Şiddet Virüsünün Aşısı Örgütlü Mücadeledir

GÜNDEM 26.11.2020 - 20:02, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Şiddet Virüsünün Aşısı Örgütlü Mücadeledir

<p>Memur-Sen İzmir Kadınlar Komisyonu Başkanı Emine Şatır 25 Kasım Uluslararası Kadına Y&ouml;nelik Şiddetle M&uuml;cadele G&uuml;n&uuml; vesilesi ile bir mesaj yayımladı. Mesajında kadınların toplumsal yaşamda hakları ile korunduğu ve fırsatlara erişimde eşitliği yakaladığı adil bir d&uuml;nyanın m&uuml;mk&uuml;n olduğuna inandıklarını belirten Şatır, &ldquo;Kadına karşı şiddete karşı &ccedil;ıkmak; &ccedil;ocuğa karşı şiddete, yaşlılara karşı şiddete, yetişkinlere karşı şiddete yani bir b&uuml;t&uuml;n olarak şiddet olgusuna karşı &ccedil;ıkmaktır ki bu, şiddeti olağan g&ouml;ren zihniyetle m&uuml;cadeleyi gerektirir. Zihinleri enfekte ederek kuşaktan kuşağa aktarılabilen şiddet vir&uuml;s&uuml;ne karşı m&uuml;cadele b&uuml;t&uuml;nsel ele alınmalı ve &ouml;rg&uuml;tl&uuml; m&uuml;cadele ile y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmelidir&rdquo; ifadelerini kullandı.</p> <p>Emine Şatır a&ccedil;ıklamasında şu ifadelere yer verdi;</p> <p>&ldquo;Şiddet tarih boyunca insanlığın temel sorunlarında birisi ola gelmiştir. Başta şiddete karşı koyamayacak durumda olan &ccedil;ocuklar, yaşlılar ve kadınlar olmak &uuml;zere şiddet b&uuml;t&uuml;n toplumu tehdit eden k&ouml;t&uuml;c&uuml;l bir olgudur. Şiddet; dil, din, ırk, sınıf, etnisite, mezhep, cinsiyet ayırt etmemektedir. Bu y&ouml;n&uuml;yle sadece toplumun bir kesiminin sorunu değildir, olmamıştır. Bu kadar yaygın ve yıkıcı bir sorun karşısında hem k&uuml;resel d&uuml;zlemde hem de &ccedil;ok y&ouml;nl&uuml; &ouml;rg&uuml;tl&uuml; m&uuml;cadelenin geliştirilmesi zorunludur.</p> <p>G&uuml;&ccedil;l&uuml;n&uuml;n zayıfa karşı uyguladığı, insan onurunu zedeleyen şiddet, bazen yaşam hakkını ihlaline varacak boyutta yıkıcı sonu&ccedil;lar doğurmaktadır. Savaşlardan, m&uuml;lteci kamplarının ağır şartlarından, &uuml;cret adaletsizliğinden, &ccedil;alışma ortamındaki eşitsizliklerden, iş sağlığı ve g&uuml;venliği kurallarına uyulmamasından, sosyal dejenarasyondan, yoksulluktan ve aile i&ccedil;inde meydana gelen şiddetten en ağır şekilde kadın ve &ccedil;ocuklar etkilenmektedir.</p> <p>D&uuml;nya genelinde sayıları 60 milyonu bulan sığınmacı/m&uuml;lteciler insan onurunu dikkate almayan yasalar ve uygulamalar nedeniyle ağır şartlar altında yaşamlarını s&uuml;rd&uuml;rmekte, bu ağır koşullardan da en fazla kadınlar ve &ccedil;ocuklar etkilenmektedir. T&uuml;rkiye&rsquo;deki g&ouml;&ccedil;men kadınların yaşamlarının, onurlarının ve emeklerinin korunması t&uuml;m siyasi m&uuml;lahazaların &uuml;st&uuml;nde insani bir g&ouml;revdir. G&ouml;&ccedil;men karşıtı d&uuml;şmanca s&ouml;ylem ve eylemlerin m&uuml;lteci kadın ve &ccedil;ocukların şiddete maruz kalmalarına neden olduğu/olacağı unutulmamalıdır.&nbsp;</p> <p>Kadına şiddete karşı politikaların geliştirilmesinde ve uygulanmasında emek &ouml;rg&uuml;tlerinin &ouml;nemi tartışmasızdır. Emek &ouml;rg&uuml;tleri; şiddet bakımından y&uuml;ksek riskli meslek gruplarının belirlenmesi, farkındalık &ccedil;alışmaları y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesi, toplu s&ouml;zleşme g&ouml;r&uuml;şmelerine bu konunun d&acirc;hil edilmesi, uygulamaların izleme ve değerlendirmelerinin yapılması, iş yaşamında kadınlara y&ouml;nelik şiddetin &ouml;nlenmesi hususlarında kritik kurumlar ve &ouml;nemli paydaşlardır.&nbsp;</p> <p>Kadınların karar mekanizmalarında yer alma oranının d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve kariyerlerinde belli bir yerden sonra y&uuml;kselmelerinin &ouml;n&uuml;nde g&ouml;r&uuml;nmez engellerin &ccedil;ıkması hem kamuda hem &ouml;zel sekt&ouml;rde devam etmektedir. Annelik &uuml;cret farkı t&uuml;m d&uuml;nyada olduğu gibi &uuml;lkemizde de &ccedil;&ouml;z&uuml;lmesi gereken problemlerdendir. Kadınların kariyer yolculuklarını kısaltan ayırımcılığın ortadan kaldırılmasında, kadının analık haklarının korunması ve iş-aile hayatını uyumlaştıracak politikaların geliştirilmesi &ouml;nemli ve gereklidir.</p> <p>Ayrıca, &ccedil;alışma yaşamında şiddet, &uuml;zerinde ciddiyetle durulması gereken bir iş sağlığı ve g&uuml;venliği sorunudur. &Ccedil;alışma hayatının her aşamasında karşılaşılan yıldırma ve tacizler bir b&uuml;t&uuml;n olarak mobbing bağlamında işyerinde şiddet olarak g&ouml;r&uuml;lmelidir. Bu bağlamda 5. D&ouml;nem Toplu S&ouml;zleşme tekliflerimizin &ouml;nemi g&uuml;n ge&ccedil;tik&ccedil;e artmaktadır. İş yerlerinde kreşlerin a&ccedil;ılması, doğum izinlerinin artırılması ve kadın kamu g&ouml;revlilerine y&ouml;nelik mobbinge artırımlı ceza uygulanması taleplerimizin takip&ccedil;isi olacağımızı yineliyoruz.</p> <p>Covid-19 pandemisi k&uuml;resel ekonomik sistem &uuml;zerinde yıkıcı tesirinin yanı sıra &ccedil;alışma hayatında şiddeti artıran bir etkendir. &Ccedil;alışma hayatı dinamiklerinde yeni bir fakt&ouml;r olan pandemi bir yandan işsizlik sorununu arttırırken &ouml;te yandan kamu g&ouml;revlilerinin iş yeri g&uuml;venliğini de tehdit etmektedir. Pandeminin &ccedil;alışma hayatında şiddeti yaygınlaştırması başta sağlık &ccedil;alışanları olmak &uuml;zere bu s&uuml;re&ccedil;te iş y&uuml;kleri artan t&uuml;m &ccedil;alışanları tehdit etmeye devam etmektedir. Bu vesile ile t&uuml;m d&uuml;nyada olduğu gibi &uuml;lkemizde de salgınla m&uuml;cadelede &ouml;nc&uuml;l&uuml;k eden başta sağlık &ccedil;alışanları olmak &uuml;zere t&uuml;m emek&ccedil;ilere y&ouml;nelik saldırıları kınıyor ve kamu iradesini gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.<br /> &nbsp;<br /> Bu s&uuml;re&ccedil;te Covid-19 tedbirleri kapsamında uzaktan eğitim veren baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; kadın kamu g&ouml;revlilerine y&ouml;nelik nefret s&ouml;ylemleri ve ayırımcılığına da tanıklık ettik.&nbsp; Sendikal misyonumuzun gereği olarak, bu menfur hadiseyi T&uuml;rkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna taşıdık ve nihayetinde yetkili merci olayda ayırımcılık yasağının ihlal edildiğine h&uuml;kmetti.&nbsp; Ge&ccedil;mişte &uuml;lkemizde kadın kamu g&ouml;revlilerinin &ccedil;alışma &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n, kitlesel d&uuml;zeyde kısıtlayan bu t&uuml;r yaklaşımlara her ne d&uuml;zeyde olursa olsun karşı olduğumuzu yinelemekte fayda g&ouml;r&uuml;yoruz. Fransa&#39;da ge&ccedil;en yıl ger&ccedil;ekleşen İslamofobik saldırıların y&uuml;zde 70&#39;inin kadınlara karşı ger&ccedil;ekleştirildiği g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurulduğunda, islamofobiyi kadına y&ouml;nelik şiddetle birlikte ele almamız gerektiği a&ccedil;ıktır. Baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; kadınların kamusal alanda varlığını yasaklayan islamofobik anlayış k&uuml;reselleştiği oranda, bu &ccedil;arpık anlayışla emek &ouml;rg&uuml;tleri olarak m&uuml;cadelemizin de k&uuml;reselleşmesinin gerekliliğine inanıyoruz.</p> <p>25 Kasım Uluslararası Kadına Y&ouml;nelik Şiddetle M&uuml;cadele G&uuml;n&uuml; vesilesi ile Memur-Sen Kadınlar Komisyonları olarak diyoruz ki;</p> <p>Kadına karşı şiddetin karşısında durmak hayatı savunmaktır. Bu savunmanın hakkıyla yapılması i&ccedil;in şiddeti cinsiyetler arası değil zihniyetler arası bir &ccedil;atışma olarak ele almak gerekir. Kadına karşı şiddete karşı &ccedil;ıkmak; &ccedil;ocuğa karşı şiddete, yaşlılara karşı şiddete, yetişkinlere karşı şiddete yani bir b&uuml;t&uuml;n olarak şiddet olgusuna karşı &ccedil;ıkmaktır ki bu şiddeti olağan g&ouml;ren zihniyetle m&uuml;cadeleyi gerektirir. Zihinleri enfekte ederek kuşaktan kuşağa aktarılabilen şiddet vir&uuml;s&uuml;ne karşı m&uuml;cadele b&uuml;t&uuml;nsel ele alınmalı ve &ouml;rg&uuml;tl&uuml; m&uuml;cadele ile y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmelidir.</p> <p>Biliyoruz ki, şiddete b&uuml;t&uuml;nc&uuml;l yaklaşımın bir diğer yansıması &ccedil;alışma hayatında şiddeti ortadan kaldırmaktır. Zira İş hayatında şiddet sonlanmadan toplumsal yaşamda şiddeti azaltmak m&uuml;mk&uuml;n değildir.&nbsp; Bu y&ouml;n&uuml;yle işyerlerinde şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması i&ccedil;in sosyal diyalog mekanizmalarının etkinliği arttırılmalıdır. Kamu hizmeti verirken şiddete uğrayan kamu g&ouml;revlileri i&ccedil;in mevzuatta gerekli d&uuml;zenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. Bu nedenle, sendikalara ve diğer paydaşlara &ccedil;alışma d&uuml;nyasında şiddet ve tacizle m&uuml;cadele konusunda k&uuml;resel &ouml;l&ccedil;ekte ivme kazandıracak 190 sayılı İLO s&ouml;zleşmesi &ouml;nemlidir ve t&uuml;m &uuml;lkeler tarafından benimsenmelidir.</p> <p>Bu &ouml;nemli g&uuml;n vesilesiyle; Covid-19 pandemisi s&uuml;recinde g&ouml;revlerini yerine getirmeye &ccedil;alışırken şiddet ve k&ouml;t&uuml; muameleye maruz kalan kadın kamu g&ouml;revlileri başta olmak &uuml;zere t&uuml;m emek&ccedil;ileri selamlıyor ve şiddetle m&uuml;cadelede yanınızdayız diyoruz.&nbsp; &nbsp;</p> <p>Kapitalizmin &uuml;rettiği emek s&ouml;m&uuml;r&uuml;s&uuml;nde kadınların ucuz iş g&uuml;c&uuml; olarak kullanılmadığı, emperyalizmin &uuml;rettiği savaşlarda kadınların insan ticaretine kurban verilmediği, kadınların toplumsal yaşamda hakları ile korunduğu ve fırsatlara erişimde eşitliği yakaladığı adil bir d&uuml;nyanın m&uuml;mk&uuml;n olduğuna inanıyoruz.</p>
<p>Memur-Sen İzmir Kadınlar Komisyonu Başkanı Emine Şatır 25 Kasım Uluslararası Kadına Y&ouml;nelik Şiddetle M&uuml;cadele G&uuml;n&uuml; vesilesi ile bir mesaj yayımladı. Mesajında kadınların toplumsal yaşamda hakları ile korunduğu ve fırsatlara erişimde eşitliği yakaladığı adil bir d&uuml;nyanın m&uuml;mk&uuml;n olduğuna inandıklarını belirten Şatır, &ldquo;Kadına karşı şiddete karşı &ccedil;ıkmak; &ccedil;ocuğa karşı şiddete, yaşlılara karşı şiddete, yetişkinlere karşı şiddete yani bir b&uuml;t&uuml;n olarak şiddet olgusuna karşı &ccedil;ıkmaktır ki bu, şiddeti olağan g&ouml;ren zihniyetle m&uuml;cadeleyi gerektirir. Zihinleri enfekte ederek kuşaktan kuşağa aktarılabilen şiddet vir&uuml;s&uuml;ne karşı m&uuml;cadele b&uuml;t&uuml;nsel ele alınmalı ve &ouml;rg&uuml;tl&uuml; m&uuml;cadele ile y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmelidir&rdquo; ifadelerini kullandı.</p> <p>Emine Şatır a&ccedil;ıklamasında şu ifadelere yer verdi;</p> <p>&ldquo;Şiddet tarih boyunca insanlığın temel sorunlarında birisi ola gelmiştir. Başta şiddete karşı koyamayacak durumda olan &ccedil;ocuklar, yaşlılar ve kadınlar olmak &uuml;zere şiddet b&uuml;t&uuml;n toplumu tehdit eden k&ouml;t&uuml;c&uuml;l bir olgudur. Şiddet; dil, din, ırk, sınıf, etnisite, mezhep, cinsiyet ayırt etmemektedir. Bu y&ouml;n&uuml;yle sadece toplumun bir kesiminin sorunu değildir, olmamıştır. Bu kadar yaygın ve yıkıcı bir sorun karşısında hem k&uuml;resel d&uuml;zlemde hem de &ccedil;ok y&ouml;nl&uuml; &ouml;rg&uuml;tl&uuml; m&uuml;cadelenin geliştirilmesi zorunludur.</p> <p>G&uuml;&ccedil;l&uuml;n&uuml;n zayıfa karşı uyguladığı, insan onurunu zedeleyen şiddet, bazen yaşam hakkını ihlaline varacak boyutta yıkıcı sonu&ccedil;lar doğurmaktadır. Savaşlardan, m&uuml;lteci kamplarının ağır şartlarından, &uuml;cret adaletsizliğinden, &ccedil;alışma ortamındaki eşitsizliklerden, iş sağlığı ve g&uuml;venliği kurallarına uyulmamasından, sosyal dejenarasyondan, yoksulluktan ve aile i&ccedil;inde meydana gelen şiddetten en ağır şekilde kadın ve &ccedil;ocuklar etkilenmektedir.</p> <p>D&uuml;nya genelinde sayıları 60 milyonu bulan sığınmacı/m&uuml;lteciler insan onurunu dikkate almayan yasalar ve uygulamalar nedeniyle ağır şartlar altında yaşamlarını s&uuml;rd&uuml;rmekte, bu ağır koşullardan da en fazla kadınlar ve &ccedil;ocuklar etkilenmektedir. T&uuml;rkiye&rsquo;deki g&ouml;&ccedil;men kadınların yaşamlarının, onurlarının ve emeklerinin korunması t&uuml;m siyasi m&uuml;lahazaların &uuml;st&uuml;nde insani bir g&ouml;revdir. G&ouml;&ccedil;men karşıtı d&uuml;şmanca s&ouml;ylem ve eylemlerin m&uuml;lteci kadın ve &ccedil;ocukların şiddete maruz kalmalarına neden olduğu/olacağı unutulmamalıdır.&nbsp;</p> <p>Kadına şiddete karşı politikaların geliştirilmesinde ve uygulanmasında emek &ouml;rg&uuml;tlerinin &ouml;nemi tartışmasızdır. Emek &ouml;rg&uuml;tleri; şiddet bakımından y&uuml;ksek riskli meslek gruplarının belirlenmesi, farkındalık &ccedil;alışmaları y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesi, toplu s&ouml;zleşme g&ouml;r&uuml;şmelerine bu konunun d&acirc;hil edilmesi, uygulamaların izleme ve değerlendirmelerinin yapılması, iş yaşamında kadınlara y&ouml;nelik şiddetin &ouml;nlenmesi hususlarında kritik kurumlar ve &ouml;nemli paydaşlardır.&nbsp;</p> <p>Kadınların karar mekanizmalarında yer alma oranının d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve kariyerlerinde belli bir yerden sonra y&uuml;kselmelerinin &ouml;n&uuml;nde g&ouml;r&uuml;nmez engellerin &ccedil;ıkması hem kamuda hem &ouml;zel sekt&ouml;rde devam etmektedir. Annelik &uuml;cret farkı t&uuml;m d&uuml;nyada olduğu gibi &uuml;lkemizde de &ccedil;&ouml;z&uuml;lmesi gereken problemlerdendir. Kadınların kariyer yolculuklarını kısaltan ayırımcılığın ortadan kaldırılmasında, kadının analık haklarının korunması ve iş-aile hayatını uyumlaştıracak politikaların geliştirilmesi &ouml;nemli ve gereklidir.</p> <p>Ayrıca, &ccedil;alışma yaşamında şiddet, &uuml;zerinde ciddiyetle durulması gereken bir iş sağlığı ve g&uuml;venliği sorunudur. &Ccedil;alışma hayatının her aşamasında karşılaşılan yıldırma ve tacizler bir b&uuml;t&uuml;n olarak mobbing bağlamında işyerinde şiddet olarak g&ouml;r&uuml;lmelidir. Bu bağlamda 5. D&ouml;nem Toplu S&ouml;zleşme tekliflerimizin &ouml;nemi g&uuml;n ge&ccedil;tik&ccedil;e artmaktadır. İş yerlerinde kreşlerin a&ccedil;ılması, doğum izinlerinin artırılması ve kadın kamu g&ouml;revlilerine y&ouml;nelik mobbinge artırımlı ceza uygulanması taleplerimizin takip&ccedil;isi olacağımızı yineliyoruz.</p> <p>Covid-19 pandemisi k&uuml;resel ekonomik sistem &uuml;zerinde yıkıcı tesirinin yanı sıra &ccedil;alışma hayatında şiddeti artıran bir etkendir. &Ccedil;alışma hayatı dinamiklerinde yeni bir fakt&ouml;r olan pandemi bir yandan işsizlik sorununu arttırırken &ouml;te yandan kamu g&ouml;revlilerinin iş yeri g&uuml;venliğini de tehdit etmektedir. Pandeminin &ccedil;alışma hayatında şiddeti yaygınlaştırması başta sağlık &ccedil;alışanları olmak &uuml;zere bu s&uuml;re&ccedil;te iş y&uuml;kleri artan t&uuml;m &ccedil;alışanları tehdit etmeye devam etmektedir. Bu vesile ile t&uuml;m d&uuml;nyada olduğu gibi &uuml;lkemizde de salgınla m&uuml;cadelede &ouml;nc&uuml;l&uuml;k eden başta sağlık &ccedil;alışanları olmak &uuml;zere t&uuml;m emek&ccedil;ilere y&ouml;nelik saldırıları kınıyor ve kamu iradesini gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.<br /> &nbsp;<br /> Bu s&uuml;re&ccedil;te Covid-19 tedbirleri kapsamında uzaktan eğitim veren baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; kadın kamu g&ouml;revlilerine y&ouml;nelik nefret s&ouml;ylemleri ve ayırımcılığına da tanıklık ettik.&nbsp; Sendikal misyonumuzun gereği olarak, bu menfur hadiseyi T&uuml;rkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna taşıdık ve nihayetinde yetkili merci olayda ayırımcılık yasağının ihlal edildiğine h&uuml;kmetti.&nbsp; Ge&ccedil;mişte &uuml;lkemizde kadın kamu g&ouml;revlilerinin &ccedil;alışma &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n, kitlesel d&uuml;zeyde kısıtlayan bu t&uuml;r yaklaşımlara her ne d&uuml;zeyde olursa olsun karşı olduğumuzu yinelemekte fayda g&ouml;r&uuml;yoruz. Fransa&#39;da ge&ccedil;en yıl ger&ccedil;ekleşen İslamofobik saldırıların y&uuml;zde 70&#39;inin kadınlara karşı ger&ccedil;ekleştirildiği g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurulduğunda, islamofobiyi kadına y&ouml;nelik şiddetle birlikte ele almamız gerektiği a&ccedil;ıktır. Baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; kadınların kamusal alanda varlığını yasaklayan islamofobik anlayış k&uuml;reselleştiği oranda, bu &ccedil;arpık anlayışla emek &ouml;rg&uuml;tleri olarak m&uuml;cadelemizin de k&uuml;reselleşmesinin gerekliliğine inanıyoruz.</p> <p>25 Kasım Uluslararası Kadına Y&ouml;nelik Şiddetle M&uuml;cadele G&uuml;n&uuml; vesilesi ile Memur-Sen Kadınlar Komisyonları olarak diyoruz ki;</p> <p>Kadına karşı şiddetin karşısında durmak hayatı savunmaktır. Bu savunmanın hakkıyla yapılması i&ccedil;in şiddeti cinsiyetler arası değil zihniyetler arası bir &ccedil;atışma olarak ele almak gerekir. Kadına karşı şiddete karşı &ccedil;ıkmak; &ccedil;ocuğa karşı şiddete, yaşlılara karşı şiddete, yetişkinlere karşı şiddete yani bir b&uuml;t&uuml;n olarak şiddet olgusuna karşı &ccedil;ıkmaktır ki bu şiddeti olağan g&ouml;ren zihniyetle m&uuml;cadeleyi gerektirir. Zihinleri enfekte ederek kuşaktan kuşağa aktarılabilen şiddet vir&uuml;s&uuml;ne karşı m&uuml;cadele b&uuml;t&uuml;nsel ele alınmalı ve &ouml;rg&uuml;tl&uuml; m&uuml;cadele ile y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmelidir.</p> <p>Biliyoruz ki, şiddete b&uuml;t&uuml;nc&uuml;l yaklaşımın bir diğer yansıması &ccedil;alışma hayatında şiddeti ortadan kaldırmaktır. Zira İş hayatında şiddet sonlanmadan toplumsal yaşamda şiddeti azaltmak m&uuml;mk&uuml;n değildir.&nbsp; Bu y&ouml;n&uuml;yle işyerlerinde şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması i&ccedil;in sosyal diyalog mekanizmalarının etkinliği arttırılmalıdır. Kamu hizmeti verirken şiddete uğrayan kamu g&ouml;revlileri i&ccedil;in mevzuatta gerekli d&uuml;zenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. Bu nedenle, sendikalara ve diğer paydaşlara &ccedil;alışma d&uuml;nyasında şiddet ve tacizle m&uuml;cadele konusunda k&uuml;resel &ouml;l&ccedil;ekte ivme kazandıracak 190 sayılı İLO s&ouml;zleşmesi &ouml;nemlidir ve t&uuml;m &uuml;lkeler tarafından benimsenmelidir.</p> <p>Bu &ouml;nemli g&uuml;n vesilesiyle; Covid-19 pandemisi s&uuml;recinde g&ouml;revlerini yerine getirmeye &ccedil;alışırken şiddet ve k&ouml;t&uuml; muameleye maruz kalan kadın kamu g&ouml;revlileri başta olmak &uuml;zere t&uuml;m emek&ccedil;ileri selamlıyor ve şiddetle m&uuml;cadelede yanınızdayız diyoruz.&nbsp; &nbsp;</p> <p>Kapitalizmin &uuml;rettiği emek s&ouml;m&uuml;r&uuml;s&uuml;nde kadınların ucuz iş g&uuml;c&uuml; olarak kullanılmadığı, emperyalizmin &uuml;rettiği savaşlarda kadınların insan ticaretine kurban verilmediği, kadınların toplumsal yaşamda hakları ile korunduğu ve fırsatlara erişimde eşitliği yakaladığı adil bir d&uuml;nyanın m&uuml;mk&uuml;n olduğuna inanıyoruz.</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.