Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

DEPREM VİRÜS VE HİKMETLERİ

<p>41 Vatandaşımızın vefat ettiği Elazığ depremi ile ilgili olarak hala konuşuluyor ve alınması gereken tedbirler ile ilgili konuşmalar yapılıyor. Bilim adamları ve konuşmacılar ev ve işyerlerinin sağlam yapılması ve depreme dayanıklı olması i&ccedil;in alınması gereken &ouml;nlemleri sıralıyorlar.</p> <p><br /> Bu konuda devletimiz de gerekli &ouml;nlemleri almaya &ccedil;alışarak dayanıksız bir şekilde yapılan evlerin yerine yenilerinin yapılması i&ccedil;in &ccedil;alışmalar yapıyor. Yapılan bu &ccedil;alışmalardan &ccedil;ıkarılan olumlu sonu&ccedil;lar sayesinde son depremde ilk defa kurtarılan depremzede sayısının vefat eden vatandaşlardan daha fazla olduğu anlaşılıyor. İnşallah alınan tedbirler daha iyi noktalara getirilir ve Japonya&rsquo;da olduğu gibi 8 şiddetindeki depremlerde dahi hi&ccedil;bir kayıp yaşanmadığı bir &uuml;lke haline geliriz.</p> <p><br /> Bunun yanında bir de &Ccedil;in&rsquo;in Vuhan kentinde başlayan ve hızla yayılan &ldquo;corona vir&uuml;s&uuml;&rdquo; var. Deprem ve bu vir&uuml;s konusunda devamlı surette konuşulup yazılıp &ccedil;iziliyor. G&uuml;ndemdeki konular işte hep bu noktalarda d&uuml;ğ&uuml;mleniyor. Lakin bu depremlerin hikmeti konusunda doğru d&uuml;r&uuml;st yazıya rastlamak m&uuml;mk&uuml;n değil. İşte yazarlarımızın ihmal ettiği bu konu &uuml;zerinde biraz durmak gerekiyor. Hatta &Ccedil;in&rsquo;de g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m bazı olaylar, insanlara pes dedirtecek kadar acı ve d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml; sonu&ccedil;lar doğurabiliyorlar.</p> <p><br /> &Ccedil;incede &ldquo;4&rdquo; rakamının okunuşu &ldquo;sı&rdquo; ile ifade ediliyor. Bu ifadenin vurgulu bir bi&ccedil;imde s&ouml;ylenmesi de &ldquo;&ouml;l&uuml;m&rdquo; ve &ldquo;Budist Tapınağı&rdquo; anlamına geliyor. Neredeyse &Ccedil;inlilerin tamamı; &ouml;l&uuml;m&uuml; akla getirmesin ve &ccedil;ağrıştırmasın diye &ldquo;4&rdquo; rakamını adeta yok etmişler.<br /> Hi&ccedil;bir yerde g&ouml;r&uuml;nmemesi i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k &ccedil;aba sarf ediyorlar. Asans&ouml;re biniyorsun, 1, 2, 3&rsquo;ten sonra bir de bakıyorsun 5. kat. Yahu 4. kat yok mu? Yok. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &ouml;l&uuml;m&uuml; akla getiriyor, uğursuz bir rakam. Aynı Batı d&uuml;nyasındaki &ldquo;13&rdquo; rakamı gibi.</p> <p><br /> Otoparklarda sıra ş&ouml;yle gidiyor; 91, 92, 93&ndash;1, 93&ndash;2, 95. Yani 94 yok. Hal b&ouml;yle olunca bir&ccedil;ok apartmanda 4. katı g&ouml;remiyorsunuz. Eğer varsa otellerde 4 nolu odaları hep turistlere veriyorlar. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu odalar &ccedil;ok daha ucuz. Bir keresinde &Ccedil;in&rsquo;den d&ouml;n&uuml;ş yolculuğumda aynen buna rastladım. İlk kaldığım otelin 4. kat vardı ve benim gibi b&uuml;t&uuml;n turistler bu katta kalıyordu. Şanghay havaalanındaki otelde ise 4. kat hi&ccedil; yoktu. Asans&ouml;rde bu katı g&ouml;steren rakam bulunmuyordu. &Ouml;l&uuml;m&uuml; akla getiriyor ya!<br /> Evet, &ouml;l&uuml;mler, hastalıklar ve depremler devamlı surette meydana geliyor. Fakat bunun sebebi hi&ccedil; de &ccedil;oğu konuşmacının s&ouml;ylediği gibi vir&uuml;sler, mikroplar veya fayların kendi kendilerine hareket ederek kırılmaları değildir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu vir&uuml;slere ve fay kırıklarına kumanda eden bir yaratıcımız var. Allah&rsquo;ın kudreti ve izni ile bunlar harekete ge&ccedil;erek hastalıklar ve depremler meydana geliyor.<br /> Bu olayların en &ouml;nemli hikmeti ise hem bu d&uuml;nyanın hem de insanın bir sonu olduğu ger&ccedil;eğidir. Evet d&uuml;nya da bir g&uuml;n kıyamet kopup yıkılacak ve insan da &ouml;mr&uuml; sona erip &ouml;lecektir. &Ouml;l&uuml;m&uuml;n karşısında hi&ccedil;bir g&uuml;&ccedil; dayanamaz ve illa bu sonla karşılaşacaktır.<br /> Deve kuşu gibi başımızı toprağa g&ouml;merek &ouml;l&uuml;mden kurtulamıyoruz. Madem b&uuml;t&uuml;n insanlar gibi biz de &ouml;leceğiz o halde bu &ouml;l&uuml;m ger&ccedil;eği ile y&uuml;zleşmeli ve &ouml;l&uuml;m&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne bakarak hikmetini anlamaya &ccedil;alışmalıyız.</p> <p><br /> Eğer &ouml;l&uuml;m&uuml;n mahiyetini &ccedil;&ouml;z&uuml;p anlayabilirsek işte o zaman hayatın manasını ve var olmanın ger&ccedil;ek g&uuml;zelliğini idrak edebiliriz. Aksi takdirde yok olacağımızı d&uuml;ş&uuml;nerek tahamm&uuml;l&uuml; m&uuml;mk&uuml;n olmayan bir ızdırap ile karşı karşıya kalabiliriz.</p> <p><br /> Zaten alkol ve uyuşturucu hastalıklarına m&uuml;ptela olanların b&uuml;y&uuml;k bir kısmı, bu sorgulamayı yapmak yerine unutmak i&ccedil;in kendini uyuşturarak ge&ccedil;ici olarak bu dertten kurtulmaya &ccedil;alışmaktadır. Lakin uyuşturucunun etkisi ge&ccedil;tikten hemen sonra akıl ve vicdan y&uuml;z&uuml;nden yine aynı yok olma endişesi ile baş başa kalıp; hayatı zindan etmeye devam ediyorlar.</p> <p><br /> Bu &ccedil;are değildir. &Ouml;l&uuml;m ger&ccedil;eğinin anlaşılmasında en etkili &ccedil;areler; Kuran ve hadislerde sunulmuştur. Yeter ki biraz gayret ve &ccedil;aba g&ouml;stererek anlamaya &ccedil;alışalım. Akıl, kalp ve vicdanımızın huzura kavuştuğunu herkes g&ouml;recektir.<br /> Hazreti Muhammed (asm) bakın ne diyor?<br /> &quot;Allah&rsquo;tan başka ibadete l&acirc;yık hi&ccedil;bir il&acirc;h yoktur. O birdir; O&rsquo;nun hi&ccedil;bir şeriki, ortağı yoktur. M&uuml;lk O&rsquo;na ait, hamd; O&rsquo;na mahsustur. Hayatı veren de O&rsquo;dur, &ouml;l&uuml;m&uuml; veren de O&rsquo;dur. O, kendisine asla &ouml;l&uuml;m &acirc;rız olmayan ezel&icirc; hayat sahibidir. B&uuml;t&uuml;n hayır O&rsquo;nun elindedir. O her şeye hakkıyla kadirdir. Her şeyin ve herkesin d&ouml;n&uuml;ş&uuml; de O&rsquo;nadır.( Buhar&icirc;, Ez&acirc;n: 155)<br /> İşte şu tevhid yani Allah&rsquo;ın birliğini ifade eden on bir kelimenin her birinde birer m&uuml;jde vardır. Bu m&uuml;jdeler &ouml;l&uuml;me karşı birer şifa ve o şifada birer manevi lezzet dahi bulunmaktadır.</p> <p><br /> &ldquo;Allah&rsquo;tan başka ilah yoktur&rdquo; denildiğinde; ş&ouml;yle bir m&uuml;jde var ki: Hadsiz ihtiya&ccedil;lara m&uuml;ptela, nihayetsiz d&uuml;şmanların h&uuml;cumuna hedef olan insan ruhu; bu kelimede &ouml;yle bir dayanak noktası bulur ki, b&uuml;t&uuml;n ihtiya&ccedil;larını temin edecek bir rahmet hazinesi kapısını ona a&ccedil;ar. B&uuml;t&uuml;n d&uuml;şmanlarının şerrinden emin edecek bir kudretin sahibi olan kendi yaratıcısını bildirir, tanıttırır ve sahibini g&ouml;sterir. Ger&ccedil;ek malikin kim olduğunu bilerek; kalbini vahşetten kurtarır. İnsanın ruhu elemli bir h&uuml;z&uuml;nden &ccedil;ıkararak ebed&icirc; bir ferahı, daim&icirc; bir s&uuml;ruru temin eder.</p> <p>Der ki; Allah birdir. Başka şeylere m&uuml;racaat edip yorulma. Onlara karşı zillet i&ccedil;inde minnet edip elem &ccedil;ekme. Onlara bakıp boyun eğme. Onların arkasına d&uuml;ş&uuml;p zahmet &ccedil;ekme. Onlardan korkup titreme. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; K&acirc;inatın yaratıcısı birdir. Her şeyin anahtarı O&rsquo;nun yanında, her şeyin dizgini O&rsquo;nun elindedir. Her şey O&rsquo;nun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu talebini bulursun. Hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtulursun&hellip;</p> <p><br /> Hayatı veren ve rızıkla idame eden Allah olduğu gibi &ouml;l&uuml;m&uuml; veren de O&rsquo;dur. Yani, nasıl ki; hayat vazifesinden terhis eder, f&acirc;ni d&uuml;nyadan da yerini değiştirir. Hizmetten ve k&uuml;lfetten kurtarır.</p> <p><br /> Allah insanı fani d&uuml;nya hayatından alıp sonsuz bir hayata g&ouml;nderir. İşte hadisteki şu kelime, f&acirc;ni insanlara bağırır, der ki; Sizlere m&uuml;jde! &Ouml;l&uuml;m, idam, hi&ccedil;lik, fen&acirc;, inkıraz, s&ouml;nmek, ebedi bir ayrılık, yokluk, tesad&uuml;f değildir. Belki, bir Hak&icirc;m-i Rah&icirc;m tarafından bir terhistir, bir mekan değişikliğidir. Ebedi saadet tarafına yani asli vatanımıza bir sevkiyattır. Y&uuml;zde doksan dokuz ahbabımızın buluştuğu yer olan berzah &acirc;lemine bir kavuşma i&ccedil;in bir ge&ccedil;ittir, kapıdır.</p> <p><br /> M&uuml;jdeler olsun! Sevdiklerimizden ayrılmanın verdiği acıların yaralarını tedavi edip merhem s&uuml;ren bir Allah, var. Madem O, var ve b&acirc;kidir; başkaları ne olursa olsun, merak &ccedil;ekmeye gerek yoktur. Madem Allah vardır o halde her şey var, demektir.</p> <p><br /> Ey &ouml;l&uuml;me karşı &ccedil;aresiz insan! Mezara g&ouml;&ccedil;t&uuml;ğ&uuml;n&uuml;z vakit, &quot;Eyvah, malımız harap olup &ccedil;alışmalarımız heb&acirc; oldu. Şu g&uuml;zel ve geniş d&uuml;nyadan gidip dar bir toprağa girdik&quot; demeyiniz, feryat edip meyus olmayınız.</p> <p><br /> &Ccedil;&uuml;nk&uuml; sizin her şeyiniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin m&uuml;k&acirc;fatını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Allah, sizi celb edip yeraltında muvakkaten durdurur, sonra huzuruna aldırır.</p> <p><br /> Ne mutlu o insanlara ki; imanla yaşayıp hizmetini ve vazifesini bitirmiştir. Zahmeti bitmiş; rahata ve rahmete gitmektedir. Hizmet ve meşakkat bitmiş &uuml;cret almaya gitmektedir.</p> <p><br /> Allah, birdir ve her şeye kadirdir. Hi&ccedil;bir şey O&rsquo;na ağır gelmez. Bir baharı yaratmak bir &ccedil;i&ccedil;ek kadar O&rsquo;na kolaydır. Cenneti halk etmek, bir bahar kadar O&rsquo;na rahattır. Her g&uuml;nde, her senede, her asırda yeniden yeniye icat ettiği hadsiz sanatlı varlıkları, nihayetsiz kudretine nihayetsiz lisanlarla şahadet ederler.</p> <p><br /> İşte ey insan! Yaptığın hizmet, ettiğin ubudiyet boşu boşuna gitmez. Bir&nbsp; m&uuml;k&acirc;fat yeri, bir saadet mahalli senin i&ccedil;in hazırlanmıştır. Senin şu f&acirc;ni d&uuml;nyana bedel, b&acirc;ki bir Cennet seni bekler. İbadet ettiğin ve tanıdığın H&acirc;lık-ı Z&uuml;lcel&acirc;lin vaadine iman ve itimat et. O, vaadinde hulf etmez yani vaadinden d&ouml;nmez. Kudretinde hi&ccedil;bir cihetle noksaniyet yoktur. İşlerine acizlik m&uuml;dah&acirc;le edemez. Senin k&uuml;&ccedil;&uuml;k bah&ccedil;eni yarattığı gibi, Cenneti dahi senin i&ccedil;in halk edebilir. Ve vaat ettiği i&ccedil;in, elbette seni onun i&ccedil;ine alacak.</p> <p><br /> Madem vaadinden d&ouml;nmek, yalancılık ve aldatmak, en &ccedil;irkin bir haslet ve naks ve kusurdur. Elbette ve elbette, o Kad&icirc;r-i Z&uuml;lcel&acirc;l, O Hak&icirc;m-i Z&uuml;lkemal, o Rah&icirc;m-i Z&uuml;lcemal, vaadini yerine getirecek, saadet-i ebediye kapısını a&ccedil;acak, &Acirc;dem babamızın asli vatanı olan Cennete koyacaktır.</p> <p><br /> Adeta bir ticaret ve memuriyet i&ccedil;in, m&uuml;him vazifelerle bu imtihan yeri i&ccedil;in d&uuml;nyaya g&ouml;nderilen insanlar, ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini tamamladıktan sonra, yine onları g&ouml;nderen H&acirc;lık-ı Z&uuml;lcel&acirc;llerine d&ouml;necekler ve Mevl&acirc;-yı Ker&icirc;mlerine kavuşacaklardır.</p> <p><br /> Doğrudan doğruya, herkes, kendi yaratıcısı, M&acirc;budu, Rabbi, Seyyidi ve M&acirc;liki kim olduğunu bilecek ve bulacaktır. İşte, şu kelime, b&uuml;t&uuml;n m&uuml;jdelerin fevkinde ş&ouml;yle m&uuml;jde eder ve der ki:<br /> Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun ve nereye sevk olunuyorsun?<br /> &ldquo;D&uuml;nyanın bin sene mesud&acirc;ne hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının; ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat huzurunda bulunmaya mukabil gelmeyen bir Cem&icirc;l-i Z&uuml;lcel&acirc;lin daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun. B&uuml;t&uuml;n Cennet, b&uuml;t&uuml;n let&acirc;fetiyle, rahmetinin sadece bir par&ccedil;ası ve b&uuml;t&uuml;n iştiyak, sevgi, muhabbet, &ccedil;ekim g&uuml;&ccedil;leri O&rsquo;nun muhabbetinin bir ışıltısıdır.</p> <p><br /> Sonsuz olan Allah&rsquo;ın huzuruna gidiyoruz. Ebedi ziyafetgah olan Cennete &ccedil;ağırılıyoruz. &Ouml;yleyse, kabir kapısına ağlayarak değil, g&uuml;lerek girmek gerekir, vesselam&hellip;</p> <div dir="auto">&nbsp;</div> <div dir="auto"><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Dr. Vehbi KARA&nbsp;</span> <div class="yj6qo" style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> </div> <div>&nbsp;</div>
Ekleme Tarihi: 01 Şubat 2020 - Cumartesi

DEPREM VİRÜS VE HİKMETLERİ

<p>41 Vatandaşımızın vefat ettiği Elazığ depremi ile ilgili olarak hala konuşuluyor ve alınması gereken tedbirler ile ilgili konuşmalar yapılıyor. Bilim adamları ve konuşmacılar ev ve işyerlerinin sağlam yapılması ve depreme dayanıklı olması i&ccedil;in alınması gereken &ouml;nlemleri sıralıyorlar.</p> <p><br /> Bu konuda devletimiz de gerekli &ouml;nlemleri almaya &ccedil;alışarak dayanıksız bir şekilde yapılan evlerin yerine yenilerinin yapılması i&ccedil;in &ccedil;alışmalar yapıyor. Yapılan bu &ccedil;alışmalardan &ccedil;ıkarılan olumlu sonu&ccedil;lar sayesinde son depremde ilk defa kurtarılan depremzede sayısının vefat eden vatandaşlardan daha fazla olduğu anlaşılıyor. İnşallah alınan tedbirler daha iyi noktalara getirilir ve Japonya&rsquo;da olduğu gibi 8 şiddetindeki depremlerde dahi hi&ccedil;bir kayıp yaşanmadığı bir &uuml;lke haline geliriz.</p> <p><br /> Bunun yanında bir de &Ccedil;in&rsquo;in Vuhan kentinde başlayan ve hızla yayılan &ldquo;corona vir&uuml;s&uuml;&rdquo; var. Deprem ve bu vir&uuml;s konusunda devamlı surette konuşulup yazılıp &ccedil;iziliyor. G&uuml;ndemdeki konular işte hep bu noktalarda d&uuml;ğ&uuml;mleniyor. Lakin bu depremlerin hikmeti konusunda doğru d&uuml;r&uuml;st yazıya rastlamak m&uuml;mk&uuml;n değil. İşte yazarlarımızın ihmal ettiği bu konu &uuml;zerinde biraz durmak gerekiyor. Hatta &Ccedil;in&rsquo;de g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m bazı olaylar, insanlara pes dedirtecek kadar acı ve d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml; sonu&ccedil;lar doğurabiliyorlar.</p> <p><br /> &Ccedil;incede &ldquo;4&rdquo; rakamının okunuşu &ldquo;sı&rdquo; ile ifade ediliyor. Bu ifadenin vurgulu bir bi&ccedil;imde s&ouml;ylenmesi de &ldquo;&ouml;l&uuml;m&rdquo; ve &ldquo;Budist Tapınağı&rdquo; anlamına geliyor. Neredeyse &Ccedil;inlilerin tamamı; &ouml;l&uuml;m&uuml; akla getirmesin ve &ccedil;ağrıştırmasın diye &ldquo;4&rdquo; rakamını adeta yok etmişler.<br /> Hi&ccedil;bir yerde g&ouml;r&uuml;nmemesi i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k &ccedil;aba sarf ediyorlar. Asans&ouml;re biniyorsun, 1, 2, 3&rsquo;ten sonra bir de bakıyorsun 5. kat. Yahu 4. kat yok mu? Yok. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &ouml;l&uuml;m&uuml; akla getiriyor, uğursuz bir rakam. Aynı Batı d&uuml;nyasındaki &ldquo;13&rdquo; rakamı gibi.</p> <p><br /> Otoparklarda sıra ş&ouml;yle gidiyor; 91, 92, 93&ndash;1, 93&ndash;2, 95. Yani 94 yok. Hal b&ouml;yle olunca bir&ccedil;ok apartmanda 4. katı g&ouml;remiyorsunuz. Eğer varsa otellerde 4 nolu odaları hep turistlere veriyorlar. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu odalar &ccedil;ok daha ucuz. Bir keresinde &Ccedil;in&rsquo;den d&ouml;n&uuml;ş yolculuğumda aynen buna rastladım. İlk kaldığım otelin 4. kat vardı ve benim gibi b&uuml;t&uuml;n turistler bu katta kalıyordu. Şanghay havaalanındaki otelde ise 4. kat hi&ccedil; yoktu. Asans&ouml;rde bu katı g&ouml;steren rakam bulunmuyordu. &Ouml;l&uuml;m&uuml; akla getiriyor ya!<br /> Evet, &ouml;l&uuml;mler, hastalıklar ve depremler devamlı surette meydana geliyor. Fakat bunun sebebi hi&ccedil; de &ccedil;oğu konuşmacının s&ouml;ylediği gibi vir&uuml;sler, mikroplar veya fayların kendi kendilerine hareket ederek kırılmaları değildir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu vir&uuml;slere ve fay kırıklarına kumanda eden bir yaratıcımız var. Allah&rsquo;ın kudreti ve izni ile bunlar harekete ge&ccedil;erek hastalıklar ve depremler meydana geliyor.<br /> Bu olayların en &ouml;nemli hikmeti ise hem bu d&uuml;nyanın hem de insanın bir sonu olduğu ger&ccedil;eğidir. Evet d&uuml;nya da bir g&uuml;n kıyamet kopup yıkılacak ve insan da &ouml;mr&uuml; sona erip &ouml;lecektir. &Ouml;l&uuml;m&uuml;n karşısında hi&ccedil;bir g&uuml;&ccedil; dayanamaz ve illa bu sonla karşılaşacaktır.<br /> Deve kuşu gibi başımızı toprağa g&ouml;merek &ouml;l&uuml;mden kurtulamıyoruz. Madem b&uuml;t&uuml;n insanlar gibi biz de &ouml;leceğiz o halde bu &ouml;l&uuml;m ger&ccedil;eği ile y&uuml;zleşmeli ve &ouml;l&uuml;m&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne bakarak hikmetini anlamaya &ccedil;alışmalıyız.</p> <p><br /> Eğer &ouml;l&uuml;m&uuml;n mahiyetini &ccedil;&ouml;z&uuml;p anlayabilirsek işte o zaman hayatın manasını ve var olmanın ger&ccedil;ek g&uuml;zelliğini idrak edebiliriz. Aksi takdirde yok olacağımızı d&uuml;ş&uuml;nerek tahamm&uuml;l&uuml; m&uuml;mk&uuml;n olmayan bir ızdırap ile karşı karşıya kalabiliriz.</p> <p><br /> Zaten alkol ve uyuşturucu hastalıklarına m&uuml;ptela olanların b&uuml;y&uuml;k bir kısmı, bu sorgulamayı yapmak yerine unutmak i&ccedil;in kendini uyuşturarak ge&ccedil;ici olarak bu dertten kurtulmaya &ccedil;alışmaktadır. Lakin uyuşturucunun etkisi ge&ccedil;tikten hemen sonra akıl ve vicdan y&uuml;z&uuml;nden yine aynı yok olma endişesi ile baş başa kalıp; hayatı zindan etmeye devam ediyorlar.</p> <p><br /> Bu &ccedil;are değildir. &Ouml;l&uuml;m ger&ccedil;eğinin anlaşılmasında en etkili &ccedil;areler; Kuran ve hadislerde sunulmuştur. Yeter ki biraz gayret ve &ccedil;aba g&ouml;stererek anlamaya &ccedil;alışalım. Akıl, kalp ve vicdanımızın huzura kavuştuğunu herkes g&ouml;recektir.<br /> Hazreti Muhammed (asm) bakın ne diyor?<br /> &quot;Allah&rsquo;tan başka ibadete l&acirc;yık hi&ccedil;bir il&acirc;h yoktur. O birdir; O&rsquo;nun hi&ccedil;bir şeriki, ortağı yoktur. M&uuml;lk O&rsquo;na ait, hamd; O&rsquo;na mahsustur. Hayatı veren de O&rsquo;dur, &ouml;l&uuml;m&uuml; veren de O&rsquo;dur. O, kendisine asla &ouml;l&uuml;m &acirc;rız olmayan ezel&icirc; hayat sahibidir. B&uuml;t&uuml;n hayır O&rsquo;nun elindedir. O her şeye hakkıyla kadirdir. Her şeyin ve herkesin d&ouml;n&uuml;ş&uuml; de O&rsquo;nadır.( Buhar&icirc;, Ez&acirc;n: 155)<br /> İşte şu tevhid yani Allah&rsquo;ın birliğini ifade eden on bir kelimenin her birinde birer m&uuml;jde vardır. Bu m&uuml;jdeler &ouml;l&uuml;me karşı birer şifa ve o şifada birer manevi lezzet dahi bulunmaktadır.</p> <p><br /> &ldquo;Allah&rsquo;tan başka ilah yoktur&rdquo; denildiğinde; ş&ouml;yle bir m&uuml;jde var ki: Hadsiz ihtiya&ccedil;lara m&uuml;ptela, nihayetsiz d&uuml;şmanların h&uuml;cumuna hedef olan insan ruhu; bu kelimede &ouml;yle bir dayanak noktası bulur ki, b&uuml;t&uuml;n ihtiya&ccedil;larını temin edecek bir rahmet hazinesi kapısını ona a&ccedil;ar. B&uuml;t&uuml;n d&uuml;şmanlarının şerrinden emin edecek bir kudretin sahibi olan kendi yaratıcısını bildirir, tanıttırır ve sahibini g&ouml;sterir. Ger&ccedil;ek malikin kim olduğunu bilerek; kalbini vahşetten kurtarır. İnsanın ruhu elemli bir h&uuml;z&uuml;nden &ccedil;ıkararak ebed&icirc; bir ferahı, daim&icirc; bir s&uuml;ruru temin eder.</p> <p>Der ki; Allah birdir. Başka şeylere m&uuml;racaat edip yorulma. Onlara karşı zillet i&ccedil;inde minnet edip elem &ccedil;ekme. Onlara bakıp boyun eğme. Onların arkasına d&uuml;ş&uuml;p zahmet &ccedil;ekme. Onlardan korkup titreme. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; K&acirc;inatın yaratıcısı birdir. Her şeyin anahtarı O&rsquo;nun yanında, her şeyin dizgini O&rsquo;nun elindedir. Her şey O&rsquo;nun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu talebini bulursun. Hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtulursun&hellip;</p> <p><br /> Hayatı veren ve rızıkla idame eden Allah olduğu gibi &ouml;l&uuml;m&uuml; veren de O&rsquo;dur. Yani, nasıl ki; hayat vazifesinden terhis eder, f&acirc;ni d&uuml;nyadan da yerini değiştirir. Hizmetten ve k&uuml;lfetten kurtarır.</p> <p><br /> Allah insanı fani d&uuml;nya hayatından alıp sonsuz bir hayata g&ouml;nderir. İşte hadisteki şu kelime, f&acirc;ni insanlara bağırır, der ki; Sizlere m&uuml;jde! &Ouml;l&uuml;m, idam, hi&ccedil;lik, fen&acirc;, inkıraz, s&ouml;nmek, ebedi bir ayrılık, yokluk, tesad&uuml;f değildir. Belki, bir Hak&icirc;m-i Rah&icirc;m tarafından bir terhistir, bir mekan değişikliğidir. Ebedi saadet tarafına yani asli vatanımıza bir sevkiyattır. Y&uuml;zde doksan dokuz ahbabımızın buluştuğu yer olan berzah &acirc;lemine bir kavuşma i&ccedil;in bir ge&ccedil;ittir, kapıdır.</p> <p><br /> M&uuml;jdeler olsun! Sevdiklerimizden ayrılmanın verdiği acıların yaralarını tedavi edip merhem s&uuml;ren bir Allah, var. Madem O, var ve b&acirc;kidir; başkaları ne olursa olsun, merak &ccedil;ekmeye gerek yoktur. Madem Allah vardır o halde her şey var, demektir.</p> <p><br /> Ey &ouml;l&uuml;me karşı &ccedil;aresiz insan! Mezara g&ouml;&ccedil;t&uuml;ğ&uuml;n&uuml;z vakit, &quot;Eyvah, malımız harap olup &ccedil;alışmalarımız heb&acirc; oldu. Şu g&uuml;zel ve geniş d&uuml;nyadan gidip dar bir toprağa girdik&quot; demeyiniz, feryat edip meyus olmayınız.</p> <p><br /> &Ccedil;&uuml;nk&uuml; sizin her şeyiniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin m&uuml;k&acirc;fatını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Allah, sizi celb edip yeraltında muvakkaten durdurur, sonra huzuruna aldırır.</p> <p><br /> Ne mutlu o insanlara ki; imanla yaşayıp hizmetini ve vazifesini bitirmiştir. Zahmeti bitmiş; rahata ve rahmete gitmektedir. Hizmet ve meşakkat bitmiş &uuml;cret almaya gitmektedir.</p> <p><br /> Allah, birdir ve her şeye kadirdir. Hi&ccedil;bir şey O&rsquo;na ağır gelmez. Bir baharı yaratmak bir &ccedil;i&ccedil;ek kadar O&rsquo;na kolaydır. Cenneti halk etmek, bir bahar kadar O&rsquo;na rahattır. Her g&uuml;nde, her senede, her asırda yeniden yeniye icat ettiği hadsiz sanatlı varlıkları, nihayetsiz kudretine nihayetsiz lisanlarla şahadet ederler.</p> <p><br /> İşte ey insan! Yaptığın hizmet, ettiğin ubudiyet boşu boşuna gitmez. Bir&nbsp; m&uuml;k&acirc;fat yeri, bir saadet mahalli senin i&ccedil;in hazırlanmıştır. Senin şu f&acirc;ni d&uuml;nyana bedel, b&acirc;ki bir Cennet seni bekler. İbadet ettiğin ve tanıdığın H&acirc;lık-ı Z&uuml;lcel&acirc;lin vaadine iman ve itimat et. O, vaadinde hulf etmez yani vaadinden d&ouml;nmez. Kudretinde hi&ccedil;bir cihetle noksaniyet yoktur. İşlerine acizlik m&uuml;dah&acirc;le edemez. Senin k&uuml;&ccedil;&uuml;k bah&ccedil;eni yarattığı gibi, Cenneti dahi senin i&ccedil;in halk edebilir. Ve vaat ettiği i&ccedil;in, elbette seni onun i&ccedil;ine alacak.</p> <p><br /> Madem vaadinden d&ouml;nmek, yalancılık ve aldatmak, en &ccedil;irkin bir haslet ve naks ve kusurdur. Elbette ve elbette, o Kad&icirc;r-i Z&uuml;lcel&acirc;l, O Hak&icirc;m-i Z&uuml;lkemal, o Rah&icirc;m-i Z&uuml;lcemal, vaadini yerine getirecek, saadet-i ebediye kapısını a&ccedil;acak, &Acirc;dem babamızın asli vatanı olan Cennete koyacaktır.</p> <p><br /> Adeta bir ticaret ve memuriyet i&ccedil;in, m&uuml;him vazifelerle bu imtihan yeri i&ccedil;in d&uuml;nyaya g&ouml;nderilen insanlar, ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini tamamladıktan sonra, yine onları g&ouml;nderen H&acirc;lık-ı Z&uuml;lcel&acirc;llerine d&ouml;necekler ve Mevl&acirc;-yı Ker&icirc;mlerine kavuşacaklardır.</p> <p><br /> Doğrudan doğruya, herkes, kendi yaratıcısı, M&acirc;budu, Rabbi, Seyyidi ve M&acirc;liki kim olduğunu bilecek ve bulacaktır. İşte, şu kelime, b&uuml;t&uuml;n m&uuml;jdelerin fevkinde ş&ouml;yle m&uuml;jde eder ve der ki:<br /> Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun ve nereye sevk olunuyorsun?<br /> &ldquo;D&uuml;nyanın bin sene mesud&acirc;ne hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının; ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat huzurunda bulunmaya mukabil gelmeyen bir Cem&icirc;l-i Z&uuml;lcel&acirc;lin daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun. B&uuml;t&uuml;n Cennet, b&uuml;t&uuml;n let&acirc;fetiyle, rahmetinin sadece bir par&ccedil;ası ve b&uuml;t&uuml;n iştiyak, sevgi, muhabbet, &ccedil;ekim g&uuml;&ccedil;leri O&rsquo;nun muhabbetinin bir ışıltısıdır.</p> <p><br /> Sonsuz olan Allah&rsquo;ın huzuruna gidiyoruz. Ebedi ziyafetgah olan Cennete &ccedil;ağırılıyoruz. &Ouml;yleyse, kabir kapısına ağlayarak değil, g&uuml;lerek girmek gerekir, vesselam&hellip;</p> <div dir="auto">&nbsp;</div> <div dir="auto"><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Dr. Vehbi KARA&nbsp;</span> <div class="yj6qo" style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> </div> <div>&nbsp;</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.