Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

28 Şubat’ın Bankacı Generallerinin yerine Ekrem İmamoğlunun rüşvetçileri soyguna başladı

28 Şubat’ın Bankacı Generallerinin yerine Ekrem İmamoğlunun rüşvetçileri soyguna başladı 28 Şubat sürecinde yaşanan gelişmelerin arkasındaki önemli nedenlerden bir tanesi rüşvet, kayırma, karapara ve yolsuzluktur. Lakin yeterince hesap sorulmamış bu karapara çarkı unutturulmuştur. Günümüzde ise başörtüsü düşmanı generallerinin yerini Ekrem İmamoğlu'nun çetesi almıştır. Gerçi CHP tarihi milletin malına ve parasına göz dikmiş lider ve yöneticiler ile doludur. Hindistan ve Buhara Müslümanlarının bileziklerini satarak Milli Mücadele icin gönderdigi paraları kendi zimmetine geçirmiş kişiler çoktur. Askeri darbeler sonucunda Time dergisinin kapağında bir Türk generali dünyanın en zengin kişileri arasında yer almış bu büyük skandal ortaya çıkmıştı. Ne de olsa "devletin malı deniz" anlayışı vardı. Bu söz günümüzde özellikle İmamoğlu’nun dilinde "İstanbul; nimet, nimet" şekline dönüşmüştü. Bu acı gerçekleri anlayabilmek icin dönemin bankalarında görev yapmış olan asker kökenli kişilere dikkat etmek ve buradan iz sürmek gerekiyor. Zira FETÖ örgütü bu derin güçler tarafından palazlanıp memleketin başına bela olmuştur. 28 Şubat postmodern darbe neden yapıldı?” sorusunun cevabı yeterince araştırılmamıştır. Bugüne kadar irtica tehlikesi sürekli bu sorunun başlıca cevabı olarak halkın önüne sunuldu. Ancak asıl ve en önemli neden yıllar sonra ortaya çıkan Meclis Araştırma Komisyonunda ortaya çikmiştı. Bu komisyondaki yapılan araştırmalarda 28 Şubat müdahalesinin medya ve siyasi ayaklarının yanı sıra ekonomik dinamikler ile de çok yakından alakalı gercekler gözler önüne serilmistir. Bu komisyon raporları niçin sümen altı edilip üstü örtülüyor ki? Hükümetimiz ve savcılarımiz neden bunlarin üstüne gitmiyor? Bu yolsuzlukların yeterince araştırılması milletin parasını çalan hırsızların dosyaları açılmak zorundadır. 28 Şubat dönemi bankalarının üst düzey yönetim kadrolarında askerlerin yer aldığı bugüne kadar ortaya hiç çıkmamıştır. Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda 28 Şubat döneminde bankaların yönetim kurullarında üst düzey yöneticilik (danışmanlık da dahil) yapmış olan asker kökenli kişiler ne yazık ki gizlenmiştir. Biz yine de bunu deşifre edelim ve ilgililerin konu üzerine gitrmesi için çaba gösterelim. İşte 28 Şubat döneminde söz konusu bankalarda görev yapmış olan asker kökenli personel ve görev dönemlerine ilişkin bilgiler şöyledir: 1. (Emekli Orgeneral) Hüsnü ÇELENKLER (Halkbank Danışma Kurulu Üyesi) (1990-1991) 2. Metin AKPINAR (Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı) (1996-1999) 3. (Emekli Orgeneral) A. Doğan BAYAZIT (Kentbank) (1996-1999) 4. (Emekli Oramiral) Ö. Feyzi AYSUN (Bayındırbank) (1991-1993) 5. (Emekli Orgeneral) Sabri YİRMİBEŞOĞLU (Bayındırbank) (1996) 6. (Emekli Koramiral) Çetin ERSARI (İnterbank) (1996-1999) 7. (Emekli Orgeneral) Teoman KOMAN (İnterbank) (1997-1999) 8. (Emekli Koramiral) Işık BİREN (Egebank) (1989-1991) 9. (Emekli Oramiral) H. Vural BAYAZIT (Etibank) (1999-2000) 10. (Emekli Orgeneral) M. Muhittin FİSUNOĞLU (Sümerbank) (1998-1999) 11. (Emekli Oramiral) Zahit ATAKAN (Impexbank) (1989-1991) 12. (Emekli Koramiral) Ekmel TOTRAKAN (Etibank) (1997-Özelleştirme öncesi) 13. (Emekli Korgeneral) Alaettin GÜVEN (Etibank) (1998-Özelleştirme öncesi) 14. G. Aydın AKSAN (Etibank) (1994) 1980'lerde dönemin Başbakanı Turgut Özal, Türkiye ekonomisini ithal ikamesi modelinden ihracat önderliğinde büyüme modelini devam ettirmeye çalışınca statüko tarafından dikkat çekmişti. Ayrıca 28 Şubat döneminin Başbakanı Erbakan'ın KİT'ler için bir finansman havuzu kurması statükoyu bir hayli kızdırmış devleti sövüşleyemedikleri için çok kızmışlardı. Arkasından da 28 Şubat 1997 darbesi geldi tabii... Aslinda "Varlık fonu" olarak yapılmaya çalışılan husus kamu kaynaklarını tek elde toplayıp kaçak-köçek paraların hırsızların eline geçmesini önleme çabasıdır. Yani finansman açığı olan KİT'lerin ihtiyacı, finansman fazlası olanlardan karşılanacaktı. İşte finansman fazlası olanlar; sövüşlenecek bankalardı. Bunu da darbeci askerlere ve FETÖ'ye yaptırdılar. İşte bu modelin hayata geçirileceğinin duyulması banka sermayedarlarının da dikkatinden kaçmadı. Çünkü bu modelle yüksek faizle ve hiçbir risk almadan para satmanın getirdiği kazanç artık son bulacaktı. 1997'de Hazine'nin faiz ödemeleri 2.2 katrilyon lira tutarken 28 Şubat'ta Erbakan'ın devrilmesinin ardından 1998'de 6.1 katrilyona,1999'da 10.7 katrilyona, 2000'de 20.4 katrilyona ve 2001'de de 41 katrilyona yükseldi. Böylece 2001 krizinin önemli nedenlerinden birinin 28 Şubat müdahalesi olduğunu da kolaylıkla söyleyebiliriz. 28 Şubat sürecinden günümüze kadar bakıldığında Türkiye'nin bu süreçten ekonomik olarak payına düşen zarar Meclis Araştırma Komisyonunun raporunda şu şekilde yer aldı; Kamu kesiminin faiz harcamalarının gayri safi milli hasılaya oranının değişmediğini kabul ettiğimizde 1997-2007 periyodunda yaklaşık 119 milyar ABD doları fazladan faiz giderlerine harcama yapıldığı görülmektedir. İşte şimdi 28 Şubat süreci unutturulmuş sorumlu generalleri müebbet hapis cezası aldıkları halde Cumhurbaşkanı kararı ile cezaevlerinden çıkarılmıştır. Ne acıdır ki; 28 Şubat generallerinin mağdur ettiği başta askerler olarak binlerce vatandaşımıza hakları iade edilmemiştir. Madem bir çok hırsızlığın- arsızlığın sahipleri ceza almıyor bu sefer İmamoglunun çetesi devreye girecektir elbette. Savcılığın iddianamesi sadece tespit edilebilen suçlara aittir. Peki, bu soygunları yapanların yaptıkları yanlarına kâr olarak mı kalacak? Hayır. Ruzi mahşerde bunların hepsi zırnık dahi olsa ödetilecektir, vesselam... Dr. Vehbi Kara
Ekleme Tarihi: 27 Kasım 2025 -Perşembe

28 Şubat’ın Bankacı Generallerinin yerine Ekrem İmamoğlunun rüşvetçileri soyguna başladı

28 Şubat’ın Bankacı Generallerinin yerine Ekrem İmamoğlunun rüşvetçileri soyguna başladı 28 Şubat sürecinde yaşanan gelişmelerin arkasındaki önemli nedenlerden bir tanesi rüşvet, kayırma, karapara ve yolsuzluktur. Lakin yeterince hesap sorulmamış bu karapara çarkı unutturulmuştur. Günümüzde ise başörtüsü düşmanı generallerinin yerini Ekrem İmamoğlu'nun çetesi almıştır. Gerçi CHP tarihi milletin malına ve parasına göz dikmiş lider ve yöneticiler ile doludur. Hindistan ve Buhara Müslümanlarının bileziklerini satarak Milli Mücadele icin gönderdigi paraları kendi zimmetine geçirmiş kişiler çoktur. Askeri darbeler sonucunda Time dergisinin kapağında bir Türk generali dünyanın en zengin kişileri arasında yer almış bu büyük skandal ortaya çıkmıştı. Ne de olsa "devletin malı deniz" anlayışı vardı. Bu söz günümüzde özellikle İmamoğlu’nun dilinde "İstanbul; nimet, nimet" şekline dönüşmüştü. Bu acı gerçekleri anlayabilmek icin dönemin bankalarında görev yapmış olan asker kökenli kişilere dikkat etmek ve buradan iz sürmek gerekiyor. Zira FETÖ örgütü bu derin güçler tarafından palazlanıp memleketin başına bela olmuştur. 28 Şubat postmodern darbe neden yapıldı?” sorusunun cevabı yeterince araştırılmamıştır. Bugüne kadar irtica tehlikesi sürekli bu sorunun başlıca cevabı olarak halkın önüne sunuldu. Ancak asıl ve en önemli neden yıllar sonra ortaya çıkan Meclis Araştırma Komisyonunda ortaya çikmiştı. Bu komisyondaki yapılan araştırmalarda 28 Şubat müdahalesinin medya ve siyasi ayaklarının yanı sıra ekonomik dinamikler ile de çok yakından alakalı gercekler gözler önüne serilmistir. Bu komisyon raporları niçin sümen altı edilip üstü örtülüyor ki? Hükümetimiz ve savcılarımiz neden bunlarin üstüne gitmiyor? Bu yolsuzlukların yeterince araştırılması milletin parasını çalan hırsızların dosyaları açılmak zorundadır. 28 Şubat dönemi bankalarının üst düzey yönetim kadrolarında askerlerin yer aldığı bugüne kadar ortaya hiç çıkmamıştır. Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda 28 Şubat döneminde bankaların yönetim kurullarında üst düzey yöneticilik (danışmanlık da dahil) yapmış olan asker kökenli kişiler ne yazık ki gizlenmiştir. Biz yine de bunu deşifre edelim ve ilgililerin konu üzerine gitrmesi için çaba gösterelim. İşte 28 Şubat döneminde söz konusu bankalarda görev yapmış olan asker kökenli personel ve görev dönemlerine ilişkin bilgiler şöyledir: 1. (Emekli Orgeneral) Hüsnü ÇELENKLER (Halkbank Danışma Kurulu Üyesi) (1990-1991) 2. Metin AKPINAR (Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı) (1996-1999) 3. (Emekli Orgeneral) A. Doğan BAYAZIT (Kentbank) (1996-1999) 4. (Emekli Oramiral) Ö. Feyzi AYSUN (Bayındırbank) (1991-1993) 5. (Emekli Orgeneral) Sabri YİRMİBEŞOĞLU (Bayındırbank) (1996) 6. (Emekli Koramiral) Çetin ERSARI (İnterbank) (1996-1999) 7. (Emekli Orgeneral) Teoman KOMAN (İnterbank) (1997-1999) 8. (Emekli Koramiral) Işık BİREN (Egebank) (1989-1991) 9. (Emekli Oramiral) H. Vural BAYAZIT (Etibank) (1999-2000) 10. (Emekli Orgeneral) M. Muhittin FİSUNOĞLU (Sümerbank) (1998-1999) 11. (Emekli Oramiral) Zahit ATAKAN (Impexbank) (1989-1991) 12. (Emekli Koramiral) Ekmel TOTRAKAN (Etibank) (1997-Özelleştirme öncesi) 13. (Emekli Korgeneral) Alaettin GÜVEN (Etibank) (1998-Özelleştirme öncesi) 14. G. Aydın AKSAN (Etibank) (1994) 1980'lerde dönemin Başbakanı Turgut Özal, Türkiye ekonomisini ithal ikamesi modelinden ihracat önderliğinde büyüme modelini devam ettirmeye çalışınca statüko tarafından dikkat çekmişti. Ayrıca 28 Şubat döneminin Başbakanı Erbakan'ın KİT'ler için bir finansman havuzu kurması statükoyu bir hayli kızdırmış devleti sövüşleyemedikleri için çok kızmışlardı. Arkasından da 28 Şubat 1997 darbesi geldi tabii... Aslinda "Varlık fonu" olarak yapılmaya çalışılan husus kamu kaynaklarını tek elde toplayıp kaçak-köçek paraların hırsızların eline geçmesini önleme çabasıdır. Yani finansman açığı olan KİT'lerin ihtiyacı, finansman fazlası olanlardan karşılanacaktı. İşte finansman fazlası olanlar; sövüşlenecek bankalardı. Bunu da darbeci askerlere ve FETÖ'ye yaptırdılar. İşte bu modelin hayata geçirileceğinin duyulması banka sermayedarlarının da dikkatinden kaçmadı. Çünkü bu modelle yüksek faizle ve hiçbir risk almadan para satmanın getirdiği kazanç artık son bulacaktı. 1997'de Hazine'nin faiz ödemeleri 2.2 katrilyon lira tutarken 28 Şubat'ta Erbakan'ın devrilmesinin ardından 1998'de 6.1 katrilyona,1999'da 10.7 katrilyona, 2000'de 20.4 katrilyona ve 2001'de de 41 katrilyona yükseldi. Böylece 2001 krizinin önemli nedenlerinden birinin 28 Şubat müdahalesi olduğunu da kolaylıkla söyleyebiliriz. 28 Şubat sürecinden günümüze kadar bakıldığında Türkiye'nin bu süreçten ekonomik olarak payına düşen zarar Meclis Araştırma Komisyonunun raporunda şu şekilde yer aldı; Kamu kesiminin faiz harcamalarının gayri safi milli hasılaya oranının değişmediğini kabul ettiğimizde 1997-2007 periyodunda yaklaşık 119 milyar ABD doları fazladan faiz giderlerine harcama yapıldığı görülmektedir. İşte şimdi 28 Şubat süreci unutturulmuş sorumlu generalleri müebbet hapis cezası aldıkları halde Cumhurbaşkanı kararı ile cezaevlerinden çıkarılmıştır. Ne acıdır ki; 28 Şubat generallerinin mağdur ettiği başta askerler olarak binlerce vatandaşımıza hakları iade edilmemiştir. Madem bir çok hırsızlığın- arsızlığın sahipleri ceza almıyor bu sefer İmamoglunun çetesi devreye girecektir elbette. Savcılığın iddianamesi sadece tespit edilebilen suçlara aittir. Peki, bu soygunları yapanların yaptıkları yanlarına kâr olarak mı kalacak? Hayır. Ruzi mahşerde bunların hepsi zırnık dahi olsa ödetilecektir, vesselam... Dr. Vehbi Kara
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.