Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
Köşe Yazarı
Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
 

ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM (26)

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">(Vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle)</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">BEDİ&Uuml;ZZAMAN SAİD NURSİ 26</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Uuml;lkemize siyaset yolu ile hizmet etmeyi denemiştir, sonu&ccedil; alamamıştır.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bedi&uuml;zzaman Hazretleri ikinci cihan harbinden sonra memleketin i&ccedil;erisine d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; durumu g&ouml;rerek, &ccedil;ok &ccedil;ırpınmıştır. İ&ccedil;timaiyatın her alanında &uuml;lkenin ileri gelenleri ve s&ouml;z sahipleri ile istişareler yapmıştır. İsyan ve ihtilallerin bastırılmasında aktif rol almıştır. Gerek harbin evvelinde, gerek padişahlığın ve hilafetin son demlerinde ve gerekse Cumhuriyetin ilk yıllarında yoğun bir faaliyette bulunmuştur. Diğer taraftan da milletin maddi gerilemesini bir t&uuml;rl&uuml; kabullenememiştir. Milletimizin d&uuml;nya ve ahiret hayatının kurtuluş re&ccedil;etesinin ancak dinimizde, Kur&rsquo;an-ı Kerim&rsquo;de ve İsl&acirc;miyet&rsquo;te olduğunu dile getirmekte ve kendi davasını Risale-i Nurlardan, Muhakamat adlı eserinde aşağıdaki şekilde &ouml;zetlemektedir:</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Cihan&rsquo;ın b&uuml;t&uuml;n aslanlarının bağlandıkları bir zinciri,</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">hilekar bir tilkinin koparmasına imkan var mıdır?</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Emma ba&rsquo;d : Şu fakir, garib (kimsesiz) Nurs&icirc; ki; Bid&rsquo;at&uuml;&#39;z-zaman (zamanın acib ve garibi) l&acirc;kabıyla m&uuml;semm&acirc; olmaya (adlandırılmaya) layık iken, haberi olmadan Bedi&uuml;zzaman ile meşhur olan b&icirc;&ccedil;are; tedenn&icirc;-i milletten (milletin gerilemesinden) ciğeri yanmış gibi, feryad u f&icirc;gan ederek, ah!.. ah!.. ah!.. v&acirc; esef&acirc; (yazık) der ki:</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İsl&acirc;miyet&#39;in mağz (i&ccedil;ini) ve l&uuml;bb&uuml;n&uuml; (&ouml;z&uuml;n&uuml;) terk ederek kışrına (kabuğuna) ve z&acirc;hirine (g&ouml;r&uuml;n&uuml;ş&uuml;ne) vakf-ı nazar ettik (baktık) ve aldandık... Ve su-i fehm (yanlış anlama) ve su-i edeb (saygısızlık) ile İsl&acirc;miyet&#39;in hakkını ve m&uuml;stehak olduğu (hak ettiği) h&uuml;rmeti &icirc;fa edemedik. T&acirc;, O da bizden nefret ederek, evham (kuruntular) ve hay&acirc;l&acirc;tın (hayallerin) bulutlarıyla sarılıp tesett&uuml;r eyledi (gizlendi)...</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hem de hakkı var. Zir&acirc; biz, İsr&acirc;iliy&acirc;t&#39;ı&nbsp; us&ucirc;l&uuml;ne (yahudilikten kalma asılsız bilgileri esaslarına) ve hik&acirc;y&acirc;tı akàidine (hikayeleri iman esaslarına) ve mec&acirc;z&acirc;tı hakàikına&nbsp; (anlamı dışında kullanılanları doğrularına) karıştırarak, kıymetini takdir edemedik. O da ceza olarak, bizi d&uuml;nyada te&#39;dib i&ccedil;in (cezalandırmak i&ccedil;in) zillet ve sef&acirc;let (al&ccedil;aklık ve yoksulluk) i&ccedil;inde bıraktı. Bizi kurtaracak yine O&#39;nun merhametidir.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Öyle ise, ey ihv&acirc;n-ı m&uuml;slim&icirc;n (m&uuml;sl&uuml;man kardeşler)!.. Geliniz, O&#39;na tarziye vereceğiz (&ouml;z&uuml;r dileyeceğiz). El birliğiyle dest-i sadakatı (dostluk elini) uzatacağız, b&icirc;at edeceğiz (g&uuml;venimizi bildireceğiz). O&rsquo;nun habl&uuml;&rsquo;l-met&icirc;nine (sağlam ipine) sarılacağız. &quot;(14/8)</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Herkesin &uuml;mitsizliğe d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; ve kurtuluş i&ccedil;in bir &ccedil;are aradığı, İsl&acirc;miyet&rsquo;e darbelerin &uuml;st&uuml;ste geldiği bir d&ouml;nemde o İstikbalde yalnız ve yalnız İslamiyetin hakim olacağını şu veciz s&ouml;zleri ile dile getiriyor:</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Hem de &icirc;tikadımdır (g&ouml;n&uuml;lden inanıyorum) ki; İstikbale h&uuml;k&uuml;m s&uuml;recek ve her kıt&rsquo;asında h&acirc;kim-i mutlak (sonsuz g&uuml;&ccedil; sahibi) olacak yalnız hakikat-ı İsl&acirc;miyet&rsquo;tir. Evet, sa&acirc;det-saray-ı istikb&acirc;lde (geleceğin mutluluk sarayında) taht-niş&icirc;n (tahta oturan) hakaik ve ma&acirc;rif (ger&ccedil;ekler ve bilim), yalnız İsl&acirc;miyet olacaktır. Onu fethedecek (&ccedil;&ouml;zecek) yalnız O&#39;dur; emareler (belirtileri) g&ouml;r&uuml;n&uuml;yorlar...</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ve bizdeki m&acirc;ni ise: İstibd&acirc;d-ı m&uuml;tenevv&icirc; (&ccedil;eşitli baskı ve zorbalık) ve ahl&acirc;ksızlık ve m&uuml;şevveşiyet-i ahval (durumların d&uuml;zensizliği) ve at&acirc;leti int&acirc;c eden yeisdir (tembelliği netice veren &uuml;mitsizliktir) ki; şems-i İsl&acirc;miyet&rsquo;in (İsl&acirc;miyet g&uuml;neşinin) k&uuml;s&ucirc;fa (kararmaya) y&uuml;z tutmasına sebep olmuşlardır.&rdquo;(14/9)</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Genelde İslamiyet hakkında bilgisi olmayan ya da bilmediğine d&uuml;şman olanlar, maalesef geri kalmışlığımızın, tembelliğimizin, bilimsel yerinde saymamızın sebebi olarak, dinimizi g&ouml;stermektedirler. Peşin h&uuml;k&uuml;m ve taraflı bir d&uuml;ş&uuml;nceden başka bir şey değildir. Bu husus Risale-i Nurda bir &ccedil;ok yerde misalleri ile anlatılmaktadır. Detaylı bilgiyi oradan elde etmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Uuml;stadımız Bedi&uuml;zzaman Said Nursi Hazretleri İsl&acirc;miyetin hakim olmasına engel olan sebepleri Muhakamat adlı eserinde detaylı bir şekilde dile getirmektedir. Kaynak olarak orayı g&ouml;sterdikten sonra, İslamiyetin hakimiyetine engel olan şeyleri nazara verirken sekiz tane sebep g&ouml;stermektedir. Bunlardan sekizincisi ama en &ouml;nemlisi noktasında, birincisi olan engeli ş&ouml;yle anlatmaktadır:</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Sekizinci ve en birinci m&acirc;ni ve bel&acirc; budur:</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz ile ecnebiler (başka milletten olanlar), bazı zev&acirc;hir-i İsl&acirc;miyet (İslamiyetin dış g&ouml;r&uuml;n&uuml;ş&uuml;) ve bazı mes&acirc;il-i f&uuml;n&ucirc;n (fenlerin meseleleri) ortasında hayal-i b&acirc;tıl (!) (asılsız ve uydurma hayal) ile tevehh&uuml;m eylediğimiz (asılsız ve ger&ccedil;ek dışı d&uuml;ş&uuml;ncelere kapıldığımız) m&uuml;s&acirc;demet (&ccedil;arpışmalar) ve m&uuml;n&acirc;kazattır (zıtlıklardır). &Acirc;ferin ma&acirc;rifin himmet-i feyy&acirc;zanesine (&ccedil;alışma gayretine) ve f&uuml;n&ucirc;nun himmet-i merdanesine (fenlerin mert&ccedil;e &ccedil;alışmasına) ki; meyl-i taharri-i hakikat (ger&ccedil;eği araştırma isteği) ve muhabbet-i ins&acirc;niyet (insan sevgisi) ve meyl-i insaf (ger&ccedil;eği kabul etme isteği) olan hakaikı techiz ederek (doğrularla donatarak), o m&acirc;nilere g&ouml;nderip, z&icirc;r &uuml; zeber (alt &uuml;st) etmiş ve ediyor.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet, en b&uuml;y&uuml;k sebeb ki; bizi d&uuml;nya rahatından ve ecneb&icirc;leri &acirc;hiret sa&acirc;detinden mahrum eden, şems-i İsl&acirc;miyet&#39;i m&uuml;nkesif ettiren (İslamiyet g&uuml;neşini g&ouml;lgeleyen) , su-i tefehh&uuml;m (yanlış anlama) ile tevehh&uuml;m-&uuml; m&uuml;s&acirc;demet (kuruntuya kapılma) ve muhalefettir.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fey&acirc; li&#39;l-aceb!.. K&ouml;le, efendisine ve hizmetk&acirc;r, reisine ve veled (&ccedil;ocuk), pederine (babasına) nasıl d&uuml;şman ve mu&acirc;rız olabilir (karşı gelir)? Halbuki; İsl&acirc;miyet, f&uuml;n&ucirc;nun seyyidi (ilimlerin efendisi) ve m&uuml;rşidi (doğru yolu g&ouml;steren) ve ul&ucirc;m-u hakikiyenin (ger&ccedil;ek ilimlerin) reis ve pederidir.&quot;(14/9)</span><br /> &nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 30 Eylül 2019 - Pazartesi

ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM (26)

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">(Vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle)</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">BEDİ&Uuml;ZZAMAN SAİD NURSİ 26</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Uuml;lkemize siyaset yolu ile hizmet etmeyi denemiştir, sonu&ccedil; alamamıştır.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bedi&uuml;zzaman Hazretleri ikinci cihan harbinden sonra memleketin i&ccedil;erisine d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; durumu g&ouml;rerek, &ccedil;ok &ccedil;ırpınmıştır. İ&ccedil;timaiyatın her alanında &uuml;lkenin ileri gelenleri ve s&ouml;z sahipleri ile istişareler yapmıştır. İsyan ve ihtilallerin bastırılmasında aktif rol almıştır. Gerek harbin evvelinde, gerek padişahlığın ve hilafetin son demlerinde ve gerekse Cumhuriyetin ilk yıllarında yoğun bir faaliyette bulunmuştur. Diğer taraftan da milletin maddi gerilemesini bir t&uuml;rl&uuml; kabullenememiştir. Milletimizin d&uuml;nya ve ahiret hayatının kurtuluş re&ccedil;etesinin ancak dinimizde, Kur&rsquo;an-ı Kerim&rsquo;de ve İsl&acirc;miyet&rsquo;te olduğunu dile getirmekte ve kendi davasını Risale-i Nurlardan, Muhakamat adlı eserinde aşağıdaki şekilde &ouml;zetlemektedir:</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Cihan&rsquo;ın b&uuml;t&uuml;n aslanlarının bağlandıkları bir zinciri,</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">hilekar bir tilkinin koparmasına imkan var mıdır?</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Emma ba&rsquo;d : Şu fakir, garib (kimsesiz) Nurs&icirc; ki; Bid&rsquo;at&uuml;&#39;z-zaman (zamanın acib ve garibi) l&acirc;kabıyla m&uuml;semm&acirc; olmaya (adlandırılmaya) layık iken, haberi olmadan Bedi&uuml;zzaman ile meşhur olan b&icirc;&ccedil;are; tedenn&icirc;-i milletten (milletin gerilemesinden) ciğeri yanmış gibi, feryad u f&icirc;gan ederek, ah!.. ah!.. ah!.. v&acirc; esef&acirc; (yazık) der ki:</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İsl&acirc;miyet&#39;in mağz (i&ccedil;ini) ve l&uuml;bb&uuml;n&uuml; (&ouml;z&uuml;n&uuml;) terk ederek kışrına (kabuğuna) ve z&acirc;hirine (g&ouml;r&uuml;n&uuml;ş&uuml;ne) vakf-ı nazar ettik (baktık) ve aldandık... Ve su-i fehm (yanlış anlama) ve su-i edeb (saygısızlık) ile İsl&acirc;miyet&#39;in hakkını ve m&uuml;stehak olduğu (hak ettiği) h&uuml;rmeti &icirc;fa edemedik. T&acirc;, O da bizden nefret ederek, evham (kuruntular) ve hay&acirc;l&acirc;tın (hayallerin) bulutlarıyla sarılıp tesett&uuml;r eyledi (gizlendi)...</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hem de hakkı var. Zir&acirc; biz, İsr&acirc;iliy&acirc;t&#39;ı&nbsp; us&ucirc;l&uuml;ne (yahudilikten kalma asılsız bilgileri esaslarına) ve hik&acirc;y&acirc;tı akàidine (hikayeleri iman esaslarına) ve mec&acirc;z&acirc;tı hakàikına&nbsp; (anlamı dışında kullanılanları doğrularına) karıştırarak, kıymetini takdir edemedik. O da ceza olarak, bizi d&uuml;nyada te&#39;dib i&ccedil;in (cezalandırmak i&ccedil;in) zillet ve sef&acirc;let (al&ccedil;aklık ve yoksulluk) i&ccedil;inde bıraktı. Bizi kurtaracak yine O&#39;nun merhametidir.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Öyle ise, ey ihv&acirc;n-ı m&uuml;slim&icirc;n (m&uuml;sl&uuml;man kardeşler)!.. Geliniz, O&#39;na tarziye vereceğiz (&ouml;z&uuml;r dileyeceğiz). El birliğiyle dest-i sadakatı (dostluk elini) uzatacağız, b&icirc;at edeceğiz (g&uuml;venimizi bildireceğiz). O&rsquo;nun habl&uuml;&rsquo;l-met&icirc;nine (sağlam ipine) sarılacağız. &quot;(14/8)</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Herkesin &uuml;mitsizliğe d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; ve kurtuluş i&ccedil;in bir &ccedil;are aradığı, İsl&acirc;miyet&rsquo;e darbelerin &uuml;st&uuml;ste geldiği bir d&ouml;nemde o İstikbalde yalnız ve yalnız İslamiyetin hakim olacağını şu veciz s&ouml;zleri ile dile getiriyor:</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Hem de &icirc;tikadımdır (g&ouml;n&uuml;lden inanıyorum) ki; İstikbale h&uuml;k&uuml;m s&uuml;recek ve her kıt&rsquo;asında h&acirc;kim-i mutlak (sonsuz g&uuml;&ccedil; sahibi) olacak yalnız hakikat-ı İsl&acirc;miyet&rsquo;tir. Evet, sa&acirc;det-saray-ı istikb&acirc;lde (geleceğin mutluluk sarayında) taht-niş&icirc;n (tahta oturan) hakaik ve ma&acirc;rif (ger&ccedil;ekler ve bilim), yalnız İsl&acirc;miyet olacaktır. Onu fethedecek (&ccedil;&ouml;zecek) yalnız O&#39;dur; emareler (belirtileri) g&ouml;r&uuml;n&uuml;yorlar...</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ve bizdeki m&acirc;ni ise: İstibd&acirc;d-ı m&uuml;tenevv&icirc; (&ccedil;eşitli baskı ve zorbalık) ve ahl&acirc;ksızlık ve m&uuml;şevveşiyet-i ahval (durumların d&uuml;zensizliği) ve at&acirc;leti int&acirc;c eden yeisdir (tembelliği netice veren &uuml;mitsizliktir) ki; şems-i İsl&acirc;miyet&rsquo;in (İsl&acirc;miyet g&uuml;neşinin) k&uuml;s&ucirc;fa (kararmaya) y&uuml;z tutmasına sebep olmuşlardır.&rdquo;(14/9)</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Genelde İslamiyet hakkında bilgisi olmayan ya da bilmediğine d&uuml;şman olanlar, maalesef geri kalmışlığımızın, tembelliğimizin, bilimsel yerinde saymamızın sebebi olarak, dinimizi g&ouml;stermektedirler. Peşin h&uuml;k&uuml;m ve taraflı bir d&uuml;ş&uuml;nceden başka bir şey değildir. Bu husus Risale-i Nurda bir &ccedil;ok yerde misalleri ile anlatılmaktadır. Detaylı bilgiyi oradan elde etmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Uuml;stadımız Bedi&uuml;zzaman Said Nursi Hazretleri İsl&acirc;miyetin hakim olmasına engel olan sebepleri Muhakamat adlı eserinde detaylı bir şekilde dile getirmektedir. Kaynak olarak orayı g&ouml;sterdikten sonra, İslamiyetin hakimiyetine engel olan şeyleri nazara verirken sekiz tane sebep g&ouml;stermektedir. Bunlardan sekizincisi ama en &ouml;nemlisi noktasında, birincisi olan engeli ş&ouml;yle anlatmaktadır:</span><br /> <br /> <br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&ldquo;Sekizinci ve en birinci m&acirc;ni ve bel&acirc; budur:</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz ile ecnebiler (başka milletten olanlar), bazı zev&acirc;hir-i İsl&acirc;miyet (İslamiyetin dış g&ouml;r&uuml;n&uuml;ş&uuml;) ve bazı mes&acirc;il-i f&uuml;n&ucirc;n (fenlerin meseleleri) ortasında hayal-i b&acirc;tıl (!) (asılsız ve uydurma hayal) ile tevehh&uuml;m eylediğimiz (asılsız ve ger&ccedil;ek dışı d&uuml;ş&uuml;ncelere kapıldığımız) m&uuml;s&acirc;demet (&ccedil;arpışmalar) ve m&uuml;n&acirc;kazattır (zıtlıklardır). &Acirc;ferin ma&acirc;rifin himmet-i feyy&acirc;zanesine (&ccedil;alışma gayretine) ve f&uuml;n&ucirc;nun himmet-i merdanesine (fenlerin mert&ccedil;e &ccedil;alışmasına) ki; meyl-i taharri-i hakikat (ger&ccedil;eği araştırma isteği) ve muhabbet-i ins&acirc;niyet (insan sevgisi) ve meyl-i insaf (ger&ccedil;eği kabul etme isteği) olan hakaikı techiz ederek (doğrularla donatarak), o m&acirc;nilere g&ouml;nderip, z&icirc;r &uuml; zeber (alt &uuml;st) etmiş ve ediyor.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet, en b&uuml;y&uuml;k sebeb ki; bizi d&uuml;nya rahatından ve ecneb&icirc;leri &acirc;hiret sa&acirc;detinden mahrum eden, şems-i İsl&acirc;miyet&#39;i m&uuml;nkesif ettiren (İslamiyet g&uuml;neşini g&ouml;lgeleyen) , su-i tefehh&uuml;m (yanlış anlama) ile tevehh&uuml;m-&uuml; m&uuml;s&acirc;demet (kuruntuya kapılma) ve muhalefettir.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fey&acirc; li&#39;l-aceb!.. K&ouml;le, efendisine ve hizmetk&acirc;r, reisine ve veled (&ccedil;ocuk), pederine (babasına) nasıl d&uuml;şman ve mu&acirc;rız olabilir (karşı gelir)? Halbuki; İsl&acirc;miyet, f&uuml;n&ucirc;nun seyyidi (ilimlerin efendisi) ve m&uuml;rşidi (doğru yolu g&ouml;steren) ve ul&ucirc;m-u hakikiyenin (ger&ccedil;ek ilimlerin) reis ve pederidir.&quot;(14/9)</span><br /> &nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.