Yusuf AKTAŞ
Köşe Yazarı
Yusuf AKTAŞ
 

Kırık cam teorisi...

Kırık cam teorisi... Hayata hemen küsmeyin, olumsuzluklar karşısında pes etmeyin üzerine gidin. Nasıl mı? Bir olumsuzluk gördüğünüzde onun daha da büyüyüp bir sarmal haline gelmemesi için anında müdahale şart. İşte kırık cam teorisine bir örnek; eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani'ye "New York'ta işlenen suçlarla nasıl mücadele ediyorsunuz?" diye sorulduğunda şu yanıtı vermiştir. 'Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri, bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım.'. Bir sokağın suç bölgesine dönüşme süreci önce tek bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse, oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünüyor, diğer camları da kırıyor. Ardından daha büyük suçlar geliyor; bir süre sonra o sokak, polisin giremediği bir mahalleye dönüşüyor. Bunu anlayan New York polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri, hatta içki şişelerini yola atanları bile yakalayıp haklarında işlem yapmış. Polis bu kararlılığıyla "Küçük müçük, bizim için hiç fark etmez; bu sokağın, metro istasyonunun veya mahallenin suç üreten bir bölge olmasına izin vermeyeceğiz. " demiş. 'Kırık Cam Teorisi' ABD'li suç psikologu Philip Zimbardo'nun 1969 da yaptığı bir deneyden ilham alarak geliştirilmişti. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model Oldsmobile bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri gizli kamerayla izledi. Bronx'taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi 'sağ kalan' otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti. "Demek ki" diyordu Zimbardo, "ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. İşe ilk kırılan camdan başlamak lazım. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz. Anlaşılıyor, herhalde…. Bu teoriye göre kırık cam kırık kalmaya devam ederse bu onunla kimsenin ilgilenmediği anlamına gelir. Kırık cam insanlara “ne istersen yap çünkü kimse bunu umursamıyor” sinyalini verir. Dolayısıyla herkes tarafından görülebilen küçük bozulmalar, eksiklikler, düzensizlikler (kırılan camlar) derhal onarılmadığında bu durum zincirleme ve sarmal bir etkiye yol açar. Öyle ki normalde kurallara uyması beklenen kişiler de bu zincirleme etkiye dahil olur. Kırık cam teorisi anlayışının temelinde “Taviz, tavizi doğurur.” düşüncesi vardır. Teori bu anlayışın ne kadar doğru olduğunu kanıtlar ve bir kereden bir şey olmaz demenin ne kadar yanlış olduğunu gösterir. Bu teori sadece bilim dünyasını ilgilendirmekle kalmamış, birçok yerel polis teşkilatı kırık camların önemini keşfedip görmezden gelinen küçük suçlar konusunda daha dikkatli olmaya başlamıştır. Küçük bir sorun daha sonra büyük bir soruna dönüşür. Kırık cam teorisi sadece suç konusu ile sınırlı değildir. Özellikle rekabetin egemen olduğu iş yerlerinde başarısızlığın ve verimin düşmesinin nedenlerini anlamak için de bu teoriden faydalanılır. Hayatın her alanında karşımıza çıkan ve küçük sorunların büyük sorunlara dönüşmesine neden olan kırık camları Amerikalı yazar Micheal Levine birçok örnekle açıklamıştır. Kırık cam teorisini günlük hayatın her alanında örneklendirebiliriz. Büyük bir restoran zincirinin bir şubesinde tuvalet kağıdı tükendiyse restoran sahiplerinin müşteri ihtiyaçlarını önemsemediğini gösterir. Böylelikle, müşteri bu restoranda yemeklerin uygun şekilde hazırlanmadığını düşünebilir. Prestijli bir giyim mağazasındaki ilgisiz bir kasiyer bir kırık cam örneğidir. Üzerinde agresif bir slogan olan bir tişört ile çalışan kişi bazı müşterilerin başka dükkanlardan alışveriş yapmasına neden olur ve müşteriyi uzaklaştırır. Reyonlarda kötü sergilenmiş bir ürün ‘kırık cam’ olabilir. Müşteri ürünü neden iade edemediğini sorduğunda “kural bu” denmesi “kırk cam” olabilir. İyi hazırlanmamış bir menü ‘kırık cam’ olabilir. Bir çalışan bir şirkete ne gerekçeyle olursa olsun zarar vermeye başlamışsa bu da bir kırık cam örneğidir. Ortamdaki düzensizlik suç oranını ikiye katlıyor. Düzensizlik ile suç oranı arasındaki ilişkiyi açıklamak isteyen Keizer ve arkadaşları bunun için bir deney yapmıştır. İki farklı çevrede dışarı sarkacak ve içinde görülecek şekilde 5 Euroluk banknotlar bulunan zarfları posta kutularına yerleştirmişler ve oradan geçenlerin ne kadarının bu zarfları çalacaklarını gözlemlemişlerdir. Yoldan geçenlerden geniş bir grubun (%13), bu zarfları aldığı ortaya çıkmıştır. Eğer posta kutusu grafitiyle kaplıysa, yani üzeri yazıyla boyanmışsa hırsızlık yapanların oranı ikiye katlanmıştır. Önemli olan kırık camlar değil, ilettikleri mesajdır. Kırık cam teorisine göre suçla mücadelede, kentlerin düzenli ve bakımlı olması oldukça önemlidir. Yani teori bir kentte yaşayanların, o kentin düzenliliği ölçüsünde toplumsal yaşama uyumlu ve düzgün davranacaklarını ileri sürer. Temiz ve düzenli bir çevre, o bölgenin izlendiğini ve yasa dışı davranışlara izin verilmeyeceğini bildirir. Tersine, bakımsız bir çevre, terkedilmiş binalar, duvar yazıları, çöp yığınları bölgenin izlenmediği ve orada yaşayanların sorumsuz davrandıkları sinyalini vermektedir. Zannederim bu yazıyı okuduktan sonra aklınıza ve gözlerinizin önüne bir yerler geliyordur. Huzurlu günler... Yusuf Aktaş
Ekleme Tarihi: 24 Ocak 2023 - Salı

Kırık cam teorisi...

Kırık cam teorisi... Hayata hemen küsmeyin, olumsuzluklar karşısında pes etmeyin üzerine gidin. Nasıl mı? Bir olumsuzluk gördüğünüzde onun daha da büyüyüp bir sarmal haline gelmemesi için anında müdahale şart. İşte kırık cam teorisine bir örnek; eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani'ye "New York'ta işlenen suçlarla nasıl mücadele ediyorsunuz?" diye sorulduğunda şu yanıtı vermiştir. 'Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri, bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım.'. Bir sokağın suç bölgesine dönüşme süreci önce tek bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse, oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünüyor, diğer camları da kırıyor. Ardından daha büyük suçlar geliyor; bir süre sonra o sokak, polisin giremediği bir mahalleye dönüşüyor. Bunu anlayan New York polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri, hatta içki şişelerini yola atanları bile yakalayıp haklarında işlem yapmış. Polis bu kararlılığıyla "Küçük müçük, bizim için hiç fark etmez; bu sokağın, metro istasyonunun veya mahallenin suç üreten bir bölge olmasına izin vermeyeceğiz. " demiş. 'Kırık Cam Teorisi' ABD'li suç psikologu Philip Zimbardo'nun 1969 da yaptığı bir deneyden ilham alarak geliştirilmişti. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model Oldsmobile bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri gizli kamerayla izledi. Bronx'taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi 'sağ kalan' otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti. "Demek ki" diyordu Zimbardo, "ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. İşe ilk kırılan camdan başlamak lazım. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz. Anlaşılıyor, herhalde…. Bu teoriye göre kırık cam kırık kalmaya devam ederse bu onunla kimsenin ilgilenmediği anlamına gelir. Kırık cam insanlara “ne istersen yap çünkü kimse bunu umursamıyor” sinyalini verir. Dolayısıyla herkes tarafından görülebilen küçük bozulmalar, eksiklikler, düzensizlikler (kırılan camlar) derhal onarılmadığında bu durum zincirleme ve sarmal bir etkiye yol açar. Öyle ki normalde kurallara uyması beklenen kişiler de bu zincirleme etkiye dahil olur. Kırık cam teorisi anlayışının temelinde “Taviz, tavizi doğurur.” düşüncesi vardır. Teori bu anlayışın ne kadar doğru olduğunu kanıtlar ve bir kereden bir şey olmaz demenin ne kadar yanlış olduğunu gösterir. Bu teori sadece bilim dünyasını ilgilendirmekle kalmamış, birçok yerel polis teşkilatı kırık camların önemini keşfedip görmezden gelinen küçük suçlar konusunda daha dikkatli olmaya başlamıştır. Küçük bir sorun daha sonra büyük bir soruna dönüşür. Kırık cam teorisi sadece suç konusu ile sınırlı değildir. Özellikle rekabetin egemen olduğu iş yerlerinde başarısızlığın ve verimin düşmesinin nedenlerini anlamak için de bu teoriden faydalanılır. Hayatın her alanında karşımıza çıkan ve küçük sorunların büyük sorunlara dönüşmesine neden olan kırık camları Amerikalı yazar Micheal Levine birçok örnekle açıklamıştır. Kırık cam teorisini günlük hayatın her alanında örneklendirebiliriz. Büyük bir restoran zincirinin bir şubesinde tuvalet kağıdı tükendiyse restoran sahiplerinin müşteri ihtiyaçlarını önemsemediğini gösterir. Böylelikle, müşteri bu restoranda yemeklerin uygun şekilde hazırlanmadığını düşünebilir. Prestijli bir giyim mağazasındaki ilgisiz bir kasiyer bir kırık cam örneğidir. Üzerinde agresif bir slogan olan bir tişört ile çalışan kişi bazı müşterilerin başka dükkanlardan alışveriş yapmasına neden olur ve müşteriyi uzaklaştırır. Reyonlarda kötü sergilenmiş bir ürün ‘kırık cam’ olabilir. Müşteri ürünü neden iade edemediğini sorduğunda “kural bu” denmesi “kırk cam” olabilir. İyi hazırlanmamış bir menü ‘kırık cam’ olabilir. Bir çalışan bir şirkete ne gerekçeyle olursa olsun zarar vermeye başlamışsa bu da bir kırık cam örneğidir. Ortamdaki düzensizlik suç oranını ikiye katlıyor. Düzensizlik ile suç oranı arasındaki ilişkiyi açıklamak isteyen Keizer ve arkadaşları bunun için bir deney yapmıştır. İki farklı çevrede dışarı sarkacak ve içinde görülecek şekilde 5 Euroluk banknotlar bulunan zarfları posta kutularına yerleştirmişler ve oradan geçenlerin ne kadarının bu zarfları çalacaklarını gözlemlemişlerdir. Yoldan geçenlerden geniş bir grubun (%13), bu zarfları aldığı ortaya çıkmıştır. Eğer posta kutusu grafitiyle kaplıysa, yani üzeri yazıyla boyanmışsa hırsızlık yapanların oranı ikiye katlanmıştır. Önemli olan kırık camlar değil, ilettikleri mesajdır. Kırık cam teorisine göre suçla mücadelede, kentlerin düzenli ve bakımlı olması oldukça önemlidir. Yani teori bir kentte yaşayanların, o kentin düzenliliği ölçüsünde toplumsal yaşama uyumlu ve düzgün davranacaklarını ileri sürer. Temiz ve düzenli bir çevre, o bölgenin izlendiğini ve yasa dışı davranışlara izin verilmeyeceğini bildirir. Tersine, bakımsız bir çevre, terkedilmiş binalar, duvar yazıları, çöp yığınları bölgenin izlenmediği ve orada yaşayanların sorumsuz davrandıkları sinyalini vermektedir. Zannederim bu yazıyı okuduktan sonra aklınıza ve gözlerinizin önüne bir yerler geliyordur. Huzurlu günler... Yusuf Aktaş
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.