Sema KOCA 
Köşe Yazarı
Sema KOCA 
 

RIZIK

RIZIK Rızık deyince aklına yenilip içilecek şeyler gelenin aklına şaşarım. Allah'ım akıl, irade, hikmet, irfan, ihsan, muhabbet rızkımızı bol eyle.” Hz. Âişe (r.a) Nedense genel olarak çoğumuzun aklına rızık denilince boğazımız gelir. Bütün çabalar çalışmalar da hep bir ekmek için olur. Ekmek kavgası/parası... Acaba aklımız fikrimiz hep boğazımızda olduğundan mıdır? İlk günahı işleyen Adem as ve eşi de yasaklanan yaklaşmayın denilen ağacın meyvesinden yediklerini de unutmayalım. Yine yemek var işin içinde. Demek ki yediklerimize, elimizi uzattıklarımıza, gözümüzü diktiklerimize, heva ve hevesimizin isteklerine gem vurmalı ve dikkat etmeliyiz. En önemli yaşam kaynağımız nefes bile rızıktır aslında. Senin elindeyse ver/al nefesini. Görünmeyen minicik mikropların bizi yatağa düşürdüğüne şahidiz. Rezzak olan Allah, yarattığının tüm ihtiyaçlarını bilen ve sonsuz verendir. İsyan eden, nankörlük eden, zulüm eden yarattığına da sınırsız verendir. Lakin onlara mühlet vermektedir. Belki yanlıştan dönerler ya da geçici ve kısa süreli olan bu dünya nimetleriyle kuşatır da ebedi cehennemde sonsuza dek kalsınlar diye. İman rızıkların en güzelidir. Kalbin rızkı ise ilim yani vahiydir. Allah'ın zikriyle mutmain olan kalp ne kadar çok hemhâl olursa tatmine ulaşır. Bir evi yuva yapan eş ve çocuklardır. Eşler birbirinin rızkıdır, evlat ise her ikisinin. Ama maalesef eski Arap kültüründe olduğu gibi dünyanın başka yerlerinde de rızk endişesiyle bebelerin doğmasına engel olup katlediyorlar. Halbuki rızkı veren Allah’tır. Doğan her çocuk rızkıyla beraber doğar. Nerde ne kadar rızkı varsa hepsi bellidir. Ne yazık ki kendini bilmez cahil insanlar sanki her şey kendi ellerindeymişçesine hareket ederler. Allah bir şeyin olmasını istedi mi o şeye “ol!”demesi yeter. Rabbimiz bize akıl nimetini de vermiştir ve Kur'an'da sık sık kullanmamızı öğütler, uyarıda bulunur. “Aklını kullanmayanlara ise pisliği boca ederiz” der. Allah'ın nimetleri saymakla bitmez. Yazmak istesen yeryüzünün tüm ağaçları kalem denizleri mürekkep olsa yine de bitiremeyiz. Bize düşen ise tüm bu nimetlerin şükrünü eda edebilmektir. Malın varsa zekat ve infakla (ki “onlar darlıkta ve bollukta infak ederler" ayeti her müminim diyenler içindir, zengin olmasına gerek yok zekat ve infak etmek için), sağlığın yerindeyse canınla Allah için koşturarak, ilmin bilgin varsa yaşayarak ve anlatarak şükrümüzü yerine getirmeliyiz hâl diliyle. Kavlî duamız yetmez, fiilî duayı da ortaya koymak gerekir. Rızkımız ve şükrümüz daim olsun... Sema KOCA
Ekleme Tarihi: 03 Ocak 2022 - Pazartesi

RIZIK

RIZIK Rızık deyince aklına yenilip içilecek şeyler gelenin aklına şaşarım. Allah'ım akıl, irade, hikmet, irfan, ihsan, muhabbet rızkımızı bol eyle.” Hz. Âişe (r.a) Nedense genel olarak çoğumuzun aklına rızık denilince boğazımız gelir. Bütün çabalar çalışmalar da hep bir ekmek için olur. Ekmek kavgası/parası... Acaba aklımız fikrimiz hep boğazımızda olduğundan mıdır? İlk günahı işleyen Adem as ve eşi de yasaklanan yaklaşmayın denilen ağacın meyvesinden yediklerini de unutmayalım. Yine yemek var işin içinde. Demek ki yediklerimize, elimizi uzattıklarımıza, gözümüzü diktiklerimize, heva ve hevesimizin isteklerine gem vurmalı ve dikkat etmeliyiz. En önemli yaşam kaynağımız nefes bile rızıktır aslında. Senin elindeyse ver/al nefesini. Görünmeyen minicik mikropların bizi yatağa düşürdüğüne şahidiz. Rezzak olan Allah, yarattığının tüm ihtiyaçlarını bilen ve sonsuz verendir. İsyan eden, nankörlük eden, zulüm eden yarattığına da sınırsız verendir. Lakin onlara mühlet vermektedir. Belki yanlıştan dönerler ya da geçici ve kısa süreli olan bu dünya nimetleriyle kuşatır da ebedi cehennemde sonsuza dek kalsınlar diye. İman rızıkların en güzelidir. Kalbin rızkı ise ilim yani vahiydir. Allah'ın zikriyle mutmain olan kalp ne kadar çok hemhâl olursa tatmine ulaşır. Bir evi yuva yapan eş ve çocuklardır. Eşler birbirinin rızkıdır, evlat ise her ikisinin. Ama maalesef eski Arap kültüründe olduğu gibi dünyanın başka yerlerinde de rızk endişesiyle bebelerin doğmasına engel olup katlediyorlar. Halbuki rızkı veren Allah’tır. Doğan her çocuk rızkıyla beraber doğar. Nerde ne kadar rızkı varsa hepsi bellidir. Ne yazık ki kendini bilmez cahil insanlar sanki her şey kendi ellerindeymişçesine hareket ederler. Allah bir şeyin olmasını istedi mi o şeye “ol!”demesi yeter. Rabbimiz bize akıl nimetini de vermiştir ve Kur'an'da sık sık kullanmamızı öğütler, uyarıda bulunur. “Aklını kullanmayanlara ise pisliği boca ederiz” der. Allah'ın nimetleri saymakla bitmez. Yazmak istesen yeryüzünün tüm ağaçları kalem denizleri mürekkep olsa yine de bitiremeyiz. Bize düşen ise tüm bu nimetlerin şükrünü eda edebilmektir. Malın varsa zekat ve infakla (ki “onlar darlıkta ve bollukta infak ederler" ayeti her müminim diyenler içindir, zengin olmasına gerek yok zekat ve infak etmek için), sağlığın yerindeyse canınla Allah için koşturarak, ilmin bilgin varsa yaşayarak ve anlatarak şükrümüzü yerine getirmeliyiz hâl diliyle. Kavlî duamız yetmez, fiilî duayı da ortaya koymak gerekir. Rızkımız ve şükrümüz daim olsun... Sema KOCA
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.