Denizay Büyükdağ Konuk
Köşe Yazarı
Denizay Büyükdağ Konuk
 

DEPREME UYANMAK

DEPREME UYANMAK 5 Şubat 2023 gecesi hiç olmadığı kadar fırtına vardı. İçimde anlam veremediğim bir endişe, kalbimde ise bir ağrı ve sızı. Uyumayı oldukça seven ben o gece uyumamak için direnç halindeydim. Her saat başı uyanık ve ayakta gezerken içimdeki korkuya anlam yüklemeye çekiniyor korkumu en derine bastırmak için ne kadar çabalasam da korkum her seferinde bir volkan gibi yeniden patlıyordu. En sonunda pes ettim ve uyumaya karar verdim. Tam o esnada çalan telefon sesi yüzümü tokatladı sanki. Saat 04.30 sularıydı ve talihsiz olayın üzerinden sadece 13 dakika geçmişti. Telefon açılınca deprem olduğunu konuşmalardan anlamıştım ama nerde kaç şiddetindeydi bilmiyordum. Telefon kapanıp 7.8 şiddetindeki Kahramanmaraş merkezli depremi öğrenir öğrenmez kalbim artık bende değildi. Sanki bambaşka bir âleme gitmiş gibi buz kestim olduğum yerde. Birden tüm hayatım, umutlarım, geleceğim ve yaşama sevincim benden kaçarcasına gittiler. Yerlerine ise korku, endişe, kaygı ve üzüntüyü bıraktılar. O an enkaz altında kalanları, her yerin nasıl da toz duman olduğunu, bundan sonraki hayatımızda neleri daha az isteyeceğimizi, hayatın ne kadar çabuk sönecek bir mum olduğunu, hayal kurmanın ne kadar riskli olduğunu; acaba psikolojim bozulur mu diye kaçındığımız en ufak bir ekran görüntüsünün ne kadar anlamsız olduğunu, aynı anda birden fazla travmatik olayla nasıl başa çıkılmaya çalışıldığını ve daha sayamayacağım kadar şey gözümün önünden bir fotoğraf serisi gibi geçti. Nutkum tutuldu ve içimdeki o anlam veremediğim korku tam manasıyla anlamını bulmuştu. DEPREME UYANMAK! Çocukluğumdan beri İzmir’in deprem bölgesi olduğu ve şiddetli depremlerin bizi ansızın yakalayabileceği anlatılırdı. 2020 depremine kadar hemen hemen her depremdi artçı gibi düşünür ve birazdan geçer diye birbirimizi teselli ederek atlatırdık. Sallanır sallanır durur mantığındaydık ve öyle olurdu. Ama 30 Ekim 2020 İzmir Depremi sallanıp sallanıp durmadı ve bu defa yolun sonuna geldik galiba deyip ölümü bekledik. Rabbime şükürler olsun yaşayacak ömrümüz varmış sağ salim atlattık o depremi. Deprem korkusunu hepimiz az çok biliriz ama büyük yıkımlara neden olan depremleri yaşayanlar çok daha derinden bilir o korkuyu. Evinizde gezerken hep kendiniz için yaşam üçgeni ararsınız. Depremin akabinde en az 1 ay hayata adapte olamazsınız ve hep enkazda kalma korkusu taşırsınız ve psikolojik olarak kendinizi enkazdan öldürürsünüz. Peki, enkazda ölmeyip çadır kentte yaşamaya alışmayı hiç düşünüyor muyuz? Enkazda hayatını kaybedenler bizler gözüyle ne kadar acınacak durumda olsa da Allah nezdinde şehit olarak kabul görüyorlar. Peki, enkazdan geriye kalanlar, hayatlarında hiç sokakta sabahlamamış olanlar, gelen yardım tırlarının önünde kuyruğa girenler, mobil aşevlerinin önünde yemek alabilmek için bekleyenler… Bunlar çok daha fazla acıyı aynı anda yaşamak zorunda kalıp güçlü olmaya çalışan insanlar. Asıl üzülmemiz gereken güruh bunlar. Deprem ile hayatını kaybetmeyip birden çok acıyı omuzlayan bu insanların hayata yeniden gülümsemesi için toplum olarak o kadar çok fedakârlık yapmalıyız ki. Bir gün, bir ay etrafları kalabalık olacak ama bir yıl, iki yıl ve dahi yüz yıl geçse de biz unutsak da onlar hâlâ 6 Şubat 2023 saat 04:17’de takılı kalmış olacaklar. Rabbim depremlerle imtihan etmesin bir daha. Depremde hayatını kaybeden kardeşlerime Rabbimden rahmet diliyorum. Ve en acısı da can kurtarma pahasına canını feda eden Beşir Derneği Arama Kurtarma Ekipleri Baş Sorumlusu ve Doğu Marmara Bölge Müdürü Metin Doruklu’ya Rabbimden rahmet diliyorum. Geride kalan tüm Ümmet-i Muhammed’e Rabbim sabır versin. Bizlere aynı acıları tekrar yaşatmasın. Vesselam Denizay Büyükdağ Konuk
Ekleme Tarihi: 07 Mart 2023 - Salı

DEPREME UYANMAK

DEPREME UYANMAK 5 Şubat 2023 gecesi hiç olmadığı kadar fırtına vardı. İçimde anlam veremediğim bir endişe, kalbimde ise bir ağrı ve sızı. Uyumayı oldukça seven ben o gece uyumamak için direnç halindeydim. Her saat başı uyanık ve ayakta gezerken içimdeki korkuya anlam yüklemeye çekiniyor korkumu en derine bastırmak için ne kadar çabalasam da korkum her seferinde bir volkan gibi yeniden patlıyordu. En sonunda pes ettim ve uyumaya karar verdim. Tam o esnada çalan telefon sesi yüzümü tokatladı sanki. Saat 04.30 sularıydı ve talihsiz olayın üzerinden sadece 13 dakika geçmişti. Telefon açılınca deprem olduğunu konuşmalardan anlamıştım ama nerde kaç şiddetindeydi bilmiyordum. Telefon kapanıp 7.8 şiddetindeki Kahramanmaraş merkezli depremi öğrenir öğrenmez kalbim artık bende değildi. Sanki bambaşka bir âleme gitmiş gibi buz kestim olduğum yerde. Birden tüm hayatım, umutlarım, geleceğim ve yaşama sevincim benden kaçarcasına gittiler. Yerlerine ise korku, endişe, kaygı ve üzüntüyü bıraktılar. O an enkaz altında kalanları, her yerin nasıl da toz duman olduğunu, bundan sonraki hayatımızda neleri daha az isteyeceğimizi, hayatın ne kadar çabuk sönecek bir mum olduğunu, hayal kurmanın ne kadar riskli olduğunu; acaba psikolojim bozulur mu diye kaçındığımız en ufak bir ekran görüntüsünün ne kadar anlamsız olduğunu, aynı anda birden fazla travmatik olayla nasıl başa çıkılmaya çalışıldığını ve daha sayamayacağım kadar şey gözümün önünden bir fotoğraf serisi gibi geçti. Nutkum tutuldu ve içimdeki o anlam veremediğim korku tam manasıyla anlamını bulmuştu. DEPREME UYANMAK! Çocukluğumdan beri İzmir’in deprem bölgesi olduğu ve şiddetli depremlerin bizi ansızın yakalayabileceği anlatılırdı. 2020 depremine kadar hemen hemen her depremdi artçı gibi düşünür ve birazdan geçer diye birbirimizi teselli ederek atlatırdık. Sallanır sallanır durur mantığındaydık ve öyle olurdu. Ama 30 Ekim 2020 İzmir Depremi sallanıp sallanıp durmadı ve bu defa yolun sonuna geldik galiba deyip ölümü bekledik. Rabbime şükürler olsun yaşayacak ömrümüz varmış sağ salim atlattık o depremi. Deprem korkusunu hepimiz az çok biliriz ama büyük yıkımlara neden olan depremleri yaşayanlar çok daha derinden bilir o korkuyu. Evinizde gezerken hep kendiniz için yaşam üçgeni ararsınız. Depremin akabinde en az 1 ay hayata adapte olamazsınız ve hep enkazda kalma korkusu taşırsınız ve psikolojik olarak kendinizi enkazdan öldürürsünüz. Peki, enkazda ölmeyip çadır kentte yaşamaya alışmayı hiç düşünüyor muyuz? Enkazda hayatını kaybedenler bizler gözüyle ne kadar acınacak durumda olsa da Allah nezdinde şehit olarak kabul görüyorlar. Peki, enkazdan geriye kalanlar, hayatlarında hiç sokakta sabahlamamış olanlar, gelen yardım tırlarının önünde kuyruğa girenler, mobil aşevlerinin önünde yemek alabilmek için bekleyenler… Bunlar çok daha fazla acıyı aynı anda yaşamak zorunda kalıp güçlü olmaya çalışan insanlar. Asıl üzülmemiz gereken güruh bunlar. Deprem ile hayatını kaybetmeyip birden çok acıyı omuzlayan bu insanların hayata yeniden gülümsemesi için toplum olarak o kadar çok fedakârlık yapmalıyız ki. Bir gün, bir ay etrafları kalabalık olacak ama bir yıl, iki yıl ve dahi yüz yıl geçse de biz unutsak da onlar hâlâ 6 Şubat 2023 saat 04:17’de takılı kalmış olacaklar. Rabbim depremlerle imtihan etmesin bir daha. Depremde hayatını kaybeden kardeşlerime Rabbimden rahmet diliyorum. Ve en acısı da can kurtarma pahasına canını feda eden Beşir Derneği Arama Kurtarma Ekipleri Baş Sorumlusu ve Doğu Marmara Bölge Müdürü Metin Doruklu’ya Rabbimden rahmet diliyorum. Geride kalan tüm Ümmet-i Muhammed’e Rabbim sabır versin. Bizlere aynı acıları tekrar yaşatmasın. Vesselam Denizay Büyükdağ Konuk
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.