Mehmet MEMDOĞLU
Köşe Yazarı
Mehmet MEMDOĞLU
 

Yaban Arısı!...

<p>Dini bayramlarımız biz M&uuml;sl&uuml;manlar i&ccedil;in &ccedil;ok şey ifade eder. (Maalesef, son yıllarda tatil olarak addedilmektedirler.) Allah&rsquo;ın birer hediyesi olan bu g&uuml;nlerde toplum olarak aile b&uuml;y&uuml;klerini ziyaret edip, hayır dualarını almak i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k gayret g&ouml;steririz.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Şehrin g&uuml;r&uuml;lt&uuml;s&uuml;nden uzaklaşmak isteyen Abdulkadir ve ailesi de o yılın Kurban Bayramı&rsquo;nı k&ouml;yde bulunan dedeleriyle birlikte ge&ccedil;irmeye karar verirler. Dedesi Hasan&rsquo;ın ikamet ettiği k&ouml;y, babasının da anlata anlata bitiremediği; havası, yaylaları, pınarları ve doğal g&uuml;zellikleri; kısacası iklimi insanı kendine hayran bırakan bir k&ouml;yd&uuml;&hellip;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Arefe g&uuml;n&uuml; olması sebebiyle, evlerdeki tatlı telaş ile birlikte k&ouml;ydeki bayram hazırlıkları devam etmekteydi. Abd&uuml;lkadir ve arkadaşlarıise bu heng&acirc;meyi fırsat bilerek, k&ouml;y&uuml;n birka&ccedil; kilometre uzaklığındaki yaylaya &ccedil;ıkmaya karar verirler. Ardı&ccedil; ağa&ccedil;larıyla s&uuml;slenmiş, inişli, &ccedil;ıkışlı tepeciklerin bulunduğu bir vadiden, takribi d&ouml;rt kilometrelik bir y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş&uuml;n ardından, yaylanın bulunduğu zirveye ulaşırlar. Bir m&uuml;ddet envai&ccedil;eşit dağ &ccedil;i&ccedil;eklerinin s&uuml;slediği yayladan, bacaları t&uuml;ten k&ouml;y&uuml; seyre dalarlar. Havadaki bol oksijen ile birlikte, yayla b&ouml;ceklerinin dağ senfonisi andıran sesleri uykularını getirir. Gruptaki arkadaşlarından Fuat&rsquo;ın: <em>&ldquo;Buraya uyumaya değil, gezmeye geldik. Hadi, tembellik etmeyin de kalkın&rdquo;</em>ifadesiyle birlikte, gen&ccedil;lerin hepsi ayağa kalkar ve yaylanın kuzeyinde yer alan b&uuml;y&uuml;k &ccedil;am ağa&ccedil;larına doğru y&uuml;r&uuml;rler. &Ccedil;amlık alana vardıklarında, Abd&uuml;lkadir&rsquo;in dikkatini yaban arısıyuvası &ccedil;eker. Arkadaşları arı yuvasına yaklaşmaz, &nbsp;Abd&uuml;lkadir&rsquo;i de yuvaya yaklaşmaması konusunda uyarırlar. Bu ikaz kendisini daha da meraklandırır ve arı yuvasına birka&ccedil; adım daha yaklaşır. İşte o anda y&uuml;z&uuml;nde bir acı hisseder. Bu acı kendisini daha da telaşlandırır. Bir yandan elleriyle başı etrafında dolaşan arıyı uzaklaştırmaya &ccedil;alışırken, diğer yandan da bulunduğu yerden uzaklaşmak i&ccedil;in &ccedil;eşmeye doğru koşar.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ccedil;eşmeye vardığında, yaşadığı korkunun da etkisiyle kalp atışları ve nefes alışları hızlanmış, konuşma kabiliyeti ise yavaşlamıştır. Arkadaşları dudağındaki kızarıklığı ve şişkinliği fark ederler. K&ouml;yde ikamet eden arkadaşlarından Mithat, acısını hafifletmesi i&ccedil;in, -babasından g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; şekliyle- temiz topraktan biraz &ccedil;amur yapar ve Abd&uuml;lkadir&rsquo;in dudağına s&uuml;rer. Bir an i&ccedil;in rahatlasa da acının şiddeti gittik&ccedil;e artmaya başlar. Beklemediği bir başka şey yaşar Abd&uuml;lkadir. &Ccedil;ektiği acıyla birlikte y&uuml;z&uuml; ve v&uuml;cudu da kaşınır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ccedil;eşme başındaki gen&ccedil;lerin telaşı, &ouml;tede ineklerini otlatan Hacı amcanın dikkatini &ccedil;eker. Yaşadığı tecr&uuml;belere de dayanarak, hareketliliği yorumlamaya &ccedil;alışan Hacı amca, gen&ccedil;lerden birinin yaban arısı tarafından sokulmuş olabileceği d&uuml;ş&uuml;ncesinde yanılmaz. Hızlı adımlarla &ccedil;eşme başına gelir ve arı ısırığına maruz kalan-sonradan isminin Abdulkadir olduğunu &ouml;ğrendiği-delikanlının, bir an &ouml;nce hayvanları sulamak i&ccedil;in ağa&ccedil; g&ouml;vdesinden yaptıkları yalak da soğuk suyla kendisini yıkaması gerektiğine ikna eder. Kısa s&uuml;reli de olsa, soğuk su ile yıkanan Abd&uuml;lkadir&rsquo;in v&uuml;cudundaki kaşıntı hafifler, kızarıklar azalır. Arı sokmasından kaynaklı bir zehirlenmevakasıyla karşı karşıya kaldığına kani olan Hacı amca da bu rahatlamanın ge&ccedil;ici olduğunun bilinciyle, hızlı adımlarla ineklerinin bulunduğu yere y&uuml;r&uuml;r. Heybesinde bulundurduğu bakracını &ccedil;ıkarır ve seri bir şekilde &ldquo;Sarı Gelinim&rdquo; diye seslendiği ineğinden s&uuml;t sağar. Dakikalar ilerledik&ccedil;e Abd&uuml;lkadir&rsquo;in v&uuml;cut direnci de d&uuml;şer ve yarı baygın bir vaziyet de arkadaşının kucağına yıkılıverir. &nbsp;Yayla da zamana karşı bir yarış başlar adeta.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Durumun vahameti k&ouml;ye de ulaşır. K&ouml;yde, herkeste telaştan ziyade bir korku vardır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Abd&uuml;lkadir&rsquo;in de bulunduğu yaylanın zirvesine ara&ccedil;la gitme imkanı yoktur. Abd&uuml;lkadir&rsquo;i sedye ile k&ouml;ye, k&ouml;yden de en yakın hastaneye g&ouml;t&uuml;rmek, onun hayatına mal olabilirdi. Babası, dedesi ve k&ouml;ydeki diğer ahali, korku ve telaş i&ccedil;erisinde yaylanın zirvesine doğru y&uuml;r&uuml;rler.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yaylanın zirvesinde ise taze s&uuml;t ile birlikle geri d&ouml;nen Hacı amca, yarı baygın haldeki Abd&uuml;lkadir&rsquo;e s&uuml;t&uuml; i&ccedil;iremez. Soğukkanlılığını yitirmeyen Hacı amca, askerlik yaptığı yıllarda karşılaştığı benzer bir vakıayı hatırlar. Sırtını &ccedil;eşme duvarına dayayarak Abd&uuml;lkadir&rsquo;in kafasını kendi g&ouml;ğ&uuml;s hizasına kadar kaldırır. Sol eliyle yarı baygın haldeki delikanlının burnunu sıkarken, sağ elindeki s&uuml;t&uuml; de hafif&ccedil;e ağzına d&ouml;ker. Nefessiz kalan Abd&uuml;lkadir, can havliyle nefes almak i&ccedil;in &ccedil;ırpınınca s&uuml;t&uuml; de yutmuş olur. Hacı amca, aynı şeyi birka&ccedil; kez tekrarlar. Kısa bir s&uuml;re sonra, Abd&uuml;lkadir kusmaya başlar. &Ccedil;evredekiler bu manzaraya şaşkın şaşkın bakarken, Hacı amca &ccedil;evredekilerin aksine bu sonuca sevinir ve <em>&ldquo;Elhamd&uuml;lillah&hellip; Ş&uuml;k&uuml;rler olsun sana Rabbim!...&rdquo;</em> der, Abd&uuml;lkadir&rsquo;i &ouml;p&uuml;p, y&uuml;z&uuml;n&uuml; okşamaya başlar.Abd&uuml;lkadir&rsquo;in yavaş yavaş kendisine gelmesi herkesi sevince boğar. Yaşadıklarına bir anlam veremez, derin bir uykudan uyandığını, r&uuml;ya g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; zannederAbd&uuml;lkadir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Merak, t&uuml;m canlılarda g&ouml;zlenen &ouml;ğrenmeye y&ouml;nelik bir davranıştır. Merak, insanlık tarihinden g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze, bilim ve teknolojinin gelişmesine sebebiyet verdiği kadar, ferdi de &ccedil;eşitli tehlikeler, afetler ve belalar ile karşı karşıya getirmiştir. Aşırı merak, insanı tehlikelerle karşı karşıya getirebilir. Abd&uuml;lkadir&rsquo;in aşırı merakı da kendi hayatına mal olabilecek bir vakıayla sonlanabilirdi.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bilgi, &ouml;ğrenme s&uuml;recinin sonucunda elde edilen bir zenginliktir. Konusunda bilgi sahibi her insan, bilgisini tecr&uuml;be etmediği m&uuml;ddet&ccedil;e onu yerinde kullanamayabilir. Benzer bir şey tecr&uuml;be i&ccedil;in de ge&ccedil;erlidir.Bilgiden mahrum bir tecr&uuml;be de beklenilen sonu&ccedil;ları vermeyebilir. Kişi ne kadar bilgili olursa olun, bilgisini &ldquo;tecr&uuml;be&rdquo; ettiği an, bazen tek başına hayat kurtarmaya vesile olabilir. Bilgi ve tecr&uuml;be hayatın sigortasıdıradeta. Hacı amcanın bilgi ve tecr&uuml;besi &ouml;mr&uuml;n&uuml;n baharında bir delikanlının hayatını<a name="_GoBack"></a> kurtarmasına vesile olmuştur.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ve s&ouml;z&uuml;n &ouml;z&uuml;:&ldquo;bilgi ile tecr&uuml;be&rdquo; kişiyi olgunlaştırıyor olsa da, &ldquo;vaktin ve &ouml;mr&uuml;n&rdquo; tecr&uuml;besi yoktur&hellip;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Sel&acirc;metle kalın efendim&hellip;</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 13 Şubat 2019 - Çarşamba

Yaban Arısı!...

<p>Dini bayramlarımız biz M&uuml;sl&uuml;manlar i&ccedil;in &ccedil;ok şey ifade eder. (Maalesef, son yıllarda tatil olarak addedilmektedirler.) Allah&rsquo;ın birer hediyesi olan bu g&uuml;nlerde toplum olarak aile b&uuml;y&uuml;klerini ziyaret edip, hayır dualarını almak i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k gayret g&ouml;steririz.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Şehrin g&uuml;r&uuml;lt&uuml;s&uuml;nden uzaklaşmak isteyen Abdulkadir ve ailesi de o yılın Kurban Bayramı&rsquo;nı k&ouml;yde bulunan dedeleriyle birlikte ge&ccedil;irmeye karar verirler. Dedesi Hasan&rsquo;ın ikamet ettiği k&ouml;y, babasının da anlata anlata bitiremediği; havası, yaylaları, pınarları ve doğal g&uuml;zellikleri; kısacası iklimi insanı kendine hayran bırakan bir k&ouml;yd&uuml;&hellip;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Arefe g&uuml;n&uuml; olması sebebiyle, evlerdeki tatlı telaş ile birlikte k&ouml;ydeki bayram hazırlıkları devam etmekteydi. Abd&uuml;lkadir ve arkadaşlarıise bu heng&acirc;meyi fırsat bilerek, k&ouml;y&uuml;n birka&ccedil; kilometre uzaklığındaki yaylaya &ccedil;ıkmaya karar verirler. Ardı&ccedil; ağa&ccedil;larıyla s&uuml;slenmiş, inişli, &ccedil;ıkışlı tepeciklerin bulunduğu bir vadiden, takribi d&ouml;rt kilometrelik bir y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş&uuml;n ardından, yaylanın bulunduğu zirveye ulaşırlar. Bir m&uuml;ddet envai&ccedil;eşit dağ &ccedil;i&ccedil;eklerinin s&uuml;slediği yayladan, bacaları t&uuml;ten k&ouml;y&uuml; seyre dalarlar. Havadaki bol oksijen ile birlikte, yayla b&ouml;ceklerinin dağ senfonisi andıran sesleri uykularını getirir. Gruptaki arkadaşlarından Fuat&rsquo;ın: <em>&ldquo;Buraya uyumaya değil, gezmeye geldik. Hadi, tembellik etmeyin de kalkın&rdquo;</em>ifadesiyle birlikte, gen&ccedil;lerin hepsi ayağa kalkar ve yaylanın kuzeyinde yer alan b&uuml;y&uuml;k &ccedil;am ağa&ccedil;larına doğru y&uuml;r&uuml;rler. &Ccedil;amlık alana vardıklarında, Abd&uuml;lkadir&rsquo;in dikkatini yaban arısıyuvası &ccedil;eker. Arkadaşları arı yuvasına yaklaşmaz, &nbsp;Abd&uuml;lkadir&rsquo;i de yuvaya yaklaşmaması konusunda uyarırlar. Bu ikaz kendisini daha da meraklandırır ve arı yuvasına birka&ccedil; adım daha yaklaşır. İşte o anda y&uuml;z&uuml;nde bir acı hisseder. Bu acı kendisini daha da telaşlandırır. Bir yandan elleriyle başı etrafında dolaşan arıyı uzaklaştırmaya &ccedil;alışırken, diğer yandan da bulunduğu yerden uzaklaşmak i&ccedil;in &ccedil;eşmeye doğru koşar.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ccedil;eşmeye vardığında, yaşadığı korkunun da etkisiyle kalp atışları ve nefes alışları hızlanmış, konuşma kabiliyeti ise yavaşlamıştır. Arkadaşları dudağındaki kızarıklığı ve şişkinliği fark ederler. K&ouml;yde ikamet eden arkadaşlarından Mithat, acısını hafifletmesi i&ccedil;in, -babasından g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; şekliyle- temiz topraktan biraz &ccedil;amur yapar ve Abd&uuml;lkadir&rsquo;in dudağına s&uuml;rer. Bir an i&ccedil;in rahatlasa da acının şiddeti gittik&ccedil;e artmaya başlar. Beklemediği bir başka şey yaşar Abd&uuml;lkadir. &Ccedil;ektiği acıyla birlikte y&uuml;z&uuml; ve v&uuml;cudu da kaşınır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ccedil;eşme başındaki gen&ccedil;lerin telaşı, &ouml;tede ineklerini otlatan Hacı amcanın dikkatini &ccedil;eker. Yaşadığı tecr&uuml;belere de dayanarak, hareketliliği yorumlamaya &ccedil;alışan Hacı amca, gen&ccedil;lerden birinin yaban arısı tarafından sokulmuş olabileceği d&uuml;ş&uuml;ncesinde yanılmaz. Hızlı adımlarla &ccedil;eşme başına gelir ve arı ısırığına maruz kalan-sonradan isminin Abdulkadir olduğunu &ouml;ğrendiği-delikanlının, bir an &ouml;nce hayvanları sulamak i&ccedil;in ağa&ccedil; g&ouml;vdesinden yaptıkları yalak da soğuk suyla kendisini yıkaması gerektiğine ikna eder. Kısa s&uuml;reli de olsa, soğuk su ile yıkanan Abd&uuml;lkadir&rsquo;in v&uuml;cudundaki kaşıntı hafifler, kızarıklar azalır. Arı sokmasından kaynaklı bir zehirlenmevakasıyla karşı karşıya kaldığına kani olan Hacı amca da bu rahatlamanın ge&ccedil;ici olduğunun bilinciyle, hızlı adımlarla ineklerinin bulunduğu yere y&uuml;r&uuml;r. Heybesinde bulundurduğu bakracını &ccedil;ıkarır ve seri bir şekilde &ldquo;Sarı Gelinim&rdquo; diye seslendiği ineğinden s&uuml;t sağar. Dakikalar ilerledik&ccedil;e Abd&uuml;lkadir&rsquo;in v&uuml;cut direnci de d&uuml;şer ve yarı baygın bir vaziyet de arkadaşının kucağına yıkılıverir. &nbsp;Yayla da zamana karşı bir yarış başlar adeta.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Durumun vahameti k&ouml;ye de ulaşır. K&ouml;yde, herkeste telaştan ziyade bir korku vardır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Abd&uuml;lkadir&rsquo;in de bulunduğu yaylanın zirvesine ara&ccedil;la gitme imkanı yoktur. Abd&uuml;lkadir&rsquo;i sedye ile k&ouml;ye, k&ouml;yden de en yakın hastaneye g&ouml;t&uuml;rmek, onun hayatına mal olabilirdi. Babası, dedesi ve k&ouml;ydeki diğer ahali, korku ve telaş i&ccedil;erisinde yaylanın zirvesine doğru y&uuml;r&uuml;rler.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yaylanın zirvesinde ise taze s&uuml;t ile birlikle geri d&ouml;nen Hacı amca, yarı baygın haldeki Abd&uuml;lkadir&rsquo;e s&uuml;t&uuml; i&ccedil;iremez. Soğukkanlılığını yitirmeyen Hacı amca, askerlik yaptığı yıllarda karşılaştığı benzer bir vakıayı hatırlar. Sırtını &ccedil;eşme duvarına dayayarak Abd&uuml;lkadir&rsquo;in kafasını kendi g&ouml;ğ&uuml;s hizasına kadar kaldırır. Sol eliyle yarı baygın haldeki delikanlının burnunu sıkarken, sağ elindeki s&uuml;t&uuml; de hafif&ccedil;e ağzına d&ouml;ker. Nefessiz kalan Abd&uuml;lkadir, can havliyle nefes almak i&ccedil;in &ccedil;ırpınınca s&uuml;t&uuml; de yutmuş olur. Hacı amca, aynı şeyi birka&ccedil; kez tekrarlar. Kısa bir s&uuml;re sonra, Abd&uuml;lkadir kusmaya başlar. &Ccedil;evredekiler bu manzaraya şaşkın şaşkın bakarken, Hacı amca &ccedil;evredekilerin aksine bu sonuca sevinir ve <em>&ldquo;Elhamd&uuml;lillah&hellip; Ş&uuml;k&uuml;rler olsun sana Rabbim!...&rdquo;</em> der, Abd&uuml;lkadir&rsquo;i &ouml;p&uuml;p, y&uuml;z&uuml;n&uuml; okşamaya başlar.Abd&uuml;lkadir&rsquo;in yavaş yavaş kendisine gelmesi herkesi sevince boğar. Yaşadıklarına bir anlam veremez, derin bir uykudan uyandığını, r&uuml;ya g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; zannederAbd&uuml;lkadir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Merak, t&uuml;m canlılarda g&ouml;zlenen &ouml;ğrenmeye y&ouml;nelik bir davranıştır. Merak, insanlık tarihinden g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze, bilim ve teknolojinin gelişmesine sebebiyet verdiği kadar, ferdi de &ccedil;eşitli tehlikeler, afetler ve belalar ile karşı karşıya getirmiştir. Aşırı merak, insanı tehlikelerle karşı karşıya getirebilir. Abd&uuml;lkadir&rsquo;in aşırı merakı da kendi hayatına mal olabilecek bir vakıayla sonlanabilirdi.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bilgi, &ouml;ğrenme s&uuml;recinin sonucunda elde edilen bir zenginliktir. Konusunda bilgi sahibi her insan, bilgisini tecr&uuml;be etmediği m&uuml;ddet&ccedil;e onu yerinde kullanamayabilir. Benzer bir şey tecr&uuml;be i&ccedil;in de ge&ccedil;erlidir.Bilgiden mahrum bir tecr&uuml;be de beklenilen sonu&ccedil;ları vermeyebilir. Kişi ne kadar bilgili olursa olun, bilgisini &ldquo;tecr&uuml;be&rdquo; ettiği an, bazen tek başına hayat kurtarmaya vesile olabilir. Bilgi ve tecr&uuml;be hayatın sigortasıdıradeta. Hacı amcanın bilgi ve tecr&uuml;besi &ouml;mr&uuml;n&uuml;n baharında bir delikanlının hayatını<a name="_GoBack"></a> kurtarmasına vesile olmuştur.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ve s&ouml;z&uuml;n &ouml;z&uuml;:&ldquo;bilgi ile tecr&uuml;be&rdquo; kişiyi olgunlaştırıyor olsa da, &ldquo;vaktin ve &ouml;mr&uuml;n&rdquo; tecr&uuml;besi yoktur&hellip;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Sel&acirc;metle kalın efendim&hellip;</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.