Ravza ZEYBEK
Köşe Yazarı
Ravza ZEYBEK
 

SELAMÜNALEYKÜM

SELAMÜNALEYKÜM Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… Son bir buçuk yıldır ne kadar çok acı, ne kadar çok korku hayatımıza girdi ve biz ne kadar çok köklü değişikliklere adapte olduk. Şimdi tüm bu değişimlerin sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Özellikle eğitimin içinde olmam sebebiyle çocuklarımızda oluşan büyük bir boşluk var. Ama ben eğitim anlamında demiyorum. Hep savunmuştum bunlar zaten telafi edilebilir, edilecektir. Çocuklarımızda ve gençlerimizde hatta yetişkin insanlarımızda, insanın insanla arasına koyduğu mesafenin olumsuz sonuçlarını aşmamız biraz zaman alacağa benziyor. Bu çağın en büyük imtihanı insanın insana hasret kalması galiba! Efendimizin; “Sizler inanmadıkça cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. Aranızda muhabbetin çoğalması için selamı yayın ve hediyeleşin ” buyuruyor.(Müslim I, Kitab al-İman, s. 113).  Bu küresel salgının en olumsuz yanı, insanın insandan kaçmasıydı. İnsanlar birbirine sarılamadı, dertleşemedi olması gereken sosyalleşme çok büyük yara aldı. ‘Ya hasta olursak’ ‘Ya bulaşırsa’ dedik ve kaçtıkça kaçtık. Oysaki ne kadar ihtiyacımız vardı bir selama! Es Selam esenlik, ferahlık veren, her türlü kötü durumdan selamete erdiren ve gözetip koruyan anlamlarını taşımaktadır. Rabbimizin güzel isimlerinden biridir. Allah'ın kullarını selamete kavuşturduğu, cennete giren tüm kullarına da selam veren anlamı da vardır. Bu selamı vermeyi de almayı da kendimize çok gördük. Sonra ellerimizde insanın yerini almaya çalışan daha tam olarak ne olduğu konusunda bir bilgiye sahip olmadığımız aletlere kurban ettik insanlık sevgimizi. Acınası hallere düştükçe düştük. Sosyal medyada fenomen olmak için yapılmayan kalmayan saçmalıklarla yalnızlığımız gider zannettik. Beğeni sayısı ve tıklanmanın mutluluk getireceğine kim inandırmıştı ki bizi? Ben sevdiğim insanın sesini duymalıyım, yüzünü görmeli ve gözlerine bakmalıyım… Ben ona ‘Kardeşim, arkadaşım dostum!’ diyerek sarılmalıyım. Bir selamı bir tebessümü çok görmemeliyim ve çok görülmemeli! Elimizde kalan değerler ne kadar kaldı bir elin parmakları kadar az ve biz onlarla yetinmeye çalışıyoruz. Kalbimiz kardeş! Kalbimiz doymuyor! Bu kalp artık bu kadar ayrılığı kaldırmıyor. Bir birimizi sevmedikçe iman edemeyeceksek sevmeye mecburuz. Geçenlerde apartmanın içinde bir komşuma selam verip halini hatırını sordum. Komşumun gözleri doldu ve mutluluğunu dile getirince ‘İnsanın bazen nasılsın denmesine ne çok ihtiyacı var’ dedi. Evet bu soruyu sormaya ve bu soruyu duymaya ihtiyacımız var. Bir selam deyip geçmeyin içinde büyük bir sır barındırmasaydı Allah Rasulü Efendimiz bize bunu tavsiye etmezdi. Çocuklarımız okullarında öğretmenlerinden güzel söz duymaya, çalışanlar iş arkadaşlarından bir selama ve insanın insana muhabbete ihtiyacı var. Bize öğretilen içi de dışı da kibir kokan, bizden olmayan davranış şekilleri sizi daha ayrıcalıklı yapmıyor. İnsanlığınızdan çalınan benliğinizle bir batağa batıyorsunuz o kadar. Selam vererek veya verilen selamı alarak yücelir insan. Bu davranışın temelinde mütevazi bir Müslüman duruşu vardır. Bize ait olmayan rolleri benimseyeceğimize Efendimizin tavsiyesiyle tekrar insanlığımıza özümüze dönelim. Bir tebessümün bir selamın insanın gününü nasıl güzelleştirdiğine şahit olabilirsiniz. İyiliğe önce bizim ihtiyacımız var. Mutsuz musun? İyiliğini çoğalt! Depresyonda mısın? Dertlilerin derdini dinle çare ol! Yalnız mısın? Müslüman kardeşlerinden selamı esirgeme! Verdikçe çoğalacak sevgin emin ol! Selamette kalın… Ravza Zeybek
Ekleme Tarihi: 29 Ekim 2021 - Cuma

SELAMÜNALEYKÜM

SELAMÜNALEYKÜM Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… Son bir buçuk yıldır ne kadar çok acı, ne kadar çok korku hayatımıza girdi ve biz ne kadar çok köklü değişikliklere adapte olduk. Şimdi tüm bu değişimlerin sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Özellikle eğitimin içinde olmam sebebiyle çocuklarımızda oluşan büyük bir boşluk var. Ama ben eğitim anlamında demiyorum. Hep savunmuştum bunlar zaten telafi edilebilir, edilecektir. Çocuklarımızda ve gençlerimizde hatta yetişkin insanlarımızda, insanın insanla arasına koyduğu mesafenin olumsuz sonuçlarını aşmamız biraz zaman alacağa benziyor. Bu çağın en büyük imtihanı insanın insana hasret kalması galiba! Efendimizin; “Sizler inanmadıkça cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. Aranızda muhabbetin çoğalması için selamı yayın ve hediyeleşin ” buyuruyor.(Müslim I, Kitab al-İman, s. 113).  Bu küresel salgının en olumsuz yanı, insanın insandan kaçmasıydı. İnsanlar birbirine sarılamadı, dertleşemedi olması gereken sosyalleşme çok büyük yara aldı. ‘Ya hasta olursak’ ‘Ya bulaşırsa’ dedik ve kaçtıkça kaçtık. Oysaki ne kadar ihtiyacımız vardı bir selama! Es Selam esenlik, ferahlık veren, her türlü kötü durumdan selamete erdiren ve gözetip koruyan anlamlarını taşımaktadır. Rabbimizin güzel isimlerinden biridir. Allah'ın kullarını selamete kavuşturduğu, cennete giren tüm kullarına da selam veren anlamı da vardır. Bu selamı vermeyi de almayı da kendimize çok gördük. Sonra ellerimizde insanın yerini almaya çalışan daha tam olarak ne olduğu konusunda bir bilgiye sahip olmadığımız aletlere kurban ettik insanlık sevgimizi. Acınası hallere düştükçe düştük. Sosyal medyada fenomen olmak için yapılmayan kalmayan saçmalıklarla yalnızlığımız gider zannettik. Beğeni sayısı ve tıklanmanın mutluluk getireceğine kim inandırmıştı ki bizi? Ben sevdiğim insanın sesini duymalıyım, yüzünü görmeli ve gözlerine bakmalıyım… Ben ona ‘Kardeşim, arkadaşım dostum!’ diyerek sarılmalıyım. Bir selamı bir tebessümü çok görmemeliyim ve çok görülmemeli! Elimizde kalan değerler ne kadar kaldı bir elin parmakları kadar az ve biz onlarla yetinmeye çalışıyoruz. Kalbimiz kardeş! Kalbimiz doymuyor! Bu kalp artık bu kadar ayrılığı kaldırmıyor. Bir birimizi sevmedikçe iman edemeyeceksek sevmeye mecburuz. Geçenlerde apartmanın içinde bir komşuma selam verip halini hatırını sordum. Komşumun gözleri doldu ve mutluluğunu dile getirince ‘İnsanın bazen nasılsın denmesine ne çok ihtiyacı var’ dedi. Evet bu soruyu sormaya ve bu soruyu duymaya ihtiyacımız var. Bir selam deyip geçmeyin içinde büyük bir sır barındırmasaydı Allah Rasulü Efendimiz bize bunu tavsiye etmezdi. Çocuklarımız okullarında öğretmenlerinden güzel söz duymaya, çalışanlar iş arkadaşlarından bir selama ve insanın insana muhabbete ihtiyacı var. Bize öğretilen içi de dışı da kibir kokan, bizden olmayan davranış şekilleri sizi daha ayrıcalıklı yapmıyor. İnsanlığınızdan çalınan benliğinizle bir batağa batıyorsunuz o kadar. Selam vererek veya verilen selamı alarak yücelir insan. Bu davranışın temelinde mütevazi bir Müslüman duruşu vardır. Bize ait olmayan rolleri benimseyeceğimize Efendimizin tavsiyesiyle tekrar insanlığımıza özümüze dönelim. Bir tebessümün bir selamın insanın gününü nasıl güzelleştirdiğine şahit olabilirsiniz. İyiliğe önce bizim ihtiyacımız var. Mutsuz musun? İyiliğini çoğalt! Depresyonda mısın? Dertlilerin derdini dinle çare ol! Yalnız mısın? Müslüman kardeşlerinden selamı esirgeme! Verdikçe çoğalacak sevgin emin ol! Selamette kalın… Ravza Zeybek
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.