Doç. Dr. Ömer MENEKŞE
Köşe Yazarı
Doç. Dr. Ömer MENEKŞE
 

BU DA GEÇER YA HÛ…

<p><em>Izdırabın sonu yok sanma, bu &acirc;lem de ge&ccedil;er,</em></p> <p><em>&Ouml;mr-i fani gibidir; g&uuml;n de ge&ccedil;er, dem de ge&ccedil;er&hellip;</em></p> <p>&nbsp;</p> <p>Bir imtihan d&uuml;nyasından ge&ccedil;iyoruz&hellip; Var oluşumuz bir imtihan, varlığımız imtihan, yokluğumuz, yoksunluğumuz imtihan. A&ccedil;lık imtihan, zenginlik imtihan. Ve &ouml;m&uuml;r... b&uuml;t&uuml;n bir &ouml;m&uuml;r imtihan... Bir tek nefesle bitivermiyor &ouml;m&uuml;r. Her nefeste u&ccedil;urumlardan yuvarlanıyor ya da u&ccedil;urumların kıyısından son anda d&ouml;n&uuml;veriyoruz.</p> <p>İmtihandayız. İmtihan i&ccedil;inde nice imtihanlar veriyoruz. A&ccedil;lıkla-toklukla, varlıkla-yoklukla, &ouml;l&uuml;mle-hayatla imtihan oluyoruz.</p> <p>Elbette d&uuml;nya hayatı dikensiz bir g&uuml;l bah&ccedil;esi değil, asla da olmayacak. D&uuml;nya hayatı, hepimiz i&ccedil;in meşakkatlerle, sıkıntılarla, zorluklarla, kimi zaman da l&uuml;tuflarla ve ilah&icirc; ikramlarla dolu bir imtihan vesilesidir.</p> <p><em>&ldquo;Andolsun ki sizi biraz korku ve a&ccedil;lıkla; mallardan, canlardan ve &uuml;r&uuml;nlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri m&uuml;jdele!.&rdquo;</em> (Bakara, 2/155)</p> <p>Bu imtihan s&uuml;recinde bazen mutsuz ve umutsuz bir ruh haline, asık bir surata, kırık bir kalbe b&uuml;r&uuml;n&uuml;yor, dil de su&ccedil;layıcı, yargılayıcı, itham edici s&ouml;zler sarfediyoruz&hellip; Saatler, akıp gidiyor, zamanlar yitiyor, anlar birer birer kayboluyor, en k&ouml;t&uuml; kararlardan bile daha vahim olan kararsızlıklarımız s&uuml;r&uuml;yor&hellip;</p> <p>&Ouml;yle ki bazen nefes alamayacak kadar kendimizi g&uuml;&ccedil;s&uuml;z hissediyor, adeta &uuml;zerimizden tır ge&ccedil;miş gibi t&uuml;m g&uuml;c&uuml;m&uuml;z&uuml; kaybettiğimizi d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yor, duygusal travmalar yaşıyor, dinlediğimiz h&uuml;z&uuml;nl&uuml; şarkılarda kaybolup gidiyoruz&hellip;&nbsp;</p> <p>&ldquo;Bundan sonra mı? Bir daha asla! T&ouml;vbe!&rdquo; s&ouml;zleri ya da kaybolunan o yolda bulunan ilk korunaklı limana sığınıp sığınmama arasında yaşanan gel-gitler&hellip;&nbsp;<br /> İnsanlardan, acıdan, acelecilikten ka&ccedil;ış&hellip;&nbsp;</p> <p>Yolculuklar&hellip; Yollar&hellip; Kendi i&ccedil;ine, kendi d&uuml;nyana yapılan, kendini bulmaya, yaşamaya y&ouml;nelik seyahatler&hellip;&nbsp;</p> <p>&lsquo;Sıkıntıya ramak kala&rsquo;yı elinin tersiyle itip &lsquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&rsquo;ya sığınmak&hellip; İşte, esas tılsım bu!</p> <p>&nbsp;&ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&rdquo; s&ouml;z&uuml;n&uuml;n aslı, &ccedil;ok eskilere, bundan bin k&uuml;sur sene &ouml;nceye, Sel&ccedil;uklular ve Bizans d&ouml;nemine uzanmakta... Fars&ccedil;ası &ldquo;İn n&icirc;z beguzered&rdquo; olan &ldquo;Bu da ge&ccedil;er&rdquo; s&ouml;z&uuml; Anadolu&rsquo;nun eski Rum halkı tarafından &ldquo;K&rsquo;afto ta perasi&rdquo; şeklinde kullanılmış, Osmanlı devrinde Fars&ccedil;a&rsquo;dan T&uuml;rk&ccedil;e&rsquo;ye &ccedil;evrilip sonuna &ldquo;Ya H&ucirc;&rdquo;, yani &ldquo;Y&acirc; Allah&rdquo; ibaresi eklenmiş ve her ne zaman bir sıkıntı ile karşılaşılsa, yardımın Allah&rsquo;tan geleceğini ve sıkıntıların bir g&uuml;n nihayete ereceğini hatırlatmak b&acirc;bında tekrar edilegelmiş...</p> <p>&Ouml;yle ki Osmanlı d&ouml;neminde cami ve tekkelerde&nbsp; &ldquo;Edeb Ya H&ucirc;&rdquo;&nbsp;,&ldquo;Hoş g&ouml;r Ya H&ucirc;&rdquo;&nbsp; ve&nbsp;&ldquo;H&icirc;&ccedil;&rdquo;&nbsp;ifadeleri, gibi hikmetli bir ikaz levhası olmuş adeta &ldquo; Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&rdquo;</p> <p>&nbsp;&ldquo;Edeb Ya H&ucirc;&quot; diğer insanlar tarafından &quot;taşınabilme&quot; kıvamında olmayı; &quot;Hoşg&ouml;r Ya H&ucirc;&quot; herkesi &quot;taşıyabilme&quot; kıvamına gelmeyi; &ldquo;H&icirc;&ccedil;&rdquo; ise benlikten, nefsani arzulardan sıyrılmayı, kulun acizliğini idraki ifade ederken &quot;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&quot; da k&ouml;t&uuml; olaylar ve hayatın sıkıntıları karşısında &quot;taşmama&quot; iradesini ortaya koymuş&hellip;</p> <p>&ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&rdquo;&hellip; Her dem ge&ccedil;er;&nbsp;canlara sık sık uğrayan hasret, korku, pişmanlık, neşe, sevin&ccedil;, keder, ıstırap, saadet gibi t&uuml;rl&uuml; t&uuml;rl&uuml; ruh halleri&nbsp;de gelip ge&ccedil;er &hellip;</p> <p>Nitekim bu durumu Hak aşığı Yunus ş&ouml;yle ifade eder:</p> <p><strong><em>&ldquo;Hak bir g&ouml;n&uuml;l verdi bana, ha demeden hayran olur</em></strong></p> <p><em>Bir dem gelir ş&acirc;dan(sevin&ccedil;li)&nbsp;olur bir dem gelir giry&acirc;n(ağlayan)&nbsp;olur</em></p> <p><em>Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmuş gibi</em></p> <p><em>Bir dem beşaretten doğar hoş bağ ile bostan olur&rdquo;</em></p> <p>H&uuml;zn&uuml;n bin bir kıskacında &ccedil;ile &ccedil;eken insanların hazan bulutlarını aralayıvermeleri i&ccedil;in ecdat bir terkip bulmuş aslında&hellip;&nbsp;<strong>&ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;!&rdquo;</strong></p> <p><strong>M&uuml;&rsquo;min ve m&uuml;tevekkil olanın</strong> &nbsp;başına her ne geldiyse isyana kapılmadan dillerinden d&ouml;k&uuml;l&uuml;veren bir teselli pınarı olmuştur&nbsp;<strong>&ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;.&rdquo;&nbsp; </strong>Unuttuğumuz bu terkibin i&ccedil;erisinde aslında b&uuml;y&uuml;k bir &acirc;lem gizlidir.</p> <p>H&uuml;sn-i hatla yazılmış bu c&uuml;mleyi i&ccedil;eren, teslimiyet, sabır ve rızayı anlatan hikmetli ikaz levhası aslında bizi şu hakikate &ccedil;ağırır:</p> <p>&nbsp;<em>&ldquo;Ey insan! Sana gelen gamlar ve s&uuml;rurlar, senin g&ouml;n&uuml;l hanende bir misafirdir. Sakın onların daim&icirc; olduğunu zannetme! Gelen f&acirc;ni gamlara &uuml;z&uuml;lme, &ccedil;&uuml;nk&uuml; onlar gidicidir. F&acirc;ni s&uuml;rurlara da fazla sevinme; zira onların da bekası yoktur.&rdquo; </em></p> <p>Adeta bu hakikati fısıldayan Mevlana da ş&ouml;yle der:</p> <p style="margin-left:2.0cm"><em>&ldquo;Gam ve keder bir hazinedir. Senin hastalığın ve başına gelen bel&acirc;lar, sıkıntılar da birer hazinedir.&rdquo;</em></p> <p style="margin-left:2.0cm"><em>&nbsp;&ldquo;Ey Hakk yolcusu! Gam ve kederin varsa sevin! Onlar, y&acirc;rin senin i&ccedil;in hazırladığı buluşma tuzağıdır. Zira insan gam ve kederle dolu olduğu zaman Hakk&rsquo;a sığınır, Hakk&rsquo;ı hatırlar.&rdquo;</em></p> <p style="margin-left:2.0cm"><em>&nbsp;&ldquo;Keza gam ve keder, g&ouml;n&uuml;l aynasının &uuml;zerindeki tozları &uuml;fleyen manevi bir l&uuml;tuf r&uuml;zg&acirc;rıdır; sakın onu k&ouml;t&uuml; bir fırtınaya benzetme!..&rdquo;</em></p> <p style="margin-left:2.0cm">&nbsp;</p> <p>Yine aynı şekilde hem d&uuml;nyaya tapınırcasına bağlanan, b&ouml;ylece y&uuml;reği taşlaşan, hem de bin bir sıkıntı i&ccedil;inde kıvranan, dertlenen insana ne g&uuml;zel bir ders verir. &ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;!.&rdquo;</p> <p>Evet, &ldquo;Bu da ge&ccedil;er.&rdquo; , dert de ge&ccedil;er, sıkıntılar da ge&ccedil;er.&nbsp;&Uuml;z&uuml;nt&uuml; ve kederin a&ccedil;mazları lav sıcaklığında y&uuml;rekleri dağlasa da uzun s&uuml;rmez,&nbsp; &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu vaziyet, mutlaka zail olup gider, eriyiverir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; <strong><em>&ldquo;K&uuml;ll&uuml; h&acirc;lin yez&ucirc;l&uuml; (Her h&acirc;l ge&ccedil;icidir.)&rdquo;</em></strong>&nbsp;Ge&ccedil;ip gitmez sanılan acılar gri ızdıraplarla beraber, uzaklaşıverir g&ouml;n&uuml;l ikliminden&hellip;</p> <p>Ve bundan sonra dillendirilecek dua&hellip;&ldquo;<em>Elhamd&uuml;lill&acirc;hi al&acirc; k&uuml;lli h&acirc;l=Bize lutfettiği her h&acirc;le karşı her t&uuml;rl&uuml; hamd Allah&rsquo;a aittir.&rdquo;</em></p> <p>Rabbimiz ş&ouml;yle buyuruyor:&nbsp; &ldquo;<em>Hanginizin davranış&ccedil;a daha iyi olduğunu deneyerek g&ouml;stermek i&ccedil;in &ouml;l&uuml;m&uuml; ve hayatı yaratan O&rsquo;dur. O, g&uuml;&ccedil;l&uuml;d&uuml;r, &ccedil;ok bağışlayıcıdır.&rdquo; </em>(M&uuml;lk, 67/2)</p> <p>D&uuml;nya hayatı, &ouml;l&uuml;m, b&uuml;t&uuml;n bunlar bizim i&ccedil;in birer imtihan vesilesidir. Bakalım hangimiz daha iyi amellerde bulunacağız. &Ouml;yleyse bizim bu hayatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor.</p> <p>Kimi zaman bir sıkıntı, bin hayır kapısını a&ccedil;ar. Umutların t&uuml;kendiği her noktada, Allah&#39;ın rahmet ve umut kapısı hep a&ccedil;ıktır... B&ouml;ylesi g&uuml;nlerde bize d&uuml;şen ş&ouml;yle demektir:</p> <p>&nbsp;&ldquo;<em>Gamına gamlanıp olma mahzun</em>&nbsp;</p> <p><em>Demine demlenip olma mağrur </em></p> <p><em>Ne dem b&acirc;ki, ne gam b&acirc;ki, h&ucirc;.&rdquo;</em> - Muhibbi (Kanuni)</p> <p>Bu d&uuml;nyada ne gam, ne dem b&acirc;ki değildir. Kalıcı olan yeg&acirc;ne varlık, bizi ve k&acirc;inatı yaratan y&uuml;ce Allah&#39;tır, bir de bu g&ouml;k kubbede b&acirc;ki kalan, g&ouml;n&uuml;llere diktiğimiz iyilik fidanlarıdır.</p> <p>Onun i&ccedil;in;</p> <p>Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun.</p> <p>Derdin ne olursa olsun, umudun her zaman Allah olsun&hellip;</p> <p>Gam &ccedil;ekme, endişe etme Allah var...</p> <p>Sarmışsa etrafını dertten duvarlar; bil ki <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;!</strong></p> <p>Dertlerin kalbinde en onulmaz yaralar a&ccedil;mışsa; unutma ki <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;!</strong></p> <p>İ&ccedil;inden &ccedil;ıkılmaz sokaklarda mahrum kalıp g&ouml;zyaşı d&ouml;k&uuml;yorsan eğer; hatırla ki <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;! </strong></p> <p>Aşkın imk&acirc;nsız girdaplarında &ccedil;ırpınıyor ve acı &ccedil;ekiyorsan eğer; umut et ki <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;! </strong></p> <p>Kırdılarsa seni, ezip ge&ccedil;tilerse eğer; Rabb&#39;inin merhametine sığın, <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;!</strong></p> <p>Seni kıranlar, seni &uuml;zenler, g&uuml;&ccedil; ve kuvvete sahip olup zalimlik yapanlar, bilsinler ki elbet <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;! </strong></p> <p>Her varlık, her olay ve başına gelen her şey birer g&ouml;lgeden ibarettir. Hi&ccedil;bir şey kalıcı değil, dertlerin dahi&hellip; Sen Rabb&#39;ine sığın ve O&#39;nun sonsuz rahmetinden iste! Umudunu hi&ccedil; kaybetme, zira derdi veren Allah (c.c.) dermanını da yaratmıştır. Unutma ki mum alevinde titreşen g&ouml;lgeler gibidir dertlerin&hellip;&nbsp;</p> <p>G&uuml;neş doğduğunda hepsi kaybolur, yerini aydınlık alır. Buna inan ve de ki: <strong>&ldquo;Bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;.&rdquo; </strong></p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; Allah var, gam yok!</p> <p>Yazımızı merhum L&uuml;tfi Filiz&rsquo;in sadrından satırlara d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; şu mısralarla sonlandıralım:</p> <p><em>&ldquo;Cel&acirc;liyle z&acirc;hir olsa, bu da ge&ccedil;er be y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p><em>Cem&acirc;liyle &acirc;yan olsa, bu da ge&ccedil;er de y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>B&icirc; karardır felek, daim d&ouml;ner durmaz bir an,</em></p> <p><em>Dursa bir an, ne yer kalır ne g&ouml;k kalır be y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>K&acirc;h-ı zulmet, k&acirc;h-ı env&acirc;r birbir ardın devreder,</em></p> <p><em>K&acirc;h-ı l&uuml;tuf, k&acirc;h-ı kahır, ondan olur be y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>İmtihan i&ccedil;in oluptur daima neş&#39;e, az&acirc;b</em></p> <p><em>Sen, &quot;sen&quot;i bilmek i&ccedil;indir, kahrı l&uuml;tfu be y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>F&acirc;niya vird-i daim et bu s&ouml;z&uuml; her zaman,</em></p> <p><em>Gece g&uuml;nd&uuml;z hatırından hi&ccedil; &ccedil;ıkmasın be y&acirc; h&ucirc;&rdquo;</em></p>
Ekleme Tarihi: 09 Nisan 2019 - Salı

BU DA GEÇER YA HÛ…

<p><em>Izdırabın sonu yok sanma, bu &acirc;lem de ge&ccedil;er,</em></p> <p><em>&Ouml;mr-i fani gibidir; g&uuml;n de ge&ccedil;er, dem de ge&ccedil;er&hellip;</em></p> <p>&nbsp;</p> <p>Bir imtihan d&uuml;nyasından ge&ccedil;iyoruz&hellip; Var oluşumuz bir imtihan, varlığımız imtihan, yokluğumuz, yoksunluğumuz imtihan. A&ccedil;lık imtihan, zenginlik imtihan. Ve &ouml;m&uuml;r... b&uuml;t&uuml;n bir &ouml;m&uuml;r imtihan... Bir tek nefesle bitivermiyor &ouml;m&uuml;r. Her nefeste u&ccedil;urumlardan yuvarlanıyor ya da u&ccedil;urumların kıyısından son anda d&ouml;n&uuml;veriyoruz.</p> <p>İmtihandayız. İmtihan i&ccedil;inde nice imtihanlar veriyoruz. A&ccedil;lıkla-toklukla, varlıkla-yoklukla, &ouml;l&uuml;mle-hayatla imtihan oluyoruz.</p> <p>Elbette d&uuml;nya hayatı dikensiz bir g&uuml;l bah&ccedil;esi değil, asla da olmayacak. D&uuml;nya hayatı, hepimiz i&ccedil;in meşakkatlerle, sıkıntılarla, zorluklarla, kimi zaman da l&uuml;tuflarla ve ilah&icirc; ikramlarla dolu bir imtihan vesilesidir.</p> <p><em>&ldquo;Andolsun ki sizi biraz korku ve a&ccedil;lıkla; mallardan, canlardan ve &uuml;r&uuml;nlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri m&uuml;jdele!.&rdquo;</em> (Bakara, 2/155)</p> <p>Bu imtihan s&uuml;recinde bazen mutsuz ve umutsuz bir ruh haline, asık bir surata, kırık bir kalbe b&uuml;r&uuml;n&uuml;yor, dil de su&ccedil;layıcı, yargılayıcı, itham edici s&ouml;zler sarfediyoruz&hellip; Saatler, akıp gidiyor, zamanlar yitiyor, anlar birer birer kayboluyor, en k&ouml;t&uuml; kararlardan bile daha vahim olan kararsızlıklarımız s&uuml;r&uuml;yor&hellip;</p> <p>&Ouml;yle ki bazen nefes alamayacak kadar kendimizi g&uuml;&ccedil;s&uuml;z hissediyor, adeta &uuml;zerimizden tır ge&ccedil;miş gibi t&uuml;m g&uuml;c&uuml;m&uuml;z&uuml; kaybettiğimizi d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yor, duygusal travmalar yaşıyor, dinlediğimiz h&uuml;z&uuml;nl&uuml; şarkılarda kaybolup gidiyoruz&hellip;&nbsp;</p> <p>&ldquo;Bundan sonra mı? Bir daha asla! T&ouml;vbe!&rdquo; s&ouml;zleri ya da kaybolunan o yolda bulunan ilk korunaklı limana sığınıp sığınmama arasında yaşanan gel-gitler&hellip;&nbsp;<br /> İnsanlardan, acıdan, acelecilikten ka&ccedil;ış&hellip;&nbsp;</p> <p>Yolculuklar&hellip; Yollar&hellip; Kendi i&ccedil;ine, kendi d&uuml;nyana yapılan, kendini bulmaya, yaşamaya y&ouml;nelik seyahatler&hellip;&nbsp;</p> <p>&lsquo;Sıkıntıya ramak kala&rsquo;yı elinin tersiyle itip &lsquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&rsquo;ya sığınmak&hellip; İşte, esas tılsım bu!</p> <p>&nbsp;&ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&rdquo; s&ouml;z&uuml;n&uuml;n aslı, &ccedil;ok eskilere, bundan bin k&uuml;sur sene &ouml;nceye, Sel&ccedil;uklular ve Bizans d&ouml;nemine uzanmakta... Fars&ccedil;ası &ldquo;İn n&icirc;z beguzered&rdquo; olan &ldquo;Bu da ge&ccedil;er&rdquo; s&ouml;z&uuml; Anadolu&rsquo;nun eski Rum halkı tarafından &ldquo;K&rsquo;afto ta perasi&rdquo; şeklinde kullanılmış, Osmanlı devrinde Fars&ccedil;a&rsquo;dan T&uuml;rk&ccedil;e&rsquo;ye &ccedil;evrilip sonuna &ldquo;Ya H&ucirc;&rdquo;, yani &ldquo;Y&acirc; Allah&rdquo; ibaresi eklenmiş ve her ne zaman bir sıkıntı ile karşılaşılsa, yardımın Allah&rsquo;tan geleceğini ve sıkıntıların bir g&uuml;n nihayete ereceğini hatırlatmak b&acirc;bında tekrar edilegelmiş...</p> <p>&Ouml;yle ki Osmanlı d&ouml;neminde cami ve tekkelerde&nbsp; &ldquo;Edeb Ya H&ucirc;&rdquo;&nbsp;,&ldquo;Hoş g&ouml;r Ya H&ucirc;&rdquo;&nbsp; ve&nbsp;&ldquo;H&icirc;&ccedil;&rdquo;&nbsp;ifadeleri, gibi hikmetli bir ikaz levhası olmuş adeta &ldquo; Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&rdquo;</p> <p>&nbsp;&ldquo;Edeb Ya H&ucirc;&quot; diğer insanlar tarafından &quot;taşınabilme&quot; kıvamında olmayı; &quot;Hoşg&ouml;r Ya H&ucirc;&quot; herkesi &quot;taşıyabilme&quot; kıvamına gelmeyi; &ldquo;H&icirc;&ccedil;&rdquo; ise benlikten, nefsani arzulardan sıyrılmayı, kulun acizliğini idraki ifade ederken &quot;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&quot; da k&ouml;t&uuml; olaylar ve hayatın sıkıntıları karşısında &quot;taşmama&quot; iradesini ortaya koymuş&hellip;</p> <p>&ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;&rdquo;&hellip; Her dem ge&ccedil;er;&nbsp;canlara sık sık uğrayan hasret, korku, pişmanlık, neşe, sevin&ccedil;, keder, ıstırap, saadet gibi t&uuml;rl&uuml; t&uuml;rl&uuml; ruh halleri&nbsp;de gelip ge&ccedil;er &hellip;</p> <p>Nitekim bu durumu Hak aşığı Yunus ş&ouml;yle ifade eder:</p> <p><strong><em>&ldquo;Hak bir g&ouml;n&uuml;l verdi bana, ha demeden hayran olur</em></strong></p> <p><em>Bir dem gelir ş&acirc;dan(sevin&ccedil;li)&nbsp;olur bir dem gelir giry&acirc;n(ağlayan)&nbsp;olur</em></p> <p><em>Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmuş gibi</em></p> <p><em>Bir dem beşaretten doğar hoş bağ ile bostan olur&rdquo;</em></p> <p>H&uuml;zn&uuml;n bin bir kıskacında &ccedil;ile &ccedil;eken insanların hazan bulutlarını aralayıvermeleri i&ccedil;in ecdat bir terkip bulmuş aslında&hellip;&nbsp;<strong>&ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;!&rdquo;</strong></p> <p><strong>M&uuml;&rsquo;min ve m&uuml;tevekkil olanın</strong> &nbsp;başına her ne geldiyse isyana kapılmadan dillerinden d&ouml;k&uuml;l&uuml;veren bir teselli pınarı olmuştur&nbsp;<strong>&ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;.&rdquo;&nbsp; </strong>Unuttuğumuz bu terkibin i&ccedil;erisinde aslında b&uuml;y&uuml;k bir &acirc;lem gizlidir.</p> <p>H&uuml;sn-i hatla yazılmış bu c&uuml;mleyi i&ccedil;eren, teslimiyet, sabır ve rızayı anlatan hikmetli ikaz levhası aslında bizi şu hakikate &ccedil;ağırır:</p> <p>&nbsp;<em>&ldquo;Ey insan! Sana gelen gamlar ve s&uuml;rurlar, senin g&ouml;n&uuml;l hanende bir misafirdir. Sakın onların daim&icirc; olduğunu zannetme! Gelen f&acirc;ni gamlara &uuml;z&uuml;lme, &ccedil;&uuml;nk&uuml; onlar gidicidir. F&acirc;ni s&uuml;rurlara da fazla sevinme; zira onların da bekası yoktur.&rdquo; </em></p> <p>Adeta bu hakikati fısıldayan Mevlana da ş&ouml;yle der:</p> <p style="margin-left:2.0cm"><em>&ldquo;Gam ve keder bir hazinedir. Senin hastalığın ve başına gelen bel&acirc;lar, sıkıntılar da birer hazinedir.&rdquo;</em></p> <p style="margin-left:2.0cm"><em>&nbsp;&ldquo;Ey Hakk yolcusu! Gam ve kederin varsa sevin! Onlar, y&acirc;rin senin i&ccedil;in hazırladığı buluşma tuzağıdır. Zira insan gam ve kederle dolu olduğu zaman Hakk&rsquo;a sığınır, Hakk&rsquo;ı hatırlar.&rdquo;</em></p> <p style="margin-left:2.0cm"><em>&nbsp;&ldquo;Keza gam ve keder, g&ouml;n&uuml;l aynasının &uuml;zerindeki tozları &uuml;fleyen manevi bir l&uuml;tuf r&uuml;zg&acirc;rıdır; sakın onu k&ouml;t&uuml; bir fırtınaya benzetme!..&rdquo;</em></p> <p style="margin-left:2.0cm">&nbsp;</p> <p>Yine aynı şekilde hem d&uuml;nyaya tapınırcasına bağlanan, b&ouml;ylece y&uuml;reği taşlaşan, hem de bin bir sıkıntı i&ccedil;inde kıvranan, dertlenen insana ne g&uuml;zel bir ders verir. &ldquo;Bu da ge&ccedil;er Ya H&ucirc;!.&rdquo;</p> <p>Evet, &ldquo;Bu da ge&ccedil;er.&rdquo; , dert de ge&ccedil;er, sıkıntılar da ge&ccedil;er.&nbsp;&Uuml;z&uuml;nt&uuml; ve kederin a&ccedil;mazları lav sıcaklığında y&uuml;rekleri dağlasa da uzun s&uuml;rmez,&nbsp; &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu vaziyet, mutlaka zail olup gider, eriyiverir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; <strong><em>&ldquo;K&uuml;ll&uuml; h&acirc;lin yez&ucirc;l&uuml; (Her h&acirc;l ge&ccedil;icidir.)&rdquo;</em></strong>&nbsp;Ge&ccedil;ip gitmez sanılan acılar gri ızdıraplarla beraber, uzaklaşıverir g&ouml;n&uuml;l ikliminden&hellip;</p> <p>Ve bundan sonra dillendirilecek dua&hellip;&ldquo;<em>Elhamd&uuml;lill&acirc;hi al&acirc; k&uuml;lli h&acirc;l=Bize lutfettiği her h&acirc;le karşı her t&uuml;rl&uuml; hamd Allah&rsquo;a aittir.&rdquo;</em></p> <p>Rabbimiz ş&ouml;yle buyuruyor:&nbsp; &ldquo;<em>Hanginizin davranış&ccedil;a daha iyi olduğunu deneyerek g&ouml;stermek i&ccedil;in &ouml;l&uuml;m&uuml; ve hayatı yaratan O&rsquo;dur. O, g&uuml;&ccedil;l&uuml;d&uuml;r, &ccedil;ok bağışlayıcıdır.&rdquo; </em>(M&uuml;lk, 67/2)</p> <p>D&uuml;nya hayatı, &ouml;l&uuml;m, b&uuml;t&uuml;n bunlar bizim i&ccedil;in birer imtihan vesilesidir. Bakalım hangimiz daha iyi amellerde bulunacağız. &Ouml;yleyse bizim bu hayatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor.</p> <p>Kimi zaman bir sıkıntı, bin hayır kapısını a&ccedil;ar. Umutların t&uuml;kendiği her noktada, Allah&#39;ın rahmet ve umut kapısı hep a&ccedil;ıktır... B&ouml;ylesi g&uuml;nlerde bize d&uuml;şen ş&ouml;yle demektir:</p> <p>&nbsp;&ldquo;<em>Gamına gamlanıp olma mahzun</em>&nbsp;</p> <p><em>Demine demlenip olma mağrur </em></p> <p><em>Ne dem b&acirc;ki, ne gam b&acirc;ki, h&ucirc;.&rdquo;</em> - Muhibbi (Kanuni)</p> <p>Bu d&uuml;nyada ne gam, ne dem b&acirc;ki değildir. Kalıcı olan yeg&acirc;ne varlık, bizi ve k&acirc;inatı yaratan y&uuml;ce Allah&#39;tır, bir de bu g&ouml;k kubbede b&acirc;ki kalan, g&ouml;n&uuml;llere diktiğimiz iyilik fidanlarıdır.</p> <p>Onun i&ccedil;in;</p> <p>Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun.</p> <p>Derdin ne olursa olsun, umudun her zaman Allah olsun&hellip;</p> <p>Gam &ccedil;ekme, endişe etme Allah var...</p> <p>Sarmışsa etrafını dertten duvarlar; bil ki <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;!</strong></p> <p>Dertlerin kalbinde en onulmaz yaralar a&ccedil;mışsa; unutma ki <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;!</strong></p> <p>İ&ccedil;inden &ccedil;ıkılmaz sokaklarda mahrum kalıp g&ouml;zyaşı d&ouml;k&uuml;yorsan eğer; hatırla ki <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;! </strong></p> <p>Aşkın imk&acirc;nsız girdaplarında &ccedil;ırpınıyor ve acı &ccedil;ekiyorsan eğer; umut et ki <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;! </strong></p> <p>Kırdılarsa seni, ezip ge&ccedil;tilerse eğer; Rabb&#39;inin merhametine sığın, <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;!</strong></p> <p>Seni kıranlar, seni &uuml;zenler, g&uuml;&ccedil; ve kuvvete sahip olup zalimlik yapanlar, bilsinler ki elbet <strong>bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;! </strong></p> <p>Her varlık, her olay ve başına gelen her şey birer g&ouml;lgeden ibarettir. Hi&ccedil;bir şey kalıcı değil, dertlerin dahi&hellip; Sen Rabb&#39;ine sığın ve O&#39;nun sonsuz rahmetinden iste! Umudunu hi&ccedil; kaybetme, zira derdi veren Allah (c.c.) dermanını da yaratmıştır. Unutma ki mum alevinde titreşen g&ouml;lgeler gibidir dertlerin&hellip;&nbsp;</p> <p>G&uuml;neş doğduğunda hepsi kaybolur, yerini aydınlık alır. Buna inan ve de ki: <strong>&ldquo;Bu da ge&ccedil;er ya H&ucirc;.&rdquo; </strong></p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; Allah var, gam yok!</p> <p>Yazımızı merhum L&uuml;tfi Filiz&rsquo;in sadrından satırlara d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; şu mısralarla sonlandıralım:</p> <p><em>&ldquo;Cel&acirc;liyle z&acirc;hir olsa, bu da ge&ccedil;er be y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p><em>Cem&acirc;liyle &acirc;yan olsa, bu da ge&ccedil;er de y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>B&icirc; karardır felek, daim d&ouml;ner durmaz bir an,</em></p> <p><em>Dursa bir an, ne yer kalır ne g&ouml;k kalır be y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>K&acirc;h-ı zulmet, k&acirc;h-ı env&acirc;r birbir ardın devreder,</em></p> <p><em>K&acirc;h-ı l&uuml;tuf, k&acirc;h-ı kahır, ondan olur be y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>İmtihan i&ccedil;in oluptur daima neş&#39;e, az&acirc;b</em></p> <p><em>Sen, &quot;sen&quot;i bilmek i&ccedil;indir, kahrı l&uuml;tfu be y&acirc; h&ucirc;...</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>F&acirc;niya vird-i daim et bu s&ouml;z&uuml; her zaman,</em></p> <p><em>Gece g&uuml;nd&uuml;z hatırından hi&ccedil; &ccedil;ıkmasın be y&acirc; h&ucirc;&rdquo;</em></p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.