Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
Köşe Yazarı
Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
 

ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM (23)

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">(Vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle)</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">BEDİ&Uuml;ZZAMAN SAİD NURSİ 23</span><br /> &nbsp;</p> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">M&uuml;sl&uuml;manları geri bırakan din mi? Yoksa başka hastalıklar mı var?<br /> Bed&icirc;&uuml;zzaman Hazretleri, m&uuml;sl&uuml;manların i&ccedil;tima&icirc; (toplum) hayatlarında teşhis ettiği, medeni olarak y&uuml;kselmelerine m&acirc;ni&rsquo; olan altı hastalık ortaya koymuş ve tedavileri i&ccedil;in Kur&rsquo;an Eczanesinden re&ccedil;ete yazmıştır. Bunları bizim eğitimimizin başlangıcından başlayıp, &uuml;niversite bitene kadar, her meslekte ve kademede, her seviyenin anlayacağı şekilde geliştireceğimiz eğitim modellerinde&nbsp; dikkate almalıyız. Ama ne yazık ki Cumhuriyet&rsquo;ten bu tarafa eğitimde başarılı olduğumuz, değil ayrı partilerin, aynı partinin farklı bakanlarının bile ittifakla uygulayabileceği bir uygulama yoktur. Kaldı ki bu değişmez ve herkesin hazmederek benimseyeceği hastalıklara &ccedil;ere arayalım. Bu konuda Emeviye Camiinde verdiği konferans, Hutbe-i Şamiye&rsquo;de &ccedil;ok g&uuml;zel ve detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.<br /> <br /> &ldquo;Ben bu zaman ve zeminde, beşerin hayat-ı i&ccedil;timaiye medresesinde ders aldım ve bildim ki: Ecnebiler (başka milletler) , Avrupalılar terakkide (y&uuml;kselmede) istikbale (geleceğe) u&ccedil;malarıyla beraber bizi madd&icirc; cihette kur&ucirc;n-u vust&acirc;da (orta &ccedil;ağda) durduran ve tevkif eden (tutan) altı tane hastalıktır. O hastalıklar da bunlardır:&nbsp;<br /> 1- Ye&#39;sin, &uuml;midsizliğin i&ccedil;imizde hayat bulup dirilmesi.&nbsp;<br /> 2- Sıdkın (doğruluğun) hayat-ı i&ccedil;timaiye-i siyasiyede &ouml;lmesi.&nbsp;<br /> 3- Adavete muhabbet (d&uuml;şmanlığı sevmek).&nbsp;<br /> 4- Ehl-i imanı birbirine bağlayan nuran&icirc; rabıtaları (bağları) bilmemek.&nbsp;<br /> 5- &Ccedil;eşit &ccedil;eşit s&acirc;ri (sepici) hastalıklar gibi intişar eden (yayılan) istibdad (keyfi idare sistemi, tahakk&uuml;m ve baskı).&nbsp;<br /> 6- Menfaat-ı şahsiyesine himmeti hasretmek (şahs&icirc; &ccedil;ıkarı i&ccedil;in gayret g&ouml;stermek).&rdquo;(10/187)&nbsp;<br /> Hastalıkları teşhis ve tarif ettikten sonra Kur&rsquo;an eczanesinden re&ccedil;etelerini de yazmıştır.<br /> &ldquo;Bu altı dehşetli hastalığın il&acirc;cını da, bir tıp fak&uuml;ltesi h&uuml;km&uuml;nde hayat-ı i&ccedil;timaiyemizde, eczahane-i Kur&#39;aniye&#39;den ders aldığım &quot;altı kelime&quot; ile beyan ediyorum. Mualecenin (ila&ccedil; vermenin) esasları onları biliyorum.&nbsp;<br /> <br /> 1.Kelime: &quot;El-emel (&uuml;mitli olmak)&quot;. Yani rahmet-i İlahiyeden kuvvetle &uuml;mid beslemek......<br /> İstikbal yalnız ve yalnız İsl&acirc;miyet&#39;in olacak. Ve h&acirc;kim (idare eden), hakaik-i Kur&#39;&acirc;niye ve &icirc;m&acirc;niye (Kur&rsquo;an&rsquo;a ve imana ait hakikatler) olacak....<br /> Eğer biz ahl&acirc;k-ı İsl&acirc;miyenin ve hakaik-i &icirc;m&acirc;niyenin kem&acirc;latını (İsl&acirc;m ve iman hakikatlarının davranış bi&ccedil;iminin m&uuml;kemmelliğini) ef&#39;&acirc;limizle izhar etsek (yaşayarak g&ouml;stersek), s&acirc;ir dinlerin t&acirc;bileri elbette cemaatlerle İsl&acirc;miyet&#39;e girecekler; belki K&uuml;re-i Arz&#39;ın bazı kıt&#39;aları ve devletleri de İsl&acirc;miyet&#39;e deh&acirc;let edecekler (girecekler).......<br /> 2.Kelime: Yeis (&uuml;mitsizlik) en dehşetli bir hastalıktır ki, &Acirc;lem-i İsl&acirc;m&#39;ın (İsl&acirc;m D&uuml;nyasının) kalbine girmiş. İşte o yeistir ki bizi &ouml;ld&uuml;rm&uuml;ş gibi, garbda (batıda) bir-iki milyonluk k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir devlet, şarkta yirmi milyon M&uuml;sl&uuml;manları kendine hizmetk&acirc;r ve vatanlarını m&uuml;stemleke (s&ouml;m&uuml;rge) h&uuml;km&uuml;ne getirmiş. Hem o yeistir ki, y&uuml;ksek ahl&acirc;kımızı &ouml;ld&uuml;rm&uuml;ş, menfaat-ı umumiyeyi (milletin menfaati) bırakıp menfaat-ı şahsiyeye (şahsın menfaatine) nazarımızı hasrettirmiş (bakışımızı sınırlamış)...<br /> 3.Kelime: B&uuml;t&uuml;n hayatımdaki tahkikatımla (araştırmalar) ve hayat-ı i&ccedil;timaiyenin &ccedil;alkalamasıyla h&uuml;l&acirc;sa ve z&uuml;bdesi (i&ccedil;timai hayatın tecr&uuml;besinin &ouml;z&uuml;) bana kat&#39;&icirc; bildirmiş ki: Sıdk (doğruluk), İsl&acirc;miyetin &uuml;ss-&uuml;l esasıdır (sağlam temeli) ve ulv&icirc; seciyelerinin (y&uuml;ksek ahlakın) rabıtasıdır (bağıdır) ve hissiyat-ı ulviyesinin mizacıdır (y&uuml;ksek duyguların karakteridir). &Ouml;yle ise, hayat-ı i&ccedil;timaiyemizin esası olan sıdkı, doğruluğu i&ccedil;imizde ihya edip (hayatlandırıp), onunla manev&icirc; hastalıklarımızı tedavi etmeliyiz.<br /> Evet sıdk ve doğruluk, İsl&acirc;miyet&#39;in hayat-ı i&ccedil;tim&acirc;iyesinde (toplum hayatında) ukde-i hayatiyesidir (can noktasıdır). Riy&acirc;k&acirc;rlık (iki y&uuml;zl&uuml;l&uuml;k), fiil&icirc; bir nevi yalancılıktır. Dalkavukluk (yağcılık) ve tasannu (yapmacık hareket), al&ccedil;ak&ccedil;a bir yalancılıktır. Nifak (b&ouml;l&uuml;c&uuml;l&uuml;k) ve m&uuml;nafıklık (M&uuml;sl&uuml;man gibi g&ouml;r&uuml;nen din d&uuml;şmanı), muzır (zararlı) bir yalancılıktır. Yalancılık ise, S&acirc;ni&#39;-i Z&uuml;lcel&acirc;l&#39;in kudretine iftira etmektir...<br /> 4.Kelime: B&uuml;t&uuml;n hayatımda, hayat-ı i&ccedil;timaiye-i beşeriyeden (insanın i&ccedil;timai hayatından) kat&rsquo;&icirc; bildiğim ve tahkikatların (araştırmaları) bana verdiği netice şudur ki:&nbsp;<br /> Muhabbete (sevmeye) en l&acirc;yık şey muhabbettir ve husumete (d&uuml;şmanlığa) en l&acirc;yık sıfat husumettir. Yani hayat-ı i&ccedil;timaiye-i beşeriyeyi temin eden ve saadete (mutluluğa) sevk eden muhabbet ve sevmek sıfatı, en ziyade sevilmeğe ve muhabbete l&acirc;yıktır.&nbsp;<br /> 5.Kelime: Meşveret-i şer&#39;iyeden (İslami meşveret) aldığım ders budur: Şu zamanda bir adamın bir g&uuml;nahı, bir kalmıyor. Bazan b&uuml;y&uuml;r, sirayet eder (yayılır), y&uuml;z olur. Bir tek hasene (iyilik) bazan bir kalmıyor. Belki bazan binler dereceye terakki ediyor (y&uuml;kseliyor). Bunun sırr-ı hikmeti (faydalarındaki derin mana) şudur:&nbsp;<br /> H&uuml;rriyet-i şer&#39;iye (İslam dinine uygun h&uuml;rriyet) ile meşveret-i meşrua (İslami meşveret), hakik&icirc; milliyetimizin h&acirc;kimiyetini (millet olmanın h&uuml;k&uuml;mranlığını, tek başına idare etmesini) g&ouml;sterdi. Hakik&icirc; milliyetimizin esası, ruhu ise İsl&acirc;miyet&#39;tir. Ve hilafet-i Osmaniye (Osmanlıların Halifeliği) ve T&uuml;rk Ordusunun o milliyete bayraktarlığı itibariyle, o İsl&acirc;miyet milliyetinin sadefi (kabı), kal&#39;ası h&uuml;km&uuml;ndedir. Arab - T&uuml;rk hakik&icirc; iki kardeş, o kal&#39;a-i kudsiyenin (kutsi kalenin) n&ouml;bettarlarıdır. &ldquo; (12/176-193)<br /> &ldquo;Hakikat-ı İsl&acirc;miye b&uuml;t&uuml;n siyas&acirc;tın fevkindedir. B&uuml;t&uuml;n siyasetler ona hizmetk&acirc;r olabilir. Hi&ccedil;bir siyasetin haddi değil ki, İsl&acirc;miyet&#39;i kendine &acirc;let etsin...<br /> &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bir adamın kıymeti, himmeti (gayreti) nisbetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir millettir. &ldquo; (12/209-210)<br /> 6.Kelime: M&uuml;sl&uuml;manların hayat-ı i&ccedil;tim&acirc;iye-i İsl&acirc;miye&#39;deki saadetlerinin (İsl&acirc;m&rsquo;ın toplum hayatının saadetinin) anahtarı, meşveret-i şer&rsquo;iyedir (İsl&acirc;m dinine uygun fikira edinmek i&ccedil;in g&ouml;r&uuml;şme ve danışma meclisidir).&nbsp;<br /> &quot; بَيْنَهُمْ شُورٰى اَمْرُهُمْ وَ &ldquo; Onların y&ouml;netimi aralarında yaptıkları istişare iledir.(Şura 42:38) &quot;<br /> &acirc;yet-i ker&icirc;mesi, ş&ucirc;rayı (danışma meclisini) esas olarak emrediyor...<br /> Asya&#39;nın en geri kalmasının bir sebebi, o ş&ucirc;ra-yı hakikiyeyi yapmamasıdır...<br /> Asya kıt&#39;asının ve istikbalinin keşşafı (keşfedicisi) ve miftahı (anahtarı), ş&ucirc;radır...<br /> Allah&#39;a hakik&icirc; abd olan, başkalara abd olamaz. &ldquo;Birbirinizi &ndash;Allah&#39;tan başka&ndash; kendinize Rab yapmayınız!&rdquo;.. (Al-i İmran 3:64)&ldquo; (12/211-213)</div>
Ekleme Tarihi: 17 Ağustos 2019 - Cumartesi

ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM (23)

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">(Vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle)</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">BEDİ&Uuml;ZZAMAN SAİD NURSİ 23</span><br /> &nbsp;</p> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">M&uuml;sl&uuml;manları geri bırakan din mi? Yoksa başka hastalıklar mı var?<br /> Bed&icirc;&uuml;zzaman Hazretleri, m&uuml;sl&uuml;manların i&ccedil;tima&icirc; (toplum) hayatlarında teşhis ettiği, medeni olarak y&uuml;kselmelerine m&acirc;ni&rsquo; olan altı hastalık ortaya koymuş ve tedavileri i&ccedil;in Kur&rsquo;an Eczanesinden re&ccedil;ete yazmıştır. Bunları bizim eğitimimizin başlangıcından başlayıp, &uuml;niversite bitene kadar, her meslekte ve kademede, her seviyenin anlayacağı şekilde geliştireceğimiz eğitim modellerinde&nbsp; dikkate almalıyız. Ama ne yazık ki Cumhuriyet&rsquo;ten bu tarafa eğitimde başarılı olduğumuz, değil ayrı partilerin, aynı partinin farklı bakanlarının bile ittifakla uygulayabileceği bir uygulama yoktur. Kaldı ki bu değişmez ve herkesin hazmederek benimseyeceği hastalıklara &ccedil;ere arayalım. Bu konuda Emeviye Camiinde verdiği konferans, Hutbe-i Şamiye&rsquo;de &ccedil;ok g&uuml;zel ve detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.<br /> <br /> &ldquo;Ben bu zaman ve zeminde, beşerin hayat-ı i&ccedil;timaiye medresesinde ders aldım ve bildim ki: Ecnebiler (başka milletler) , Avrupalılar terakkide (y&uuml;kselmede) istikbale (geleceğe) u&ccedil;malarıyla beraber bizi madd&icirc; cihette kur&ucirc;n-u vust&acirc;da (orta &ccedil;ağda) durduran ve tevkif eden (tutan) altı tane hastalıktır. O hastalıklar da bunlardır:&nbsp;<br /> 1- Ye&#39;sin, &uuml;midsizliğin i&ccedil;imizde hayat bulup dirilmesi.&nbsp;<br /> 2- Sıdkın (doğruluğun) hayat-ı i&ccedil;timaiye-i siyasiyede &ouml;lmesi.&nbsp;<br /> 3- Adavete muhabbet (d&uuml;şmanlığı sevmek).&nbsp;<br /> 4- Ehl-i imanı birbirine bağlayan nuran&icirc; rabıtaları (bağları) bilmemek.&nbsp;<br /> 5- &Ccedil;eşit &ccedil;eşit s&acirc;ri (sepici) hastalıklar gibi intişar eden (yayılan) istibdad (keyfi idare sistemi, tahakk&uuml;m ve baskı).&nbsp;<br /> 6- Menfaat-ı şahsiyesine himmeti hasretmek (şahs&icirc; &ccedil;ıkarı i&ccedil;in gayret g&ouml;stermek).&rdquo;(10/187)&nbsp;<br /> Hastalıkları teşhis ve tarif ettikten sonra Kur&rsquo;an eczanesinden re&ccedil;etelerini de yazmıştır.<br /> &ldquo;Bu altı dehşetli hastalığın il&acirc;cını da, bir tıp fak&uuml;ltesi h&uuml;km&uuml;nde hayat-ı i&ccedil;timaiyemizde, eczahane-i Kur&#39;aniye&#39;den ders aldığım &quot;altı kelime&quot; ile beyan ediyorum. Mualecenin (ila&ccedil; vermenin) esasları onları biliyorum.&nbsp;<br /> <br /> 1.Kelime: &quot;El-emel (&uuml;mitli olmak)&quot;. Yani rahmet-i İlahiyeden kuvvetle &uuml;mid beslemek......<br /> İstikbal yalnız ve yalnız İsl&acirc;miyet&#39;in olacak. Ve h&acirc;kim (idare eden), hakaik-i Kur&#39;&acirc;niye ve &icirc;m&acirc;niye (Kur&rsquo;an&rsquo;a ve imana ait hakikatler) olacak....<br /> Eğer biz ahl&acirc;k-ı İsl&acirc;miyenin ve hakaik-i &icirc;m&acirc;niyenin kem&acirc;latını (İsl&acirc;m ve iman hakikatlarının davranış bi&ccedil;iminin m&uuml;kemmelliğini) ef&#39;&acirc;limizle izhar etsek (yaşayarak g&ouml;stersek), s&acirc;ir dinlerin t&acirc;bileri elbette cemaatlerle İsl&acirc;miyet&#39;e girecekler; belki K&uuml;re-i Arz&#39;ın bazı kıt&#39;aları ve devletleri de İsl&acirc;miyet&#39;e deh&acirc;let edecekler (girecekler).......<br /> 2.Kelime: Yeis (&uuml;mitsizlik) en dehşetli bir hastalıktır ki, &Acirc;lem-i İsl&acirc;m&#39;ın (İsl&acirc;m D&uuml;nyasının) kalbine girmiş. İşte o yeistir ki bizi &ouml;ld&uuml;rm&uuml;ş gibi, garbda (batıda) bir-iki milyonluk k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir devlet, şarkta yirmi milyon M&uuml;sl&uuml;manları kendine hizmetk&acirc;r ve vatanlarını m&uuml;stemleke (s&ouml;m&uuml;rge) h&uuml;km&uuml;ne getirmiş. Hem o yeistir ki, y&uuml;ksek ahl&acirc;kımızı &ouml;ld&uuml;rm&uuml;ş, menfaat-ı umumiyeyi (milletin menfaati) bırakıp menfaat-ı şahsiyeye (şahsın menfaatine) nazarımızı hasrettirmiş (bakışımızı sınırlamış)...<br /> 3.Kelime: B&uuml;t&uuml;n hayatımdaki tahkikatımla (araştırmalar) ve hayat-ı i&ccedil;timaiyenin &ccedil;alkalamasıyla h&uuml;l&acirc;sa ve z&uuml;bdesi (i&ccedil;timai hayatın tecr&uuml;besinin &ouml;z&uuml;) bana kat&#39;&icirc; bildirmiş ki: Sıdk (doğruluk), İsl&acirc;miyetin &uuml;ss-&uuml;l esasıdır (sağlam temeli) ve ulv&icirc; seciyelerinin (y&uuml;ksek ahlakın) rabıtasıdır (bağıdır) ve hissiyat-ı ulviyesinin mizacıdır (y&uuml;ksek duyguların karakteridir). &Ouml;yle ise, hayat-ı i&ccedil;timaiyemizin esası olan sıdkı, doğruluğu i&ccedil;imizde ihya edip (hayatlandırıp), onunla manev&icirc; hastalıklarımızı tedavi etmeliyiz.<br /> Evet sıdk ve doğruluk, İsl&acirc;miyet&#39;in hayat-ı i&ccedil;tim&acirc;iyesinde (toplum hayatında) ukde-i hayatiyesidir (can noktasıdır). Riy&acirc;k&acirc;rlık (iki y&uuml;zl&uuml;l&uuml;k), fiil&icirc; bir nevi yalancılıktır. Dalkavukluk (yağcılık) ve tasannu (yapmacık hareket), al&ccedil;ak&ccedil;a bir yalancılıktır. Nifak (b&ouml;l&uuml;c&uuml;l&uuml;k) ve m&uuml;nafıklık (M&uuml;sl&uuml;man gibi g&ouml;r&uuml;nen din d&uuml;şmanı), muzır (zararlı) bir yalancılıktır. Yalancılık ise, S&acirc;ni&#39;-i Z&uuml;lcel&acirc;l&#39;in kudretine iftira etmektir...<br /> 4.Kelime: B&uuml;t&uuml;n hayatımda, hayat-ı i&ccedil;timaiye-i beşeriyeden (insanın i&ccedil;timai hayatından) kat&rsquo;&icirc; bildiğim ve tahkikatların (araştırmaları) bana verdiği netice şudur ki:&nbsp;<br /> Muhabbete (sevmeye) en l&acirc;yık şey muhabbettir ve husumete (d&uuml;şmanlığa) en l&acirc;yık sıfat husumettir. Yani hayat-ı i&ccedil;timaiye-i beşeriyeyi temin eden ve saadete (mutluluğa) sevk eden muhabbet ve sevmek sıfatı, en ziyade sevilmeğe ve muhabbete l&acirc;yıktır.&nbsp;<br /> 5.Kelime: Meşveret-i şer&#39;iyeden (İslami meşveret) aldığım ders budur: Şu zamanda bir adamın bir g&uuml;nahı, bir kalmıyor. Bazan b&uuml;y&uuml;r, sirayet eder (yayılır), y&uuml;z olur. Bir tek hasene (iyilik) bazan bir kalmıyor. Belki bazan binler dereceye terakki ediyor (y&uuml;kseliyor). Bunun sırr-ı hikmeti (faydalarındaki derin mana) şudur:&nbsp;<br /> H&uuml;rriyet-i şer&#39;iye (İslam dinine uygun h&uuml;rriyet) ile meşveret-i meşrua (İslami meşveret), hakik&icirc; milliyetimizin h&acirc;kimiyetini (millet olmanın h&uuml;k&uuml;mranlığını, tek başına idare etmesini) g&ouml;sterdi. Hakik&icirc; milliyetimizin esası, ruhu ise İsl&acirc;miyet&#39;tir. Ve hilafet-i Osmaniye (Osmanlıların Halifeliği) ve T&uuml;rk Ordusunun o milliyete bayraktarlığı itibariyle, o İsl&acirc;miyet milliyetinin sadefi (kabı), kal&#39;ası h&uuml;km&uuml;ndedir. Arab - T&uuml;rk hakik&icirc; iki kardeş, o kal&#39;a-i kudsiyenin (kutsi kalenin) n&ouml;bettarlarıdır. &ldquo; (12/176-193)<br /> &ldquo;Hakikat-ı İsl&acirc;miye b&uuml;t&uuml;n siyas&acirc;tın fevkindedir. B&uuml;t&uuml;n siyasetler ona hizmetk&acirc;r olabilir. Hi&ccedil;bir siyasetin haddi değil ki, İsl&acirc;miyet&#39;i kendine &acirc;let etsin...<br /> &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bir adamın kıymeti, himmeti (gayreti) nisbetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir millettir. &ldquo; (12/209-210)<br /> 6.Kelime: M&uuml;sl&uuml;manların hayat-ı i&ccedil;tim&acirc;iye-i İsl&acirc;miye&#39;deki saadetlerinin (İsl&acirc;m&rsquo;ın toplum hayatının saadetinin) anahtarı, meşveret-i şer&rsquo;iyedir (İsl&acirc;m dinine uygun fikira edinmek i&ccedil;in g&ouml;r&uuml;şme ve danışma meclisidir).&nbsp;<br /> &quot; بَيْنَهُمْ شُورٰى اَمْرُهُمْ وَ &ldquo; Onların y&ouml;netimi aralarında yaptıkları istişare iledir.(Şura 42:38) &quot;<br /> &acirc;yet-i ker&icirc;mesi, ş&ucirc;rayı (danışma meclisini) esas olarak emrediyor...<br /> Asya&#39;nın en geri kalmasının bir sebebi, o ş&ucirc;ra-yı hakikiyeyi yapmamasıdır...<br /> Asya kıt&#39;asının ve istikbalinin keşşafı (keşfedicisi) ve miftahı (anahtarı), ş&ucirc;radır...<br /> Allah&#39;a hakik&icirc; abd olan, başkalara abd olamaz. &ldquo;Birbirinizi &ndash;Allah&#39;tan başka&ndash; kendinize Rab yapmayınız!&rdquo;.. (Al-i İmran 3:64)&ldquo; (12/211-213)</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.