Ravza ZEYBEK
Köşe Yazarı
Ravza ZEYBEK
 

YİNE Mİ 28 ŞUBAT?

YİNE Mİ 28 ŞUBAT? Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… ‘’Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.(Al-i İmran 139) Buyurur yüceler yücesi… Dünya zor! Her geçen gün daha bir zorlaşmaya başladı sanki… Bu zorluklar inanan biz insanların neden dünyada olduğunu unutturmuyor elhamdülillah. Yazdığımız bu ayeti kerime de bir nebze olsun kalplerimize inşirah ve sabretme kuvveti versin bize inşallah. Her 28 Şubat geldiğinde geçmişe dönüp, ülkemizin ne kadar da karanlık günlerden geçtiğini daha iyi görüyoruz. Son zamanlarda ilkin Fransa’da başlayan, tam olarak Macron’nun yürürlüğe koyamadığı ve kamusal alanda başörtüsünü yasaklama çabaları onu kıvrandırıp dururken yine Fransa’dan bir ses yükseldi. Her ne kadar Ukrayna- Rusya savaşının gölgesinde kalsa da önemli bir açıklama yapan Fransa merkez sağ Cumhuriyetçiler partisinin adayı Valerie Pecresse ‘Yeni Fransa’ vizyonunu açıkladığı Paris’teki mitinginde başörtüsüne ve başörtülere karşı düşmanca bir konuşma yapmıştı. Konuşmasında : ‘’Başörtüsü benim için diğer elbiseler gibi bir elbise değildir. Dini bir emir de değildir.Kadının itaatinin bir simgesidir. Benim başkanlığımda hiçbir kadın itaat etmeyecek .Bu savaşıma devam edeceğim’’diyerek içler acısı bir konuşma yaptı. Avrupa’nın güya medenî insanlarının iki yüzlülükleri bizleri pek şaşırtmıyor. Bu konuşmadan bir hafta önce de Hindistan’ın bazı eyaletlerinde başörtüsü yasakları başlatmışlardı. Hindistan gibi birçok farklı dinden insanları barındıran bir toplulukta ve kendi geleneklerinde dahi başlarını örtmek gibi inanca sahipken Batının Hindistan üzerinden ‘’Patron hâlâ benim’’ demeye getiren tutumları bizleri sadece acı acı güldürüyor. Bunlar olacak şimdi olacak sonra olacak ta ki kıyamete kadar devam edecek. Burada asıl soru inananların nasıl davranış göstermesi? Gençlerimiz ve çocuklarımız üzerine oynanan oyunlar boşuna değil. Onları çok daha zor günler bekliyor! O dönemi en zor şekilde yaşamış insanların acıları hâlâ çok taze. En azından o süreci unutturmamak ve 28 Şubat’tan bizim payımıza düşen sonuçları, dersleri ve kazanımları konuşmak daha iyi olacak. Hangi tarih olursa olsun gerekli dersleri çıkaramazsak o tarih tekerrür etmeye mecburdur. Güçlü bir devlet ve güçlü bir millet için hak ve sorumluluklarının farkında olan bireyler yetiştirilmesi gerekir. İnancın düşüncenin ve ibadetin her şeyin üzerinde tutulması ve korunması gerektiği bilinci verilmeli. Yönetime gelenlerin birilerine yaranmak için gözden çıkaracakları ilk şeyin başörtüsü olmaması gerekir. Okuyucularım ve yakın çevrem pek olumsuz konuşmayı sevmeyen biri olarak yazdıklarıma şaşırabilir ama özellikle muhalefet liderlerinin 7-1 ile yaptıkları toplantı sonrası alınan kararlar dikkatli değerlendirilmeli. Bizim milletin celladına aşık olmak gibi bir zaafı var. Bu sebeptendir ki olayları pek iyi niyetle okuyamıyorum. Tek ülkemde yaşanılan 28 Şubat şimdilerde tüm dünyaya yayılmak isteniyor! Hz. Peygamberin hayatı bize en güzel örnektir. İnananların başına ne gelirse gelsin nasıl davranmaları gerektiğini öğreten ve yol gösteren de yine odur.. ‘’Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir.Kaldı ki Allah bir çoğunu da bağışlar’’(Şûrâ 30) Buyurur Rabbimiz. Ne zaman kendimizi bir hesaba çekeceğiz? Kendi sorumluluklarımızı hep başkalarının omuzlarına bırakmaya devam edersek ‘geçti-bitti’ dediğimiz birçok imtihanla yeniden yüz yüze kalmak zorunda kalabiliriz. Güçlü bir devlet, güçlü bir millet ve güçlü bir ümmet olma çabasını yeniden canlandırmamız dileğiyle. Bunun ilk şartı olan ‘Müslümanlar kardeştir’ ilkesini hayatımıza yeniden yerleştirmek olmalı. Su uyur düşman uyumaz der atalarımız ve bu gaflet bizim sonumuz olmasın… Vesselam Ravza Zeybek
Ekleme Tarihi: 28 Şubat 2022 - Pazartesi

YİNE Mİ 28 ŞUBAT?

YİNE Mİ 28 ŞUBAT? Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… ‘’Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.(Al-i İmran 139) Buyurur yüceler yücesi… Dünya zor! Her geçen gün daha bir zorlaşmaya başladı sanki… Bu zorluklar inanan biz insanların neden dünyada olduğunu unutturmuyor elhamdülillah. Yazdığımız bu ayeti kerime de bir nebze olsun kalplerimize inşirah ve sabretme kuvveti versin bize inşallah. Her 28 Şubat geldiğinde geçmişe dönüp, ülkemizin ne kadar da karanlık günlerden geçtiğini daha iyi görüyoruz. Son zamanlarda ilkin Fransa’da başlayan, tam olarak Macron’nun yürürlüğe koyamadığı ve kamusal alanda başörtüsünü yasaklama çabaları onu kıvrandırıp dururken yine Fransa’dan bir ses yükseldi. Her ne kadar Ukrayna- Rusya savaşının gölgesinde kalsa da önemli bir açıklama yapan Fransa merkez sağ Cumhuriyetçiler partisinin adayı Valerie Pecresse ‘Yeni Fransa’ vizyonunu açıkladığı Paris’teki mitinginde başörtüsüne ve başörtülere karşı düşmanca bir konuşma yapmıştı. Konuşmasında : ‘’Başörtüsü benim için diğer elbiseler gibi bir elbise değildir. Dini bir emir de değildir.Kadının itaatinin bir simgesidir. Benim başkanlığımda hiçbir kadın itaat etmeyecek .Bu savaşıma devam edeceğim’’diyerek içler acısı bir konuşma yaptı. Avrupa’nın güya medenî insanlarının iki yüzlülükleri bizleri pek şaşırtmıyor. Bu konuşmadan bir hafta önce de Hindistan’ın bazı eyaletlerinde başörtüsü yasakları başlatmışlardı. Hindistan gibi birçok farklı dinden insanları barındıran bir toplulukta ve kendi geleneklerinde dahi başlarını örtmek gibi inanca sahipken Batının Hindistan üzerinden ‘’Patron hâlâ benim’’ demeye getiren tutumları bizleri sadece acı acı güldürüyor. Bunlar olacak şimdi olacak sonra olacak ta ki kıyamete kadar devam edecek. Burada asıl soru inananların nasıl davranış göstermesi? Gençlerimiz ve çocuklarımız üzerine oynanan oyunlar boşuna değil. Onları çok daha zor günler bekliyor! O dönemi en zor şekilde yaşamış insanların acıları hâlâ çok taze. En azından o süreci unutturmamak ve 28 Şubat’tan bizim payımıza düşen sonuçları, dersleri ve kazanımları konuşmak daha iyi olacak. Hangi tarih olursa olsun gerekli dersleri çıkaramazsak o tarih tekerrür etmeye mecburdur. Güçlü bir devlet ve güçlü bir millet için hak ve sorumluluklarının farkında olan bireyler yetiştirilmesi gerekir. İnancın düşüncenin ve ibadetin her şeyin üzerinde tutulması ve korunması gerektiği bilinci verilmeli. Yönetime gelenlerin birilerine yaranmak için gözden çıkaracakları ilk şeyin başörtüsü olmaması gerekir. Okuyucularım ve yakın çevrem pek olumsuz konuşmayı sevmeyen biri olarak yazdıklarıma şaşırabilir ama özellikle muhalefet liderlerinin 7-1 ile yaptıkları toplantı sonrası alınan kararlar dikkatli değerlendirilmeli. Bizim milletin celladına aşık olmak gibi bir zaafı var. Bu sebeptendir ki olayları pek iyi niyetle okuyamıyorum. Tek ülkemde yaşanılan 28 Şubat şimdilerde tüm dünyaya yayılmak isteniyor! Hz. Peygamberin hayatı bize en güzel örnektir. İnananların başına ne gelirse gelsin nasıl davranmaları gerektiğini öğreten ve yol gösteren de yine odur.. ‘’Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir.Kaldı ki Allah bir çoğunu da bağışlar’’(Şûrâ 30) Buyurur Rabbimiz. Ne zaman kendimizi bir hesaba çekeceğiz? Kendi sorumluluklarımızı hep başkalarının omuzlarına bırakmaya devam edersek ‘geçti-bitti’ dediğimiz birçok imtihanla yeniden yüz yüze kalmak zorunda kalabiliriz. Güçlü bir devlet, güçlü bir millet ve güçlü bir ümmet olma çabasını yeniden canlandırmamız dileğiyle. Bunun ilk şartı olan ‘Müslümanlar kardeştir’ ilkesini hayatımıza yeniden yerleştirmek olmalı. Su uyur düşman uyumaz der atalarımız ve bu gaflet bizim sonumuz olmasın… Vesselam Ravza Zeybek
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.