Mehmet MEMDOĞLU
Köşe Yazarı
Mehmet MEMDOĞLU
 

Bir Şampiyonun Dramı!...

<p>Kendi kilosunda serbest stilde TSK Kul&uuml;pler arası şampiyonu olan K&uuml;rşat,&nbsp; greko-romen sitilde de final i&ccedil;in mindere &ccedil;ıktığında, k&ouml;yden gelen babasının da seyirciler arasında yer aldığından habersizdir. Rakibini supleks oyunu ile yenmenin planlarını yaparken, talihsiz bir sakatlık ge&ccedil;irir, sağ omzu yerinden &ccedil;ıkar. Haliyle g&uuml;reş yarıda kesilir ve K&uuml;rşat, greko-romen sitilde ikincilik k&uuml;rs&uuml;s&uuml;ne &ccedil;ıkar.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Karşılaşmadan sonra, eski bir g&uuml;reş&ccedil;i olan babasını karşısında g&ouml;r&uuml;nce &ccedil;ok şaşırır. Babası s&ouml;ze: <strong>&ldquo;Oğlum! Bu saatten sonra g&uuml;reşirsen sana hakkımı helal etmem&rdquo;</strong> der. K&uuml;rşat ve arkadaşları, ilk etapta babasının bu s&ouml;z&uuml;ne bir anlam veremezler. H&acirc;lbuki bir baba i&ccedil;in en b&uuml;y&uuml;k acı, &ccedil;ocuklarının acılarına şahit olup, bir şey yapamamaktır. Bir ebeveyn i&ccedil;in en b&uuml;y&uuml;k acı bu olsa gerek. İşte, K&uuml;rşat&rsquo;ın babası da b&ouml;yle bir vakayı yaşadığı i&ccedil;in, kendisinden bir daha g&uuml;reşmemesini talep etmiştir. Ve &ouml;yle de olur. Birliğine ve g&ouml;revine d&ouml;nd&uuml;kten sonra, profesyonel olarak hi&ccedil;bir g&uuml;reşe &ccedil;ıkmaz K&uuml;rşat. Sadece &ouml;zlem gidermek i&ccedil;in, ara sıra kendi kardeşleriyle antrenman niteliğinde karşılaşmalar yapar.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ccedil;abuk sinirlenen, sinirli anlarında ani ve yanlış kararlar verebilen bir kişiliği olsa da olduk&ccedil;a hassas ve duygusal biriydi. Tabiri yerindeyse, pamuk gibi bir kalbe sahipti. Fakiri fukarayı g&ouml;zeten, yedirip giydirmeyi seven c&ouml;mert bir insandı aynı zamanda. Y&uuml;reğindeki bunca g&uuml;zelliklere rağmen, <strong>&ldquo;&ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z&rdquo;</strong> bir yaşam şeklini benimsemişti. G&ouml;revli olmadığı g&uuml;nlerde, gece ge&ccedil; saatlere kadar barlarda alkol t&uuml;keterek eğlenmeyi &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k olarak g&ouml;rmeye başlar. <strong>Oysaki &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z ve sınırsız bir yaşam şekli &ldquo;&ouml;zg&uuml;rl&uuml;k&rdquo; değil, esaretin ta kendisiydi</strong>. Tabi ki bu hakikati &ouml;ğrenmesi kendisi ve sevdiklerine pahalıya mal olacak, iş işten ge&ccedil;ecek ve her şey i&ccedil;in &ccedil;ok ge&ccedil; kalınacaktı.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bu keşmekeşlik i&ccedil;erisinde hazırlandığı yurt dışı dil kursunu kazanır. S&uuml;leyman Demirel&rsquo;in ifadesiyle <strong>&ldquo;T&uuml;rkiye&rsquo;nin yetmiş sente muhta&ccedil;&rdquo;</strong> olduğu bir d&ouml;nemde, ABD&rsquo;ye; hem de Los Angeles&rsquo;e g&ouml;revli olarak g&ouml;nderilir. &nbsp;Bir yıllık g&ouml;rev sona erip T&uuml;rkiye&rsquo;ye d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;nde, hatırı sayılır bir d&ouml;viz ile yurda giriş yapar. Ki o d&ouml;nemde, d&ouml;vizi piyasaya sadece Merkez Bankası s&uuml;r&uuml;lebiliyordu.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z yaşantısı, aile i&ccedil;i huzursuzluğunu da beraberinde getirmişti. Evli ve iki &ccedil;ocuğu olan K&uuml;rşat&rsquo;ın evliliği, k&acirc;ğıt &uuml;zerinde devam etmekteydi. Hen&uuml;z eşinden resmi olarak boşanmadan bir başka kadınla yaşamaya başlamıştı. Bu se&ccedil;imi,&nbsp; ilk eşinden resmi olarak da boşanmasıyla sonu&ccedil;lanır. Kıvırcık Ali&rsquo;nin seslendirdiği:</p> <p><em>&ldquo;Bir yar sevmiş &ouml;mr&uuml;nde bir kere,</em></p> <p><em>O da vakti gelmiş gitmiş askere.</em></p> <p><em>Fatma bacım bekliyorken tezkere,</em></p> <p><em>Sevdasını senelere y&uuml;klemiş&rdquo;</em> adlı t&uuml;rk&uuml;s&uuml;n&uuml; dinlediğinde, g&ouml;zyaşları eşliğinde t&uuml;rk&uuml;ye eşlik eder. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ikinci eşinin ismi Fatma&rsquo;dır ve K&uuml;rşat Fatma&rsquo;yı &ccedil;ok sevmiştir. Tam mutluluğu yakaladım dediği bir d&ouml;nemde, hayatının en b&uuml;y&uuml;k hatalarından birini daha işler, anlamsız bir kararla TSK&rsquo;dan emekliliğini talep eder, ticarete atılır. Ticaret, dışarıdan g&ouml;r&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; gibi kolay değildir artık. Maddecilik, toplumun sadece iş ve &ccedil;alışma ahlakını değil, genleri bile değiştirecek merhaleye ulaşmıştır. Ortak olduğu işletmeyi toparlayabilmek i&ccedil;in, sabahlara kadar &ccedil;alışır. Bu arada sigara ve alkol&uuml;n dozunu daha da arttırır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ekonomik olarak toparlandıkları bir zamanda, kalp krizi ge&ccedil;irir. Kırk beş yaşında olmasına rağmen, hekimler; ameliyat olmaması durumunda, ikinci bir kriz anında hayatını kaybedebileceğini s&ouml;yleyince, Ankara &Ccedil;ankaya&rsquo;da &ouml;zel bir hastanede by-pas ameliyatı olur. Sonrasında ritim bozukluğu teşhisiyle kalbi, pil ile desteklenir. Doktorlarının ısrarlı telkinleri neticesinde alkol ve sigarayı bırakır. Maddi olarak &ccedil;ok yıpranmış, şampiyon i&ccedil;in hayat daha da zorlaşmıştır.</p> <p>İkamet ettiği şehirden taşınmaya karar verir. Ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin turizm kenti Antalya&rsquo;ya yerleşir. Beş yıl kaldığı Antalya&rsquo;dan bu kez başkent Ankara&rsquo;ya taşınır. &Ouml;zel bir hastanenin gece m&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; yapar. Yaşadığı bu kadar acıya ve olumsuzluğa rağmen, yine hayat doludur. G&uuml;ler y&uuml;zl&uuml; kimliği hep &ouml;n plana &ccedil;ıkmıştır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bir sonbahar g&uuml;n&uuml;, maddi hasarlı bir trafik kazasına karışır. Kendisi kadar, eşi Fatma Hanım da kaza sonrasında yaşadıkları şoku bir t&uuml;rl&uuml; atamazlar. Ve işe gideceği bir saatte eşi: <em>&ldquo;Ben iyi değilim beni doktora g&ouml;t&uuml;r&rdquo;</em> der. Eşinin soğuk terler attığı fark eden K&uuml;rşat, &ouml;zel aracıyla eşini &ccedil;alıştığı hastanenin acil b&ouml;l&uuml;m&uuml;ne ulaştırır. İlk m&uuml;dahale ve tetkiklerden sonra, Fatma&rsquo;nın kalp krizi ge&ccedil;irdiği s&ouml;ylenir ve anjiyo i&ccedil;in daha iyi ve donanımlı bir başka &ouml;zel hastaneye sevk edilir. Anjiyo yapılan eşi, beyninde pıhtı oluşması nedeniyle bir g&uuml;n sonra vefat eder. K&uuml;rşat&rsquo;ın yaralı kalbi bu ani kaybedişi kaldıramaz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Fatma K&uuml;rşat&rsquo;a eşten &ouml;te bir eş olmuştu. Fatma K&uuml;rşat&rsquo;ın eşiydi, hemşiresiydi, bakıcısıydı, dert ortağıydı&hellip;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Eşinin vefatından d&ouml;rt ay sonra, K&uuml;rşat bir gece yarısı kriz ge&ccedil;irir. Hastaneye getirildiğinde v&uuml;cudunun sağ tarafının fel&ccedil; olduğu g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Koca şampiyon sağ tarafını kullanamaz, konuşamaz ve kendi ihtiya&ccedil;larını kendisi karşılayamaz olur. Kırk g&uuml;nl&uuml;k hastane tedavisinden sonra, toparlanma emareleri beliren K&uuml;rşat&rsquo;ın, akciğerlerinde g&ouml;r&uuml;nen lekenin kanser olduğu teşhis edilir. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilir. Buradaki tetkiklerinin ardından, ge&ccedil;irdiği krizden kaynaklı beyninde oluşan hasar sebebiyle sadece radyoterapi seansları uygulanır. Bir bu&ccedil;uk aylık tedavi s&uuml;recinden sonra taburcu edilir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Evdeki bakımını, g&uuml;nd&uuml;zleri bakıcı hemşire, geceleriyse oğlu &uuml;stlenir.</p> <p>Bir evlat ki babasına yoldaş ola, yar ola&hellip;</p> <p>Bir evlat ki babasının bakımı i&ccedil;in akşamı iple &ccedil;ekebile&hellip;</p> <p>Bir evlat ki babasının tebess&uuml;m&uuml;n&uuml; d&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k kazancı olarak g&ouml;rebile&hellip;</p> <p>On aylık yatalaklık, altmış bir yıllık zor ve ağır olan şampiyonun bu d&uuml;nyada ki imtihanı, 19 Aralık 2016 Pazartesi g&uuml;n&uuml; son bulur.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Allah rahmetiyle muamele etsin inşallah&hellip;</p> <p>&nbsp;&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 22 Mart 2018 - Perşembe

Bir Şampiyonun Dramı!...

<p>Kendi kilosunda serbest stilde TSK Kul&uuml;pler arası şampiyonu olan K&uuml;rşat,&nbsp; greko-romen sitilde de final i&ccedil;in mindere &ccedil;ıktığında, k&ouml;yden gelen babasının da seyirciler arasında yer aldığından habersizdir. Rakibini supleks oyunu ile yenmenin planlarını yaparken, talihsiz bir sakatlık ge&ccedil;irir, sağ omzu yerinden &ccedil;ıkar. Haliyle g&uuml;reş yarıda kesilir ve K&uuml;rşat, greko-romen sitilde ikincilik k&uuml;rs&uuml;s&uuml;ne &ccedil;ıkar.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Karşılaşmadan sonra, eski bir g&uuml;reş&ccedil;i olan babasını karşısında g&ouml;r&uuml;nce &ccedil;ok şaşırır. Babası s&ouml;ze: <strong>&ldquo;Oğlum! Bu saatten sonra g&uuml;reşirsen sana hakkımı helal etmem&rdquo;</strong> der. K&uuml;rşat ve arkadaşları, ilk etapta babasının bu s&ouml;z&uuml;ne bir anlam veremezler. H&acirc;lbuki bir baba i&ccedil;in en b&uuml;y&uuml;k acı, &ccedil;ocuklarının acılarına şahit olup, bir şey yapamamaktır. Bir ebeveyn i&ccedil;in en b&uuml;y&uuml;k acı bu olsa gerek. İşte, K&uuml;rşat&rsquo;ın babası da b&ouml;yle bir vakayı yaşadığı i&ccedil;in, kendisinden bir daha g&uuml;reşmemesini talep etmiştir. Ve &ouml;yle de olur. Birliğine ve g&ouml;revine d&ouml;nd&uuml;kten sonra, profesyonel olarak hi&ccedil;bir g&uuml;reşe &ccedil;ıkmaz K&uuml;rşat. Sadece &ouml;zlem gidermek i&ccedil;in, ara sıra kendi kardeşleriyle antrenman niteliğinde karşılaşmalar yapar.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ccedil;abuk sinirlenen, sinirli anlarında ani ve yanlış kararlar verebilen bir kişiliği olsa da olduk&ccedil;a hassas ve duygusal biriydi. Tabiri yerindeyse, pamuk gibi bir kalbe sahipti. Fakiri fukarayı g&ouml;zeten, yedirip giydirmeyi seven c&ouml;mert bir insandı aynı zamanda. Y&uuml;reğindeki bunca g&uuml;zelliklere rağmen, <strong>&ldquo;&ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z&rdquo;</strong> bir yaşam şeklini benimsemişti. G&ouml;revli olmadığı g&uuml;nlerde, gece ge&ccedil; saatlere kadar barlarda alkol t&uuml;keterek eğlenmeyi &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k olarak g&ouml;rmeye başlar. <strong>Oysaki &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z ve sınırsız bir yaşam şekli &ldquo;&ouml;zg&uuml;rl&uuml;k&rdquo; değil, esaretin ta kendisiydi</strong>. Tabi ki bu hakikati &ouml;ğrenmesi kendisi ve sevdiklerine pahalıya mal olacak, iş işten ge&ccedil;ecek ve her şey i&ccedil;in &ccedil;ok ge&ccedil; kalınacaktı.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bu keşmekeşlik i&ccedil;erisinde hazırlandığı yurt dışı dil kursunu kazanır. S&uuml;leyman Demirel&rsquo;in ifadesiyle <strong>&ldquo;T&uuml;rkiye&rsquo;nin yetmiş sente muhta&ccedil;&rdquo;</strong> olduğu bir d&ouml;nemde, ABD&rsquo;ye; hem de Los Angeles&rsquo;e g&ouml;revli olarak g&ouml;nderilir. &nbsp;Bir yıllık g&ouml;rev sona erip T&uuml;rkiye&rsquo;ye d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;nde, hatırı sayılır bir d&ouml;viz ile yurda giriş yapar. Ki o d&ouml;nemde, d&ouml;vizi piyasaya sadece Merkez Bankası s&uuml;r&uuml;lebiliyordu.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;z yaşantısı, aile i&ccedil;i huzursuzluğunu da beraberinde getirmişti. Evli ve iki &ccedil;ocuğu olan K&uuml;rşat&rsquo;ın evliliği, k&acirc;ğıt &uuml;zerinde devam etmekteydi. Hen&uuml;z eşinden resmi olarak boşanmadan bir başka kadınla yaşamaya başlamıştı. Bu se&ccedil;imi,&nbsp; ilk eşinden resmi olarak da boşanmasıyla sonu&ccedil;lanır. Kıvırcık Ali&rsquo;nin seslendirdiği:</p> <p><em>&ldquo;Bir yar sevmiş &ouml;mr&uuml;nde bir kere,</em></p> <p><em>O da vakti gelmiş gitmiş askere.</em></p> <p><em>Fatma bacım bekliyorken tezkere,</em></p> <p><em>Sevdasını senelere y&uuml;klemiş&rdquo;</em> adlı t&uuml;rk&uuml;s&uuml;n&uuml; dinlediğinde, g&ouml;zyaşları eşliğinde t&uuml;rk&uuml;ye eşlik eder. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ikinci eşinin ismi Fatma&rsquo;dır ve K&uuml;rşat Fatma&rsquo;yı &ccedil;ok sevmiştir. Tam mutluluğu yakaladım dediği bir d&ouml;nemde, hayatının en b&uuml;y&uuml;k hatalarından birini daha işler, anlamsız bir kararla TSK&rsquo;dan emekliliğini talep eder, ticarete atılır. Ticaret, dışarıdan g&ouml;r&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; gibi kolay değildir artık. Maddecilik, toplumun sadece iş ve &ccedil;alışma ahlakını değil, genleri bile değiştirecek merhaleye ulaşmıştır. Ortak olduğu işletmeyi toparlayabilmek i&ccedil;in, sabahlara kadar &ccedil;alışır. Bu arada sigara ve alkol&uuml;n dozunu daha da arttırır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ekonomik olarak toparlandıkları bir zamanda, kalp krizi ge&ccedil;irir. Kırk beş yaşında olmasına rağmen, hekimler; ameliyat olmaması durumunda, ikinci bir kriz anında hayatını kaybedebileceğini s&ouml;yleyince, Ankara &Ccedil;ankaya&rsquo;da &ouml;zel bir hastanede by-pas ameliyatı olur. Sonrasında ritim bozukluğu teşhisiyle kalbi, pil ile desteklenir. Doktorlarının ısrarlı telkinleri neticesinde alkol ve sigarayı bırakır. Maddi olarak &ccedil;ok yıpranmış, şampiyon i&ccedil;in hayat daha da zorlaşmıştır.</p> <p>İkamet ettiği şehirden taşınmaya karar verir. Ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin turizm kenti Antalya&rsquo;ya yerleşir. Beş yıl kaldığı Antalya&rsquo;dan bu kez başkent Ankara&rsquo;ya taşınır. &Ouml;zel bir hastanenin gece m&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; yapar. Yaşadığı bu kadar acıya ve olumsuzluğa rağmen, yine hayat doludur. G&uuml;ler y&uuml;zl&uuml; kimliği hep &ouml;n plana &ccedil;ıkmıştır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bir sonbahar g&uuml;n&uuml;, maddi hasarlı bir trafik kazasına karışır. Kendisi kadar, eşi Fatma Hanım da kaza sonrasında yaşadıkları şoku bir t&uuml;rl&uuml; atamazlar. Ve işe gideceği bir saatte eşi: <em>&ldquo;Ben iyi değilim beni doktora g&ouml;t&uuml;r&rdquo;</em> der. Eşinin soğuk terler attığı fark eden K&uuml;rşat, &ouml;zel aracıyla eşini &ccedil;alıştığı hastanenin acil b&ouml;l&uuml;m&uuml;ne ulaştırır. İlk m&uuml;dahale ve tetkiklerden sonra, Fatma&rsquo;nın kalp krizi ge&ccedil;irdiği s&ouml;ylenir ve anjiyo i&ccedil;in daha iyi ve donanımlı bir başka &ouml;zel hastaneye sevk edilir. Anjiyo yapılan eşi, beyninde pıhtı oluşması nedeniyle bir g&uuml;n sonra vefat eder. K&uuml;rşat&rsquo;ın yaralı kalbi bu ani kaybedişi kaldıramaz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Fatma K&uuml;rşat&rsquo;a eşten &ouml;te bir eş olmuştu. Fatma K&uuml;rşat&rsquo;ın eşiydi, hemşiresiydi, bakıcısıydı, dert ortağıydı&hellip;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Eşinin vefatından d&ouml;rt ay sonra, K&uuml;rşat bir gece yarısı kriz ge&ccedil;irir. Hastaneye getirildiğinde v&uuml;cudunun sağ tarafının fel&ccedil; olduğu g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Koca şampiyon sağ tarafını kullanamaz, konuşamaz ve kendi ihtiya&ccedil;larını kendisi karşılayamaz olur. Kırk g&uuml;nl&uuml;k hastane tedavisinden sonra, toparlanma emareleri beliren K&uuml;rşat&rsquo;ın, akciğerlerinde g&ouml;r&uuml;nen lekenin kanser olduğu teşhis edilir. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilir. Buradaki tetkiklerinin ardından, ge&ccedil;irdiği krizden kaynaklı beyninde oluşan hasar sebebiyle sadece radyoterapi seansları uygulanır. Bir bu&ccedil;uk aylık tedavi s&uuml;recinden sonra taburcu edilir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Evdeki bakımını, g&uuml;nd&uuml;zleri bakıcı hemşire, geceleriyse oğlu &uuml;stlenir.</p> <p>Bir evlat ki babasına yoldaş ola, yar ola&hellip;</p> <p>Bir evlat ki babasının bakımı i&ccedil;in akşamı iple &ccedil;ekebile&hellip;</p> <p>Bir evlat ki babasının tebess&uuml;m&uuml;n&uuml; d&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k kazancı olarak g&ouml;rebile&hellip;</p> <p>On aylık yatalaklık, altmış bir yıllık zor ve ağır olan şampiyonun bu d&uuml;nyada ki imtihanı, 19 Aralık 2016 Pazartesi g&uuml;n&uuml; son bulur.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Allah rahmetiyle muamele etsin inşallah&hellip;</p> <p>&nbsp;&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.