Ergun DUR
Köşe Yazarı
Ergun DUR
 

KUŞAK ÇATIŞMASI..

KUŞAK ÇATIŞMASI.. İlginç bir çağda yaşıyoruz…Bu ilginç bir çağa tanıklık eden bir nesiliz. Şanslı mıyız, değil miyiz? Pek bilinesi değil. Üç ayrı kuşağı bir arada görüyoruz. Aslında üç ayrı dünya mı desek daha doğru olur mu bilemedim.. Bir eğitimci olarak bu kuşaklara tanıklık etmenin keyfini ve şaşkınlığını yaşıyorum. Zevkler, ilgiler, bakış açısı ne kadar da farklı…. Öncelikle “KUŞAK” nedir? Onu açıklayarak başlayalım. Bilindiği üzere toplumları nesilden nesile getiren insan topluluklarına “KUŞAK” denir. Sessiz Kuşak, Baby Boomer Kuşağı, X,Y, Z Kuşağı. Dilerseniz kısaca bahsedelim bu kuşaklardan. Sessiz Kuşak 1925-1945 arası doğan kuşağa verilen isimdir. Sessiz Kuşak dönemi tüm dünyada otoriter rejimlerin hâkim olduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı bir dönemdir. Ebeveynleri tarafından toplumsal olaylara karşı sessiz kalmaları ve görüşlerinin açıkça konuşmamaları öğretilmiştir. Bu yüzden bu kuşağa 'Sessiz Kuşak' adı verilmiştir. Baby Boomer Kuşağına…1946-1964 arası doğan insanların kuşağı. Bu kuşaktaki insanlar dünyanın insan hakları hareketlerini ve radyonun altın çağını yaşadığı yıllardır. Sadakat duyguları yüksekti ve kanaatkârlardı. Aynı yerde uzun süre çalıştılar. Teknoloji kimine yakın kimine uzak oldu, çok benimseyemediler denilebilir. Aslında babaları gibi otoriteye saygılılardı. X Kuşağı ise1965-1979 arası doğumlular bu kuşaktandır. Henüz teknolojinin gelişmediği dönemdir. Değişimi kabullenmeyen, teknolojiye uyum sağlamakta sorunlar yaşamış bir kuşaktır. Zorluk ve yokluk dönemlerinden geçtiği için sabırlı, disiplinli ve saygılı bir kuşaktır. Kendi kendine yetebilme becerisi geliştirmişlerdir. Toplumsal sorunlara duyarlıdır. Bantlı teyp ve pikapla, merdaneli çamaşır makinaları ile dünyaya gözlerini açmışlardır. Aidiyet duyguları geliştiği için yüzeysel ilişkilerden kaçınırlar..  Risk almayı sevmezler ve otoriteye daima saygı duyarlar. Bu özelliklerinden dolayı yeni kuşaklar tarafından genellikle eski kafalı olmakla suçlanırlar. Yeniliklere açık, adapte olma konusunda zorluk çekmeyen X kuşağı, başarılı ve esnektir. Kendi kendisine yetebilen bağımsız bir nesildir. Dini değerlere, kültüre ve maneviyata önem verirler. Yaşamak için çalışan bu nesil sabırlı ve çalışmayı seviyor. Çalışmayı eğlenceli ve daha zevkli hale getirebiliyor. Teknolojiyi sadece ihtiyaçları oranında kullanırlar. Onlar için aile saygı duyulması gereken en önemli kurumlardan biridir.  Y Kuşağı :  Kendilerini komik, eğlenceli ve zeki olarak tanımlar. Genellikle olaylara şüpheci yaklaşırlar ve bir olayın öncelikle nedenlerini sorgularlar. Her alanda fark oluşturmaktan ve fark edilmekten hoşlanırlar. Düşünce tarzlarından, kılık kıyafetlerine kadar dikkatleri üzerlerine çekerler. 1980-1999 yılları arasında doğanlar bu kuşaktadır. Milenyum kuşağı olarak da bilinir. X ve Z kuşağı arasında köprü diyebiliriz. Teknolojiyle çocukluk dönemlerinde tanışmışlardır. Bu nedenle çok çabuk adapte olmuşlardır. Teknolojik olarak donanımlı bir kuşaktır. İstedikleri olana kadar direnirler. Kurallara uymaktan hoşlanmazlar, otoriteyi sevmezler. Kendilerine farklı görüşler dayatılmasını sevmezler. Aile bağlarına ve arkadaşlığa önem verirler. Eylemde bulunmak veya yardımlaşmak için sosyal ağları etkin olarak kullanırlar. Çalışmaktan hoşlanmaz, eğlenmeyi ve kazanmayı severler. Değişimlere kolaylıkla ayak uydururlar. Özgürlüklerine düşkün ve bağımsızdırlar. Toplumsal değerlere ve kurumlara karşı mesafeli bir tutum sergilerler. Z Kuşağı: Yaş aralığı bazı kaynaklar içerisinde 1996 senesinden itibaren doğan bireyler olarak biliniyor. Teknolojinin tam ortasında doğanlar da denilebilir. Bu neslin ''internet kuşağı'' şeklinde de adlandırıldığı söylenebilir. 21. Yüzyılın ilk nesli olan bu kuşak, teknolojinin ilerlemesinden ötürü diğer kuşaklar göre teknoloji ile iç içe büyüyen bir nesil olarak adlandırılabilir. Kristal kuşak olarak da anılırlar. Sosyal ortamlarda öne çıkarlar. Neredeyse teknolojiyle hayata gözlerini açmışlardır. En minikleri bile ellerindeki akıllı telefon ve tabletleri anne demeyi öğrenmeden önce profesyonelce kullanmaya başlamıştır. Doğrusunu isterseniz bu çok da övünülecek bir konu değildir. Erken yaşta teknolojik alet kullanmaya başlayan çocuklarda bir takım gelişim gerilikleri görüldüğü bilinen bir gerçektir. Çabuk sıkılan ve çabuk tüketen bir nesildir. Söylemek istediklerini karşı tarafa direkt söylerler. Sabırsızdırlar. Kararsız, tatminsiz ve tüketicidirler. Aidiyet duyguları gelişmemiştir. Aynı anda birçok işle meşgul olabilirler. Odaklanma süreleri çok kısadır. Dikkat ve konsantrasyon zorluğu yaşarlar. Bunda dijital ortamlarla iç içe olmasının çok etkisi vardır. Yaptıkları işten çok çabuk sıkılırlar. Z Kuşağı için geleneksel eğitim uygun değildir. Çok zorluk görmediği için azim ve hırsları yoktur. Bu da iş hayatlarında zorluklara neden olabilir. IQ seviyeleri oldukça yüksektir. İnternet üzerinden sosyal medya platformları ile sosyalleşirler. Ekip çalışmasına pek yatkın değillerdir. Özveri sergileme, çaba harcama, Z kuşağına göre olmayan durumlardır. Teknolojinin sayesinde bilgiye oldukça çabuk ulaştıklarından ötürü hızlı yaşamaya alışkındırlar. Sosyal olaylara, çevreye, hayvan haklarına, insan haklarına karşı oldukça duyarlıdır. Genelde sanal alemde yaşadıkları için bireysel takılırlar. Birçok konuyla aynı anda ilgilenebilme becerisi ve kıvraklığı vardır.  Motivasyonları yüksek ve girişimci ruhludurlar.  Problem çözme yetenekleri yüksek olmasına rağmen anne baba ve ebeveynlerinin onlara hata yapma şansı vermemesi karar vermede zayıf olmalarına neden olmaktadır. 3 KUŞAK BİR ARADA. Farklılıkları gözlemlemek hiç de zor değil. Tabi bunun da doğal sonucu olarak kuşak çatışması kaçınılmaz oluyor. Her bir kuşak kendilerinden önceki bir diğer kuşağın kendilerini anlamadığını düşünür. Bunun nedeni ise, her bir kuşağın hayatlarını sürdürdükleri dönemde, farklı hayat şartları, farklı kültürler yaşamış olmalarıdır. Aslında çatışmanın en büyük sebebi her bir kuşağın yaşadığı dünyanın farklılık göstermesidir. Aslında temel olarak bütün kuşakların birbirinden farkı yoktur. Ancak farklı şartlarda sürdürdüklerinden hayata bakış açıları farklılık gösterir. Bu sebepledir ki farklı tarihlerde doğan insanlar farklı kuşakları oluşturmuştur. Aslında empati kurarak, iletişim kurarak bu karmaşa yani kuşak çatışması ciddi oranda asgari düzeye inebilir. Yıllara bağlı gelişmeyle görülen yaşam tarzları, teknolojik gelişmeler kuşaklar arasında büyük uçurumların olmasına neden olmuştur. Bu da doğal olarak kuşak çatışmasını ortaya çıkarmıştır. Bir önceki nesli her nesil eleştirmiştir. Ergun Dur
Ekleme Tarihi: 05 Ekim 2021 - Salı

KUŞAK ÇATIŞMASI..

KUŞAK ÇATIŞMASI.. İlginç bir çağda yaşıyoruz…Bu ilginç bir çağa tanıklık eden bir nesiliz. Şanslı mıyız, değil miyiz? Pek bilinesi değil. Üç ayrı kuşağı bir arada görüyoruz. Aslında üç ayrı dünya mı desek daha doğru olur mu bilemedim.. Bir eğitimci olarak bu kuşaklara tanıklık etmenin keyfini ve şaşkınlığını yaşıyorum. Zevkler, ilgiler, bakış açısı ne kadar da farklı…. Öncelikle “KUŞAK” nedir? Onu açıklayarak başlayalım. Bilindiği üzere toplumları nesilden nesile getiren insan topluluklarına “KUŞAK” denir. Sessiz Kuşak, Baby Boomer Kuşağı, X,Y, Z Kuşağı. Dilerseniz kısaca bahsedelim bu kuşaklardan. Sessiz Kuşak 1925-1945 arası doğan kuşağa verilen isimdir. Sessiz Kuşak dönemi tüm dünyada otoriter rejimlerin hâkim olduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı bir dönemdir. Ebeveynleri tarafından toplumsal olaylara karşı sessiz kalmaları ve görüşlerinin açıkça konuşmamaları öğretilmiştir. Bu yüzden bu kuşağa 'Sessiz Kuşak' adı verilmiştir. Baby Boomer Kuşağına…1946-1964 arası doğan insanların kuşağı. Bu kuşaktaki insanlar dünyanın insan hakları hareketlerini ve radyonun altın çağını yaşadığı yıllardır. Sadakat duyguları yüksekti ve kanaatkârlardı. Aynı yerde uzun süre çalıştılar. Teknoloji kimine yakın kimine uzak oldu, çok benimseyemediler denilebilir. Aslında babaları gibi otoriteye saygılılardı. X Kuşağı ise1965-1979 arası doğumlular bu kuşaktandır. Henüz teknolojinin gelişmediği dönemdir. Değişimi kabullenmeyen, teknolojiye uyum sağlamakta sorunlar yaşamış bir kuşaktır. Zorluk ve yokluk dönemlerinden geçtiği için sabırlı, disiplinli ve saygılı bir kuşaktır. Kendi kendine yetebilme becerisi geliştirmişlerdir. Toplumsal sorunlara duyarlıdır. Bantlı teyp ve pikapla, merdaneli çamaşır makinaları ile dünyaya gözlerini açmışlardır. Aidiyet duyguları geliştiği için yüzeysel ilişkilerden kaçınırlar..  Risk almayı sevmezler ve otoriteye daima saygı duyarlar. Bu özelliklerinden dolayı yeni kuşaklar tarafından genellikle eski kafalı olmakla suçlanırlar. Yeniliklere açık, adapte olma konusunda zorluk çekmeyen X kuşağı, başarılı ve esnektir. Kendi kendisine yetebilen bağımsız bir nesildir. Dini değerlere, kültüre ve maneviyata önem verirler. Yaşamak için çalışan bu nesil sabırlı ve çalışmayı seviyor. Çalışmayı eğlenceli ve daha zevkli hale getirebiliyor. Teknolojiyi sadece ihtiyaçları oranında kullanırlar. Onlar için aile saygı duyulması gereken en önemli kurumlardan biridir.  Y Kuşağı :  Kendilerini komik, eğlenceli ve zeki olarak tanımlar. Genellikle olaylara şüpheci yaklaşırlar ve bir olayın öncelikle nedenlerini sorgularlar. Her alanda fark oluşturmaktan ve fark edilmekten hoşlanırlar. Düşünce tarzlarından, kılık kıyafetlerine kadar dikkatleri üzerlerine çekerler. 1980-1999 yılları arasında doğanlar bu kuşaktadır. Milenyum kuşağı olarak da bilinir. X ve Z kuşağı arasında köprü diyebiliriz. Teknolojiyle çocukluk dönemlerinde tanışmışlardır. Bu nedenle çok çabuk adapte olmuşlardır. Teknolojik olarak donanımlı bir kuşaktır. İstedikleri olana kadar direnirler. Kurallara uymaktan hoşlanmazlar, otoriteyi sevmezler. Kendilerine farklı görüşler dayatılmasını sevmezler. Aile bağlarına ve arkadaşlığa önem verirler. Eylemde bulunmak veya yardımlaşmak için sosyal ağları etkin olarak kullanırlar. Çalışmaktan hoşlanmaz, eğlenmeyi ve kazanmayı severler. Değişimlere kolaylıkla ayak uydururlar. Özgürlüklerine düşkün ve bağımsızdırlar. Toplumsal değerlere ve kurumlara karşı mesafeli bir tutum sergilerler. Z Kuşağı: Yaş aralığı bazı kaynaklar içerisinde 1996 senesinden itibaren doğan bireyler olarak biliniyor. Teknolojinin tam ortasında doğanlar da denilebilir. Bu neslin ''internet kuşağı'' şeklinde de adlandırıldığı söylenebilir. 21. Yüzyılın ilk nesli olan bu kuşak, teknolojinin ilerlemesinden ötürü diğer kuşaklar göre teknoloji ile iç içe büyüyen bir nesil olarak adlandırılabilir. Kristal kuşak olarak da anılırlar. Sosyal ortamlarda öne çıkarlar. Neredeyse teknolojiyle hayata gözlerini açmışlardır. En minikleri bile ellerindeki akıllı telefon ve tabletleri anne demeyi öğrenmeden önce profesyonelce kullanmaya başlamıştır. Doğrusunu isterseniz bu çok da övünülecek bir konu değildir. Erken yaşta teknolojik alet kullanmaya başlayan çocuklarda bir takım gelişim gerilikleri görüldüğü bilinen bir gerçektir. Çabuk sıkılan ve çabuk tüketen bir nesildir. Söylemek istediklerini karşı tarafa direkt söylerler. Sabırsızdırlar. Kararsız, tatminsiz ve tüketicidirler. Aidiyet duyguları gelişmemiştir. Aynı anda birçok işle meşgul olabilirler. Odaklanma süreleri çok kısadır. Dikkat ve konsantrasyon zorluğu yaşarlar. Bunda dijital ortamlarla iç içe olmasının çok etkisi vardır. Yaptıkları işten çok çabuk sıkılırlar. Z Kuşağı için geleneksel eğitim uygun değildir. Çok zorluk görmediği için azim ve hırsları yoktur. Bu da iş hayatlarında zorluklara neden olabilir. IQ seviyeleri oldukça yüksektir. İnternet üzerinden sosyal medya platformları ile sosyalleşirler. Ekip çalışmasına pek yatkın değillerdir. Özveri sergileme, çaba harcama, Z kuşağına göre olmayan durumlardır. Teknolojinin sayesinde bilgiye oldukça çabuk ulaştıklarından ötürü hızlı yaşamaya alışkındırlar. Sosyal olaylara, çevreye, hayvan haklarına, insan haklarına karşı oldukça duyarlıdır. Genelde sanal alemde yaşadıkları için bireysel takılırlar. Birçok konuyla aynı anda ilgilenebilme becerisi ve kıvraklığı vardır.  Motivasyonları yüksek ve girişimci ruhludurlar.  Problem çözme yetenekleri yüksek olmasına rağmen anne baba ve ebeveynlerinin onlara hata yapma şansı vermemesi karar vermede zayıf olmalarına neden olmaktadır. 3 KUŞAK BİR ARADA. Farklılıkları gözlemlemek hiç de zor değil. Tabi bunun da doğal sonucu olarak kuşak çatışması kaçınılmaz oluyor. Her bir kuşak kendilerinden önceki bir diğer kuşağın kendilerini anlamadığını düşünür. Bunun nedeni ise, her bir kuşağın hayatlarını sürdürdükleri dönemde, farklı hayat şartları, farklı kültürler yaşamış olmalarıdır. Aslında çatışmanın en büyük sebebi her bir kuşağın yaşadığı dünyanın farklılık göstermesidir. Aslında temel olarak bütün kuşakların birbirinden farkı yoktur. Ancak farklı şartlarda sürdürdüklerinden hayata bakış açıları farklılık gösterir. Bu sebepledir ki farklı tarihlerde doğan insanlar farklı kuşakları oluşturmuştur. Aslında empati kurarak, iletişim kurarak bu karmaşa yani kuşak çatışması ciddi oranda asgari düzeye inebilir. Yıllara bağlı gelişmeyle görülen yaşam tarzları, teknolojik gelişmeler kuşaklar arasında büyük uçurumların olmasına neden olmuştur. Bu da doğal olarak kuşak çatışmasını ortaya çıkarmıştır. Bir önceki nesli her nesil eleştirmiştir. Ergun Dur
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.