Adem Çevik
Köşe Yazarı
Adem Çevik
 

İnsanlığın Son Kalesi ÂİLE

<p>İyiliğin &ccedil;oğaltılması aynı zamanda k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerin de azaltılmasını gerektirir. Ya da k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerin &ccedil;oğalması demek aynı zamanda iyiliklerinde azalması demektir.&nbsp;<br /> İnsan olmamızın karşılığı aynı zamanda bir aileye mensup olmamızın da karşılığıdır. Son zamanlarda aile dokumuzun zedelendiği aşikardır.&nbsp;</p> <p>Aile b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n korunması i&ccedil;in ithal edilen kanun ve s&ouml;zleşmelerin kaldırılmasının gerekliliğini her ortamda belirtiyoruz. T&uuml;rkiye Aile Meclisi ve Bileşenlerimiz bu doğrultuda toplumu uyarıcı mesajlar vermeye devam etmektedir.&nbsp;<br /> Toplumsal yapının bozulmaması, ailenin korunması ve nesillerin muhafazası i&ccedil;in inancımıza, medeniyetimize ve k&uuml;lt&uuml;r&uuml;m&uuml;ze uygun kanunların, s&ouml;zleşmelerin yapılmasının ve geleceğimizi milli g&uuml;venliğimizi tehdit eden sapkınlığı savunan derneklerin kapatılmasının yerinde bir adım olacağını vurgulamaktayız.</p> <p>Aile kurumu her ge&ccedil;en g&uuml;n bozulmuş ve toplumda bu doğrultuda disiplin sağlanamaz hale gelmiştir.</p> <p>Aile yapısının korunmasına y&ouml;nelik yapılan ancak aile yapısına zarar veren değişikliklerin, kanunların ve s&ouml;zleşmelerin tarihsel analizine bakınmalıyız.<br /> Feminist sapkın ideolojisinin sloganlarına aldananlar i&ccedil;in vakit ge&ccedil; olacaktır. Sadece s&uuml;resiz nafaka uygulaması bile aileyi tahrip etmeye yetmektedir.&nbsp; &nbsp;Anayasa&rsquo;da ailenin korunması başlığı altında; &#39;Aile, T&uuml;rk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.&#39; ilkesi getirilmiştir.&nbsp;<br /> Ancak s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;erisinde 2002 yılında y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe giren Yeni Medeni Kanun, 2005 yılında y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; giren Ceza Kanunu, 2010 yılında referandumla Anayasanın 10&#39;uncu Maddesinde yapılan değişiklikle kabul edilen pozitif ayrımcılık ilkesi, yargıda &#39;kadının beyanı esastır&#39; anlayış ve uygulaması, 2011 yılında imzalanan İstanbul S&ouml;zleşmesi ve 2012 yılında y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; giren 6284 sayılı &ouml;zel ceza yasasının ilgili b&ouml;l&uuml;mleri, aile kurumunun insicamını bozmuş, disiplin sağlanamaz hale getirmiştir.&nbsp;<br /> Acilen adil olmayan ve yeni bir yuva kurmaya engel olan s&uuml;resiz nafaka kaldırılmalıdır. Elbette kadının korunması da esas olmalıdır. K&ouml;t&uuml; niyetli evliliklerdeki tehlikeleri de ayırt edebilmeliyiz.</p> <p>CEDAW ile nafakanın s&uuml;resiz olarak dayatılmasının adil olmadığı aynı zamanda ekonomik sorun oluşacağından yeni bir yuva kurulmasının da &ouml;n&uuml;nde engel olduğunu belirtmeliyiz.&nbsp;<br /> Yoksulluk nafakası (Medeni Kanun, 175&#39;inci Madde) evli eşler arasında ge&ccedil;erli olan ve boşanmadan sonra karar verilen nafakadır. Yoksulluk nafakası, CEDAW s&ouml;zleşmesinin dayatması &ouml;ncesi 1988 yılından &ouml;nce bir yıl olarak uygulanmasına rağmen, T&uuml;rk Medeni Kanunu&rsquo;nda 4 Mayıs 1988 yılında yapılan değişiklikle 12 Mayıs&#39;ta resmi gazetede yayınlanmasıyla &#39;S&uuml;resiz&#39; hale getirilmiştir.&nbsp;<br /> 2001 yılında kabul edilen 1 Ocak 2002&#39;de y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe giren yeni T&uuml;rk Medeni Kanunu&rsquo;nda da aynı g&ouml;r&uuml;ş kabul edilerek s&uuml;resiz nafaka uygulaması devam ettirilmektedir. Yoksulluk nafakası ile birlikte boşanma aşamasında Tedbir Nafakası ve m&uuml;şterek &ccedil;ocuklar i&ccedil;in İştirak Nafakası d&uuml;zenlenmiştir. Nafaka y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;klerini yerine getirmeyen nafaka bor&ccedil;lusu hakkında, nafaka alacaklısının şik&acirc;yeti &uuml;zerine İcra ve İflas Kanunu 344&#39;&uuml;nc&uuml; Maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilmektedir.</p> <p>Sebepsiz zenginleşmeye, emeksiz &uuml;crete neden olduğu gibi yoksulluk nafakası bağlanan bir kısım kadınlar s&uuml;resiz nafaka haklarının ortadan kalkmaması i&ccedil;in kayıt dışı &ccedil;alışmakta, mal varlıklarını ve gelirlerini gizlemektedirler. S&uuml;resiz olarak nafaka almaya devam etmek amacıyla yeni bir evlilikten ka&ccedil;ınmakta, evlilik dışı ilişkiler yaşamaktadırlar. Nafaka &ouml;deyen eş ise yeni bir evlilik imk&acirc;nını kaybetmektedir. Bu uygulamalar sonu&ccedil; itibariyle ahlaki &ccedil;&ouml;k&uuml;nt&uuml;ye, husumet ve şiddetin artmasına sebebiyet vermektedir.<br /> Dul kalan kadınlarında haklarının g&ouml;z ardı edilmemesi gerekmektedir.&nbsp;</p> <p>Nafakaların mahkeme veya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı il m&uuml;d&uuml;rl&uuml;klerinde oluşturulacak birimler tarafından denetim altına alınması, siyasilerin derinleşen toplumsal yaralar i&ccedil;in &ccedil;&ouml;z&uuml;m &uuml;retmeleri gerekmektedir.<br /> Haksızlıkların ortadan kaldırılması, boşanan eşler arasındaki hukuki ihtilafların bitirilerek sağlıklı evliliklerin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;mak suretiyle olmalıdır. Siyaset, bu denli derin toplumsal yaraya &ccedil;&ouml;z&uuml;mler &uuml;retmelidir. Teklifler, &ccedil;are ve &ccedil;&ouml;z&uuml;mler radikal feminist &ouml;rg&uuml;tlerin muhalefeti karşısında dikkate alınmamaktadır. Evlilik oranında azalış ve boşanma sayılarında artışla birlikte aile kurumumuz zayıflamakta ve milli g&uuml;venliğimiz, geleceğimiz tehdit altındadır. Yasalar ve uygulanması karşısında, artık ağır riskler taşıdığından evlenmekten ka&ccedil;ınılmaktadır. Evlilik dışı ilişkilere y&ouml;nelme arttığından sağlıklı nesiller de yetiştirilememektedir. Asıl olan; ailenin dağılmaması, &ccedil;ocukların korunması ve şiddetin &ouml;nlenmesidir.&nbsp;</p> <p>Gen&ccedil; evlilik teşvik edilmeli ve mihr anlaşması ile kadının hakları g&uuml;vence altına alınmalıdır.</p> <p>İstanbul S&ouml;zleşmesi dayatmalarının iptal edilmesi gerektiği, evliliklerin artması i&ccedil;in devletin teşvikte bulunması gerektiği ve kadının korunması i&ccedil;in ise mihir s&ouml;zleşmenin yapılması gerekliliği vurgulamaktayız.</p> <p>İstanbul s&ouml;zleşmesinin dayattığı uygulamalar iptal edilmeli, ailesiz, cinsiyetsiz, ahlaksız toplum projesi toplumsal cinsiyet eşitliği veya toplumsal cinsiyet adaleti maskesiyle eşcinsellik teşviklerine dur denilmeli, şiddetin her t&uuml;rl&uuml;s&uuml;ne karşı &ccedil;ıkılmalıdır.&nbsp;<br /> İstanbul s&ouml;zleşmesi&#39; yasası&nbsp; 6251 kad&uuml;k butlan olduğu ilan edilmelidir. 6284 yasası ıslah olmalıdır. GRAVİO komitesinden &ccedil;ekildiğimiz duyurulmalıdır.</p> <p>Cinayetleri &ouml;nlemenin yolu kısas uygulamasıdır; &ouml;zellikle &ccedil;ocuklara karşı işlenen sapkınlık i&ccedil;erikli cinayetlere idam cezası gelmelidir. Şiddeti &ouml;nlemenin yolu da i&ccedil;ki, kumar, faiz, fuhuş ve teşhirciliğin yasaklanmasıdır. Ebeveyn yabancılaşması uygulayanlara cezai m&uuml;eyyide uygulanmalı, velayeti istismar edenden velayet alınarak karşı tarafa verilmelidir. Feminist politikalardan vazge&ccedil;ilmeli. Kadın, erkek ve &ccedil;ocuk mağdur edilmemelidir. Gen&ccedil; evlilik, annelik ve babalık teşvik edilmeli, devletimiz her evlenene en az 100 ay evli kalmak şartıyla 100 gram altını hibe vermelidir.&nbsp;<br /> Kısaca bu aile konusuna &ccedil;&ouml;z&uuml;m &uuml;retmek adına kafa yormalıyız.&nbsp;<br /> Gidişat hi&ccedil; de hayra alamet değil.&nbsp;</p> <p>&Acirc;dem &Ccedil;evik</p> <p>iletişim<br /> ailehaklari@gmail.com</p>
Ekleme Tarihi: 13 Mayıs 2021 - Perşembe

İnsanlığın Son Kalesi ÂİLE

<p>İyiliğin &ccedil;oğaltılması aynı zamanda k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerin de azaltılmasını gerektirir. Ya da k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerin &ccedil;oğalması demek aynı zamanda iyiliklerinde azalması demektir.&nbsp;<br /> İnsan olmamızın karşılığı aynı zamanda bir aileye mensup olmamızın da karşılığıdır. Son zamanlarda aile dokumuzun zedelendiği aşikardır.&nbsp;</p> <p>Aile b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n korunması i&ccedil;in ithal edilen kanun ve s&ouml;zleşmelerin kaldırılmasının gerekliliğini her ortamda belirtiyoruz. T&uuml;rkiye Aile Meclisi ve Bileşenlerimiz bu doğrultuda toplumu uyarıcı mesajlar vermeye devam etmektedir.&nbsp;<br /> Toplumsal yapının bozulmaması, ailenin korunması ve nesillerin muhafazası i&ccedil;in inancımıza, medeniyetimize ve k&uuml;lt&uuml;r&uuml;m&uuml;ze uygun kanunların, s&ouml;zleşmelerin yapılmasının ve geleceğimizi milli g&uuml;venliğimizi tehdit eden sapkınlığı savunan derneklerin kapatılmasının yerinde bir adım olacağını vurgulamaktayız.</p> <p>Aile kurumu her ge&ccedil;en g&uuml;n bozulmuş ve toplumda bu doğrultuda disiplin sağlanamaz hale gelmiştir.</p> <p>Aile yapısının korunmasına y&ouml;nelik yapılan ancak aile yapısına zarar veren değişikliklerin, kanunların ve s&ouml;zleşmelerin tarihsel analizine bakınmalıyız.<br /> Feminist sapkın ideolojisinin sloganlarına aldananlar i&ccedil;in vakit ge&ccedil; olacaktır. Sadece s&uuml;resiz nafaka uygulaması bile aileyi tahrip etmeye yetmektedir.&nbsp; &nbsp;Anayasa&rsquo;da ailenin korunması başlığı altında; &#39;Aile, T&uuml;rk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.&#39; ilkesi getirilmiştir.&nbsp;<br /> Ancak s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;erisinde 2002 yılında y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe giren Yeni Medeni Kanun, 2005 yılında y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; giren Ceza Kanunu, 2010 yılında referandumla Anayasanın 10&#39;uncu Maddesinde yapılan değişiklikle kabul edilen pozitif ayrımcılık ilkesi, yargıda &#39;kadının beyanı esastır&#39; anlayış ve uygulaması, 2011 yılında imzalanan İstanbul S&ouml;zleşmesi ve 2012 yılında y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; giren 6284 sayılı &ouml;zel ceza yasasının ilgili b&ouml;l&uuml;mleri, aile kurumunun insicamını bozmuş, disiplin sağlanamaz hale getirmiştir.&nbsp;<br /> Acilen adil olmayan ve yeni bir yuva kurmaya engel olan s&uuml;resiz nafaka kaldırılmalıdır. Elbette kadının korunması da esas olmalıdır. K&ouml;t&uuml; niyetli evliliklerdeki tehlikeleri de ayırt edebilmeliyiz.</p> <p>CEDAW ile nafakanın s&uuml;resiz olarak dayatılmasının adil olmadığı aynı zamanda ekonomik sorun oluşacağından yeni bir yuva kurulmasının da &ouml;n&uuml;nde engel olduğunu belirtmeliyiz.&nbsp;<br /> Yoksulluk nafakası (Medeni Kanun, 175&#39;inci Madde) evli eşler arasında ge&ccedil;erli olan ve boşanmadan sonra karar verilen nafakadır. Yoksulluk nafakası, CEDAW s&ouml;zleşmesinin dayatması &ouml;ncesi 1988 yılından &ouml;nce bir yıl olarak uygulanmasına rağmen, T&uuml;rk Medeni Kanunu&rsquo;nda 4 Mayıs 1988 yılında yapılan değişiklikle 12 Mayıs&#39;ta resmi gazetede yayınlanmasıyla &#39;S&uuml;resiz&#39; hale getirilmiştir.&nbsp;<br /> 2001 yılında kabul edilen 1 Ocak 2002&#39;de y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe giren yeni T&uuml;rk Medeni Kanunu&rsquo;nda da aynı g&ouml;r&uuml;ş kabul edilerek s&uuml;resiz nafaka uygulaması devam ettirilmektedir. Yoksulluk nafakası ile birlikte boşanma aşamasında Tedbir Nafakası ve m&uuml;şterek &ccedil;ocuklar i&ccedil;in İştirak Nafakası d&uuml;zenlenmiştir. Nafaka y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;klerini yerine getirmeyen nafaka bor&ccedil;lusu hakkında, nafaka alacaklısının şik&acirc;yeti &uuml;zerine İcra ve İflas Kanunu 344&#39;&uuml;nc&uuml; Maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilmektedir.</p> <p>Sebepsiz zenginleşmeye, emeksiz &uuml;crete neden olduğu gibi yoksulluk nafakası bağlanan bir kısım kadınlar s&uuml;resiz nafaka haklarının ortadan kalkmaması i&ccedil;in kayıt dışı &ccedil;alışmakta, mal varlıklarını ve gelirlerini gizlemektedirler. S&uuml;resiz olarak nafaka almaya devam etmek amacıyla yeni bir evlilikten ka&ccedil;ınmakta, evlilik dışı ilişkiler yaşamaktadırlar. Nafaka &ouml;deyen eş ise yeni bir evlilik imk&acirc;nını kaybetmektedir. Bu uygulamalar sonu&ccedil; itibariyle ahlaki &ccedil;&ouml;k&uuml;nt&uuml;ye, husumet ve şiddetin artmasına sebebiyet vermektedir.<br /> Dul kalan kadınlarında haklarının g&ouml;z ardı edilmemesi gerekmektedir.&nbsp;</p> <p>Nafakaların mahkeme veya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı il m&uuml;d&uuml;rl&uuml;klerinde oluşturulacak birimler tarafından denetim altına alınması, siyasilerin derinleşen toplumsal yaralar i&ccedil;in &ccedil;&ouml;z&uuml;m &uuml;retmeleri gerekmektedir.<br /> Haksızlıkların ortadan kaldırılması, boşanan eşler arasındaki hukuki ihtilafların bitirilerek sağlıklı evliliklerin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;mak suretiyle olmalıdır. Siyaset, bu denli derin toplumsal yaraya &ccedil;&ouml;z&uuml;mler &uuml;retmelidir. Teklifler, &ccedil;are ve &ccedil;&ouml;z&uuml;mler radikal feminist &ouml;rg&uuml;tlerin muhalefeti karşısında dikkate alınmamaktadır. Evlilik oranında azalış ve boşanma sayılarında artışla birlikte aile kurumumuz zayıflamakta ve milli g&uuml;venliğimiz, geleceğimiz tehdit altındadır. Yasalar ve uygulanması karşısında, artık ağır riskler taşıdığından evlenmekten ka&ccedil;ınılmaktadır. Evlilik dışı ilişkilere y&ouml;nelme arttığından sağlıklı nesiller de yetiştirilememektedir. Asıl olan; ailenin dağılmaması, &ccedil;ocukların korunması ve şiddetin &ouml;nlenmesidir.&nbsp;</p> <p>Gen&ccedil; evlilik teşvik edilmeli ve mihr anlaşması ile kadının hakları g&uuml;vence altına alınmalıdır.</p> <p>İstanbul S&ouml;zleşmesi dayatmalarının iptal edilmesi gerektiği, evliliklerin artması i&ccedil;in devletin teşvikte bulunması gerektiği ve kadının korunması i&ccedil;in ise mihir s&ouml;zleşmenin yapılması gerekliliği vurgulamaktayız.</p> <p>İstanbul s&ouml;zleşmesinin dayattığı uygulamalar iptal edilmeli, ailesiz, cinsiyetsiz, ahlaksız toplum projesi toplumsal cinsiyet eşitliği veya toplumsal cinsiyet adaleti maskesiyle eşcinsellik teşviklerine dur denilmeli, şiddetin her t&uuml;rl&uuml;s&uuml;ne karşı &ccedil;ıkılmalıdır.&nbsp;<br /> İstanbul s&ouml;zleşmesi&#39; yasası&nbsp; 6251 kad&uuml;k butlan olduğu ilan edilmelidir. 6284 yasası ıslah olmalıdır. GRAVİO komitesinden &ccedil;ekildiğimiz duyurulmalıdır.</p> <p>Cinayetleri &ouml;nlemenin yolu kısas uygulamasıdır; &ouml;zellikle &ccedil;ocuklara karşı işlenen sapkınlık i&ccedil;erikli cinayetlere idam cezası gelmelidir. Şiddeti &ouml;nlemenin yolu da i&ccedil;ki, kumar, faiz, fuhuş ve teşhirciliğin yasaklanmasıdır. Ebeveyn yabancılaşması uygulayanlara cezai m&uuml;eyyide uygulanmalı, velayeti istismar edenden velayet alınarak karşı tarafa verilmelidir. Feminist politikalardan vazge&ccedil;ilmeli. Kadın, erkek ve &ccedil;ocuk mağdur edilmemelidir. Gen&ccedil; evlilik, annelik ve babalık teşvik edilmeli, devletimiz her evlenene en az 100 ay evli kalmak şartıyla 100 gram altını hibe vermelidir.&nbsp;<br /> Kısaca bu aile konusuna &ccedil;&ouml;z&uuml;m &uuml;retmek adına kafa yormalıyız.&nbsp;<br /> Gidişat hi&ccedil; de hayra alamet değil.&nbsp;</p> <p>&Acirc;dem &Ccedil;evik</p> <p>iletişim<br /> ailehaklari@gmail.com</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.