Özlem Gürbüz
Köşe Yazarı
Özlem Gürbüz
 

PARA'NIN SATIN ALAMAYACAĞI GÜÇLER

 Öyle bir duruma gelmişiz ki saygıdan, sevgiden ve hoşgörüden yoksun bir hiçliğin ortasında  gibiyiz. Hani ''paranın satın alamayacağı hiçbir şey yoktur'' derler ya, işte o para; sevgiyi, saygıyı ve hoşgörüyü bile satın almış duruma gelmiş. Daha doğrusu bu masum duyguları, insanlar kendi elleri  ile paraya değişir olmuşlar. Yazık ki ne yazık!   Çevremden de gördüğüm birtakım örneklerden de yola çıkacak olursam, kimi kızlar özel  günlerin dışında bile hediyeler, çiçekler isterler. Mutluluğu her daim süprizlerde ararlar. En doğru  karakterli kız, küçücük bir çikolataya bile mutlu olan kızdır. Oysa şu da bir gerçek ki en güzel  süpriz, insanın kendi sevdiğini yakından görmesi değil midir? O'na bakmak, O'nu hissetmek, elini  tutmak ve başını O'nun omuzuna yaslayarak kendini güvende bilmek... İşte bunlardan daha özel ve  güzel süpriz ne olabilir ki? Kimi kızlar aile baskısı ve aile korkusu yüzünden sevdiği insanı  görmeye gidemiyor, O'nunla buluşup vakit geçiremiyor. Ne büyük bir acı ve keder... Nice  ebeveynler yüzünden nice sevdalar böylece başlamadan solup gitti. Ayıptır, namahremdir, günahtır  diye diye nice evlatlar ya sevdaları uğruna kendi canlarına kıydılar, ya yemekten içmekten kesilip  yavaş yavaş hastalanarak öldüler ya da görücü usulüne göre sevmedikleri kişiler ile zorla  evlenmeye mahkum edildiler. Nice nesiller işte böyle tüketilmeye yüz tutuldular. Tükenmediler,  tüketildiler...  Allah korkusu olan her kul, ayıbı da günahı da en az sevap kadar iyi bilir. Kendini bilen, kendini  iyi yetiştiren her birey, hatanın veya yanlışın ne olduğunu iyi bilir ve kendini bunlardan nasıl  koruması gerektiğinin de farkındadır. Dolayısıyla biri ile vakit geçirmeden önce O'na karşı güven  şartı her zaman gerekli. İnsan birine güvendikten sonra O'na kalbini açar ve sevgisini verir.   Erkeklere şöyle bir tavsiyem olacak; Sevdiğiniz kızları en başta karakteriniz ile mutlu edin,  çünkü karakter hiçbir zaman bitmez, ama para biter. Siz 'seviyorum' dediğiniz bir kıza gereğinden  fazla abartılı olarak ona maddi yönden birçok olanak sağlıyorsanız, gün gelir zamanla sizden hep  daha fazlasını istemek için gereksiz beklentilere kapılır ve bir müddet sonra sizi değil, paranızı  sevmeye başlar. Her şey dozunda güzeldir. Sizin yanınızdayken memnun mu, varlığınız O'nu mutlu  ediyor mu? İşte bu soruların cevabını aramak gerekir.   Kızlara, yani hemcinslerime de şöyle bir tavsiyem olacak; tabiri caizse flört edin, flörttren kastım toplum tarafından ayıp olarak bilinen ve kınanan eylemleri uygulamak değil de O'nunla konuşun,  O'nu tanıyın, neyi sever – neyi sevmez? Nasıl bir karaktere sahip falan? Mesela sizi hak eden biri  mi? Önce bu soruların cevaplarını aramak gerekir. Bir de ben erkekleri süte benzetirim. Süt'ün rengi hepimizin de bildiği gibi beyazdır. Dolayıısyla sütün tazesi de çürüğü de beyaz renktedir ve bizler o  sütü kaynatmadan onun taze mi, yoksa çürük mü olduğunu kestirmemiz imkansız. Sütü kaynatmak  nasıl ki zaman alır da sütün gerçek özelliğini ortaya çıkarır ya, işte erkekler de böyledir. Onları iyice anlayıp çözmek için hiç şüphesiz 'zaman' gibi değerli bir kavrama hayatınızda mutlaka yer vermeniz gerekir.   Herkes sevgiyi karşısındakine veremez, herkes de sevgiyi hak etmez. Emin olmadan,  güvenmeden birine adım atılamayacağını bilmek gerekir. Kimi insanlar armağan, kimileri imtihan  olarak hayatımıza girerler. Bazen elimizde olmadan kendimizce armağan sandığımız insanlar bir  bakmışız ki imtihanımız olmaya başlamışlar. İşte o yüzden birini hayatımıza alırken en az iki kez  düşünmeliyiz.   Unutmamak gerekir ki Sevgi, Saygı ve Hoşgörü; paranın bile satın alamayacağı yüksek  kalitedeki soyut değerlerdir. Bizler bu soyut değerleri, karakterlerimizle ve davranışlarımızla  somutlaştırabiliriz.   Sevgi, Saygı ve Hoşgörü ile kalın...
Ekleme Tarihi: 18 Mayıs 2023 - Perşembe

PARA'NIN SATIN ALAMAYACAĞI GÜÇLER


 Öyle bir duruma gelmişiz ki saygıdan, sevgiden ve hoşgörüden yoksun bir hiçliğin ortasında 
gibiyiz. Hani ''paranın satın alamayacağı hiçbir şey yoktur'' derler ya, işte o para; sevgiyi, saygıyı ve
hoşgörüyü bile satın almış duruma gelmiş. Daha doğrusu bu masum duyguları, insanlar kendi elleri 
ile paraya değişir olmuşlar. Yazık ki ne yazık! 
 Çevremden de gördüğüm birtakım örneklerden de yola çıkacak olursam, kimi kızlar özel 
günlerin dışında bile hediyeler, çiçekler isterler. Mutluluğu her daim süprizlerde ararlar. En doğru 
karakterli kız, küçücük bir çikolataya bile mutlu olan kızdır. Oysa şu da bir gerçek ki en güzel 
süpriz, insanın kendi sevdiğini yakından görmesi değil midir? O'na bakmak, O'nu hissetmek, elini 
tutmak ve başını O'nun omuzuna yaslayarak kendini güvende bilmek... İşte bunlardan daha özel ve 
güzel süpriz ne olabilir ki? Kimi kızlar aile baskısı ve aile korkusu yüzünden sevdiği insanı 
görmeye gidemiyor, O'nunla buluşup vakit geçiremiyor. Ne büyük bir acı ve keder... Nice 
ebeveynler yüzünden nice sevdalar böylece başlamadan solup gitti. Ayıptır, namahremdir, günahtır 
diye diye nice evlatlar ya sevdaları uğruna kendi canlarına kıydılar, ya yemekten içmekten kesilip 
yavaş yavaş hastalanarak öldüler ya da görücü usulüne göre sevmedikleri kişiler ile zorla 
evlenmeye mahkum edildiler. Nice nesiller işte böyle tüketilmeye yüz tutuldular. Tükenmediler, 
tüketildiler...
 Allah korkusu olan her kul, ayıbı da günahı da en az sevap kadar iyi bilir. Kendini bilen, kendini 
iyi yetiştiren her birey, hatanın veya yanlışın ne olduğunu iyi bilir ve kendini bunlardan nasıl 
koruması gerektiğinin de farkındadır. Dolayısıyla biri ile vakit geçirmeden önce O'na karşı güven 
şartı her zaman gerekli. İnsan birine güvendikten sonra O'na kalbini açar ve sevgisini verir. 
 Erkeklere şöyle bir tavsiyem olacak; Sevdiğiniz kızları en başta karakteriniz ile mutlu edin, 
çünkü karakter hiçbir zaman bitmez, ama para biter. Siz 'seviyorum' dediğiniz bir kıza gereğinden 
fazla abartılı olarak ona maddi yönden birçok olanak sağlıyorsanız, gün gelir zamanla sizden hep 
daha fazlasını istemek için gereksiz beklentilere kapılır ve bir müddet sonra sizi değil, paranızı 
sevmeye başlar. Her şey dozunda güzeldir. Sizin yanınızdayken memnun mu, varlığınız O'nu mutlu 
ediyor mu? İşte bu soruların cevabını aramak gerekir. 
 Kızlara, yani hemcinslerime de şöyle bir tavsiyem olacak; tabiri caizse flört edin, flörttren kastım
toplum tarafından ayıp olarak bilinen ve kınanan eylemleri uygulamak değil de O'nunla konuşun, 
O'nu tanıyın, neyi sever – neyi sevmez? Nasıl bir karaktere sahip falan? Mesela sizi hak eden biri 
mi? Önce bu soruların cevaplarını aramak gerekir. Bir de ben erkekleri süte benzetirim. Süt'ün rengi
hepimizin de bildiği gibi beyazdır. Dolayıısyla sütün tazesi de çürüğü de beyaz renktedir ve bizler o 
sütü kaynatmadan onun taze mi, yoksa çürük mü olduğunu kestirmemiz imkansız. Sütü kaynatmak 
nasıl ki zaman alır da sütün gerçek özelliğini ortaya çıkarır ya, işte erkekler de böyledir. Onları iyice
anlayıp çözmek için hiç şüphesiz 'zaman' gibi değerli bir kavrama hayatınızda mutlaka yer vermeniz
gerekir. 
 Herkes sevgiyi karşısındakine veremez, herkes de sevgiyi hak etmez. Emin olmadan, 
güvenmeden birine adım atılamayacağını bilmek gerekir. Kimi insanlar armağan, kimileri imtihan 
olarak hayatımıza girerler. Bazen elimizde olmadan kendimizce armağan sandığımız insanlar bir 
bakmışız ki imtihanımız olmaya başlamışlar. İşte o yüzden birini hayatımıza alırken en az iki kez 
düşünmeliyiz. 
 Unutmamak gerekir ki Sevgi, Saygı ve Hoşgörü; paranın bile satın alamayacağı yüksek 
kalitedeki soyut değerlerdir. Bizler bu soyut değerleri, karakterlerimizle ve davranışlarımızla 
somutlaştırabiliriz. 
 Sevgi, Saygı ve Hoşgörü ile kalın...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.