TÜRK VE İSLAM DÜŞMANI FRANSIZ HAYRANI Mine G. Kırıkkanat
TÜRK VE İSLAM DÜŞMANI FRANSIZ HAYRANI Mine G. Kırıkkanat
En son Büyük Türk hakanı BAŞBUĞ ATİLLA ya yazdığı hakaret içerikle kulakları çokça çınlayan, Türk ve İslam düşmanı, Fransız hayranı Mine G. Kırıkkanat’ı önce tanıyalım.
Mine Kırıkkanat kimdir,
1951 yılının Aralık ayında Ankara‘da doğmuştur. Aslen İstanbul‘ludur. Annesinin adı Şadiye’dir. Babası Kazım bey subay idi. Babasının kardeşi yani amcası da bir pilot teğmen idi, ve uçağı Kadifekale‘ye çakılınca Kırıkkanat soyadını almışlardır. Bir ablası vardır.
“Notre Dame de Sion Fransız Lisesi”nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. (Burada Minenin kafasına Fransız kültürünü yerleştirmeye başlamışlar.)
Gazeteciliğe başlamadan önce roman çevirileri yaptı, Renault’da genel müdür sekreteri olarak çalıştı, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nda sanat ve kültür yönetmeni olarak çalıştı. 1,5 yıl içinde iki defa doğum yaptı diye işten atıldı. O sırada başında Çetin Emeç olan Çarşaf Dergisi bir yarışma açmıştı. Üç tane küçük fıkra yazdı gönderdi ve Birinci mansiyonu kazandı. Çetin Emeç‘in teklifi ile Çarşaf Dergisi’nde çalışmaya başladı. Çetin Altan‘la da orada tanıştı. Sonra Cumhuriyet’te Ciddiyet sayfasında çalışmaya başladı. Mizah ile pek bağdaşamadığı için işi bıraktı, 10 yıl Babıali‘den kimseyle görüşmedi. 10 yıl boyunca Fransız Konsolosluğu’na bağlı Pierre Loti ilkokulunda öğretmen olarak çalıştı. (Fransa ve Fransız sevgisi onu Öğretmenliğe kadar yükseltti.)
1981 yılında evlendiği Fransız kocası ile 1983 yılına kadar İstanbul’da yaşadılar. Sonra eşi İspanya‘ya tayin olunca birlikte gittiler. (Fransa sevgisi ona Fransız koca getirdi, o asil bir Fransız’la evlenmeliydi çünkü onlar kültürlü ve asildiler.)
İki yıl boş durdu. Sonra bir gün bir hasret yazısı yazdı Cumhuriyet’e gönderdi basıldı. Derken arkası devam etti. 1986 yılında Cumhuriyet Gazetesi‘nin İspanya muhabiri olarak gazeteciliğe başladı ve devam etti. (Yazılarında bol, bol Fransa ve Fransızları öven Türkleri ve İslam’ı aşağılayan Mine’ nin evliklerliyle yazımıza girelim.)
Evlilikleri :
1.eşi : 1971 yılında evlendi, 7 yıl sonra 1978 yılında boşandı. İlk oğlu çok küçükken öldü, Gökçe adında bir oğlu daha oldu.
2.eşi : Üç buçuk yıl Çetin Altan ile birlikte yaşadı.
3.eşi : 1981 yılında evlendiği Saulnier soyadlı Fransız kocası ile 10 yıl sonunda ayrıldı.
4.eşi : Daniel ile birlikte yaşamaktadır.
Şimdi Mine G. Kırıkkanat Türk ve İslam düşmanlığı yaptığı ve Atatürk maskesinin arkasına saklandığı yazılarını paylaşayım birlikte okuyalım.
"Atilla, bir Hun mafyası imparatorluğudur. Bizdeki mafya babalarının birbirlerine düşmeyip bir “Milli Cürüm Federasyonu” çatısı altında birleştiğini düşünün, işte öyle bir şeydir Atilla’nın harami imparatorluğu. Atilla, bir Hun mafyası imparatorluğudur. Bizdeki mafya babalarının birbirlerine düşmeyip bir 'Milli Cürüm Federasyonu' çatısı altında birleştiğini düşünün, işte öyle bir şeydir Atilla’nın harami imparatorluğu."
"Bu satırların yazarına nefretle karışık bir tutku besleyen mürteci milliyetçilerin “koyacakları” tepkileri görür gibiyim. Tepki diye ayıp yerlere koymaya meraklı bu zevat, en terbiyeli olasılıkla “Vay, sen ulu hakan Atilla’ya nasıl çapulcu dersin!” der…
(Hemen kendisine cevabım şudur. Harami Mafya dediğin Büyük Türk Hakanı BAŞBUĞ ATİLLA yeryüzünde Roma imparatorluğuna kafa tutan, Papaya diz çöktüren tek komutandır. Roma İmparatoru Atilla’ya Papayı gönderiyorlar yalvarmasını ve Roma İmparatorluğun affetmesini istiyorlar. Papa diz çöküp başlıyor yalvarmaya Baba, oğul, kutsal ruh adına diyor. Atilla papaya fırça atıyor siz kafayı’ mı yediniz hiç Tanrının oğlu olur mu, bir din adamı nasıl bir insanın önünde diz çöker, sadece Tanrının huzurunda diz çökülür der Papaya tarihi ders verir. Atilla büyüklüğünü bir kez daha gösterir. BAŞBUĞ ATİLLA Roma İmparatorluğunu şu durumda affedebileceğini söyler. Köylülerin, fakirlerin üzerinde zorla mallarına, hasatlarına, hayvanlarına çökmeyeceksiniz. Herkes adaletli bir biçimde vergisini verecek. Roma zulmü son bulacak aksi takdirde, Roma’nın kâbusu ben olurum der Papayı huzurundan yollar. Şimdi soruyorum sana Mine bu mudur Haramilik? Bu mudur Hun mafyacılığı? Tabi Türk olunca mafyada olur haramide işinize gelmez tabi. Bunları bil de yaz çapulcu Mine)
Mine Kırıkkanat'tan İslam düşmanlığı
'İslam olmasın da ne olursa olsun' görüşüne sahip olan Mine Kırıkkanat, Yusuf Kaplan'ın 'Deizm çığ gibi, gelen dalga hepimizi süpürebilir' başlıklı yazısına 'Ay hadi inşallah' yorumunu yaparak deizme duyduğu özlemi bir kez daha gösterdi.
('Ay hadi inşallah' derken bile İslami inanışla cevap veren İslam düşmanı Mine, sen istemesende içindeki İslam’a bağlılığın diline vuruyor. Haa sevincin dibe vursun gençler deiz’ imin ne olduğun anlayınca yanlış yaptıklarının farkına varıyorlar merak etme fazla sevinme bizler gençlere anlatırız büyümede olmaz.)
Türbanla ilgili ibretlik bir başka yazısında başörtüsü takan kadınları aşağılamaktadır:
“…babam (…) Güneydoğu Anadolu topraklarından garip ve gülünç görenekler de aktarırdı. Bunlardan biri, kadınların hicap duygusuyla ilgiliydi. Canım babacığım, ‘Erkek görünce eteklerini kaldırıp başlarına geçirirler, kıçlarını açıkta bırakıp kafalarını örterler,’ derdi ve ben katıla katıla gülerdim. Çünkü babamın anlattığı imge, yeni oluşan belleğimde devekuşlarına değgin öğrendiklerimle çakışıyor ve eteğini kaldırıp kafasını örten kadınları, başını kuma sokup tüm gövdesini saklandı sanan devekuşlarına benzetiyordum” (14 Mart ’99).
(Kadınlarımızın hicap duygusunu alaycı bir dille anlatmışsın. Kimse başını örterken kıçını açmaz. Namussuz gibi gösterdiğin Anadolu kadınlarına sen kurban olasın, sor bakalım topluma nikahsız biriyle mi yaşamak daha hicap duygusu, yoksa başlarını örtmek mi? Ha bir de yabancı koca hayranlığında cabası öyle ya onlar asil ve sünnetsiz modern.)
Söylemleri ile büyük tepkiler toplayan Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat yine bir skandalla gündemde oturdu. İslam düşmanlığı ile öne çıkan Mine Kırıkkanat, korona virüsle (Covid-19) mücadele kapsamında tüm camilerden okunan ezan ve selâları hedef aldı. Kırıkkanat, “Kötü haberler yetmiyormuş gibi bir de gece gece hoparlörden felaket tellallığı dinlemek zorunda kalıyoruz" ifadeleriyle İslam'ın kutsallarına karşı tahammülsüzlüğünü bir kez daha gösterdi. Kırıkkanat'ın bu skandal sözleri sosyal medyada büyük tepki çekti.
(Mine dur selânın manası yazayım da bilesin bunu bilmen lazım öyle ya sen bir büyük yazarsın. “Salâ, Hz. Peygambere (s.a.s.) selam ve övgüdür. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Peygambere (s.a.s.) çeşitli durumlarda salât-ü selam getirilmesi tavsiye edilmiş (Ahzâb, 33/56; Tirmizî, Deavât, 66; Ebû Dâvûd, Vitr, 23) ise de ne asr-ı saâdette ne de ilk dönemlerde câmilerde salâ okunmuştur. Bununla birlikte Kitap ve Sünnet’te Hz. Peygamber ve diğer peygamberlere salât getirilmesi örneklerine binaen örfümüzde değişik kalıplarda pek çok salâ metni var olagelmiştir.
Sonuç itibarıyla dinî açıdan özel önemi olan gün ve geceleri hatırlatmak, meydana gelen bir vefatı ve kılınacak cenaze namazını haber vermek amacıyla salâ okunması, kültürel bir değer olarak kabul edilebilir ve bu yönüyle de dinî açıdan herhangi bir sakınca taşımadığı söylenebilir.” Anlamı şöyledir.
"Ey Allah'ın Resûlu, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Habibi, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Arşının Nuru, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Mahlukatının Hayırlısı, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, salat-u selam senin üzerine olsun!
Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!"
"ATATÜRK BENİM İLAHIM"
Kırıkkanat tartışmalar üzerine çıktığı bir televizyon programında "Evet, Atatürk ilahım" ifadesini kullandı. Kırıkkanat'ın provokatif sözleri şu şekilde:
"Arkadaşlarıma dedim ki, artık Atatürk ilahım. 10 yıl önce Atatürk'e tapıyorum demezdim, ama artık Atatürk'e tapıyorum dedim."
(Mine biz senin inancına karışamayız tabi ki istediğine taparsın. Bizim inancımızda İlah bir tane ama sen bir İnsanı İlah edindiysen bu senin seçimindir. Sen çok kültürlü birsisin, mutlaka sen daha iyisini bilirsin İlah edinmende, tapmanda senin hür inanıcın ve seçimin bak biz sana saygı duyuyoruz sende insanların inancına saygılı ol tamam mı? Atatürk bizim için büyük bir lider, Komutan Cumhuriyetimizin kurucusu ilk Cumhurbaşkanımızdır. Ama taptığımız ilahımız değildir. Böyle söylemlerle Atatürkçüleri safına çekmek istediğini de biliyoruz. Onlara şirin gözükmek, onları arkana almak gibi. Seni kurnaz seni yemezler.)
Son sözüm bu Mine gibi çok kalemi satılmış, Fransız, İngiliz, Amerikan misyonu ile büyütülmüş Türk ve İslam düşmanı yazarlar Türk kimliğiyle halen ülkemizde çeşitli gazetelerde yazarken, Televizyon kanallarında kinlerini kusmaya devam etmektedir. Mine’ nin Türk halkını aşağılayan, Osmanlıyı aşağılayan daha yazıları olmasına rağmen biz yukardaki yazıları yeterli bulduk, Minenin düşüncelerini ve yazılarını sizlerin takdirine bırakıyorum,
Saygılarımla.
Araştırmacı yazar: Murat Gülşan
Ekleme
Tarihi: 22 Temmuz 2021 - Perşembe
TÜRK VE İSLAM DÜŞMANI FRANSIZ HAYRANI Mine G. Kırıkkanat
TÜRK VE İSLAM DÜŞMANI FRANSIZ HAYRANI Mine G. Kırıkkanat
En son Büyük Türk hakanı BAŞBUĞ ATİLLA ya yazdığı hakaret içerikle kulakları çokça çınlayan, Türk ve İslam düşmanı, Fransız hayranı Mine G. Kırıkkanat’ı önce tanıyalım.
Mine Kırıkkanat kimdir,
1951 yılının Aralık ayında Ankara‘da doğmuştur. Aslen İstanbul‘ludur. Annesinin adı Şadiye’dir. Babası Kazım bey subay idi. Babasının kardeşi yani amcası da bir pilot teğmen idi, ve uçağı Kadifekale‘ye çakılınca Kırıkkanat soyadını almışlardır. Bir ablası vardır.
“Notre Dame de Sion Fransız Lisesi”nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. (Burada Minenin kafasına Fransız kültürünü yerleştirmeye başlamışlar.)
Gazeteciliğe başlamadan önce roman çevirileri yaptı, Renault’da genel müdür sekreteri olarak çalıştı, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nda sanat ve kültür yönetmeni olarak çalıştı. 1,5 yıl içinde iki defa doğum yaptı diye işten atıldı. O sırada başında Çetin Emeç olan Çarşaf Dergisi bir yarışma açmıştı. Üç tane küçük fıkra yazdı gönderdi ve Birinci mansiyonu kazandı. Çetin Emeç‘in teklifi ile Çarşaf Dergisi’nde çalışmaya başladı. Çetin Altan‘la da orada tanıştı. Sonra Cumhuriyet’te Ciddiyet sayfasında çalışmaya başladı. Mizah ile pek bağdaşamadığı için işi bıraktı, 10 yıl Babıali‘den kimseyle görüşmedi. 10 yıl boyunca Fransız Konsolosluğu’na bağlı Pierre Loti ilkokulunda öğretmen olarak çalıştı. (Fransa ve Fransız sevgisi onu Öğretmenliğe kadar yükseltti.)
1981 yılında evlendiği Fransız kocası ile 1983 yılına kadar İstanbul’da yaşadılar. Sonra eşi İspanya‘ya tayin olunca birlikte gittiler. (Fransa sevgisi ona Fransız koca getirdi, o asil bir Fransız’la evlenmeliydi çünkü onlar kültürlü ve asildiler.)
İki yıl boş durdu. Sonra bir gün bir hasret yazısı yazdı Cumhuriyet’e gönderdi basıldı. Derken arkası devam etti. 1986 yılında Cumhuriyet Gazetesi‘nin İspanya muhabiri olarak gazeteciliğe başladı ve devam etti. (Yazılarında bol, bol Fransa ve Fransızları öven Türkleri ve İslam’ı aşağılayan Mine’ nin evliklerliyle yazımıza girelim.)
Evlilikleri :
1.eşi : 1971 yılında evlendi, 7 yıl sonra 1978 yılında boşandı. İlk oğlu çok küçükken öldü, Gökçe adında bir oğlu daha oldu.
2.eşi : Üç buçuk yıl Çetin Altan ile birlikte yaşadı.
3.eşi : 1981 yılında evlendiği Saulnier soyadlı Fransız kocası ile 10 yıl sonunda ayrıldı.
4.eşi : Daniel ile birlikte yaşamaktadır.
Şimdi Mine G. Kırıkkanat Türk ve İslam düşmanlığı yaptığı ve Atatürk maskesinin arkasına saklandığı yazılarını paylaşayım birlikte okuyalım.
"Atilla, bir Hun mafyası imparatorluğudur. Bizdeki mafya babalarının birbirlerine düşmeyip bir “Milli Cürüm Federasyonu” çatısı altında birleştiğini düşünün, işte öyle bir şeydir Atilla’nın harami imparatorluğu. Atilla, bir Hun mafyası imparatorluğudur. Bizdeki mafya babalarının birbirlerine düşmeyip bir 'Milli Cürüm Federasyonu' çatısı altında birleştiğini düşünün, işte öyle bir şeydir Atilla’nın harami imparatorluğu."
"Bu satırların yazarına nefretle karışık bir tutku besleyen mürteci milliyetçilerin “koyacakları” tepkileri görür gibiyim. Tepki diye ayıp yerlere koymaya meraklı bu zevat, en terbiyeli olasılıkla “Vay, sen ulu hakan Atilla’ya nasıl çapulcu dersin!” der…
(Hemen kendisine cevabım şudur. Harami Mafya dediğin Büyük Türk Hakanı BAŞBUĞ ATİLLA yeryüzünde Roma imparatorluğuna kafa tutan, Papaya diz çöktüren tek komutandır. Roma İmparatoru Atilla’ya Papayı gönderiyorlar yalvarmasını ve Roma İmparatorluğun affetmesini istiyorlar. Papa diz çöküp başlıyor yalvarmaya Baba, oğul, kutsal ruh adına diyor. Atilla papaya fırça atıyor siz kafayı’ mı yediniz hiç Tanrının oğlu olur mu, bir din adamı nasıl bir insanın önünde diz çöker, sadece Tanrının huzurunda diz çökülür der Papaya tarihi ders verir. Atilla büyüklüğünü bir kez daha gösterir. BAŞBUĞ ATİLLA Roma İmparatorluğunu şu durumda affedebileceğini söyler. Köylülerin, fakirlerin üzerinde zorla mallarına, hasatlarına, hayvanlarına çökmeyeceksiniz. Herkes adaletli bir biçimde vergisini verecek. Roma zulmü son bulacak aksi takdirde, Roma’nın kâbusu ben olurum der Papayı huzurundan yollar. Şimdi soruyorum sana Mine bu mudur Haramilik? Bu mudur Hun mafyacılığı? Tabi Türk olunca mafyada olur haramide işinize gelmez tabi. Bunları bil de yaz çapulcu Mine)
Mine Kırıkkanat'tan İslam düşmanlığı
'İslam olmasın da ne olursa olsun' görüşüne sahip olan Mine Kırıkkanat, Yusuf Kaplan'ın 'Deizm çığ gibi, gelen dalga hepimizi süpürebilir' başlıklı yazısına 'Ay hadi inşallah' yorumunu yaparak deizme duyduğu özlemi bir kez daha gösterdi.
('Ay hadi inşallah' derken bile İslami inanışla cevap veren İslam düşmanı Mine, sen istemesende içindeki İslam’a bağlılığın diline vuruyor. Haa sevincin dibe vursun gençler deiz’ imin ne olduğun anlayınca yanlış yaptıklarının farkına varıyorlar merak etme fazla sevinme bizler gençlere anlatırız büyümede olmaz.)
Türbanla ilgili ibretlik bir başka yazısında başörtüsü takan kadınları aşağılamaktadır:
“…babam (…) Güneydoğu Anadolu topraklarından garip ve gülünç görenekler de aktarırdı. Bunlardan biri, kadınların hicap duygusuyla ilgiliydi. Canım babacığım, ‘Erkek görünce eteklerini kaldırıp başlarına geçirirler, kıçlarını açıkta bırakıp kafalarını örterler,’ derdi ve ben katıla katıla gülerdim. Çünkü babamın anlattığı imge, yeni oluşan belleğimde devekuşlarına değgin öğrendiklerimle çakışıyor ve eteğini kaldırıp kafasını örten kadınları, başını kuma sokup tüm gövdesini saklandı sanan devekuşlarına benzetiyordum” (14 Mart ’99).
(Kadınlarımızın hicap duygusunu alaycı bir dille anlatmışsın. Kimse başını örterken kıçını açmaz. Namussuz gibi gösterdiğin Anadolu kadınlarına sen kurban olasın, sor bakalım topluma nikahsız biriyle mi yaşamak daha hicap duygusu, yoksa başlarını örtmek mi? Ha bir de yabancı koca hayranlığında cabası öyle ya onlar asil ve sünnetsiz modern.)
Söylemleri ile büyük tepkiler toplayan Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat yine bir skandalla gündemde oturdu. İslam düşmanlığı ile öne çıkan Mine Kırıkkanat, korona virüsle (Covid-19) mücadele kapsamında tüm camilerden okunan ezan ve selâları hedef aldı. Kırıkkanat, “Kötü haberler yetmiyormuş gibi bir de gece gece hoparlörden felaket tellallığı dinlemek zorunda kalıyoruz" ifadeleriyle İslam'ın kutsallarına karşı tahammülsüzlüğünü bir kez daha gösterdi. Kırıkkanat'ın bu skandal sözleri sosyal medyada büyük tepki çekti.
(Mine dur selânın manası yazayım da bilesin bunu bilmen lazım öyle ya sen bir büyük yazarsın. “Salâ, Hz. Peygambere (s.a.s.) selam ve övgüdür. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Peygambere (s.a.s.) çeşitli durumlarda salât-ü selam getirilmesi tavsiye edilmiş (Ahzâb, 33/56; Tirmizî, Deavât, 66; Ebû Dâvûd, Vitr, 23) ise de ne asr-ı saâdette ne de ilk dönemlerde câmilerde salâ okunmuştur. Bununla birlikte Kitap ve Sünnet’te Hz. Peygamber ve diğer peygamberlere salât getirilmesi örneklerine binaen örfümüzde değişik kalıplarda pek çok salâ metni var olagelmiştir.
Sonuç itibarıyla dinî açıdan özel önemi olan gün ve geceleri hatırlatmak, meydana gelen bir vefatı ve kılınacak cenaze namazını haber vermek amacıyla salâ okunması, kültürel bir değer olarak kabul edilebilir ve bu yönüyle de dinî açıdan herhangi bir sakınca taşımadığı söylenebilir.” Anlamı şöyledir.
"Ey Allah'ın Resûlu, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Habibi, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Arşının Nuru, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Mahlukatının Hayırlısı, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, salat-u selam senin üzerine olsun!
Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!"
"ATATÜRK BENİM İLAHIM"
Kırıkkanat tartışmalar üzerine çıktığı bir televizyon programında "Evet, Atatürk ilahım" ifadesini kullandı. Kırıkkanat'ın provokatif sözleri şu şekilde:
"Arkadaşlarıma dedim ki, artık Atatürk ilahım. 10 yıl önce Atatürk'e tapıyorum demezdim, ama artık Atatürk'e tapıyorum dedim."
(Mine biz senin inancına karışamayız tabi ki istediğine taparsın. Bizim inancımızda İlah bir tane ama sen bir İnsanı İlah edindiysen bu senin seçimindir. Sen çok kültürlü birsisin, mutlaka sen daha iyisini bilirsin İlah edinmende, tapmanda senin hür inanıcın ve seçimin bak biz sana saygı duyuyoruz sende insanların inancına saygılı ol tamam mı? Atatürk bizim için büyük bir lider, Komutan Cumhuriyetimizin kurucusu ilk Cumhurbaşkanımızdır. Ama taptığımız ilahımız değildir. Böyle söylemlerle Atatürkçüleri safına çekmek istediğini de biliyoruz. Onlara şirin gözükmek, onları arkana almak gibi. Seni kurnaz seni yemezler.)
Son sözüm bu Mine gibi çok kalemi satılmış, Fransız, İngiliz, Amerikan misyonu ile büyütülmüş Türk ve İslam düşmanı yazarlar Türk kimliğiyle halen ülkemizde çeşitli gazetelerde yazarken, Televizyon kanallarında kinlerini kusmaya devam etmektedir. Mine’ nin Türk halkını aşağılayan, Osmanlıyı aşağılayan daha yazıları olmasına rağmen biz yukardaki yazıları yeterli bulduk, Minenin düşüncelerini ve yazılarını sizlerin takdirine bırakıyorum,
Saygılarımla.
Araştırmacı yazar: Murat Gülşan
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.