Şehidin Helvası Sizin Ocakta Kavrulmadıkça
EĞİTİM
21.09.2025 - 21:04, Güncelleme:
21.09.2025 - 21:04
Şehidin Helvası Sizin Ocakta Kavrulmadıkça
Şehidin Helvası Sizin Ocakta Kavrulmadıkça
Şehidin Helvası Sizin Ocakta Kavrulmadıkça
Bugün, Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Şehit Aileleri Derneği’nin büyük emekler vererek hazırladığı “Şehadetin Başladığı Noktadan Sonsuzluğa” sergisini gezdim.
Sergi, Yozgat’ın tarihi Eski Askerlik Şubesinde açılmıştı.
Mekânın kendisi bile insanın yüreğini burkarken, odalara girip aziz şehitlerimizin şehit düştükleri anda üzerlerinde bulunan kıyafetlerini, özel eşyalarını görmek tarifsiz bir duygu seline kapılmama vesile oldu. Her fotoğrafın önünde uzun uzun durdum. Çünkü bu fotoğraflar yalnızca birer kare değil, vatan uğruna toprağa düşen yiğitlerin soluklarıydı.
En çok da şehitlerimizin elbiselerinin önünde sustum.
Düğümlendim adeta.
Sanki o giysilerin üzerinde hâlâ onların kokusu vardı.
Hissediyordum.
Bedenim titredi, yüreğim sızladı. O anda elimden sadece dua etmek, içimden Fatiha okumak geldi. O an hissettiğim şeyleri kelimelerle anlatmam mümkün değil.
Sizlerde yaşamalısınız.
Her köşede, her eşyanın üzerinde bambaşka bir yaşanmışlık vardı. Hele bir şehit annesinin kaleminden dökülen şu cümle karşıma çıkınca, olduğum yerde kaldım:
“Şehidin helvası sizin ocakta kavrulmadığı sürece size hep tatlı gelecek.”
Bu söz, yüreğime hançer gibi saplandı. Bir annenin acısını anlatan bundan daha sarsıcı bir ifade olabilir mi?
Serginin en dikkat çekici bölümlerinden biri ise, özellikle Yozgat ve ilçelerinden 371 şehidimizin künyelerinin yer aldığı, üzerine “Onlar ki ağaçta yaprak kadar çoktular” yazılı temsili ağaç oldu. O ağacın her yaprağı, bu vatan için canını feda eden bir yiğidin hatırasını taşıyordu. O an, sadece bir ağaç değil, kökleri şehadetle, dalları umutla yoğrulmuş bir milletin dirilişini gördüm.
Bir de Recep Kunduz kardeşimin canlı okuduğu “Şehit Tahtında” ilahisini dinledim… İşte o an, gözlerim buğulandı, içimdeki manevi duygular daha da coştu.
Hala da etkisindeyim.
Yozgat halkı bu sergiye olağanüstü bir ilgi göstermişti. Sergi salonu öyle kalabalıktı ki, bu ilginin ne kadar anlamlı bir karşılık bulduğunu hissettim.
Çünkü bugünlerde bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, işte tam da bu:
Milli ve manevi duygularımızı yeniden diriltmek.
Maalesef, zamanla başkalaşmışız…
Sevdalarımız değişmiş, kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi unutmuşuz. Başka âlemlere dalıp gitmişiz. Oysa uyanmamız, silkelenmemiz gerekiyor. Ve işte böyle sergiler, bize o silkelenmeyi, o uyanışı hatırlatıyor.
Bu vesileyle; bu anlamlı sergiye öncülük eden Yozgat Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürü Arif Topal’a, Yozgat Şehit Aileleri Derneği Başkanı Gökay Açıkgöz’e ve görünmeyen kahraman emekçilere şahsım adına en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Pro. Dr. Hamdi Temel
www.hamditemel.com.tr
Şehidin Helvası Sizin Ocakta Kavrulmadıkça
Şehidin Helvası Sizin Ocakta Kavrulmadıkça
Bugün, Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Şehit Aileleri Derneği’nin büyük emekler vererek hazırladığı “Şehadetin Başladığı Noktadan Sonsuzluğa” sergisini gezdim.
Sergi, Yozgat’ın tarihi Eski Askerlik Şubesinde açılmıştı.
Mekânın kendisi bile insanın yüreğini burkarken, odalara girip aziz şehitlerimizin şehit düştükleri anda üzerlerinde bulunan kıyafetlerini, özel eşyalarını görmek tarifsiz bir duygu seline kapılmama vesile oldu. Her fotoğrafın önünde uzun uzun durdum. Çünkü bu fotoğraflar yalnızca birer kare değil, vatan uğruna toprağa düşen yiğitlerin soluklarıydı.
En çok da şehitlerimizin elbiselerinin önünde sustum.
Düğümlendim adeta.
Sanki o giysilerin üzerinde hâlâ onların kokusu vardı.
Hissediyordum.
Bedenim titredi, yüreğim sızladı. O anda elimden sadece dua etmek, içimden Fatiha okumak geldi. O an hissettiğim şeyleri kelimelerle anlatmam mümkün değil.
Sizlerde yaşamalısınız.
Her köşede, her eşyanın üzerinde bambaşka bir yaşanmışlık vardı. Hele bir şehit annesinin kaleminden dökülen şu cümle karşıma çıkınca, olduğum yerde kaldım:
“Şehidin helvası sizin ocakta kavrulmadığı sürece size hep tatlı gelecek.”
Bu söz, yüreğime hançer gibi saplandı. Bir annenin acısını anlatan bundan daha sarsıcı bir ifade olabilir mi?
Serginin en dikkat çekici bölümlerinden biri ise, özellikle Yozgat ve ilçelerinden 371 şehidimizin künyelerinin yer aldığı, üzerine “Onlar ki ağaçta yaprak kadar çoktular” yazılı temsili ağaç oldu. O ağacın her yaprağı, bu vatan için canını feda eden bir yiğidin hatırasını taşıyordu. O an, sadece bir ağaç değil, kökleri şehadetle, dalları umutla yoğrulmuş bir milletin dirilişini gördüm.
Bir de Recep Kunduz kardeşimin canlı okuduğu “Şehit Tahtında” ilahisini dinledim… İşte o an, gözlerim buğulandı, içimdeki manevi duygular daha da coştu.
Hala da etkisindeyim.
Yozgat halkı bu sergiye olağanüstü bir ilgi göstermişti. Sergi salonu öyle kalabalıktı ki, bu ilginin ne kadar anlamlı bir karşılık bulduğunu hissettim.
Çünkü bugünlerde bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, işte tam da bu:
Milli ve manevi duygularımızı yeniden diriltmek.
Maalesef, zamanla başkalaşmışız…
Sevdalarımız değişmiş, kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi unutmuşuz. Başka âlemlere dalıp gitmişiz. Oysa uyanmamız, silkelenmemiz gerekiyor. Ve işte böyle sergiler, bize o silkelenmeyi, o uyanışı hatırlatıyor.
Bu vesileyle; bu anlamlı sergiye öncülük eden Yozgat Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürü Arif Topal’a, Yozgat Şehit Aileleri Derneği Başkanı Gökay Açıkgöz’e ve görünmeyen kahraman emekçilere şahsım adına en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Pro. Dr. Hamdi Temel
www.hamditemel.com.tr
Yozgat HABERİ
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.