Cevahir AYDIN
Köşe Yazarı
Cevahir AYDIN
 

ANLAMAKLA BAŞLAR YOLCULUK

ANLAMAKLA BAŞLAR YOLCULUK Yol Yolculuk Yolun Hakkı Ve Yol Arkadaşı! İnsanın en iyi yol arkadaşı onu sevdiğini iddia eden değil anlayan kişidir. Zira yolculuk anlamakla başlar. Zaten anlaştın mı başka yollar da açılır. Yol, yurdu yurda, gönlü gönle bağlar. Maddi manevi tüm hedeflere yönelmektir yol. Muradı için yol yürür insan. Gayesi için, menzile varmak için yollar aşar insan. Gayret etmek, yürümek, usûl, adap ve erkân bilmektir yol. Değil mi ki her yürüyüş kişiyi menzile ulaştırmaz. Doğru yolu bulmak, usulünce yürümek şarttır. Başlı başına hayattır, ömürdür yol. Herkesin yürüdüğü bu yolda; insan sayısınca dönemeç, envai çeşit yürüyüş vardır. Ömür yolculuğunda yoldaşımız şüphesiz ki çok önemli. Bir seyahatte, bir davada, bir idealde, kısacası yaşamın her safhasında, yürüdüğümüz her yolda en az yol kadar mühimdir yol arkadaşı. Yol arkadaşının kimisi uzağı yakın, cefayı safa kılar, kimisi de tam tersi. Büyükler; "Önce Refik sonra Tarik" demişler. Bu minvalde hayat yolculuğunda bir turnusol kâğıdı hükmünde olan yolu ve yol arkadaşını birlikte değerlendirmek yerinde olacaktır. En ihtiyaç duyduğunuz dönemde kimler yanınızda ise yolculuğa onlarla devam etmeli. ... 'Yeryüzünde bir halife var edeceğim' buyurdu yaradan. Halifenin mola yeri dünya. Dünya ki vazifeyi ifa etmenin ispat ve ikna yeri. Beşer olan bizi, bize tanıtma yeri. Uzun bir yol, zahmetli bir yolculuk, hakkını eda etmek ince bir çizgi, yol arkadaşı da bizim gibi nefis sahibi. ... Yol Arkadaşına dair Hz Musa tebliğ ve irşad vazifesini ifa ederken nice badirelerden geçmiştir. Annesinden, kundağı nehire bırakmasını isteyen Kudret, hiçbir badirede kendisinden desteğini esirgememiştir. Kızıl Deniz ile Firavun ordusu arasında kalınca aynı desteğin sahibine (cc) olan teslimiyeti diline dökülmüştür: "Rabbim bana bir çıkış yolu gösterecektir." Yola çıkmasını emreden, kendisini yalnız bırakacak değildi elbet. Yolun hakkını verince, destek gelecek eyvallah; lakin her yolcu veya yol arkadaşı yola sadakat gösterir mi bilinmez. Zira İsrailoğulları kurtuluşa, özgürlüğe davet ve destek almalarına rağmen, her dönemeçte elçiyi yalnız bıraktı. Bir defasında o kadar açıktan elçiye/yol arkadaşlarına vefasızlık ettiler ki; "Ey Musa, sen haklısın; fakat Firavun karnımızı doyuruyor" dediler. Dediler ve yola yattılar. Zillete alışmış bir zihnin dışavurumuydu bu söz. Aynı zihnin bir başka imtihanda bedel ödemekten kaçışına şahit oluruz: "Ey Musa, sen ve Rabbin gidin savaşın." ... Yolcu ve Yolun Hakkı Her iddia isbata muhtaçtır. Laf kalabalıklığı yaparak ötekinin hakkına girmeden yola ve yol arkadaşına hakkını vermenin elbet bedeli olacaktır. Değilse, içine doğduğu aile yapısının durumu fark etmeksizin iddiası mesnetsiz kalır. Bu mizaçtaki bireyler sosyal hayatta hangi mahallenin hangi oluşumun içerisinde yer alırsa alsın, sadece fanatikleşirler. Sloganlarla hayatlarını ikame eder, ayakta tutarlar. Vicdanları itiraz etse dahi, konforunu korumak adına, ötekinin hakkını teslim edemez. Ailesini, üstünü razı etmek veya vicdanını rahatlatmak için dahi hakkı sahibine teslim edemez, desteğini sunamaz. Kendilerinden bir parça kopuyor hissiyle, iç muhasebe kavgaları onları yanlışa sevk eder. ... Günümüzün en büyük yanılgılarından birisi de aktüalite içerisinde sosyal mecralarda ortaya konan tepkilerin kişiyi sorumluluktan kurtardığı konusudur. Oysa, insan onuruna yakışır paylaşımlar önce sahada pratize edilmeli ki dijital mecralarda tesir uyandırsın. Nasıl ki evdeki biz ile aile dışındaki hayatta sosyal varlığını ortaya koyan biz'in aynı kaliteyi oluşturması gerekiyor; aynen onun gibi reel hayat ile sosyal mecradaki bizin tutarlı olması elzemdir. İlginç bir paylaşıma şahit olmuştum: “Amel Defteri”nin, Twetter, İnstagram ve Facebook vs. olduğunu mu zannediyorsunuz! İki dünyalı bir hayata inanan bizler, bireylerin yolculuk esnasında taşıması gereken sorumluluklarının hesabını vereceğini bilir ve iman ederiz. Yolun sahibinin hatırına, yol arkadaşlarımızla ilişkilerimizde kalitemizi arttırarak yarınlara hazırlanırız. Verilecek hesabımızın olduğu inancıyla daha hassas yaşarız. Amel defterini herkes istediği gibi doldurmakta serbest, eyvallah. Lakin biz, yaratanın razı olduğu bir hayata talibiz. Niyazımız, herkesin kaliteli bir yol arkadaşı arama derdine düştüğü bu çağda; kendi hakkına girmeden kaliteli bir arkadaş olabilmektir. Cevâhir Aydın / Küçük Dünyam
Ekleme Tarihi: 24 Aralık 2021 - Cuma

ANLAMAKLA BAŞLAR YOLCULUK

ANLAMAKLA BAŞLAR YOLCULUK Yol Yolculuk Yolun Hakkı Ve Yol Arkadaşı! İnsanın en iyi yol arkadaşı onu sevdiğini iddia eden değil anlayan kişidir. Zira yolculuk anlamakla başlar. Zaten anlaştın mı başka yollar da açılır. Yol, yurdu yurda, gönlü gönle bağlar. Maddi manevi tüm hedeflere yönelmektir yol. Muradı için yol yürür insan. Gayesi için, menzile varmak için yollar aşar insan. Gayret etmek, yürümek, usûl, adap ve erkân bilmektir yol. Değil mi ki her yürüyüş kişiyi menzile ulaştırmaz. Doğru yolu bulmak, usulünce yürümek şarttır. Başlı başına hayattır, ömürdür yol. Herkesin yürüdüğü bu yolda; insan sayısınca dönemeç, envai çeşit yürüyüş vardır. Ömür yolculuğunda yoldaşımız şüphesiz ki çok önemli. Bir seyahatte, bir davada, bir idealde, kısacası yaşamın her safhasında, yürüdüğümüz her yolda en az yol kadar mühimdir yol arkadaşı. Yol arkadaşının kimisi uzağı yakın, cefayı safa kılar, kimisi de tam tersi. Büyükler; "Önce Refik sonra Tarik" demişler. Bu minvalde hayat yolculuğunda bir turnusol kâğıdı hükmünde olan yolu ve yol arkadaşını birlikte değerlendirmek yerinde olacaktır. En ihtiyaç duyduğunuz dönemde kimler yanınızda ise yolculuğa onlarla devam etmeli. ... 'Yeryüzünde bir halife var edeceğim' buyurdu yaradan. Halifenin mola yeri dünya. Dünya ki vazifeyi ifa etmenin ispat ve ikna yeri. Beşer olan bizi, bize tanıtma yeri. Uzun bir yol, zahmetli bir yolculuk, hakkını eda etmek ince bir çizgi, yol arkadaşı da bizim gibi nefis sahibi. ... Yol Arkadaşına dair Hz Musa tebliğ ve irşad vazifesini ifa ederken nice badirelerden geçmiştir. Annesinden, kundağı nehire bırakmasını isteyen Kudret, hiçbir badirede kendisinden desteğini esirgememiştir. Kızıl Deniz ile Firavun ordusu arasında kalınca aynı desteğin sahibine (cc) olan teslimiyeti diline dökülmüştür: "Rabbim bana bir çıkış yolu gösterecektir." Yola çıkmasını emreden, kendisini yalnız bırakacak değildi elbet. Yolun hakkını verince, destek gelecek eyvallah; lakin her yolcu veya yol arkadaşı yola sadakat gösterir mi bilinmez. Zira İsrailoğulları kurtuluşa, özgürlüğe davet ve destek almalarına rağmen, her dönemeçte elçiyi yalnız bıraktı. Bir defasında o kadar açıktan elçiye/yol arkadaşlarına vefasızlık ettiler ki; "Ey Musa, sen haklısın; fakat Firavun karnımızı doyuruyor" dediler. Dediler ve yola yattılar. Zillete alışmış bir zihnin dışavurumuydu bu söz. Aynı zihnin bir başka imtihanda bedel ödemekten kaçışına şahit oluruz: "Ey Musa, sen ve Rabbin gidin savaşın." ... Yolcu ve Yolun Hakkı Her iddia isbata muhtaçtır. Laf kalabalıklığı yaparak ötekinin hakkına girmeden yola ve yol arkadaşına hakkını vermenin elbet bedeli olacaktır. Değilse, içine doğduğu aile yapısının durumu fark etmeksizin iddiası mesnetsiz kalır. Bu mizaçtaki bireyler sosyal hayatta hangi mahallenin hangi oluşumun içerisinde yer alırsa alsın, sadece fanatikleşirler. Sloganlarla hayatlarını ikame eder, ayakta tutarlar. Vicdanları itiraz etse dahi, konforunu korumak adına, ötekinin hakkını teslim edemez. Ailesini, üstünü razı etmek veya vicdanını rahatlatmak için dahi hakkı sahibine teslim edemez, desteğini sunamaz. Kendilerinden bir parça kopuyor hissiyle, iç muhasebe kavgaları onları yanlışa sevk eder. ... Günümüzün en büyük yanılgılarından birisi de aktüalite içerisinde sosyal mecralarda ortaya konan tepkilerin kişiyi sorumluluktan kurtardığı konusudur. Oysa, insan onuruna yakışır paylaşımlar önce sahada pratize edilmeli ki dijital mecralarda tesir uyandırsın. Nasıl ki evdeki biz ile aile dışındaki hayatta sosyal varlığını ortaya koyan biz'in aynı kaliteyi oluşturması gerekiyor; aynen onun gibi reel hayat ile sosyal mecradaki bizin tutarlı olması elzemdir. İlginç bir paylaşıma şahit olmuştum: “Amel Defteri”nin, Twetter, İnstagram ve Facebook vs. olduğunu mu zannediyorsunuz! İki dünyalı bir hayata inanan bizler, bireylerin yolculuk esnasında taşıması gereken sorumluluklarının hesabını vereceğini bilir ve iman ederiz. Yolun sahibinin hatırına, yol arkadaşlarımızla ilişkilerimizde kalitemizi arttırarak yarınlara hazırlanırız. Verilecek hesabımızın olduğu inancıyla daha hassas yaşarız. Amel defterini herkes istediği gibi doldurmakta serbest, eyvallah. Lakin biz, yaratanın razı olduğu bir hayata talibiz. Niyazımız, herkesin kaliteli bir yol arkadaşı arama derdine düştüğü bu çağda; kendi hakkına girmeden kaliteli bir arkadaş olabilmektir. Cevâhir Aydın / Küçük Dünyam
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.