Murat GÜLŞAN
Köşe Yazarı
Murat GÜLŞAN
 

DERİN İZ 28 ŞUBAT

<p>28 Şubat post modern darbesinde herkesin g&ouml;r&uuml;ş&uuml;ne g&ouml;re bir yerleri mutlaka iz bırakmıştır. Koministine, dincisine, askerin bakış a&ccedil;ısına, muhafazakarına g&ouml;re doğruydu, yanlıştı diyenler vardı elbette, herkesin bakış a&ccedil;ısından durum farklıydı ama post modern darbe derin bir iz bırakan ger&ccedil;ekti.</p> <p>İşte bende derin iz bırakan iki hususu paylaşacağım sizlerle. İki tanınmış şahsiyetin o s&uuml;re&ccedil;te aldıkları, takındıkları rollerdeki &uuml;sluplarını ve duruşlarını anlatacağım. Bu iki olayı da ben unutmadım yazıyı okuyan sizlerde uzun s&uuml;re unutamayacaksınız. Şimdi birinci olarak, Hayatım boyunca hayran kaldığım, Alperen duruşuna sevdalandığım Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu&rsquo;ndan başlayayım.</p> <p>28 Şubat tabiri caizse post modern darbe. Basının darbecilerin yanında yer alarak d&ouml;nemin iktidarını yerden yere vurması bir&ccedil;ok siyaset&ccedil;inin, &ouml;zellikle Mesut Yılmaz, ve Cumhurbaşkanı Demirel&rsquo;in askeri darbeye destek vermesi, yani herkes g&uuml;&ccedil;l&uuml;n&uuml;n yanında yer alırken bir yiğidin ortaya &ccedil;ıkarak, Refahyol h&uuml;k&uuml;metine destek olması ve aslanlar gibi ettiği iki laf y&uuml;z yıllar boyunca unutulmayacaktır. O d&ouml;nemin BBP Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu; Darbecilere ithafen</p> <p>&ldquo;Namlusunu halka &ccedil;evirmiş bir tanka asla sel&acirc;m durmam!&rdquo;</p> <p>&nbsp;&ldquo;T&uuml;rkiye&rsquo;nin Suriye olmasına asla izin vermeyeceğiz!&rdquo; diyerek karşı &ccedil;ıkmış kendi duruşunu g&ouml;stermiştir.</p> <p>Meclis&rsquo;te bulunan 7 milletvekili ile Refah-Yol&rsquo; a destek veren Muhsin Yazıcıoğlu, 28 Şubat s&uuml;recinde, &Ccedil;evik Bir ile &ldquo;İstanbul&rsquo;da bir etkinlik&rdquo; te bir araya gelmişler bu hatıratını Muhsin başkan şu şekilde anlatır.&nbsp;</p> <p>&ldquo;28 Şubat s&uuml;recinin en hareketli olduğu d&ouml;nemde, İstanbul L&uuml;tfi Kırdar Kongre ve Sergi Salonu&rsquo;nda d&uuml;zenlenen bir etkinliğe katıldım. Salona girdiğimde davetliler arasında yer alan &Ccedil;evik Bir&rsquo;i de g&ouml;rd&uuml;m. Protokoldeki yerimi aldığımda birisi yanıma yaklaştı ve &lsquo;Bu notu size paşam g&ouml;nderdi&rsquo; diyerek bir k&acirc;ğıt uzattı.</p> <p>K&acirc;ğıdın &uuml;zerinde &lsquo;T&uuml;rkiye&rsquo;nin İran olmasına asla izin vermeyeceğiz&rsquo; yazıyordu. Hemen cebimden kalemi &ccedil;ıkarttım.&nbsp;</p> <p>O notun altına aynen şunu yazdım.</p> <p>&lsquo;Biz de T&uuml;rkiye&rsquo;nin Suriye olmasına izin vermeyeceğiz.&rsquo;</p> <p>K&acirc;ğıdı bir arkadaşımla tekrar &Ccedil;evik Bir&rsquo;e g&ouml;nderdim.&rdquo;</p> <p>Delikanlılığı ile adam gibi adamlığıyla laf siyaset&ccedil;isi olmadığını bir kez daha g&ouml;stermiş olan Muhsin Yazıcıoğlu</p> <p>&nbsp;</p> <p>Daha sonraki zaman i&ccedil;inde, &ouml;l&uuml;m tehdidi alır, olayı da aynen şu şekil anlatır.</p> <p>Yazıcıoğlu, 28 Şubat&#39;ta aldığı &ouml;l&uuml;m tehdidini Saadet Partisi (SP) Genel Başkanlığı&#39;na se&ccedil;ilen Numan Kurtulmuş&#39;a &#39;hayırlı olsun&#39; ziyaretinde gitmiş. Bu ziyarette Yazıcıoğlu&#39;na eşlik eden BBP MKYK &Uuml;yesi İlker Kayalıoğlu, Yazıcıoğlu&#39;nun nasıl tehdit edildiğini Cihan Haber Ajansı&#39;na a&ccedil;ıklar.</p> <p>Meclis odasında iken birilerinin s&uuml;rekli randevu almak istediğini dile getiren Kayalıoğlu, olayı ş&ouml;yle anlattı:</p> <p>&quot;Meclis&#39;ten bir milletvekili randevu alıyor. Genel Başkanımız karşılıyor. O esnada genel başkanımıza sokularak diyor ki &#39;Efendim sizin duruşunuz &ccedil;ok beğeniliyor. &Ccedil;ok g&uuml;zel bir duruşunuz var. &Ccedil;ok takdir ediliyorsunuz fakat bir noktada sizden rahatsızlık duyuluyor. Erbakan h&uuml;k&uuml;metine &ccedil;ok yakın duruyorsunuz. Onun lehinde a&ccedil;ıklamalarda bulunuyorsunuz.&#39;</p> <p>Genel Başkanımız da diyor ki; biz kim yaparsa yapsın doğru olanın yanında, yanlış yapanın karşısında oluruz.</p> <p>Bu kişi, genel başkanımızın ifadesiyle bir kurumdan emekli olmuş ama o sırada milletvekili.</p> <p>Akabinde tekrar geliyor ve &quot;Yarınki g&uuml;ven oylamasında evet derseniz eğer sizin i&ccedil;in sıkıntı olacak.&quot; diyor. Genel başkanımız da diyor ki ne sıkıntı olacak? Biz d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;k, değerlendirdik, en doğru karar bu. Dolayısıyla biz tavrımızı orada ortaya koyacağız. Bu şahıs genel başkanımıza sokularak diyor ki, &#39;Efendim, birilerinin elinde &ouml;yle bir silah var ki kişinin yanına da yaklaşmasına gerek yok. 2 kilometre &ouml;teden alnının ortasından vuruyor.&#39;</p> <p>Genel Başkanımız masadan kalkıyor ve yakasına yapışıyor diyor ki; seni kim g&ouml;nderdiyse s&ouml;yle ona Muhsin Yazıcıoğlu iki kilometreyi beklemez, adamın yanına gelir ve kafasına sıkar.&quot;</p> <p>Muhsin başkanın, dava adamı duruşu bende bir kez daha hayranlık uyandırdı. G&uuml;&ccedil;l&uuml;n&uuml;n değil adaletin yanında olarak haksızlığın karşısında dimdik durdu Muhsin başkan.</p> <p>Gelelim o d&ouml;nem &ccedil;ıkışıyla g&uuml;ndem olan, ikinci şahsı yani Fatih Altaylı&rsquo; yı yazmaya bu &ccedil;ıkışı da asla unutulmayacaktır. O d&ouml;nem 28 Şubat kararlarında ne demiş hemen okuyalım.</p> <p>Radyo D&#39;de yaptığı Bab-ı Ali Yokuşu isimli programda gazete haberlerini okuyan Fatih Altaylı, H&uuml;rriyet gazetesinin manşetini okuduğu sırada Marmara &Uuml;niversitesi &ouml;n&uuml;nde bekleyen baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrencilerle ilgili, &quot;Bir kadın var orada (H&uuml;rriyet gazetesinin manşetinde yer alan baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrenciyi kastederek) kadın olduğunu da hi&ccedil; zannetmiyorum. Bu b&uuml;y&uuml;k ihtimalle bir fahişedir... Bir pankart a&ccedil;mış, &ouml;ğrenci değil o, buraya getirilmiş bir fahişe... &Uuml;niversite &ouml;n&uuml;nde eylem yapanların arasında bakıyorum da &ouml;ğrenci yoktur. Belki bir iki tane. Bunlar kevaşe, kevaşe. Toplanmışlar oraya ellerinde &#39;7.4 yetmedi mi?&#39; pankartı. Bunlar şeytana tapanlar. Satanistler ve şeytanla iş birliği halinde oraya toplanmışlar. Bunları odunla d&ouml;veceksin. Zaman zaman kimi askerlerin gereksiz &ccedil;ıkışlar yaptıklarını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rd&uuml;m ama bunlar hi&ccedil; gereksiz değilmiş. Bu s&uuml;r&uuml;s&uuml;ne az bile yaptıkları. Bunlara daha &ouml;rg&uuml;tl&uuml; &ccedil;ıkışlar yapmak lazım. Bunlara balans ayarı lazım; balans ayarı. Bunları takacaksınız rot balans makinesine d&ouml;nd&uuml;re d&ouml;nd&uuml;re balans yapacaksınız; fahişeler, şerefsizler, satanistler&quot; ifadelerini kullanmıştı.</p> <p>Rahmetli gazeteci yazar Hasan Karakaya kendisine &ccedil;ok ağır bir şekilde k&ouml;şe yazısında cevap vermiş o d&ouml;nem b&uuml;y&uuml;k ses getirmiş, Fatih Altaylı baş&ouml;rt&uuml;l&uuml;lerden &ouml;z&uuml;r dileyerek konu tatlıya bağlanmıştı.</p> <p>28 Şubat d&ouml;nemi ile ilgilide bunlarında bilinmesi a&ccedil;ısından &ouml;nemli bilgilerdir aşağıdaki yazıyı da sizlerle paylaşayım.</p> <p>&ldquo;28 Şubat&rsquo;tan bir g&uuml;n &ouml;nce&rdquo;, yani 27 Şubat 1997&rsquo;de, d&ouml;nemin Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı asker&icirc; g&ouml;r&uuml;şmeler yapmak &uuml;zere İsrail&rsquo;deydi, hatta &ldquo;Ağlama Duvarı&rdquo;nı da ziyaret etmişti...</p> <p>D&ouml;nemin Genelkurmay 2. Başkanı Org. &Ccedil;evik Bir de, &ldquo;darbeden 5 yıl sonra&rdquo; yani &ldquo;2002 yılı&rdquo;nda yazdığı bir &ldquo;makale&rdquo;de, bu darbenin &ldquo;İsrail&rsquo;in &ccedil;ıkarları&rdquo; i&ccedil;in yapıldığını &ldquo;itiraf&rdquo; ediyordu!..</p> <p>Evet, 2002 yılında, Middle East Quarterly adlı bir &ldquo;Amerikan dergisi&rdquo;nde!..</p> <p>&Ccedil;evik Bir, ABD dergisine yazdığı makalede, &ldquo;postmodern darbe&rdquo;nin; aslında &ldquo;irtica&rdquo;ya karşı değil, &ldquo;İsrail&rsquo;le dostluğun s&uuml;rmesi&rdquo; i&ccedil;in yapıldığını &ldquo;itiraf&rdquo; ediyordu.</p> <p>&Ccedil;evik Bir&rsquo;in, İsrailli stratejist Martin Sherman&rsquo;la birlikte yazdığı &ldquo;İstikrar i&ccedil;in form&uuml;l: T&uuml;rkiye artı İsrail&rdquo; başlıklı makalede; &ldquo;Erbakan&rsquo;ın Başbakan olmasıyla İsrail menfaatlerinin tehlikeye girdiği, bunun postmodern darbe ile bertaraf edildiği&rdquo; anlatılıyor ve &ouml;zetle deniliyordu ki;</p> <p>&ldquo;İsrail-T&uuml;rk ticaret hacmi 1990&rsquo;lar boyunca s&uuml;rekli arttı. Bu bağlar, Refah Partisi&rsquo;nin iktidara gelişiyle yıprandı.</p> <p>28 Şubat ile ilgili son s&ouml;z&uuml;m&uuml;zle noktalayalım.</p> <p>Milli iradeye yapılan darbe hukuk &ccedil;er&ccedil;evesinde cezasını &ccedil;ekecektir.</p> <p>Selam ve dua ile kalınız.</p> <p>Murat G&uuml;lşan</p>
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2021 - Cumartesi

DERİN İZ 28 ŞUBAT

<p>28 Şubat post modern darbesinde herkesin g&ouml;r&uuml;ş&uuml;ne g&ouml;re bir yerleri mutlaka iz bırakmıştır. Koministine, dincisine, askerin bakış a&ccedil;ısına, muhafazakarına g&ouml;re doğruydu, yanlıştı diyenler vardı elbette, herkesin bakış a&ccedil;ısından durum farklıydı ama post modern darbe derin bir iz bırakan ger&ccedil;ekti.</p> <p>İşte bende derin iz bırakan iki hususu paylaşacağım sizlerle. İki tanınmış şahsiyetin o s&uuml;re&ccedil;te aldıkları, takındıkları rollerdeki &uuml;sluplarını ve duruşlarını anlatacağım. Bu iki olayı da ben unutmadım yazıyı okuyan sizlerde uzun s&uuml;re unutamayacaksınız. Şimdi birinci olarak, Hayatım boyunca hayran kaldığım, Alperen duruşuna sevdalandığım Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu&rsquo;ndan başlayayım.</p> <p>28 Şubat tabiri caizse post modern darbe. Basının darbecilerin yanında yer alarak d&ouml;nemin iktidarını yerden yere vurması bir&ccedil;ok siyaset&ccedil;inin, &ouml;zellikle Mesut Yılmaz, ve Cumhurbaşkanı Demirel&rsquo;in askeri darbeye destek vermesi, yani herkes g&uuml;&ccedil;l&uuml;n&uuml;n yanında yer alırken bir yiğidin ortaya &ccedil;ıkarak, Refahyol h&uuml;k&uuml;metine destek olması ve aslanlar gibi ettiği iki laf y&uuml;z yıllar boyunca unutulmayacaktır. O d&ouml;nemin BBP Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu; Darbecilere ithafen</p> <p>&ldquo;Namlusunu halka &ccedil;evirmiş bir tanka asla sel&acirc;m durmam!&rdquo;</p> <p>&nbsp;&ldquo;T&uuml;rkiye&rsquo;nin Suriye olmasına asla izin vermeyeceğiz!&rdquo; diyerek karşı &ccedil;ıkmış kendi duruşunu g&ouml;stermiştir.</p> <p>Meclis&rsquo;te bulunan 7 milletvekili ile Refah-Yol&rsquo; a destek veren Muhsin Yazıcıoğlu, 28 Şubat s&uuml;recinde, &Ccedil;evik Bir ile &ldquo;İstanbul&rsquo;da bir etkinlik&rdquo; te bir araya gelmişler bu hatıratını Muhsin başkan şu şekilde anlatır.&nbsp;</p> <p>&ldquo;28 Şubat s&uuml;recinin en hareketli olduğu d&ouml;nemde, İstanbul L&uuml;tfi Kırdar Kongre ve Sergi Salonu&rsquo;nda d&uuml;zenlenen bir etkinliğe katıldım. Salona girdiğimde davetliler arasında yer alan &Ccedil;evik Bir&rsquo;i de g&ouml;rd&uuml;m. Protokoldeki yerimi aldığımda birisi yanıma yaklaştı ve &lsquo;Bu notu size paşam g&ouml;nderdi&rsquo; diyerek bir k&acirc;ğıt uzattı.</p> <p>K&acirc;ğıdın &uuml;zerinde &lsquo;T&uuml;rkiye&rsquo;nin İran olmasına asla izin vermeyeceğiz&rsquo; yazıyordu. Hemen cebimden kalemi &ccedil;ıkarttım.&nbsp;</p> <p>O notun altına aynen şunu yazdım.</p> <p>&lsquo;Biz de T&uuml;rkiye&rsquo;nin Suriye olmasına izin vermeyeceğiz.&rsquo;</p> <p>K&acirc;ğıdı bir arkadaşımla tekrar &Ccedil;evik Bir&rsquo;e g&ouml;nderdim.&rdquo;</p> <p>Delikanlılığı ile adam gibi adamlığıyla laf siyaset&ccedil;isi olmadığını bir kez daha g&ouml;stermiş olan Muhsin Yazıcıoğlu</p> <p>&nbsp;</p> <p>Daha sonraki zaman i&ccedil;inde, &ouml;l&uuml;m tehdidi alır, olayı da aynen şu şekil anlatır.</p> <p>Yazıcıoğlu, 28 Şubat&#39;ta aldığı &ouml;l&uuml;m tehdidini Saadet Partisi (SP) Genel Başkanlığı&#39;na se&ccedil;ilen Numan Kurtulmuş&#39;a &#39;hayırlı olsun&#39; ziyaretinde gitmiş. Bu ziyarette Yazıcıoğlu&#39;na eşlik eden BBP MKYK &Uuml;yesi İlker Kayalıoğlu, Yazıcıoğlu&#39;nun nasıl tehdit edildiğini Cihan Haber Ajansı&#39;na a&ccedil;ıklar.</p> <p>Meclis odasında iken birilerinin s&uuml;rekli randevu almak istediğini dile getiren Kayalıoğlu, olayı ş&ouml;yle anlattı:</p> <p>&quot;Meclis&#39;ten bir milletvekili randevu alıyor. Genel Başkanımız karşılıyor. O esnada genel başkanımıza sokularak diyor ki &#39;Efendim sizin duruşunuz &ccedil;ok beğeniliyor. &Ccedil;ok g&uuml;zel bir duruşunuz var. &Ccedil;ok takdir ediliyorsunuz fakat bir noktada sizden rahatsızlık duyuluyor. Erbakan h&uuml;k&uuml;metine &ccedil;ok yakın duruyorsunuz. Onun lehinde a&ccedil;ıklamalarda bulunuyorsunuz.&#39;</p> <p>Genel Başkanımız da diyor ki; biz kim yaparsa yapsın doğru olanın yanında, yanlış yapanın karşısında oluruz.</p> <p>Bu kişi, genel başkanımızın ifadesiyle bir kurumdan emekli olmuş ama o sırada milletvekili.</p> <p>Akabinde tekrar geliyor ve &quot;Yarınki g&uuml;ven oylamasında evet derseniz eğer sizin i&ccedil;in sıkıntı olacak.&quot; diyor. Genel başkanımız da diyor ki ne sıkıntı olacak? Biz d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;k, değerlendirdik, en doğru karar bu. Dolayısıyla biz tavrımızı orada ortaya koyacağız. Bu şahıs genel başkanımıza sokularak diyor ki, &#39;Efendim, birilerinin elinde &ouml;yle bir silah var ki kişinin yanına da yaklaşmasına gerek yok. 2 kilometre &ouml;teden alnının ortasından vuruyor.&#39;</p> <p>Genel Başkanımız masadan kalkıyor ve yakasına yapışıyor diyor ki; seni kim g&ouml;nderdiyse s&ouml;yle ona Muhsin Yazıcıoğlu iki kilometreyi beklemez, adamın yanına gelir ve kafasına sıkar.&quot;</p> <p>Muhsin başkanın, dava adamı duruşu bende bir kez daha hayranlık uyandırdı. G&uuml;&ccedil;l&uuml;n&uuml;n değil adaletin yanında olarak haksızlığın karşısında dimdik durdu Muhsin başkan.</p> <p>Gelelim o d&ouml;nem &ccedil;ıkışıyla g&uuml;ndem olan, ikinci şahsı yani Fatih Altaylı&rsquo; yı yazmaya bu &ccedil;ıkışı da asla unutulmayacaktır. O d&ouml;nem 28 Şubat kararlarında ne demiş hemen okuyalım.</p> <p>Radyo D&#39;de yaptığı Bab-ı Ali Yokuşu isimli programda gazete haberlerini okuyan Fatih Altaylı, H&uuml;rriyet gazetesinin manşetini okuduğu sırada Marmara &Uuml;niversitesi &ouml;n&uuml;nde bekleyen baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrencilerle ilgili, &quot;Bir kadın var orada (H&uuml;rriyet gazetesinin manşetinde yer alan baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrenciyi kastederek) kadın olduğunu da hi&ccedil; zannetmiyorum. Bu b&uuml;y&uuml;k ihtimalle bir fahişedir... Bir pankart a&ccedil;mış, &ouml;ğrenci değil o, buraya getirilmiş bir fahişe... &Uuml;niversite &ouml;n&uuml;nde eylem yapanların arasında bakıyorum da &ouml;ğrenci yoktur. Belki bir iki tane. Bunlar kevaşe, kevaşe. Toplanmışlar oraya ellerinde &#39;7.4 yetmedi mi?&#39; pankartı. Bunlar şeytana tapanlar. Satanistler ve şeytanla iş birliği halinde oraya toplanmışlar. Bunları odunla d&ouml;veceksin. Zaman zaman kimi askerlerin gereksiz &ccedil;ıkışlar yaptıklarını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rd&uuml;m ama bunlar hi&ccedil; gereksiz değilmiş. Bu s&uuml;r&uuml;s&uuml;ne az bile yaptıkları. Bunlara daha &ouml;rg&uuml;tl&uuml; &ccedil;ıkışlar yapmak lazım. Bunlara balans ayarı lazım; balans ayarı. Bunları takacaksınız rot balans makinesine d&ouml;nd&uuml;re d&ouml;nd&uuml;re balans yapacaksınız; fahişeler, şerefsizler, satanistler&quot; ifadelerini kullanmıştı.</p> <p>Rahmetli gazeteci yazar Hasan Karakaya kendisine &ccedil;ok ağır bir şekilde k&ouml;şe yazısında cevap vermiş o d&ouml;nem b&uuml;y&uuml;k ses getirmiş, Fatih Altaylı baş&ouml;rt&uuml;l&uuml;lerden &ouml;z&uuml;r dileyerek konu tatlıya bağlanmıştı.</p> <p>28 Şubat d&ouml;nemi ile ilgilide bunlarında bilinmesi a&ccedil;ısından &ouml;nemli bilgilerdir aşağıdaki yazıyı da sizlerle paylaşayım.</p> <p>&ldquo;28 Şubat&rsquo;tan bir g&uuml;n &ouml;nce&rdquo;, yani 27 Şubat 1997&rsquo;de, d&ouml;nemin Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı asker&icirc; g&ouml;r&uuml;şmeler yapmak &uuml;zere İsrail&rsquo;deydi, hatta &ldquo;Ağlama Duvarı&rdquo;nı da ziyaret etmişti...</p> <p>D&ouml;nemin Genelkurmay 2. Başkanı Org. &Ccedil;evik Bir de, &ldquo;darbeden 5 yıl sonra&rdquo; yani &ldquo;2002 yılı&rdquo;nda yazdığı bir &ldquo;makale&rdquo;de, bu darbenin &ldquo;İsrail&rsquo;in &ccedil;ıkarları&rdquo; i&ccedil;in yapıldığını &ldquo;itiraf&rdquo; ediyordu!..</p> <p>Evet, 2002 yılında, Middle East Quarterly adlı bir &ldquo;Amerikan dergisi&rdquo;nde!..</p> <p>&Ccedil;evik Bir, ABD dergisine yazdığı makalede, &ldquo;postmodern darbe&rdquo;nin; aslında &ldquo;irtica&rdquo;ya karşı değil, &ldquo;İsrail&rsquo;le dostluğun s&uuml;rmesi&rdquo; i&ccedil;in yapıldığını &ldquo;itiraf&rdquo; ediyordu.</p> <p>&Ccedil;evik Bir&rsquo;in, İsrailli stratejist Martin Sherman&rsquo;la birlikte yazdığı &ldquo;İstikrar i&ccedil;in form&uuml;l: T&uuml;rkiye artı İsrail&rdquo; başlıklı makalede; &ldquo;Erbakan&rsquo;ın Başbakan olmasıyla İsrail menfaatlerinin tehlikeye girdiği, bunun postmodern darbe ile bertaraf edildiği&rdquo; anlatılıyor ve &ouml;zetle deniliyordu ki;</p> <p>&ldquo;İsrail-T&uuml;rk ticaret hacmi 1990&rsquo;lar boyunca s&uuml;rekli arttı. Bu bağlar, Refah Partisi&rsquo;nin iktidara gelişiyle yıprandı.</p> <p>28 Şubat ile ilgili son s&ouml;z&uuml;m&uuml;zle noktalayalım.</p> <p>Milli iradeye yapılan darbe hukuk &ccedil;er&ccedil;evesinde cezasını &ccedil;ekecektir.</p> <p>Selam ve dua ile kalınız.</p> <p>Murat G&uuml;lşan</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.