Mücahit GÜLER
Köşe Yazarı
Mücahit GÜLER
 

Misalin Dünya Mı, Güneş Mi?

<p>G&uuml;neş d&uuml;nyanın hem hayat kaynağıdır hem de aydınlık kaynağıdır. G&uuml;neş yoksa d&uuml;nya da yoktur. G&uuml;neş d&uuml;nyayı aydınlatarak, ısıtarak, ekinlerin yeşermesini, insanların b&uuml;y&uuml;mesini sağlayan ve daha nice faydaları olan bir yıldızdır. D&uuml;nya ise dışarıdan takviye almadık&ccedil;a zifiri karanlığa g&ouml;m&uuml;l&uuml; bir gezegendir. Bazı insanların misali de d&uuml;nyaya benzemektedir. Nasıl ki g&uuml;neş olmadan d&uuml;nyanın bir kıymeti yoksa, insanın da kendisinde bir fikir olmadık&ccedil;a kıymeti yoktur. G&uuml;neşin aydınlattığı yer aydınlık, g&uuml;neşin olmadığı yer karanlıkta kaldığı gibi bazı insanlar da b&ouml;yledir (&ccedil;ok az insan g&uuml;neş gibi etrafına ışık sa&ccedil;ar). Sabit bir fikri yoktur, dışarıdan edindiği fikirleri bazen hayatına uygular, bazen de uygulamaz. Fikirlerin uygulandığı yerler aydınlık, uygulanmadığı yerler ise karanlıktadır. Zihin d&uuml;nyamızın ne kadarını aydınlattık, ne kadarını aydınlatabiliyoruz? Bunları sorgulama vakti gelmedi mi? Karanlıkta kalan zihnimize ve d&uuml;nyamıza ne kadar etki edebiliyoruz? Fikirler, k&ouml;rpe zihinleri uyandırmak i&ccedil;in değil midir? Zihinleri fikirlerle inşa etmiyorsak, fikirlerin veya zihinlerin varlığının ne &ouml;nemi var?<br /> &nbsp;<br /> Bilincin temelinde farkındalık yatar. Bilinci tarif ederken &ldquo;varoluşunun, duygularının, d&uuml;ş&uuml;ncelerinin ve &ccedil;evresinin farkında olma hali&rdquo; denir. Bu d&ouml;rt şeyin farkında olmayan, zihin d&uuml;nyasını inşa edebilir mi? Varlığımızın ne kadar farkındayız? Duygu d&uuml;nyamızın ne kadarını hissedebiliyoruz? D&uuml;ş&uuml;nce d&uuml;nyamızın ne kadarını inşa ettik, ne kadarı karanlıklara g&ouml;m&uuml;l&uuml;? Davranışlarımızın ve &ccedil;evremizin ne kadarının farkındayız? Farkında olmadan, bilin&ccedil;sizce yaptığımız şeylerin hayatımızın neredeyse tamamını kapladığını g&ouml;rebiliyor muyuz?<br /> &nbsp;<br /> Bazı insanların misali ise, gece ve g&uuml;nd&uuml;ze benzemektedir. Bazen iyi, bazen k&ouml;t&uuml; olurlar. Bazı y&ouml;nleri g&uuml;zel, bazı y&ouml;nleri &ccedil;irkindir. Bazı konularda olgun hareket ederler, bazı konularda cahilce davranırlar. Bazı y&ouml;nlerini d&uuml;zeltirler, bazı y&ouml;nlerini d&uuml;zeltmeye gerek duymazlar. Bir yanan bir s&ouml;nen ampul olmayı severler. Bazıları bu durumda olduklarını da bilmezler. En k&ouml;t&uuml;s&uuml; de bu yaa&hellip;<br /> &nbsp;<br /> D&uuml;nya gibi kendisine faydası olmayan insanlardan olmayalım.&nbsp; B&ouml;yle bir insan olmamanın yolu ise Jules Payot&rsquo;un dediği gibi, &ldquo;duygu ve d&uuml;ş&uuml;ncelerimize misafir&rdquo; muamelesi yapmamaktan ge&ccedil;mektedir. İradeyi ve imanı kuvvetlendirmenin yolu duygu ve d&uuml;ş&uuml;ncelerimize misafir muamelesi değil, ev sahibi muamelesi yapmaktan ge&ccedil;mektedir. G&uuml;neş gibi etrafına ışık sa&ccedil;an, insanlara yol g&ouml;sterip onları aydınlatan, insan yetiştiren ve rol model olan insanlardan olalım. &Ouml;ğrendiğimiz hakikatleri yaşamalı, hissetmeli, kalıcılığını sağlamalı ve bunu dışarıya aksettirmeli yani yansıtmalıyız. Hakikatlere teslim olduk&ccedil;a temsiliyetimiz artacak, anlatan değil yaşayan olmaya başlayacağız. Zaten en &ouml;nemli tebliğ temsiliyet değil midir? Temsiliyetin yansıması olmadık&ccedil;a davet&ccedil;i olmamız m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;? İnsanlığın ve İslam&rsquo;ın temsiliyetini yansıtamıyorsak, bakıldığında insanlığın hakikatini ve Allah&rsquo;ı hatırlatmıyorsak &ldquo;insan olmanın&rdquo; bir kıymeti var mı?</p> <p><br /> M&uuml;cahid G&uuml;ler</p>
Ekleme Tarihi: 20 Şubat 2021 - Cumartesi

Misalin Dünya Mı, Güneş Mi?

<p>G&uuml;neş d&uuml;nyanın hem hayat kaynağıdır hem de aydınlık kaynağıdır. G&uuml;neş yoksa d&uuml;nya da yoktur. G&uuml;neş d&uuml;nyayı aydınlatarak, ısıtarak, ekinlerin yeşermesini, insanların b&uuml;y&uuml;mesini sağlayan ve daha nice faydaları olan bir yıldızdır. D&uuml;nya ise dışarıdan takviye almadık&ccedil;a zifiri karanlığa g&ouml;m&uuml;l&uuml; bir gezegendir. Bazı insanların misali de d&uuml;nyaya benzemektedir. Nasıl ki g&uuml;neş olmadan d&uuml;nyanın bir kıymeti yoksa, insanın da kendisinde bir fikir olmadık&ccedil;a kıymeti yoktur. G&uuml;neşin aydınlattığı yer aydınlık, g&uuml;neşin olmadığı yer karanlıkta kaldığı gibi bazı insanlar da b&ouml;yledir (&ccedil;ok az insan g&uuml;neş gibi etrafına ışık sa&ccedil;ar). Sabit bir fikri yoktur, dışarıdan edindiği fikirleri bazen hayatına uygular, bazen de uygulamaz. Fikirlerin uygulandığı yerler aydınlık, uygulanmadığı yerler ise karanlıktadır. Zihin d&uuml;nyamızın ne kadarını aydınlattık, ne kadarını aydınlatabiliyoruz? Bunları sorgulama vakti gelmedi mi? Karanlıkta kalan zihnimize ve d&uuml;nyamıza ne kadar etki edebiliyoruz? Fikirler, k&ouml;rpe zihinleri uyandırmak i&ccedil;in değil midir? Zihinleri fikirlerle inşa etmiyorsak, fikirlerin veya zihinlerin varlığının ne &ouml;nemi var?<br /> &nbsp;<br /> Bilincin temelinde farkındalık yatar. Bilinci tarif ederken &ldquo;varoluşunun, duygularının, d&uuml;ş&uuml;ncelerinin ve &ccedil;evresinin farkında olma hali&rdquo; denir. Bu d&ouml;rt şeyin farkında olmayan, zihin d&uuml;nyasını inşa edebilir mi? Varlığımızın ne kadar farkındayız? Duygu d&uuml;nyamızın ne kadarını hissedebiliyoruz? D&uuml;ş&uuml;nce d&uuml;nyamızın ne kadarını inşa ettik, ne kadarı karanlıklara g&ouml;m&uuml;l&uuml;? Davranışlarımızın ve &ccedil;evremizin ne kadarının farkındayız? Farkında olmadan, bilin&ccedil;sizce yaptığımız şeylerin hayatımızın neredeyse tamamını kapladığını g&ouml;rebiliyor muyuz?<br /> &nbsp;<br /> Bazı insanların misali ise, gece ve g&uuml;nd&uuml;ze benzemektedir. Bazen iyi, bazen k&ouml;t&uuml; olurlar. Bazı y&ouml;nleri g&uuml;zel, bazı y&ouml;nleri &ccedil;irkindir. Bazı konularda olgun hareket ederler, bazı konularda cahilce davranırlar. Bazı y&ouml;nlerini d&uuml;zeltirler, bazı y&ouml;nlerini d&uuml;zeltmeye gerek duymazlar. Bir yanan bir s&ouml;nen ampul olmayı severler. Bazıları bu durumda olduklarını da bilmezler. En k&ouml;t&uuml;s&uuml; de bu yaa&hellip;<br /> &nbsp;<br /> D&uuml;nya gibi kendisine faydası olmayan insanlardan olmayalım.&nbsp; B&ouml;yle bir insan olmamanın yolu ise Jules Payot&rsquo;un dediği gibi, &ldquo;duygu ve d&uuml;ş&uuml;ncelerimize misafir&rdquo; muamelesi yapmamaktan ge&ccedil;mektedir. İradeyi ve imanı kuvvetlendirmenin yolu duygu ve d&uuml;ş&uuml;ncelerimize misafir muamelesi değil, ev sahibi muamelesi yapmaktan ge&ccedil;mektedir. G&uuml;neş gibi etrafına ışık sa&ccedil;an, insanlara yol g&ouml;sterip onları aydınlatan, insan yetiştiren ve rol model olan insanlardan olalım. &Ouml;ğrendiğimiz hakikatleri yaşamalı, hissetmeli, kalıcılığını sağlamalı ve bunu dışarıya aksettirmeli yani yansıtmalıyız. Hakikatlere teslim olduk&ccedil;a temsiliyetimiz artacak, anlatan değil yaşayan olmaya başlayacağız. Zaten en &ouml;nemli tebliğ temsiliyet değil midir? Temsiliyetin yansıması olmadık&ccedil;a davet&ccedil;i olmamız m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;? İnsanlığın ve İslam&rsquo;ın temsiliyetini yansıtamıyorsak, bakıldığında insanlığın hakikatini ve Allah&rsquo;ı hatırlatmıyorsak &ldquo;insan olmanın&rdquo; bir kıymeti var mı?</p> <p><br /> M&uuml;cahid G&uuml;ler</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.