Mehmet MEMDOĞLU
Köşe Yazarı
Mehmet MEMDOĞLU
 

Şairlerle Hasbihâl…!

<p><strong>Moderat&ouml;r: Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l (Şair)</strong></p> <p><strong>Konuk:&nbsp; Mehmet Feti Ceylan (Araştırmacı-Yazar)</strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Yazar Hakkında: Mehmet Feti Ceylan</strong>, 1966 yılında Elazığ ili, Baskil il&ccedil;esi Mollasorik k&ouml;y&uuml;nde doğdu. Evli, iki &ccedil;ocuk babasıdır. Halen yayıncılık sekt&ouml;r&uuml;nde &ccedil;alışmaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>&quot;Mehmet MEMDOĞLU&quot;</strong> m&uuml;stear ismiyle yayınlanmış olan eserleri:</p> <p>&nbsp;</p> <p>-K&uuml;rt Sorunu &Ccedil;&ouml;z&uuml;m &Ouml;nerileri ve 2009-2011 Panoraması (2011)</p> <p>-&Ouml;calan&#39;ın Mustafa Kemal Okumaları (2012)</p> <p>-Abdullah &Ouml;calan&#39;ın Din Okumaları (2014)</p> <p>-D&uuml;şler &Uuml;lkesi (Şiir-2019)</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Hocam, şiir dendiğinde halk nazarında oluşan olgu, ilk etapta kafiye olmaktadır. Sizce bu olgu ve şiire dayalı oluşan metefor sizde nasıl yankı bulmaktadır?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Gereksiz bir tartışma olarak g&ouml;r&uuml;yorum. Ve maalesef bu tartışmanın edebiyatımıza ve şiirimize katkı sunmayacağı kanaatindeyim.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Şiir hayattır, duygudur, hissiyattır. Buna kısaca insan da diyebiliriz. Okuyucu okuduğu şiirde kendisini bulabiliyorsa,&nbsp; maksat h&acirc;sıl olmuş demektir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Kafiye şiirin s&uuml;s&uuml;d&uuml;r ancak şiirin kendisi değildir. Kimi şiirlerde kafiye vardır ama insan yoktur, duygu yoktur. Duygunun olmadığı şiir, şiir değildir. Yani duygusuz, g&uuml;zel kelimelerden m&uuml;teşekkil c&uuml;mlelere şiir diyemeyiz.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Her kafiyeli d&ouml;rtl&uuml;k şiir olamayacağı gibi, şiir diye yazılan ve i&ccedil;erisinde &ldquo;insanı&rdquo; barındırmayan nesir c&uuml;mlelerde şiir değildir.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Malumunuz şiirde nam salmış şairlerin kitapları yahut şiire dair bakış a&ccedil;ıları genel itibari ile tevecc&uuml;h kazanmaktadır. Eğer esere atılan imza meşhur ise g&ouml;z&uuml;m&uuml;z kapalı kabullenmekteyiz, vardır bir hikmeti diye kendimizce derin anlamlar izafe etmekteyiz. Bu olması gereken bir doğru mudur, yoksa irdelemek gerekmekte midir?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Bu toplumumuz k&uuml;lt&uuml;r&uuml; ile ilişkilidir. Toplumumuz az okur, az dinler ama &ccedil;ok konuşur. Genelde araştırmaktan &ouml;te, kulaktan duyma bilgiler &uuml;zerine şekillenen bir yaşam şeklimiz vardır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde maalesef toplumun değer yargıları da farklılaşmış ve yozlaşmıştır. Hemen her şey &ldquo;kapital&rdquo; değeri ile değerlendirildiğinden,&nbsp; edebiyat d&uuml;nyasında da en &ccedil;ok şiir kitapları bundan etkilenmiştir. Genel kanı şiir kitaplarının az okunduğu y&ouml;n&uuml;ndedir. Ki ben buna inanmıyorum. Bu bir algı operasyonudur. Birileri kendi kazan&ccedil;ları uğruna, toplumu şiirden uzaklaştırmaya &ccedil;alışmaktadır. Oysaki şiir, edebiyatın hayat bulduğu pınarın kaynağıdır. Şiirin tarihi, insanlık tarihi ile eşdeğerdir. Şiire, şiir kitabına değer veren etiketi değil, i&ccedil;eriği olmalıdır.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Sizce insan şiirin neresinde hayat bulur veya şiir, insan ummanının neresindedir?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Sanat; beceridir, eserdir. K&acirc;inat en g&uuml;zel sanattır. O&rsquo;nun mimarı Cenabı Allah da ş&uuml;phesiz eşsiz bir sanatk&acirc;rdır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yery&uuml;z&uuml;n&uuml;n ortak dillerinden biri hi&ccedil; kuşkusuz sanattır. Allah&rsquo;ın bir l&uuml;tfu olan sanatı, sırları ve g&uuml;zellikleriyle toplumun hizmetine sunanlar da sanat&ccedil;ılardır. İnsanın doğumundan &ouml;l&uuml;m&uuml;ne yaşadıklarını ve yaşayamadıklarını kelimeler ile anlatabilmek bir ustalıktır. Dolayısıyla,&nbsp; şiir yazan kalem ustaları, şairler de birer sanat&ccedil;ıdırlar.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yaşamın kıyısında balık gibi denizlerde, derin okyanuslarda kula&ccedil; atmadıktan sonra, kuru birka&ccedil; mısra ile kifayet etmek bir anlam ifade etmez. Hayatın sınırları &uuml;zerinde d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;zde, şiirin sonsuz bir alan derinliği oluşturarak, engelleri aşan ilahi bir boyutundan s&ouml;z etmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Musiki gibi şiir de duygusal bir zeminde, hayallerin, umutların, mutluluk ve h&uuml;z&uuml;nlerin, g&ouml;klere uzanan ilahi bir &ccedil;ağrısıdır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;zcesi şiir hayattır. Şiir insanın merkezinin &uuml;r&uuml;n&uuml;d&uuml;r. İnsanın merkezi, Allah&rsquo;ın nazarg&acirc;hı olan &ldquo;kalp&rdquo; olduğuna g&ouml;re, insan; şiirin derinliklerinde hayat bulurken, şiir de insan ummanının merkezinde yer alır.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Şaire yazdıran bilgi birikimi midir? Bilgi olmadan yazan şairle ilham odaklı olduklarını ve yazdırıldıklarını iddia etmektedirler, bu duruma sizin bakış a&ccedil;ınız nedir?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Y&uuml;rekler vardır i&ccedil;erisinde d&uuml;nyayı, yani bilgiyi, y&uuml;rekler vardır i&ccedil;erisinde gizli hazineleri, yani ilhamı barındırır. Marifet odur ki sanat&ccedil;ı, i&ccedil;erisinde gizli hazineler barındıran y&uuml;rekleri a&ccedil;abilsin. İşte şiir de bu gizli hazinede yer alan bir m&uuml;cevherdir. &nbsp;Bazen bilgi tek başına bu hazinedeki m&uuml;cevheri g&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;ıkarmaya yetmeyebilir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Şiir yazılmaz, yazdırır. Şiiri yazan bilgi değil, y&uuml;rektir. Yani oturup da bir şiir yazayım diyemezsiniz. Bilgi birikiminiz olsa da ısmarlama şiir yazılamaz. Bununla birlikte, bilgi olmadan da insanı, yani hayatı okuyamazsınız. Biz buna bilgi ile duygunun birlikteliği diyelim. Şiir bilgi olmadan yazılamayacağı gibi, duygu seline kapılmadan da yazılamaz.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Yalnızlık, h&uuml;z&uuml;n, acı, ayrılık vs. şairlerin aşk &uuml;zerinden y&uuml;r&uuml;d&uuml;kleri sağlam basamaklardır. Peki, neden birka&ccedil; istisnalar harici şairler mutluluğun şiirlerini yazamamışlardır? Neden yazsalar da biz hep derindeki dertlerle &ouml;zdeşleştirdik şiirleri. Bu konuya ilişkin fikriniz nedir?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Aslına bakarsanız bu soruya kısmen de olsa, s&ouml;yleşimizin i&ccedil;erisinde cevap verdik. Sosyolojik olarak incelendiğinde, şiir; bir toplumun aynası niteliğindedir. Şiir, toplumun ruh d&uuml;nyası &uuml;zerinden şekillenir. İnsanlık tarihi, &ldquo;mutluluktan&rdquo; ziyade, aşk, sevgi, ihanet, acı, h&uuml;z&uuml;n, ayrılık vs. basamaklar &uuml;zerinden şekillenmiştir.&nbsp; İnsan ruhunu ger&ccedil;ek kumaşı ile giydiren şey de şiirdir, şiirin b&uuml;y&uuml;l&uuml; d&uuml;nyasıdır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Malum T&uuml;rkiye insanı duygusaldır, yaşamın bir&ccedil;ok evresinde hissiyatıyla hareket eder, duygularıyla karar verir. İşte bu duygusal kimlik, haliyle şiirimize de yansımıştır. Bu duygusal kimliği sadece şiirde değil, t&uuml;rk&uuml;de, şarkıda ve folklorda da bulabilirsiniz.</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 13 Temmuz 2020 - Pazartesi

Şairlerle Hasbihâl…!

<p><strong>Moderat&ouml;r: Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l (Şair)</strong></p> <p><strong>Konuk:&nbsp; Mehmet Feti Ceylan (Araştırmacı-Yazar)</strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Yazar Hakkında: Mehmet Feti Ceylan</strong>, 1966 yılında Elazığ ili, Baskil il&ccedil;esi Mollasorik k&ouml;y&uuml;nde doğdu. Evli, iki &ccedil;ocuk babasıdır. Halen yayıncılık sekt&ouml;r&uuml;nde &ccedil;alışmaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>&quot;Mehmet MEMDOĞLU&quot;</strong> m&uuml;stear ismiyle yayınlanmış olan eserleri:</p> <p>&nbsp;</p> <p>-K&uuml;rt Sorunu &Ccedil;&ouml;z&uuml;m &Ouml;nerileri ve 2009-2011 Panoraması (2011)</p> <p>-&Ouml;calan&#39;ın Mustafa Kemal Okumaları (2012)</p> <p>-Abdullah &Ouml;calan&#39;ın Din Okumaları (2014)</p> <p>-D&uuml;şler &Uuml;lkesi (Şiir-2019)</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Hocam, şiir dendiğinde halk nazarında oluşan olgu, ilk etapta kafiye olmaktadır. Sizce bu olgu ve şiire dayalı oluşan metefor sizde nasıl yankı bulmaktadır?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Gereksiz bir tartışma olarak g&ouml;r&uuml;yorum. Ve maalesef bu tartışmanın edebiyatımıza ve şiirimize katkı sunmayacağı kanaatindeyim.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Şiir hayattır, duygudur, hissiyattır. Buna kısaca insan da diyebiliriz. Okuyucu okuduğu şiirde kendisini bulabiliyorsa,&nbsp; maksat h&acirc;sıl olmuş demektir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Kafiye şiirin s&uuml;s&uuml;d&uuml;r ancak şiirin kendisi değildir. Kimi şiirlerde kafiye vardır ama insan yoktur, duygu yoktur. Duygunun olmadığı şiir, şiir değildir. Yani duygusuz, g&uuml;zel kelimelerden m&uuml;teşekkil c&uuml;mlelere şiir diyemeyiz.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Her kafiyeli d&ouml;rtl&uuml;k şiir olamayacağı gibi, şiir diye yazılan ve i&ccedil;erisinde &ldquo;insanı&rdquo; barındırmayan nesir c&uuml;mlelerde şiir değildir.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Malumunuz şiirde nam salmış şairlerin kitapları yahut şiire dair bakış a&ccedil;ıları genel itibari ile tevecc&uuml;h kazanmaktadır. Eğer esere atılan imza meşhur ise g&ouml;z&uuml;m&uuml;z kapalı kabullenmekteyiz, vardır bir hikmeti diye kendimizce derin anlamlar izafe etmekteyiz. Bu olması gereken bir doğru mudur, yoksa irdelemek gerekmekte midir?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Bu toplumumuz k&uuml;lt&uuml;r&uuml; ile ilişkilidir. Toplumumuz az okur, az dinler ama &ccedil;ok konuşur. Genelde araştırmaktan &ouml;te, kulaktan duyma bilgiler &uuml;zerine şekillenen bir yaşam şeklimiz vardır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde maalesef toplumun değer yargıları da farklılaşmış ve yozlaşmıştır. Hemen her şey &ldquo;kapital&rdquo; değeri ile değerlendirildiğinden,&nbsp; edebiyat d&uuml;nyasında da en &ccedil;ok şiir kitapları bundan etkilenmiştir. Genel kanı şiir kitaplarının az okunduğu y&ouml;n&uuml;ndedir. Ki ben buna inanmıyorum. Bu bir algı operasyonudur. Birileri kendi kazan&ccedil;ları uğruna, toplumu şiirden uzaklaştırmaya &ccedil;alışmaktadır. Oysaki şiir, edebiyatın hayat bulduğu pınarın kaynağıdır. Şiirin tarihi, insanlık tarihi ile eşdeğerdir. Şiire, şiir kitabına değer veren etiketi değil, i&ccedil;eriği olmalıdır.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Sizce insan şiirin neresinde hayat bulur veya şiir, insan ummanının neresindedir?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Sanat; beceridir, eserdir. K&acirc;inat en g&uuml;zel sanattır. O&rsquo;nun mimarı Cenabı Allah da ş&uuml;phesiz eşsiz bir sanatk&acirc;rdır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yery&uuml;z&uuml;n&uuml;n ortak dillerinden biri hi&ccedil; kuşkusuz sanattır. Allah&rsquo;ın bir l&uuml;tfu olan sanatı, sırları ve g&uuml;zellikleriyle toplumun hizmetine sunanlar da sanat&ccedil;ılardır. İnsanın doğumundan &ouml;l&uuml;m&uuml;ne yaşadıklarını ve yaşayamadıklarını kelimeler ile anlatabilmek bir ustalıktır. Dolayısıyla,&nbsp; şiir yazan kalem ustaları, şairler de birer sanat&ccedil;ıdırlar.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yaşamın kıyısında balık gibi denizlerde, derin okyanuslarda kula&ccedil; atmadıktan sonra, kuru birka&ccedil; mısra ile kifayet etmek bir anlam ifade etmez. Hayatın sınırları &uuml;zerinde d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;zde, şiirin sonsuz bir alan derinliği oluşturarak, engelleri aşan ilahi bir boyutundan s&ouml;z etmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Musiki gibi şiir de duygusal bir zeminde, hayallerin, umutların, mutluluk ve h&uuml;z&uuml;nlerin, g&ouml;klere uzanan ilahi bir &ccedil;ağrısıdır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;zcesi şiir hayattır. Şiir insanın merkezinin &uuml;r&uuml;n&uuml;d&uuml;r. İnsanın merkezi, Allah&rsquo;ın nazarg&acirc;hı olan &ldquo;kalp&rdquo; olduğuna g&ouml;re, insan; şiirin derinliklerinde hayat bulurken, şiir de insan ummanının merkezinde yer alır.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Şaire yazdıran bilgi birikimi midir? Bilgi olmadan yazan şairle ilham odaklı olduklarını ve yazdırıldıklarını iddia etmektedirler, bu duruma sizin bakış a&ccedil;ınız nedir?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Y&uuml;rekler vardır i&ccedil;erisinde d&uuml;nyayı, yani bilgiyi, y&uuml;rekler vardır i&ccedil;erisinde gizli hazineleri, yani ilhamı barındırır. Marifet odur ki sanat&ccedil;ı, i&ccedil;erisinde gizli hazineler barındıran y&uuml;rekleri a&ccedil;abilsin. İşte şiir de bu gizli hazinede yer alan bir m&uuml;cevherdir. &nbsp;Bazen bilgi tek başına bu hazinedeki m&uuml;cevheri g&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;ıkarmaya yetmeyebilir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Şiir yazılmaz, yazdırır. Şiiri yazan bilgi değil, y&uuml;rektir. Yani oturup da bir şiir yazayım diyemezsiniz. Bilgi birikiminiz olsa da ısmarlama şiir yazılamaz. Bununla birlikte, bilgi olmadan da insanı, yani hayatı okuyamazsınız. Biz buna bilgi ile duygunun birlikteliği diyelim. Şiir bilgi olmadan yazılamayacağı gibi, duygu seline kapılmadan da yazılamaz.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Nil&uuml;fer Akıng&uuml;l:<em> Yalnızlık, h&uuml;z&uuml;n, acı, ayrılık vs. şairlerin aşk &uuml;zerinden y&uuml;r&uuml;d&uuml;kleri sağlam basamaklardır. Peki, neden birka&ccedil; istisnalar harici şairler mutluluğun şiirlerini yazamamışlardır? Neden yazsalar da biz hep derindeki dertlerle &ouml;zdeşleştirdik şiirleri. Bu konuya ilişkin fikriniz nedir?</em></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Mehmet Memdoğlu:</strong> Aslına bakarsanız bu soruya kısmen de olsa, s&ouml;yleşimizin i&ccedil;erisinde cevap verdik. Sosyolojik olarak incelendiğinde, şiir; bir toplumun aynası niteliğindedir. Şiir, toplumun ruh d&uuml;nyası &uuml;zerinden şekillenir. İnsanlık tarihi, &ldquo;mutluluktan&rdquo; ziyade, aşk, sevgi, ihanet, acı, h&uuml;z&uuml;n, ayrılık vs. basamaklar &uuml;zerinden şekillenmiştir.&nbsp; İnsan ruhunu ger&ccedil;ek kumaşı ile giydiren şey de şiirdir, şiirin b&uuml;y&uuml;l&uuml; d&uuml;nyasıdır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Malum T&uuml;rkiye insanı duygusaldır, yaşamın bir&ccedil;ok evresinde hissiyatıyla hareket eder, duygularıyla karar verir. İşte bu duygusal kimlik, haliyle şiirimize de yansımıştır. Bu duygusal kimliği sadece şiirde değil, t&uuml;rk&uuml;de, şarkıda ve folklorda da bulabilirsiniz.</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.