Prof. Dr. Hamdi Temel
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Hamdi Temel
 

Bu vatan için şehit olanlar!

Bu vatan için şehit olanlar! Prof. Dr. Hamdi TEMEL www.hamditemel.com.tr O kadar üzgün ve duygusalım ki, Yine şehit haberlerini işittim. Haberleri açarken yeni bir kötü haber alacağım korkusu ile televizyonun karşısına geçemiyorum. Biliyorum ölümün en yüksek mertebesinin şehitlik olduğunu, Allah indinde en yüksek makamın şehitlik olduğunu da biliyorum. Kuranı Kerimde elli yedi yerde zikredildiğini de okudum. Hatta Berzah âleminde cennetin meyvelerinden yararlanacaklarını da Cenabı Allah zikretmiş ve onlara ölü dememizi bile yasaklamış bunu da biliyorum. Şehitlik mertebesine ermiş birinin haşirde peygamberlerle beraber haşredileceğini de biliyorum. Kuranda bahsedilen ve şehitliğin en büyük mertebesine ulaştığı bilinen Habib-i Neccar ile arkadaş olacağını da biliyorum. Acı çekmeden vefat ettiğini ve kabir azabı çekmediğini de. Sen şehit olduğun anda kâinatın mis gibi koktuğunu da... Ama işte Televizyonda seni taşırken babanın vakur durması Annenin içten içe gözlerinden akan yaşı silmeye çalışması, Çocuğunun ağlamaları Eşinin takatinin düşmesi… Bende bir kulum işte Dayanamıyorum şehidim. Sana kıyanları Allaha havale ediyorum. Bildiğim tüm bedduaları sıralıyorum. O kadar çok keşkelerim var ki içimde. Sen oradan bizleri izliyorsun Bunlar neden üzülüyor ki diyorsun belki de. Doğru ya sen en yüksek makama çıktın işte şükür. Ama Bizler anlayamıyoruz işte şehidim. Dünya gözü ile ancak bu kadar manevi âlemimizde senin makamını tahmin edebiliyoruz. Bu gözyaşlarımız, bu satırlarımız bu dualarımız şahittir sana şehidim. Tüm dünya bilsin ki! Bu vatan için şehit olanlar, En büyük makamdadır. Böyle yetişmiş ve böyle şehadet şerbetine susamış bir milletiz işte…
Ekleme Tarihi: 14 Ocak 2024 - Pazar

Bu vatan için şehit olanlar!

Bu vatan için şehit olanlar! Prof. Dr. Hamdi TEMEL www.hamditemel.com.tr O kadar üzgün ve duygusalım ki, Yine şehit haberlerini işittim. Haberleri açarken yeni bir kötü haber alacağım korkusu ile televizyonun karşısına geçemiyorum. Biliyorum ölümün en yüksek mertebesinin şehitlik olduğunu, Allah indinde en yüksek makamın şehitlik olduğunu da biliyorum. Kuranı Kerimde elli yedi yerde zikredildiğini de okudum. Hatta Berzah âleminde cennetin meyvelerinden yararlanacaklarını da Cenabı Allah zikretmiş ve onlara ölü dememizi bile yasaklamış bunu da biliyorum. Şehitlik mertebesine ermiş birinin haşirde peygamberlerle beraber haşredileceğini de biliyorum. Kuranda bahsedilen ve şehitliğin en büyük mertebesine ulaştığı bilinen Habib-i Neccar ile arkadaş olacağını da biliyorum. Acı çekmeden vefat ettiğini ve kabir azabı çekmediğini de. Sen şehit olduğun anda kâinatın mis gibi koktuğunu da... Ama işte Televizyonda seni taşırken babanın vakur durması Annenin içten içe gözlerinden akan yaşı silmeye çalışması, Çocuğunun ağlamaları Eşinin takatinin düşmesi… Bende bir kulum işte Dayanamıyorum şehidim. Sana kıyanları Allaha havale ediyorum. Bildiğim tüm bedduaları sıralıyorum. O kadar çok keşkelerim var ki içimde. Sen oradan bizleri izliyorsun Bunlar neden üzülüyor ki diyorsun belki de. Doğru ya sen en yüksek makama çıktın işte şükür. Ama Bizler anlayamıyoruz işte şehidim. Dünya gözü ile ancak bu kadar manevi âlemimizde senin makamını tahmin edebiliyoruz. Bu gözyaşlarımız, bu satırlarımız bu dualarımız şahittir sana şehidim. Tüm dünya bilsin ki! Bu vatan için şehit olanlar, En büyük makamdadır. Böyle yetişmiş ve böyle şehadet şerbetine susamış bir milletiz işte…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.