Burhan Bozgeyik
Köşe Yazarı
Burhan Bozgeyik
 

Karakter imtihanı

Karakter imtihanı İnsanoğlu, Cenab-ı Hakk’ın bin bir isminin üzerinde tecelli eylediği eşref-i mahlukat. İnsanlar âzâları itibariyle aynı. Bu görünen âzâlardan ayrı, Cenab-ı Hak insana latifeler, ruh, hayal, hafıza vermiş. İnsanı asıl insan yapan, onun karakteridir. İşte bu karakterinin şekillenmesi için onlara rehberler göndermiş. Peygamberleri ve peygamberlerin yolundan giden değerli şahsiyetleri taklit edenler, “adam gibi adam” ve “karakter sahibi” olmuşlar. Şöyle herkes kendini yoklasa, sağına soluna baksa, gerçekte bir insanda aranan temel hasletin karakter olduğunu görecektir. Eskiden beri gelenektir; çırak alınacağı zaman, bu “çırak adayı” defalarca “karakter imtihanına” tâbi tutulurmuş. Mesela usta veya dükkân sahibi mekânı terk eder, o arada kasayı açık bırakır, içerisinde de para “unuturmuş”. Para yerinde duruyorsa mesele yok. Çırak bir imtihanı kazanmıştır. Buna mümasil defalarca karakter imtihanından geçen aday, şayet bu imtihanları vermişse stajyerliği tamamlayıp çırak olmuş demektir. Derken şayet zanaatkârın yanında ise o sahada, tüccarın yanında ise ticarî sahada, sanatkârın yanında ise sanat sahasında ilerlemeye başlar. Kalfalık devresinden sonra ustalık peştamalını kuşanır. Eskiden şöyle veya böyle usta olup da karaktersizlik yapanların pabucu dama atılırmış. Mesela çürük çarık ayakkabı mı yaptı, onun pabucu dama atılır, o sahte usta bir daha o çarşıda esnaflık yapamazmış. Nicedir “pabucu dama atma” âdeti terk edildi. Müeyyide (yaptırım) olmayınca da yapanın yaptığı yanına kâr kaldı. Böylece karakter cihetinden sakat kimseler ortalıkta cirit atmaya başladı. Zülfü yâre dokunmayacak bir iki örnek vermek isteriz. Ülkemizde Romanyalı bir teknik direktör çalıştı. Marius Sumudica. Bu isim ülkemizde Kayserispor, Gaziantepspor, Çaykur Rizespor ve Malatyaspor’u çalıştırdı. Bu isim Gaziantep’ten Rize’ye gidince radarımıza takıldı. Şöyle ki, Gaziantep’i çalıştırırken bir maaş ödemesi gecikince, sosyal medyadan, “Karımdan harçlık alıyorum” diye mesaj yazdı ve aklınca kulüp idaresini iğneledi. Hemşehrilerimiz bunu hakaret saydı ve ertesi günü sözleşmesini feshedip kendine yol verdi. Sumudica hemen akabinde Rizespor ile anlaştı. Henüz resmi sözleşme yapmamışken o hafta sonu oynanacak Rizespor-Gaziantepspor maçı öncesinde Çaykur Rizesporlu oyunculara prim vaat etti ve oyunculara taktik verdi. Sözleşme yapmış olsa bir derece, ancak henüz sözleşme imzalanmadan bunları yaptı ve Rizespor, o maçı 2-0 kazandı. Bu antrenör efendi bir hafta öncesine kadar antrenörü olduğu takımın zaafını işbaşına geçmeyi umduğu takıma aktarmıştı. Bu isim daha sonra Rizespor’dan da kovuldu. Ardından Romanya’nın CFR Cluz ekibini çalıştırmaya başladı. Derken bir sabah antrenman için gittiğinde kulüp tesislerine alınmadı. Zira bir gece önce oradan da kovulmuştu. Bu isim daha sonra Malatyaspor’a geldi. Merhum kayınpeder Malatyalı olduğu için Malatyalı dostlar bana “enişte” der. Bu eniştelik hatırına, Malatyalı dostlara “Yahu şu karakter cihetinden sakat kişiye dikkat edin” demek isterdim. Ancak futbolla pek ilgim olmadığı için olup bitenleri seyrettim ve neticede bu malum kişi Malatyaspor’dan da kovuldu. Bu antrenör bu şekilde o kapıdan o kapıya giderken ve ekmek yediği kaba ihanet etmekten çekinmezken, spor camiasından “karakter imtihanı”nı kazanan bir örneği hatırlatmak isterim. Kayseri-Galatasaray maçı 3-0 bitmişti. O maçta gol atan Emrah Başsan, sevineceği yerde gözyaşlarını tutamamıştı. Galatasaray’ın bu eski oyuncusu, “Galatasaray’ın ekmeğini yedim” diyor, profesyonelliğinin hakkını vererek golünü atıyor, ancak tuz-ekmek hakkı için sevincini belli etmiyor ve gözyaşı döküyordu. İşte karakterli bir oyuncu. Spordan misal verdik. Buna mümasil karakter imtihanı her sahada verilmekte. San’at sahasında, siyasette, gazetecilikte, iş dünyasında, esnaflıkta, tıpta, bilim dünyasında, zanaatta, vs… Geçmişte milletvekili transferi yapılarak kurulan hükümetleri gördük. Hatta bir defasında transfer edilen 11 milletvekilinden 10’una bakanlık koltuğu verilerek hükümet kurulmuştu. Şimdi onları hatırlayan var mı? Günümüzde çürük çarık iş yapanlar, fırsat bu fırsat deyip halkın temel gıda maddelerine fahiş fiyat yapıştıranlar, ay başını zor getiren garibanların ümüğünü sıkanlar, yalan söylemeyi, adam kandırmayı, üçkâğıtçılığı marifet sayanlar, karakter imtihanında sınıfta kalmaktadırlar. Siz siz olun, karakterli kimseleri buldunuzsa onu refik edinin. Zira bu dünyadaki en büyük kazançlardan biri de budur: Yani karakterli bir insan, karakterli bir dost… Burhan Bozgeyik
Ekleme Tarihi: 16 Mayıs 2022 - Pazartesi

Karakter imtihanı

Karakter imtihanı İnsanoğlu, Cenab-ı Hakk’ın bin bir isminin üzerinde tecelli eylediği eşref-i mahlukat. İnsanlar âzâları itibariyle aynı. Bu görünen âzâlardan ayrı, Cenab-ı Hak insana latifeler, ruh, hayal, hafıza vermiş. İnsanı asıl insan yapan, onun karakteridir. İşte bu karakterinin şekillenmesi için onlara rehberler göndermiş. Peygamberleri ve peygamberlerin yolundan giden değerli şahsiyetleri taklit edenler, “adam gibi adam” ve “karakter sahibi” olmuşlar. Şöyle herkes kendini yoklasa, sağına soluna baksa, gerçekte bir insanda aranan temel hasletin karakter olduğunu görecektir. Eskiden beri gelenektir; çırak alınacağı zaman, bu “çırak adayı” defalarca “karakter imtihanına” tâbi tutulurmuş. Mesela usta veya dükkân sahibi mekânı terk eder, o arada kasayı açık bırakır, içerisinde de para “unuturmuş”. Para yerinde duruyorsa mesele yok. Çırak bir imtihanı kazanmıştır. Buna mümasil defalarca karakter imtihanından geçen aday, şayet bu imtihanları vermişse stajyerliği tamamlayıp çırak olmuş demektir. Derken şayet zanaatkârın yanında ise o sahada, tüccarın yanında ise ticarî sahada, sanatkârın yanında ise sanat sahasında ilerlemeye başlar. Kalfalık devresinden sonra ustalık peştamalını kuşanır. Eskiden şöyle veya böyle usta olup da karaktersizlik yapanların pabucu dama atılırmış. Mesela çürük çarık ayakkabı mı yaptı, onun pabucu dama atılır, o sahte usta bir daha o çarşıda esnaflık yapamazmış. Nicedir “pabucu dama atma” âdeti terk edildi. Müeyyide (yaptırım) olmayınca da yapanın yaptığı yanına kâr kaldı. Böylece karakter cihetinden sakat kimseler ortalıkta cirit atmaya başladı. Zülfü yâre dokunmayacak bir iki örnek vermek isteriz. Ülkemizde Romanyalı bir teknik direktör çalıştı. Marius Sumudica. Bu isim ülkemizde Kayserispor, Gaziantepspor, Çaykur Rizespor ve Malatyaspor’u çalıştırdı. Bu isim Gaziantep’ten Rize’ye gidince radarımıza takıldı. Şöyle ki, Gaziantep’i çalıştırırken bir maaş ödemesi gecikince, sosyal medyadan, “Karımdan harçlık alıyorum” diye mesaj yazdı ve aklınca kulüp idaresini iğneledi. Hemşehrilerimiz bunu hakaret saydı ve ertesi günü sözleşmesini feshedip kendine yol verdi. Sumudica hemen akabinde Rizespor ile anlaştı. Henüz resmi sözleşme yapmamışken o hafta sonu oynanacak Rizespor-Gaziantepspor maçı öncesinde Çaykur Rizesporlu oyunculara prim vaat etti ve oyunculara taktik verdi. Sözleşme yapmış olsa bir derece, ancak henüz sözleşme imzalanmadan bunları yaptı ve Rizespor, o maçı 2-0 kazandı. Bu antrenör efendi bir hafta öncesine kadar antrenörü olduğu takımın zaafını işbaşına geçmeyi umduğu takıma aktarmıştı. Bu isim daha sonra Rizespor’dan da kovuldu. Ardından Romanya’nın CFR Cluz ekibini çalıştırmaya başladı. Derken bir sabah antrenman için gittiğinde kulüp tesislerine alınmadı. Zira bir gece önce oradan da kovulmuştu. Bu isim daha sonra Malatyaspor’a geldi. Merhum kayınpeder Malatyalı olduğu için Malatyalı dostlar bana “enişte” der. Bu eniştelik hatırına, Malatyalı dostlara “Yahu şu karakter cihetinden sakat kişiye dikkat edin” demek isterdim. Ancak futbolla pek ilgim olmadığı için olup bitenleri seyrettim ve neticede bu malum kişi Malatyaspor’dan da kovuldu. Bu antrenör bu şekilde o kapıdan o kapıya giderken ve ekmek yediği kaba ihanet etmekten çekinmezken, spor camiasından “karakter imtihanı”nı kazanan bir örneği hatırlatmak isterim. Kayseri-Galatasaray maçı 3-0 bitmişti. O maçta gol atan Emrah Başsan, sevineceği yerde gözyaşlarını tutamamıştı. Galatasaray’ın bu eski oyuncusu, “Galatasaray’ın ekmeğini yedim” diyor, profesyonelliğinin hakkını vererek golünü atıyor, ancak tuz-ekmek hakkı için sevincini belli etmiyor ve gözyaşı döküyordu. İşte karakterli bir oyuncu. Spordan misal verdik. Buna mümasil karakter imtihanı her sahada verilmekte. San’at sahasında, siyasette, gazetecilikte, iş dünyasında, esnaflıkta, tıpta, bilim dünyasında, zanaatta, vs… Geçmişte milletvekili transferi yapılarak kurulan hükümetleri gördük. Hatta bir defasında transfer edilen 11 milletvekilinden 10’una bakanlık koltuğu verilerek hükümet kurulmuştu. Şimdi onları hatırlayan var mı? Günümüzde çürük çarık iş yapanlar, fırsat bu fırsat deyip halkın temel gıda maddelerine fahiş fiyat yapıştıranlar, ay başını zor getiren garibanların ümüğünü sıkanlar, yalan söylemeyi, adam kandırmayı, üçkâğıtçılığı marifet sayanlar, karakter imtihanında sınıfta kalmaktadırlar. Siz siz olun, karakterli kimseleri buldunuzsa onu refik edinin. Zira bu dünyadaki en büyük kazançlardan biri de budur: Yani karakterli bir insan, karakterli bir dost… Burhan Bozgeyik
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.