Böbrek Taşınız mı var?
<p>Merhaba sayın okurlarım. Böbrek taşı ve bel fıtığı ikisini de kimsenin tecrübe etmesini istemem. Gerçekten deneyimleyenler bilir, tek kelime ile çok ızdirap verci ağrılar ve dayanmak oldukça güç. O yüzden böbrek taşından muzdarip biri olarak deneyimlediğim ve deneysel çalışma ile de etkisini ortaya koyduğumuz basit bir tedaviden bahsedeceğim. Öncelikle böbrek taşını bir anlayalım.</p>
<p> Üriner sistem taş hastalığı, tekrarlama ve böbrek kaybına kadar giden ciddi sonuçlar doğurması özelliği ile insanlık tarihinin bilinen (MÖ 4800) en eski hastalığıdır. Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde üriner sistem taş hastalığı halen ciddi bir sağlık sorunudur ve sağlık harcamalarının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ülkemiz üriner sistem taş hastalığı için riskli bir coğrafyadadır ve bir çalışmada ülkemizde taş hastalığı prevalansı 14.8 olarak bildirilmiştir. Böbrek taşı hastalığı (nefrolitiyazis) genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkan multifaktöriyel bir patolojiye sahiptir. Böbrek taşlarının 80’inin yapısında kalsiyum oksalat (CaOx) ve kalsiyum fosfat (CaP) bulunmaktadır; 10’u strüvitten, 9’u ise ürik asitten oluşmaktadır. Taşların 1’i ise sistin veya amonyum asit ürattan oluşur, ya da ilaç kullanımına bağlı olarak oluşan taşlardır. Böbrek taşı oluşumu fizyolojik olarak, bahsedilen maddelerin istenmeyen bir şekilde sıvı fazdan katı duruma geçmeleri sonucu oluşur.</p>
<p>İdrarla atılan oksalatın 10’unun kaynağı diyetle alınan oksalattan zengin maddelerdir. Kalanı ise endojen metabolizma sonucu oluşur. Oksalat askorbik asidin oksidatif metabolizmasının son ürünüdür. Ayrıca vücutta glioksilatın oksidasyonu sonucunda da oksalat açığa çıkar. Karbonatlı ve kafeinli içecekler; yeşil sebzeler, erik, çilek, trunçgiller, çikolata, çay, kuru yemiş ve birada oksalat miktarının yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Diyetle artmış alım, doğuştan metabolizma bozukluğu, barsakta çok emilim veya dışarıdan oksalat prekürsörlerinin alımı idrarla oksalat atılımının artışı ile sonuçlanır. Böylece idrarda kalsiyum-oksalat kristalleri yoğunlaşır ve kalsiyum-oksalat (CaOx) taşları meydana gelir.</p>
<p>Gelelim bu sancılı durumdan kurtulmanın yollarına. Ben size cerrahi olarak yapılan taş kırma, taşı yerinden çıkarma gibi işlemlerden bahsetmeyeceğim. Daha basit ve uygulanabilir bir yöntemden bahsedeceğim. Normalde 6 mm’den büyük olan taşların cerrahi işlem ile çıkarılması gerekmektedir. Ama sizde olan taş bundan küçükse çok faydasını görürsünüz. Eğer bu boyuttan büyükse yine de denemenizi tavsiye ederim, taşın boyutlarının küçülmesine yardım edecektir.</p>
<p> Gilaburu (<em>Viburnum opulus); </em>Avrupa’da batı, doğu ve kuzeydoğu bölgelerinde, <em>V. opulus var. Sargentini </em>uzak doğu ülkelerinde (Kore, Japonya, Çin) yaygındır. Gilaburu, ülkemizde İç Anadolu’da özellikle Kayseri ve civarında yetiştirilen bir meyvedir. Meyveler toplandıktan sonra su dolu kaplar içerisinde olgunlaştırıldıktan sonra suyu sıkılarak ve genellikle sulandırılıp şeker ilave edilerek içecek olarak tüketilmektedir. Meyveleri önce yeşilimsi ve sonra olgunlaştıkça kırmızı bir renk alır. Eylül– Ekim aylarında hasat edilen meyveler su içine konularak saklanır. Geleneksel olarak gilaburuya atfedilen özellikler arasında yüksek tansiyonu, tüberkülozu, nefes darlığını, sindirim problemlerini, soğuk algınlığını önlemesi gelmektedir. Ayrıca Kayseri’ de halk arasında böbrek taşlarını eritebildiği söylenmektedir. Gilaburu meyvesi vitamin K, viburnin, isovalerianik asit, salisin, salik asit, reçine içermesinin yanında bitkiye kendine özgü bir koku veren valerik asit te içermektedir. Bol miktarda C vitamini ve antioksidan özellik gösteren maddeler içeren gilaburu meyvesi gıda endüstrisinde kullanımının yanında meyveleri boya ve mürekkep endüstrisinde de kullanım alanı bulmaktadır.</p>
<p>Bu kadar bitkiden bahsettikten sonra böbrek taşları için nasıl kullanacağımıza bir bakalım.</p>
<ol>
<li>Marketlerde şişelenmiş meyve suyu olarak ta bulabileceğiniz Gilaburuyu salamura meyve şeklinde almanızı öneririm.</li>
<li>Daha sonra bu meyveyi bir tülbent yardımı ile taze olarak günlük sıkıp suyunu hazırlayacağız.</li>
<li>Kullanımına gelince 1 hafta boyunca sabah ve akşam aç karnına 1 su bardağı tüketmek gerekmektedir.</li>
<li>İstenilirse şeker hastalığı olmayanlar biraz içerisine şeker ilave edebilir.</li>
<li>Bu tedavi esnasında da bol temiz su tüketimi ve birde hareket etmek gerekmektedir.</li>
</ol>
<p> </p>
<p>Acil şifalar diliyorum.</p>
<p> </p>
<p>Selametle kalınız.</p>
Ekleme
Tarihi: 29 Nisan 2019 - Pazartesi
Böbrek Taşınız mı var?
<p>Merhaba sayın okurlarım. Böbrek taşı ve bel fıtığı ikisini de kimsenin tecrübe etmesini istemem. Gerçekten deneyimleyenler bilir, tek kelime ile çok ızdirap verci ağrılar ve dayanmak oldukça güç. O yüzden böbrek taşından muzdarip biri olarak deneyimlediğim ve deneysel çalışma ile de etkisini ortaya koyduğumuz basit bir tedaviden bahsedeceğim. Öncelikle böbrek taşını bir anlayalım.</p>
<p> Üriner sistem taş hastalığı, tekrarlama ve böbrek kaybına kadar giden ciddi sonuçlar doğurması özelliği ile insanlık tarihinin bilinen (MÖ 4800) en eski hastalığıdır. Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde üriner sistem taş hastalığı halen ciddi bir sağlık sorunudur ve sağlık harcamalarının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ülkemiz üriner sistem taş hastalığı için riskli bir coğrafyadadır ve bir çalışmada ülkemizde taş hastalığı prevalansı 14.8 olarak bildirilmiştir. Böbrek taşı hastalığı (nefrolitiyazis) genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkan multifaktöriyel bir patolojiye sahiptir. Böbrek taşlarının 80’inin yapısında kalsiyum oksalat (CaOx) ve kalsiyum fosfat (CaP) bulunmaktadır; 10’u strüvitten, 9’u ise ürik asitten oluşmaktadır. Taşların 1’i ise sistin veya amonyum asit ürattan oluşur, ya da ilaç kullanımına bağlı olarak oluşan taşlardır. Böbrek taşı oluşumu fizyolojik olarak, bahsedilen maddelerin istenmeyen bir şekilde sıvı fazdan katı duruma geçmeleri sonucu oluşur.</p>
<p>İdrarla atılan oksalatın 10’unun kaynağı diyetle alınan oksalattan zengin maddelerdir. Kalanı ise endojen metabolizma sonucu oluşur. Oksalat askorbik asidin oksidatif metabolizmasının son ürünüdür. Ayrıca vücutta glioksilatın oksidasyonu sonucunda da oksalat açığa çıkar. Karbonatlı ve kafeinli içecekler; yeşil sebzeler, erik, çilek, trunçgiller, çikolata, çay, kuru yemiş ve birada oksalat miktarının yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Diyetle artmış alım, doğuştan metabolizma bozukluğu, barsakta çok emilim veya dışarıdan oksalat prekürsörlerinin alımı idrarla oksalat atılımının artışı ile sonuçlanır. Böylece idrarda kalsiyum-oksalat kristalleri yoğunlaşır ve kalsiyum-oksalat (CaOx) taşları meydana gelir.</p>
<p>Gelelim bu sancılı durumdan kurtulmanın yollarına. Ben size cerrahi olarak yapılan taş kırma, taşı yerinden çıkarma gibi işlemlerden bahsetmeyeceğim. Daha basit ve uygulanabilir bir yöntemden bahsedeceğim. Normalde 6 mm’den büyük olan taşların cerrahi işlem ile çıkarılması gerekmektedir. Ama sizde olan taş bundan küçükse çok faydasını görürsünüz. Eğer bu boyuttan büyükse yine de denemenizi tavsiye ederim, taşın boyutlarının küçülmesine yardım edecektir.</p>
<p> Gilaburu (<em>Viburnum opulus); </em>Avrupa’da batı, doğu ve kuzeydoğu bölgelerinde, <em>V. opulus var. Sargentini </em>uzak doğu ülkelerinde (Kore, Japonya, Çin) yaygındır. Gilaburu, ülkemizde İç Anadolu’da özellikle Kayseri ve civarında yetiştirilen bir meyvedir. Meyveler toplandıktan sonra su dolu kaplar içerisinde olgunlaştırıldıktan sonra suyu sıkılarak ve genellikle sulandırılıp şeker ilave edilerek içecek olarak tüketilmektedir. Meyveleri önce yeşilimsi ve sonra olgunlaştıkça kırmızı bir renk alır. Eylül– Ekim aylarında hasat edilen meyveler su içine konularak saklanır. Geleneksel olarak gilaburuya atfedilen özellikler arasında yüksek tansiyonu, tüberkülozu, nefes darlığını, sindirim problemlerini, soğuk algınlığını önlemesi gelmektedir. Ayrıca Kayseri’ de halk arasında böbrek taşlarını eritebildiği söylenmektedir. Gilaburu meyvesi vitamin K, viburnin, isovalerianik asit, salisin, salik asit, reçine içermesinin yanında bitkiye kendine özgü bir koku veren valerik asit te içermektedir. Bol miktarda C vitamini ve antioksidan özellik gösteren maddeler içeren gilaburu meyvesi gıda endüstrisinde kullanımının yanında meyveleri boya ve mürekkep endüstrisinde de kullanım alanı bulmaktadır.</p>
<p>Bu kadar bitkiden bahsettikten sonra böbrek taşları için nasıl kullanacağımıza bir bakalım.</p>
<ol>
<li>Marketlerde şişelenmiş meyve suyu olarak ta bulabileceğiniz Gilaburuyu salamura meyve şeklinde almanızı öneririm.</li>
<li>Daha sonra bu meyveyi bir tülbent yardımı ile taze olarak günlük sıkıp suyunu hazırlayacağız.</li>
<li>Kullanımına gelince 1 hafta boyunca sabah ve akşam aç karnına 1 su bardağı tüketmek gerekmektedir.</li>
<li>İstenilirse şeker hastalığı olmayanlar biraz içerisine şeker ilave edebilir.</li>
<li>Bu tedavi esnasında da bol temiz su tüketimi ve birde hareket etmek gerekmektedir.</li>
</ol>
<p> </p>
<p>Acil şifalar diliyorum.</p>
<p> </p>
<p>Selametle kalınız.</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.