile çevirir. Allah ile kandıran insanların en büyük özelliği ise kendi küçüklüğünü başkalarının büyük işlerini küçümseyerek kapatmaya çalışmasıdır. Halbuki çamuru yiyen değil, çamuru atan kişi kirlenir ve gün gelir "kullan-at" kültürünün bedelini en ağır şekilde öder. Kullan-at kültüründen dolayı insanlar arasında sevgi, saygı, hoşgörü, değerlilik hissi, yargılama vs şeyler unutuldu. İnsanlar hem bu özelliklerin olmamasından şikayetçi hem de bu özellikleri hayatında uygulamıyorlar. Bu ne perhiz bu ne lahana demişler. İnsanlardan güzel bir şey görmek istiyorsak öncelikle biz kendi hayatımızda uygulamaya koymalıyız. Pahalı bir eşya alınca değil, kaliteli bir dost kazanınca reklam yapmalıyız. Bu eşsiz ürünü filan yerden aldım değil, bu eşsiz insanla filan yerde tanıştık dediğimiz zaman insanlara kıymet vermeye başlamışız demektir. Alamadığımız eşyaların tartışmasını değil, arayıp bulamadığımız kıymetli insanlara ulaşma yollarını tartıştığımız vakit bir şeylerin değişeceğine inanabiliriz. İnsanlarla insan gibi yaşamanın yolu insanlara eşya muamelesi yapmadan bir hayat yaşamaktan geçiyor. İnsanlara tuvalet kağıdı muamelesi yapmayı terk edelim. Allah'ın insana değer verdiği kadar biz de değer vermek zorundayız. Pragmatist düşünceyi bir kenara atıp birbirini düşünen bir toplum meydana getirmeliyiz. İnsanları değil, eşyaları kullanıp atan, insana Rabbinin değer verdiği açıdan değer veren insanlar meydana getirince toplum adına bir şeylerden ümitvar olabiliriz. Rabbim bizleri eşyaya eşya gibi, insana insan gibi kıymet verenlerden eylesin. Eşyayı insanların önüne geçiren kişilerden bizleri uzak eylesin. Mücahit Güler
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.