İSLAM BİLİM ADAMLARI Bediüzzaman Said Nursi 10
                                İSLAM BİLİM ADAMLARI 
 
Bediüzzaman Said Nursi 10
 
ESKİŞEHİR HAPİSHANESİ
İddia ve isnatlar çok yersiz ve mesnetsiz olup, ülke savunması, cephedeki kahramanlıkları ve İstanbul’daki cihadı, isyanlardaki yatıştırıcılığı vb. hiç dikkate alınmadan tutuklamalarda gizli cemiyet kurma, rejim aleyhine çalışma, Cumhuriyet’in temel nizamlarını yıkma karalamaları vicdanları sızlatmıştır. 
Bediüzzaman Said Nursi, mahkemede bu iddialara karşı davasını nasıl savunduğunu eserlerinde neşretmiştir. Bundan böyle sürgün ve hapis hayatları devam etmiştir. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin adından korkanlar onu göz hapsinde tutmakla engellemenin mümkün olamayacağını anlayınca, Tesettür Risalesi adlı eserini bahane ederek, 27 Nisan 1935’te tutuklayarak 100’den fazla talebesiyle birlikte Eskişehir Hapishanesi’ne gönderilmişlerdir. 
Bundan ürkenler onu defalarca tutuklamışlar, Eskişehir (1935), Denizli (1943), Afyon (1947) hapishanelerinde yatırmışlardır. Fakat bu uygulamalar Bediüzzaman’ı ve talebelerini inançlarını yaşamaktan, davasını tebliğ ve yazmaktan vaz geçirememiştir. 
KASTAMONU’YA SÜRGÜN
19 Ağustos 1935 tarihinde verilen kararla bir sene hapis ve Kastamonu’da bir yıllık gözetim altında zorunlu ikamete mahkûm edilmiştir. Bediüzzaman, Eskişehir’deki bir yıllık hapis hayatının ardından Kastamonu’ya sürülmüş, bu şehirde sekiz yıl ikamet ettirilmiştir. Kastamonu hayatında Ayet-ül Kübrâ, Birinci Şua, İkinci Şua, Yedinci Şua ve Sekizinci Şua adlı eserlerini yazmıştır. 
DENİZLİ MAHKEMESİ
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri yapılan bir arama sonucu, ele geçirilen kitaplarının kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle tutuklanarak 1943 yılında Denizli’ye gönderilmiştir. 
Ancak Denizli Mahkemesi, bilirkişi heyetinin Risâle-i Nur hakkında verdiği raporda siyasî bir faaliyetinin bulunmadığı, tarikat ve cemiyetçilik yapılmadığı, yazıların iman ve Kur’an’a dair konulardan ibaret olduğunu belirtilmesi üzerine, talebeleriyle birlikte beraat etmiştir.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
23.12.2022                           
                            
                        
                                    Ekleme
                                    Tarihi: 23 Aralık 2022 -Cuma                                
                                                                                    İSLAM BİLİM ADAMLARI Bediüzzaman Said Nursi 10
                                                                    
                                    İSLAM BİLİM ADAMLARI 
 
Bediüzzaman Said Nursi 10
 
ESKİŞEHİR HAPİSHANESİ
İddia ve isnatlar çok yersiz ve mesnetsiz olup, ülke savunması, cephedeki kahramanlıkları ve İstanbul’daki cihadı, isyanlardaki yatıştırıcılığı vb. hiç dikkate alınmadan tutuklamalarda gizli cemiyet kurma, rejim aleyhine çalışma, Cumhuriyet’in temel nizamlarını yıkma karalamaları vicdanları sızlatmıştır. 
Bediüzzaman Said Nursi, mahkemede bu iddialara karşı davasını nasıl savunduğunu eserlerinde neşretmiştir. Bundan böyle sürgün ve hapis hayatları devam etmiştir. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin adından korkanlar onu göz hapsinde tutmakla engellemenin mümkün olamayacağını anlayınca, Tesettür Risalesi adlı eserini bahane ederek, 27 Nisan 1935’te tutuklayarak 100’den fazla talebesiyle birlikte Eskişehir Hapishanesi’ne gönderilmişlerdir. 
Bundan ürkenler onu defalarca tutuklamışlar, Eskişehir (1935), Denizli (1943), Afyon (1947) hapishanelerinde yatırmışlardır. Fakat bu uygulamalar Bediüzzaman’ı ve talebelerini inançlarını yaşamaktan, davasını tebliğ ve yazmaktan vaz geçirememiştir. 
KASTAMONU’YA SÜRGÜN
19 Ağustos 1935 tarihinde verilen kararla bir sene hapis ve Kastamonu’da bir yıllık gözetim altında zorunlu ikamete mahkûm edilmiştir. Bediüzzaman, Eskişehir’deki bir yıllık hapis hayatının ardından Kastamonu’ya sürülmüş, bu şehirde sekiz yıl ikamet ettirilmiştir. Kastamonu hayatında Ayet-ül Kübrâ, Birinci Şua, İkinci Şua, Yedinci Şua ve Sekizinci Şua adlı eserlerini yazmıştır. 
DENİZLİ MAHKEMESİ
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri yapılan bir arama sonucu, ele geçirilen kitaplarının kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle tutuklanarak 1943 yılında Denizli’ye gönderilmiştir. 
Ancak Denizli Mahkemesi, bilirkişi heyetinin Risâle-i Nur hakkında verdiği raporda siyasî bir faaliyetinin bulunmadığı, tarikat ve cemiyetçilik yapılmadığı, yazıların iman ve Kur’an’a dair konulardan ibaret olduğunu belirtilmesi üzerine, talebeleriyle birlikte beraat etmiştir.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
23.12.2022                                                                
                                                        
                                                
                                                    Yazıya ifade bırak !
                                                    
                                                    
                                        
                                                    
                                                    
                                                                                                                    Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
                                                                                
                                                    
                                                
                                            
                                             Okuyucu Yorumları
                                                                                            (0)
                                                                                    
                                    Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.



