Mücahit GÜLER
Köşe Yazarı
Mücahit GÜLER
 

Medenileşmek Mi, Mankurtlaşmak Mı?

Medenileşmek Mi, Mankurtlaşmak Mı? Medeniyet kavramı kök itibariyle “yönetmek ve malik” olmak anlamları bulunan “din” kelimesinden türetildiği söylenmektedir. Bir milletin maddi ve manevi varlıklarının bütününe ise medeniyet denir. Mankurtlaşmak ise bilinçsiz köle demektir. Yani kişinin aslında köle olduğu halde kendisini özgür hissetmesidir. Din hayatın kendisi olduğu için, insanoğlu bütün varlık alemine dinin tanımladığı şekilde bakar ve yorumlar. İnsan Allah katında en değerli varlık olduğu için, insanın sosyal hayatta örnek alacağı kişiler peygamberler ve peygamberlerin yolunu takip eden insanlar olmalıdır. İnsan dinin çizgisinde bir hayat yaşadıkça medeni olur, dinin çizgisinden uzaklaştıkça mankurtlaşır. Medeni olmak yaşam tarzını dine uygun şekilde belirlemektir. Mankurt olmak ise yaşam tarzını batıya uygun şekilde belirlemektir. Konuyu biraz daha açalım. İnsanı yaratan Rabbimiz, insana en doğru ve mükemmel bir hayatı nasıl yaşayacağını bizlere göstermiştir. Bu kriterlere uygun bir hayat yaşayan Osmanlı üç kıtaya hâkim olmuştur. Bugün bizden uzaklaştırılmaya çalışılan din ile Osmanlı devleti bütün dünyaya meydan okuyabilmiştir ve Osmanlının son zamanlarına kadar da hiçbir batılı devlet tek başına Osmanlı’yı karşısına almayı göze alamamıştır. Osmanlı din merkezli bir hayat yaşarken bilimsel faaliyetleri, sanatı, kültürü arka plana mı attı? Eğer böyle olsaydı yani teknolojik gücü güçlü olmasaydı bu savaşları kazanabilir miydi? Sizinle bir de Kurtuluş savaşı yıllarına gidelim. Bütün kan emici vampirlerin Anadolu’ya dişlerini geçirip Müslümanların kanını içerken bu millet sırtını Allah’a yaslayarak ve bütün imkanlarını seferber ederek vampirleri ülkeden def etmediler mi? O zorlu süreçte başörtülü ninelerimiz bütün imkanlarıyla savaşa destek vermediler mi? Veya o zorlu yıllarda başörtülü ninelerimiz savaşa engel mi oldular? Savaş sürecinde Allah Allah diyenler savaştan sonra batı batı demeye başladı. Ne olduysa bundan sonra olmaya başladı. Osmanlı ile tarihe yön veren din artık yobazlık olarak görüldü. Batı’nın teknolojik imkanları karşısında bizim entelektüellerin! nutku tutuldu. Onların teknolojilerini almak yerine ahlaklarını almaya başladılar. Modernlik teknolojiyle ilgili bir durumdu, çağın imkanlarına göre yaşamak gerekiyordu. Bizim entellektüeller! modernite karşısında tavşan uykusuna tutuldular ve batıdan teknoloji dışında her şeylerini almaya başladılar. Batılı gibi giyinmeyi, kuşanmayı şeref zannettiler. Halbuki bunlar kültürel bir konuydu. Onların yaşam tarzlarını kutsadılar ve onlar gibi yönetilmek istediler. Onların dini bilime karşı olduğu için onlar, dinlerini sosyal hayattan uzaklaştırdılar. Bizim dinimiz hangi bilimsel çalışmaya engel oldu da dini yobazlık olarak görmeye başladık? Neymiş ideolojiler herkese adalet ve eşitlik sunuyormuş. Dinimiz kime zulmetti de referansı insan mahsulü olan ideolojileri Kur’an ve sünnetin önüne geçirdik? İşte böyle süslü sözlerle son 3-4 nesli bozdular. Celladına aşık mankurtlar haline getirdiler. Bugün batı imkanını bulsa bizi bir kaşık su da boğacak, biz ise onları takip etmekten bıkmıyoruz. Onların rezilliği medeniyet diye nesillere yuttrulmaya çalışıyor ve buna tepki göstermiyoruz? Batının kanunlarıyla onların yaşadığı gibi bir hayatı yaşayacaksak o zaman onları neden bu vatandan kovduk? Bugün bizleri her konuda esir alan batıya hayran yaşıyoruz. Ne kadar absürt davrandığımızın farkında mıyız? Aldatıldık hem de öyle böyle değil… Batı bu vatanı sadece fiziksel olarak terketti, zihnen bir batılıdan farkımız ne kaldı? Son olarakta heykellerin önünde bu nesli secdeye götürdüler, çarşafı cumhuriyetin düşmanı olarak lanse ediyorlar. Giyim ile modernliğin arasını ayıramayan cahiller oldukça dinimize yapılan bu hakaretlerin sonu gelmeyecektir. Çarşaflı ninelerimiz ile vatan savunması yapıldığı halde çarşafı cumhuriyetin düşmanı olarak göstermenin hiçbir iyi niyeti yoktur. Örtünmek istemiyorsan bu senin bileceğin bir konudur. Fakat örtünmemenin bahanesi olarak çarşaf düşmanlığı yapmak ne kadar mankurtlaştığımızı gösterir. Zihnen gelişmedikten sonra hayvanlar gibi açılsan ne önemi var, zihnen geliştikten sonra çarşaflı giyinmenin ne mahsuru var? Osmanlı gibi ilim adamı yetiştiremeyenler “bedeni açmanın faziletini” anlatıyor. Önce ahlakını bozduğunuz nesli düzeltin sonra Osmanlıya ve dinimize laf söyleyecekseniz söyleyin. Bu dinin yetiştirdiği insan profillerini kimse yetiştiremedi. Bedeni açıp saçarak yetiştirdiğiniz nesle bakın sonra dinimize laf söyleme cüretinde bulunun. Burada örtünmeyenlere hakaret etmiyorum. Kızdığım nokta bedeni açarak insan yetişmez, buna dikkat çekiyorum. Çünkü bedeni açmanın faziletini! anlatmaktan başka bir şey yapmayanlar hayasızca dinimize saldırmaktadır. Rabbim bu nesli bozanlara tevbe etmedikçe dünya ve ahirette rahatlık vermesin. Mücahit Güler
Ekleme Tarihi: 02 Kasım 2021 - Salı

Medenileşmek Mi, Mankurtlaşmak Mı?

Medenileşmek Mi, Mankurtlaşmak Mı? Medeniyet kavramı kök itibariyle “yönetmek ve malik” olmak anlamları bulunan “din” kelimesinden türetildiği söylenmektedir. Bir milletin maddi ve manevi varlıklarının bütününe ise medeniyet denir. Mankurtlaşmak ise bilinçsiz köle demektir. Yani kişinin aslında köle olduğu halde kendisini özgür hissetmesidir. Din hayatın kendisi olduğu için, insanoğlu bütün varlık alemine dinin tanımladığı şekilde bakar ve yorumlar. İnsan Allah katında en değerli varlık olduğu için, insanın sosyal hayatta örnek alacağı kişiler peygamberler ve peygamberlerin yolunu takip eden insanlar olmalıdır. İnsan dinin çizgisinde bir hayat yaşadıkça medeni olur, dinin çizgisinden uzaklaştıkça mankurtlaşır. Medeni olmak yaşam tarzını dine uygun şekilde belirlemektir. Mankurt olmak ise yaşam tarzını batıya uygun şekilde belirlemektir. Konuyu biraz daha açalım. İnsanı yaratan Rabbimiz, insana en doğru ve mükemmel bir hayatı nasıl yaşayacağını bizlere göstermiştir. Bu kriterlere uygun bir hayat yaşayan Osmanlı üç kıtaya hâkim olmuştur. Bugün bizden uzaklaştırılmaya çalışılan din ile Osmanlı devleti bütün dünyaya meydan okuyabilmiştir ve Osmanlının son zamanlarına kadar da hiçbir batılı devlet tek başına Osmanlı’yı karşısına almayı göze alamamıştır. Osmanlı din merkezli bir hayat yaşarken bilimsel faaliyetleri, sanatı, kültürü arka plana mı attı? Eğer böyle olsaydı yani teknolojik gücü güçlü olmasaydı bu savaşları kazanabilir miydi? Sizinle bir de Kurtuluş savaşı yıllarına gidelim. Bütün kan emici vampirlerin Anadolu’ya dişlerini geçirip Müslümanların kanını içerken bu millet sırtını Allah’a yaslayarak ve bütün imkanlarını seferber ederek vampirleri ülkeden def etmediler mi? O zorlu süreçte başörtülü ninelerimiz bütün imkanlarıyla savaşa destek vermediler mi? Veya o zorlu yıllarda başörtülü ninelerimiz savaşa engel mi oldular? Savaş sürecinde Allah Allah diyenler savaştan sonra batı batı demeye başladı. Ne olduysa bundan sonra olmaya başladı. Osmanlı ile tarihe yön veren din artık yobazlık olarak görüldü. Batı’nın teknolojik imkanları karşısında bizim entelektüellerin! nutku tutuldu. Onların teknolojilerini almak yerine ahlaklarını almaya başladılar. Modernlik teknolojiyle ilgili bir durumdu, çağın imkanlarına göre yaşamak gerekiyordu. Bizim entellektüeller! modernite karşısında tavşan uykusuna tutuldular ve batıdan teknoloji dışında her şeylerini almaya başladılar. Batılı gibi giyinmeyi, kuşanmayı şeref zannettiler. Halbuki bunlar kültürel bir konuydu. Onların yaşam tarzlarını kutsadılar ve onlar gibi yönetilmek istediler. Onların dini bilime karşı olduğu için onlar, dinlerini sosyal hayattan uzaklaştırdılar. Bizim dinimiz hangi bilimsel çalışmaya engel oldu da dini yobazlık olarak görmeye başladık? Neymiş ideolojiler herkese adalet ve eşitlik sunuyormuş. Dinimiz kime zulmetti de referansı insan mahsulü olan ideolojileri Kur’an ve sünnetin önüne geçirdik? İşte böyle süslü sözlerle son 3-4 nesli bozdular. Celladına aşık mankurtlar haline getirdiler. Bugün batı imkanını bulsa bizi bir kaşık su da boğacak, biz ise onları takip etmekten bıkmıyoruz. Onların rezilliği medeniyet diye nesillere yuttrulmaya çalışıyor ve buna tepki göstermiyoruz? Batının kanunlarıyla onların yaşadığı gibi bir hayatı yaşayacaksak o zaman onları neden bu vatandan kovduk? Bugün bizleri her konuda esir alan batıya hayran yaşıyoruz. Ne kadar absürt davrandığımızın farkında mıyız? Aldatıldık hem de öyle böyle değil… Batı bu vatanı sadece fiziksel olarak terketti, zihnen bir batılıdan farkımız ne kaldı? Son olarakta heykellerin önünde bu nesli secdeye götürdüler, çarşafı cumhuriyetin düşmanı olarak lanse ediyorlar. Giyim ile modernliğin arasını ayıramayan cahiller oldukça dinimize yapılan bu hakaretlerin sonu gelmeyecektir. Çarşaflı ninelerimiz ile vatan savunması yapıldığı halde çarşafı cumhuriyetin düşmanı olarak göstermenin hiçbir iyi niyeti yoktur. Örtünmek istemiyorsan bu senin bileceğin bir konudur. Fakat örtünmemenin bahanesi olarak çarşaf düşmanlığı yapmak ne kadar mankurtlaştığımızı gösterir. Zihnen gelişmedikten sonra hayvanlar gibi açılsan ne önemi var, zihnen geliştikten sonra çarşaflı giyinmenin ne mahsuru var? Osmanlı gibi ilim adamı yetiştiremeyenler “bedeni açmanın faziletini” anlatıyor. Önce ahlakını bozduğunuz nesli düzeltin sonra Osmanlıya ve dinimize laf söyleyecekseniz söyleyin. Bu dinin yetiştirdiği insan profillerini kimse yetiştiremedi. Bedeni açıp saçarak yetiştirdiğiniz nesle bakın sonra dinimize laf söyleme cüretinde bulunun. Burada örtünmeyenlere hakaret etmiyorum. Kızdığım nokta bedeni açarak insan yetişmez, buna dikkat çekiyorum. Çünkü bedeni açmanın faziletini! anlatmaktan başka bir şey yapmayanlar hayasızca dinimize saldırmaktadır. Rabbim bu nesli bozanlara tevbe etmedikçe dünya ve ahirette rahatlık vermesin. Mücahit Güler
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.