Mehmet MEMDOĞLU
Köşe Yazarı
Mehmet MEMDOĞLU
 

ÖCALAN ve DİN

<p>Her insan gibi elbette &Ouml;calan&rsquo;ın da dine ve dince kutsal sayılan değerlere dair g&ouml;r&uuml;şleri olacaktır ve olmalıdır da. &Uuml;stelik kurduğu &ouml;rg&uuml;t&uuml;n fiziki olduğu kadar, fikri altyapısını da oluşturmuştur. Orta Doğu&rsquo;da kendisinden &ccedil;ok bahsettiren bir &ouml;rg&uuml;t&uuml;n lideridir &Ouml;calan.</p> <p>&nbsp;</p> <p>B&ouml;lgedeki aydınlar ve kanaat &ouml;nderlerinin tespitlerine g&ouml;re; K&uuml;rt milliyet&ccedil;iliği, beraberinde İslamiyet&rsquo;ten uzaklaşmayı, bu uzaklaşma ve ahlaki &ccedil;&ouml;k&uuml;nt&uuml; de &Ouml;calan ve PKK gibi &ouml;rg&uuml;tleri doğurmuştur.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;&Ouml;calan; K&uuml;rtlerin yeni bir dine ihtiya&ccedil;ları olduğunu, bu dinin, &ldquo;İslam ile Bilimsel Sosyalizm&rdquo; karışımı, &ldquo;R&ouml;nesans ve aydınlık devrimi&rdquo; olarak adlandırdığı bir &ldquo;din&rdquo; olacağının ve peygamberinin de kendisi olacağını, yazdığı kitaplarda dile getirmektedir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Abdullah &Ouml;calan, yeni bir &ldquo;din&rdquo; ihdası ile ilgili olarak; &ldquo;S&uuml;mer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa&rdquo; adlı kitabının 499. sayfasında: <em>&ldquo;&Ccedil;ok geciktirilen dindeki reformasyonu sonu&ccedil;landırmak hem de daha &ouml;nemli olan &ouml;zg&uuml;r bireye yol a&ccedil;mak i&ccedil;in, dini dogmayı t&uuml;m&uuml;yle &ccedil;&ouml;zen hamleyi başarmalıyız. Bunun yolu b&uuml;t&uuml;n kutsal kitapları bir edebi kaynak olarak değerlendirmek, sosyolojik ve ahlaki &ccedil;&ouml;z&uuml;mlemelerle &ouml;zg&uuml;r bir ahlaka doğru d&ouml;n&uuml;ş&uuml;mden ge&ccedil;irmektir.</em> <em>Bireye dayatılan bir dogma olmaktan kesin &ccedil;ıkarmak gerekir. Bununla bağlantılı ibadet bi&ccedil;imleri yerine, t&uuml;m halkın anlayabileceği bir dille kutsal kitapların ve eklerinin tarih, sosyoloji, siyaset, ekonomi, s&ouml;m&uuml;r&uuml;, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k, bilim, ilerilik, gerilik, materyalist diyalektik, idealist metafizik, ahlak vb. konularla ilişkileri temelinde derinliğine &ccedil;&ouml;z&uuml;mlemeler geliştirmek esas alınmalıdır.</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>Ayet ve s&uuml;nnet yorumlamalarını bu temelde geliştirmek gerekir. Bununla kuru ve d&uuml;zen propagandasını yapan vaaz d&uuml;zenlerini kastetmiyoruz. K&ouml;kl&uuml; bir reform &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Camiler ve benzeri yerler o y&ouml;renin bilim sanat merkezleri rol&uuml;n&uuml; oynayabilmekte, soylu tiyatro eserleri oynatılabilmektedir. Unutmamak gerekir ki, namazın kendisi de ilk drama oyunlarının daha sonraki bi&ccedil;imidir. Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. Bu dediklerimizin softaca saptırılmaması &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Tekrarlıyorum; orucun, namazın, kurbanın, bayramların kaynağı araştırılsın. O zaman g&ouml;r&uuml;lecektir ki, k&ouml;kenleri halkların &ouml;nemli mevsimsel zamanlarda yaptıkları g&ouml;sterilerdir. İbadetler bu g&ouml;sterilerin, tiyatronun ilk bi&ccedil;imlerinin (dram, trajedi ve komedya) daha sonra ihtiya&ccedil;lara g&ouml;re d&ouml;n&uuml;şm&uuml;ş bi&ccedil;imleridir. Dolayısıyla &ccedil;ağımızın ihtiya&ccedil;ları g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne getirilerek zihni &ouml;zg&uuml;r bırakan, tarihi en derinliğine kavratan, sanat zevkine ulaştıran yararlı bir ahlakı m&uuml;mk&uuml;n bi&ccedil;imlere d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmelidir.</em> <em>D&ouml;nemine g&ouml;re bir sosyalleşme tedbiri olan namaz, oru&ccedil;, kurban ve dua t&ouml;renlerinin hepsi bu temelde d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmelidir.&rdquo;</em> diyor.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bununla yetinmeyen &Ouml;calan, &ldquo;Demokratik Devrimde Halk Serhildanları&rdquo; adlı kitabında (cilt II, sayfa 297)<em>&nbsp; &ldquo;Cesaret ettiniz buraya geldiniz, bizim atmosferimizi g&ouml;rd&uuml;n&uuml;z. Belki i&ccedil;inizde hevesler uyandı, biraz arzularınız gelişti. Fakat mutlaka da &ouml;mr&uuml;n&uuml;z&uuml;n bundan sonrası i&ccedil;in bazı hayırlı işler yapmak isteyeceksiniz. Tabii ki mutlaka yapmalısınız da. Eskiden insanlar yaşlanınca Allah yoluna girerlerdi. &ldquo;&Ouml;mr&uuml;m&uuml;z&uuml;n kalan yıllarını da Allah yolunda, iyilik yolunda, hayrın yolunda harcayalım&rdquo; derlerdi. Şimdi Allah yolu da, iyiliğin, hayrın yolu da aslında PKK&rsquo;nin yoludur.&rdquo;</em>&nbsp; ifadesiyle İslam dini konusunda ne kadar dogmatik d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, ilke ve hedeflerine ulaşabilmek i&ccedil;in her t&uuml;rl&uuml; yolu denediğini g&ouml;steriyor.&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yaşamı &ccedil;elişkiler yumağı ve gelgitlerle dolu olan &Ouml;calan, 07 Nisan 2004 tarihli avukat g&ouml;r&uuml;şme notunda ise; <em>&ldquo;Ben kendi kendime yetebiliyorum. Tanrısal yalnızlığı yaşıyorum. Kutsal bir yalnızlık bu benim kimseye ihtiyacım yok. Sizinle de saygımdan dolayı g&ouml;r&uuml;ş&uuml;yorum. Benim adıma tanrısallık yolunda olanlar ancak y&uuml;r&uuml;rler, kimse kendini kandırmasın. B&uuml;t&uuml;n kutsal kitapları &ccedil;&ouml;zd&uuml;m.&rdquo;</em> diyor &Ouml;calan. Tam da &Ouml;calanca bir tanımlama.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;calan&rsquo;ın, Orta Doğu ger&ccedil;ekliğinde ink&acirc;rı kabil olmayan İslam dinini dışlamanın kendisi ve teşekk&uuml;l&uuml; adına ortaya &ccedil;ıkan zararlarını fark ettiği noktada bu ve benzeri &ccedil;ark edişleri, birilerince temiz niyet gibi algılansa da, temelde hi&ccedil; de samimi olmadığını, &ldquo;Din Sorununa Devrimci Yaklaşım&rdquo; kitabının 3. baskı, 48. sayfasında ve &ldquo;Serxweb&ucirc;n&rdquo;&nbsp;&nbsp; adlı derginin 180. sayısının 19. sayfasında;</p> <p>&nbsp;</p> <p><em>&ldquo;Ben uyuyan bir melek değilim. &Ccedil;ağın peygamberi gibi b&uuml;y&uuml;k savaşım i&ccedil;indeyim. Yani filozofluktan &ouml;teye bizimki biraz peygamberce bir eylem olarak da tanımlanabilir. Şimdi daha iyi anlıyorum. İşte diyorsun ya, &ldquo;&uuml;&ccedil;bin yıllık d&uuml;ş&uuml;ş.&rdquo; Eğer bu doğruysa, verilecek cevap biraz peygamberce olmak zorunda. &Ouml;yle kendimi halkın anladığı bir peygamber olarak değerlendirmiyorum. Ama kimi &ouml;zellikleriyle biraz peygambersel &ccedil;ıkışa benziyor.&rdquo;</em> diyerek, ger&ccedil;ek niyetini ortaya koymaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>PKK&rsquo;nın resmi yayın organı olarak adlandırılan &ldquo;Serxweb&ucirc;n&rdquo; (Başkaldırı)&nbsp; Dergisi&rsquo;nin 209. sayısının 9. sayfasında &Ouml;calan i&ccedil;in: <em>&ldquo;&Ouml;nderliğin mukaddesliği bizden ne istiyor? Bunu &ccedil;ok iyi bilince &ccedil;ıkarmalıyız. G&uuml;nde en az bir saat bunun &uuml;zerinde d&uuml;ş&uuml;nmeliyiz. O zaman g&ouml;receğiz ki hi&ccedil; kimse bizi kandıramaz. Ancak bu bi&ccedil;imde her g&uuml;n kendimizi eksikliklerimizden, hatalarımızdan temizleyebiliriz, her g&uuml;n yeni bir insan olabiliriz. Eğer M&uuml;sl&uuml;manlar g&uuml;nde beş defa Allah&rsquo;ı akıllarına getiriyorlarsa bizler de &Ouml;nderliğimizi aklımıza getirmeliyiz. Neden? &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &Ouml;nderlik&rsquo;te insanlığın tarihi gizlidir, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k, eşitlik gizlidir. Bizim i&ccedil;in de &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k, eşitlik, insanlık kutsaldır. Bunların hizmetinde olmak i&ccedil;in her g&uuml;n &Ouml;nderliğimizi aklımıza getirip bizden ne istendiğini sorgulamalıyız. Bu bi&ccedil;imiyle eksikliklerimizden arınıp &Ouml;nderliğin yolunda m&uuml;tevazi bir &ccedil;alışma y&uuml;r&uuml;tebiliri.&rdquo;</em>&nbsp; Şeklindeki PKK tarafından ilahlaştırılan &Ouml;calan a&ccedil;ıklaması; &ouml;rg&uuml;t mensupları ve yandaşlarının i&ccedil;inde bulunduğu d&uuml;ş&uuml;nsel ve psikolojik durumu anlatmaya sanırım yeterli olacaktır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Uuml;lkemizde bir proje olarak başlatılan ve esasta toplumu topyek&ucirc;n d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rme ve evrimleştirmeyi ama&ccedil;layan laisizm ve sek&uuml;larizmin bir benzerinin &Ouml;calan eliyle K&uuml;rtlere &uuml;zerinde uygulanmaya &ccedil;alışılıyor. Bu manada, &Ouml;calan ve onun &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml; değerlendirirken,&nbsp; sadece ve sadece ideolojik manada değerlendirme yapmamak gerekiyor.</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 15 Ağustos 2013 - Perşembe

ÖCALAN ve DİN

<p>Her insan gibi elbette &Ouml;calan&rsquo;ın da dine ve dince kutsal sayılan değerlere dair g&ouml;r&uuml;şleri olacaktır ve olmalıdır da. &Uuml;stelik kurduğu &ouml;rg&uuml;t&uuml;n fiziki olduğu kadar, fikri altyapısını da oluşturmuştur. Orta Doğu&rsquo;da kendisinden &ccedil;ok bahsettiren bir &ouml;rg&uuml;t&uuml;n lideridir &Ouml;calan.</p> <p>&nbsp;</p> <p>B&ouml;lgedeki aydınlar ve kanaat &ouml;nderlerinin tespitlerine g&ouml;re; K&uuml;rt milliyet&ccedil;iliği, beraberinde İslamiyet&rsquo;ten uzaklaşmayı, bu uzaklaşma ve ahlaki &ccedil;&ouml;k&uuml;nt&uuml; de &Ouml;calan ve PKK gibi &ouml;rg&uuml;tleri doğurmuştur.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;&Ouml;calan; K&uuml;rtlerin yeni bir dine ihtiya&ccedil;ları olduğunu, bu dinin, &ldquo;İslam ile Bilimsel Sosyalizm&rdquo; karışımı, &ldquo;R&ouml;nesans ve aydınlık devrimi&rdquo; olarak adlandırdığı bir &ldquo;din&rdquo; olacağının ve peygamberinin de kendisi olacağını, yazdığı kitaplarda dile getirmektedir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Abdullah &Ouml;calan, yeni bir &ldquo;din&rdquo; ihdası ile ilgili olarak; &ldquo;S&uuml;mer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa&rdquo; adlı kitabının 499. sayfasında: <em>&ldquo;&Ccedil;ok geciktirilen dindeki reformasyonu sonu&ccedil;landırmak hem de daha &ouml;nemli olan &ouml;zg&uuml;r bireye yol a&ccedil;mak i&ccedil;in, dini dogmayı t&uuml;m&uuml;yle &ccedil;&ouml;zen hamleyi başarmalıyız. Bunun yolu b&uuml;t&uuml;n kutsal kitapları bir edebi kaynak olarak değerlendirmek, sosyolojik ve ahlaki &ccedil;&ouml;z&uuml;mlemelerle &ouml;zg&uuml;r bir ahlaka doğru d&ouml;n&uuml;ş&uuml;mden ge&ccedil;irmektir.</em> <em>Bireye dayatılan bir dogma olmaktan kesin &ccedil;ıkarmak gerekir. Bununla bağlantılı ibadet bi&ccedil;imleri yerine, t&uuml;m halkın anlayabileceği bir dille kutsal kitapların ve eklerinin tarih, sosyoloji, siyaset, ekonomi, s&ouml;m&uuml;r&uuml;, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k, bilim, ilerilik, gerilik, materyalist diyalektik, idealist metafizik, ahlak vb. konularla ilişkileri temelinde derinliğine &ccedil;&ouml;z&uuml;mlemeler geliştirmek esas alınmalıdır.</em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>Ayet ve s&uuml;nnet yorumlamalarını bu temelde geliştirmek gerekir. Bununla kuru ve d&uuml;zen propagandasını yapan vaaz d&uuml;zenlerini kastetmiyoruz. K&ouml;kl&uuml; bir reform &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Camiler ve benzeri yerler o y&ouml;renin bilim sanat merkezleri rol&uuml;n&uuml; oynayabilmekte, soylu tiyatro eserleri oynatılabilmektedir. Unutmamak gerekir ki, namazın kendisi de ilk drama oyunlarının daha sonraki bi&ccedil;imidir. Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. Bu dediklerimizin softaca saptırılmaması &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Tekrarlıyorum; orucun, namazın, kurbanın, bayramların kaynağı araştırılsın. O zaman g&ouml;r&uuml;lecektir ki, k&ouml;kenleri halkların &ouml;nemli mevsimsel zamanlarda yaptıkları g&ouml;sterilerdir. İbadetler bu g&ouml;sterilerin, tiyatronun ilk bi&ccedil;imlerinin (dram, trajedi ve komedya) daha sonra ihtiya&ccedil;lara g&ouml;re d&ouml;n&uuml;şm&uuml;ş bi&ccedil;imleridir. Dolayısıyla &ccedil;ağımızın ihtiya&ccedil;ları g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne getirilerek zihni &ouml;zg&uuml;r bırakan, tarihi en derinliğine kavratan, sanat zevkine ulaştıran yararlı bir ahlakı m&uuml;mk&uuml;n bi&ccedil;imlere d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmelidir.</em> <em>D&ouml;nemine g&ouml;re bir sosyalleşme tedbiri olan namaz, oru&ccedil;, kurban ve dua t&ouml;renlerinin hepsi bu temelde d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmelidir.&rdquo;</em> diyor.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bununla yetinmeyen &Ouml;calan, &ldquo;Demokratik Devrimde Halk Serhildanları&rdquo; adlı kitabında (cilt II, sayfa 297)<em>&nbsp; &ldquo;Cesaret ettiniz buraya geldiniz, bizim atmosferimizi g&ouml;rd&uuml;n&uuml;z. Belki i&ccedil;inizde hevesler uyandı, biraz arzularınız gelişti. Fakat mutlaka da &ouml;mr&uuml;n&uuml;z&uuml;n bundan sonrası i&ccedil;in bazı hayırlı işler yapmak isteyeceksiniz. Tabii ki mutlaka yapmalısınız da. Eskiden insanlar yaşlanınca Allah yoluna girerlerdi. &ldquo;&Ouml;mr&uuml;m&uuml;z&uuml;n kalan yıllarını da Allah yolunda, iyilik yolunda, hayrın yolunda harcayalım&rdquo; derlerdi. Şimdi Allah yolu da, iyiliğin, hayrın yolu da aslında PKK&rsquo;nin yoludur.&rdquo;</em>&nbsp; ifadesiyle İslam dini konusunda ne kadar dogmatik d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, ilke ve hedeflerine ulaşabilmek i&ccedil;in her t&uuml;rl&uuml; yolu denediğini g&ouml;steriyor.&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yaşamı &ccedil;elişkiler yumağı ve gelgitlerle dolu olan &Ouml;calan, 07 Nisan 2004 tarihli avukat g&ouml;r&uuml;şme notunda ise; <em>&ldquo;Ben kendi kendime yetebiliyorum. Tanrısal yalnızlığı yaşıyorum. Kutsal bir yalnızlık bu benim kimseye ihtiyacım yok. Sizinle de saygımdan dolayı g&ouml;r&uuml;ş&uuml;yorum. Benim adıma tanrısallık yolunda olanlar ancak y&uuml;r&uuml;rler, kimse kendini kandırmasın. B&uuml;t&uuml;n kutsal kitapları &ccedil;&ouml;zd&uuml;m.&rdquo;</em> diyor &Ouml;calan. Tam da &Ouml;calanca bir tanımlama.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;calan&rsquo;ın, Orta Doğu ger&ccedil;ekliğinde ink&acirc;rı kabil olmayan İslam dinini dışlamanın kendisi ve teşekk&uuml;l&uuml; adına ortaya &ccedil;ıkan zararlarını fark ettiği noktada bu ve benzeri &ccedil;ark edişleri, birilerince temiz niyet gibi algılansa da, temelde hi&ccedil; de samimi olmadığını, &ldquo;Din Sorununa Devrimci Yaklaşım&rdquo; kitabının 3. baskı, 48. sayfasında ve &ldquo;Serxweb&ucirc;n&rdquo;&nbsp;&nbsp; adlı derginin 180. sayısının 19. sayfasında;</p> <p>&nbsp;</p> <p><em>&ldquo;Ben uyuyan bir melek değilim. &Ccedil;ağın peygamberi gibi b&uuml;y&uuml;k savaşım i&ccedil;indeyim. Yani filozofluktan &ouml;teye bizimki biraz peygamberce bir eylem olarak da tanımlanabilir. Şimdi daha iyi anlıyorum. İşte diyorsun ya, &ldquo;&uuml;&ccedil;bin yıllık d&uuml;ş&uuml;ş.&rdquo; Eğer bu doğruysa, verilecek cevap biraz peygamberce olmak zorunda. &Ouml;yle kendimi halkın anladığı bir peygamber olarak değerlendirmiyorum. Ama kimi &ouml;zellikleriyle biraz peygambersel &ccedil;ıkışa benziyor.&rdquo;</em> diyerek, ger&ccedil;ek niyetini ortaya koymaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>PKK&rsquo;nın resmi yayın organı olarak adlandırılan &ldquo;Serxweb&ucirc;n&rdquo; (Başkaldırı)&nbsp; Dergisi&rsquo;nin 209. sayısının 9. sayfasında &Ouml;calan i&ccedil;in: <em>&ldquo;&Ouml;nderliğin mukaddesliği bizden ne istiyor? Bunu &ccedil;ok iyi bilince &ccedil;ıkarmalıyız. G&uuml;nde en az bir saat bunun &uuml;zerinde d&uuml;ş&uuml;nmeliyiz. O zaman g&ouml;receğiz ki hi&ccedil; kimse bizi kandıramaz. Ancak bu bi&ccedil;imde her g&uuml;n kendimizi eksikliklerimizden, hatalarımızdan temizleyebiliriz, her g&uuml;n yeni bir insan olabiliriz. Eğer M&uuml;sl&uuml;manlar g&uuml;nde beş defa Allah&rsquo;ı akıllarına getiriyorlarsa bizler de &Ouml;nderliğimizi aklımıza getirmeliyiz. Neden? &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &Ouml;nderlik&rsquo;te insanlığın tarihi gizlidir, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k, eşitlik gizlidir. Bizim i&ccedil;in de &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k, eşitlik, insanlık kutsaldır. Bunların hizmetinde olmak i&ccedil;in her g&uuml;n &Ouml;nderliğimizi aklımıza getirip bizden ne istendiğini sorgulamalıyız. Bu bi&ccedil;imiyle eksikliklerimizden arınıp &Ouml;nderliğin yolunda m&uuml;tevazi bir &ccedil;alışma y&uuml;r&uuml;tebiliri.&rdquo;</em>&nbsp; Şeklindeki PKK tarafından ilahlaştırılan &Ouml;calan a&ccedil;ıklaması; &ouml;rg&uuml;t mensupları ve yandaşlarının i&ccedil;inde bulunduğu d&uuml;ş&uuml;nsel ve psikolojik durumu anlatmaya sanırım yeterli olacaktır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Uuml;lkemizde bir proje olarak başlatılan ve esasta toplumu topyek&ucirc;n d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rme ve evrimleştirmeyi ama&ccedil;layan laisizm ve sek&uuml;larizmin bir benzerinin &Ouml;calan eliyle K&uuml;rtlere &uuml;zerinde uygulanmaya &ccedil;alışılıyor. Bu manada, &Ouml;calan ve onun &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml; değerlendirirken,&nbsp; sadece ve sadece ideolojik manada değerlendirme yapmamak gerekiyor.</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.