Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Bahriye’de 15 Yıl Kitabı

<p>&ldquo;Bahriyede 15 Yıl&rdquo; kitabı ilk olarak 2007 yılında basılmış daha sonra yeni baskısı yapılarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Bahse konu kitabın yazarı olarak &ldquo;Vehbi Horasanlı&rdquo; ismini kullandığım i&ccedil;in bir &ccedil;ok defa soru sorulmaktadır. &Ouml;ncelikle bu hususa cevap verelim.</p> <p>Yazı yazmaya askerlik yıllarında başlamıştım. Deniz Kuvvetleri Dergisinde bazı yazılarım kabul edilirken aynı zamanda bir &ccedil;ok gazete ve dergiye de yazılar g&ouml;nderiyordum. Yazılarımın &ccedil;oğu iman ve g&uuml;zel ahlak ile ilgili idi. Bunun yanında yakın tarih, denizcilik ve &ouml;zg&uuml;rl&uuml;klerle ilgili olarak da &ccedil;eşitli yazılar kaleme almıştım.</p> <p>Darbe yıllarındaki bağnaz, tek tip&ccedil;i tutum ve yaşadığımız olumsuz şartlar nedeni ile sivil yayın kuruluşlarına g&ouml;nderdiğim yazılarda &ldquo;Vehbi Horasanlı&rdquo; ismini kullanmayı tercih ediyordum. Zira Silahlı Kuvvetlerde dindar insanlara g&ouml;z a&ccedil;tırılmıyordu. Hele hele tek parti diktat&ouml;rlerine dil uzatmak asla affedilecek bir şey değildi.</p> <p>İşte Bahriye&rsquo;de g&ouml;rev yaptığım yıllarda &ldquo;Horasanlı&rdquo; soyadını bu maksatla kullanmıştım. Ayrıca memleketim olan Erzurum&rsquo;un Horasan il&ccedil;esi, bu ismi kullanmaya g&uuml;zel bir gerek&ccedil;e sunuyordu. Savaşta en &ouml;nde ve barışta İslam&rsquo;ı tebliğde ilk sıralarda g&ouml;rev yapan atalarım olan &ldquo;Horasan Erenlerine&rdquo; bu şekilde bir g&ouml;nderme yapmış oluyordum.</p> <p>Bahriye&rsquo;de g&ouml;rev yaptığım yıllarda &uuml;&ccedil; t&uuml;rden anarşist zihniyet; &uuml;lkemize musallat olmuştu. Bir tanesi &ldquo;kom&uuml;nist devrimciler&rdquo; diğer bir tanesi ise sinsi bir yapılanma i&ccedil;inde olan Fetullah&ccedil;ı Ter&ouml;r &Ouml;rg&uuml;t&uuml; (FET&Ouml;) ve son olarak da sahte T&uuml;rklerden meydana gelen Sabetay &Ouml;rg&uuml;t&uuml;. &Uuml;&ccedil; &ouml;rg&uuml;t ile ciddi m&uuml;cadele i&ccedil;erisine girmiştim. Kitapta bunlara geniş&ccedil;e yer verilmektedir.</p> <p>İlk iki &ouml;rg&uuml;te ilave olarak bir de &uuml;lkemizde yanlış olarak &ldquo;D&ouml;nme&rdquo; adı verilen aslında M&uuml;sl&uuml;manlığa d&ouml;nmemiş Sabetaycı denilen bir sinsi kabile ile de m&uuml;cadele ediyordum. Bunlar dini değerlere son derece d&uuml;şman; ahlaki değerler noktasında ise olduk&ccedil;a derin zafiyetler i&ccedil;inde bulunan bir gruptu.</p> <p>1980&rsquo;li ve 1990&rsquo;lı yıllarda bu &uuml;&ccedil; sinsi ve gizli &ouml;rg&uuml;tle m&uuml;cadele etmek her babayiğidin harcı değildi. Sınıf arkadaşlarım illa ki bir tarafa sığınmayı doğru bulurken ben hi&ccedil;birisi ile dostluk kurmadan hatta bunlarla m&uuml;cadele etmeye &ccedil;alışan bir d&uuml;ş&uuml;nce i&ccedil;erisindeydim.</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; kom&uuml;nistler dine afyon nazarı ile bakıp dindarları ezmeyi en &ouml;nemli m&uuml;cadele şekli olarak g&ouml;r&uuml;yorlardı. Daima kapitalist burjuvalar ile işbirliği yapıp kolay lokma olarak g&ouml;rd&uuml;kleri M&uuml;sl&uuml;manlara darbe vurmak işlerine geliyordu. İşte sınıfımızda namazlarını hi&ccedil;bir zaman terk etmeyen birisi olarak beni hedef g&ouml;rd&uuml;kleri i&ccedil;in her fırsatta didişmeye yer arıyorlardı.</p> <p>O yıllarda yeni kurulmuş ve hen&uuml;z palazlanmakta olan Fetullah G&uuml;len&rsquo;in elebaşılık yaptığı FET&Ouml; mensupları ise yine namaz kıldığım i&ccedil;in beni hedef tahtasına koymuşlardı. İslam&rsquo;da yeri olmayan &ldquo;ima ile namaz&rdquo; diye kendilerini kandıracak bir aldatmaca i&ccedil;ine girmişlerdi. İslam&rsquo;ı bilmeyen fakat işine geldiği gibi kabul eden bazı kişileri aldatmışlardı.</p> <p>Benim gibi namaz kılan birisini g&ouml;rd&uuml;klerinde hemen kancayı atıp &ldquo;sakın Vehbi gibi Donkişotluk yapma&rdquo; diyorlardı. Hatta &ccedil;ok yakında okuldan atılacağımı iddia ederek &ouml;ğrencilerin benden uzak durmalarını &ouml;ğ&uuml;tl&uuml;yorlardı. FET&Ouml; &ouml;rg&uuml;t&uuml; ile yaptığım m&uuml;cadele bir &ccedil;ok y&ouml;nden sıkıntılı idi. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; dost d&uuml;şman herkes bu &ouml;rg&uuml;t&uuml;n haklı olduğunu s&ouml;yl&uuml;yor; benim ise yanlış yaptığımı dile getiriyordu. İşte &ldquo;Bahriyede 15 Yıl&rdquo; kitabında bu hususlara da yer verilmiştir.</p> <p>Diğer sinsi &ouml;rg&uuml;t olan Sabetaycılar ise g&uuml;&ccedil;lerinden hi&ccedil;bir şeyi kaybetmeden hala yoluna devam etmeyi başarmıştır. &Ouml;zellikle Bahriye Mektebinde ve Denizcilik Y&uuml;ksek Okulunda etkili olmayı hedefleyen bu gizli &ouml;rg&uuml;t, devletin bir &ccedil;ok kilit noktasını işgal ettiği i&ccedil;in hala &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml;d&uuml;r. Anadolu insanını aşağılayan, T&uuml;rk insanı ile alay eden ve dindarlar aleyhinde olmadık yalanları istimal eden bu azgın toplulukla mahkemelerde hala m&uuml;cadele ediyorum.</p> <p>Gazete ve dergilerdeki yazılarımda her &uuml;&ccedil; &ouml;rg&uuml;t&uuml;n yaptığı kirli işleri ortaya d&ouml;kerek &uuml;lkemize verdikleri zararları dile getirmeye &ccedil;alıştım. Bu kitapta da bir kısmına yer verilmiştir. &Ouml;zellikle &ldquo;Kamikaze Fetullah&ccedil;ı Darbe&rdquo; başlığı ve &ccedil;eşitli dikkat &ccedil;ekici başlıklar ile 15 Temmuz 2016 tarihinden 5 bu&ccedil;uk ay &ouml;nce yazdığım yazılarla FET&Ouml;&rsquo;n&uuml;n darbe yapacağı ifade edilmiştir.</p> <p>Ne yazık ki bu makaleler, Davutoğlu&rsquo;nun Başbakan olduğu bir d&ouml;nemde H&uuml;k&uuml;meti yeterince uyandıramamış 200&rsquo;den fazla şehit ve binlerce yaralı vermemize neden olmuştur. Fakat bu yazılar sayesinde kamuoyunu bilgilendirmekle &ccedil;ok daha feci sonu&ccedil;ların &ouml;nlenmesi i&ccedil;in bir par&ccedil;a fayda sağladığımdan da ş&uuml;phe etmiyorum.</p> <p>&ldquo;Bahriye&rsquo;de 15 Yıl&rdquo; isimli kitap M&uuml;sl&uuml;man T&uuml;rk gen&ccedil;lerinin T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerinde g&ouml;rev yapmasını teşvik etmektedir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; yukarıda saymaya &ccedil;alıştığım &uuml;&ccedil; sinsi ve tehlikeli &ouml;rg&uuml;tten başka daha nice İslam d&uuml;şmanı topluluk T&uuml;rkiye&rsquo;nin en &ouml;nemli okullarında ve &ouml;zellikle de askeri okullarda aktiftirler. Yıkıcı, b&ouml;l&uuml;c&uuml; ve dini istismar faaliyetlerine devam etmektedirler. Baskı, taciz ve daha nice fenalıklarla M&uuml;sl&uuml;man gen&ccedil;lerin orduda g&ouml;rev yapmasına engel olmaya &ccedil;alışmaktadırlar.</p> <p>Kitabın verdiği ana mesajlardan bir tanesi; dini konularda ve &ouml;zellikle namaz kılma ve alkoll&uuml; i&ccedil;ki i&ccedil;meme konusunda nasıl davranılması gerektiğini g&ouml;stermesidir. Kitabı okuyan her gen&ccedil; &ldquo;Benim Vehbi Kara&rsquo;dan eksik neyim var?&rdquo; diyerek İslam&rsquo;ın emrettiği ve yasakladığı konularda taviz vermeden yaşayabileceğini g&ouml;stermektedir.</p> <p>Bu arada memnuniyet verici fakat bir o kadar da &uuml;z&uuml;c&uuml; bir olayı belirtmek isterim. 28 Şubat 1997 darbe s&uuml;recinde binlerce askeri, re&rsquo;sen yani zorunlu olarak emekli eden darbeci generallerin bir kısmını İdare Mahkemesi aracılığı ile m&uuml;ebbet hapis cezası ile cezalandırılması m&uuml;cadelesinde muvaffak oldum. Ben ve yaklaşık 500 kişinin verdikleri su&ccedil; duyuruları savcıları harekete ge&ccedil;irmiştir.</p> <p>Vatandaşlarımıza kan kusturan ve girdikleri banka y&ouml;netimleri aracılığı ile 400 milyar dolardan fazla parayı hortumlayan bu darbeci hainler, m&uuml;ebbet hapis cezası aldıkları halde ellerini kollarını sallayarak hala serbest&ccedil;e geziyorlar. Su&ccedil;lulara ceza vermekten aciz infaz memurları ve Adalet Bakanlığı yetkilileri, maalesef hala o y&uuml;ksek makamlarda g&ouml;rev yaptığını zannetmektedir. Yapması gereken en &ouml;nemli işi yapmayan veya savsaklayan sadece zavallı aciz insanları hapse tıkıp asıl zorba ve zalimleri serbest bırakan g&ouml;revlilere teess&uuml;flerimi sunuyorum. B&ouml;yle h&uuml;k&uuml;met y&ouml;netilmez. Su&ccedil;luya cezasını &ccedil;ektiremeyen devlete devlet denilmez&hellip;</p> <p>Bu arada bir&ccedil;ok asker arkadaşımla beraber kurduğumuz Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) y&ouml;netici ve &ccedil;alışanlarına da teşekk&uuml;rlerimi arz ediyorum. Zira yıllarca m&uuml;cadele ederek sırf eşi baş &ouml;rt&uuml;l&uuml; diye ordudan ayrılmak zorunda bırakılan benim gibi binden fazla asker arkadaşıma sosyal g&uuml;venlik haklarını alması ve iadeyi itibarımızı kazandırması i&ccedil;in &ccedil;alışması; takdir edilmesi gereken bir icraattır.</p> <p>Bununla birlikte re&rsquo;sen emekli edilen binlerce asker arkadaşımız hala devletimizden yapılan zul&uuml;mlere karşılık anayasal hakları olan tazminat haklarını almaya &ccedil;alışmaktadır. Re&rsquo;sen emekli edilen ve bizden hi&ccedil;bir farkı olmayan tek su&ccedil;u dindar olmak olan bu asker arkadaşlarımız tek kuruş dahi alamamışlardır. Bu konuyu dile getiren ben ve bir iki yazar arkadaşımdan başka kimse yoktur. Umarım bu kitap yapılan yanlışlıkların hangi boyutta olduğunu anlamaya yardım eder.</p> <p>İşte ilk baskıya &ccedil;ok fazla dokunmadan sadece ilaveler yaparak yeniden yayınlama fırsatı bulduğum i&ccedil;in bahtiyarım. Bu vesile ile yardımlarını esirgemeyen değerli yazar Can Alpg&uuml;ven&ccedil;&rsquo;e teşekk&uuml;rlerimi bir bor&ccedil; biliyorum. Umarım kısa bir m&uuml;ddet sonra Kitapyurdunda yayınlanacak bu eseri okuyup istifade etmek m&uuml;mk&uuml;n olur, vesselam&hellip; &nbsp;</p> <p>Dr. Vehbi KARA&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 21 Haziran 2020 - Pazar

Bahriye’de 15 Yıl Kitabı

<p>&ldquo;Bahriyede 15 Yıl&rdquo; kitabı ilk olarak 2007 yılında basılmış daha sonra yeni baskısı yapılarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Bahse konu kitabın yazarı olarak &ldquo;Vehbi Horasanlı&rdquo; ismini kullandığım i&ccedil;in bir &ccedil;ok defa soru sorulmaktadır. &Ouml;ncelikle bu hususa cevap verelim.</p> <p>Yazı yazmaya askerlik yıllarında başlamıştım. Deniz Kuvvetleri Dergisinde bazı yazılarım kabul edilirken aynı zamanda bir &ccedil;ok gazete ve dergiye de yazılar g&ouml;nderiyordum. Yazılarımın &ccedil;oğu iman ve g&uuml;zel ahlak ile ilgili idi. Bunun yanında yakın tarih, denizcilik ve &ouml;zg&uuml;rl&uuml;klerle ilgili olarak da &ccedil;eşitli yazılar kaleme almıştım.</p> <p>Darbe yıllarındaki bağnaz, tek tip&ccedil;i tutum ve yaşadığımız olumsuz şartlar nedeni ile sivil yayın kuruluşlarına g&ouml;nderdiğim yazılarda &ldquo;Vehbi Horasanlı&rdquo; ismini kullanmayı tercih ediyordum. Zira Silahlı Kuvvetlerde dindar insanlara g&ouml;z a&ccedil;tırılmıyordu. Hele hele tek parti diktat&ouml;rlerine dil uzatmak asla affedilecek bir şey değildi.</p> <p>İşte Bahriye&rsquo;de g&ouml;rev yaptığım yıllarda &ldquo;Horasanlı&rdquo; soyadını bu maksatla kullanmıştım. Ayrıca memleketim olan Erzurum&rsquo;un Horasan il&ccedil;esi, bu ismi kullanmaya g&uuml;zel bir gerek&ccedil;e sunuyordu. Savaşta en &ouml;nde ve barışta İslam&rsquo;ı tebliğde ilk sıralarda g&ouml;rev yapan atalarım olan &ldquo;Horasan Erenlerine&rdquo; bu şekilde bir g&ouml;nderme yapmış oluyordum.</p> <p>Bahriye&rsquo;de g&ouml;rev yaptığım yıllarda &uuml;&ccedil; t&uuml;rden anarşist zihniyet; &uuml;lkemize musallat olmuştu. Bir tanesi &ldquo;kom&uuml;nist devrimciler&rdquo; diğer bir tanesi ise sinsi bir yapılanma i&ccedil;inde olan Fetullah&ccedil;ı Ter&ouml;r &Ouml;rg&uuml;t&uuml; (FET&Ouml;) ve son olarak da sahte T&uuml;rklerden meydana gelen Sabetay &Ouml;rg&uuml;t&uuml;. &Uuml;&ccedil; &ouml;rg&uuml;t ile ciddi m&uuml;cadele i&ccedil;erisine girmiştim. Kitapta bunlara geniş&ccedil;e yer verilmektedir.</p> <p>İlk iki &ouml;rg&uuml;te ilave olarak bir de &uuml;lkemizde yanlış olarak &ldquo;D&ouml;nme&rdquo; adı verilen aslında M&uuml;sl&uuml;manlığa d&ouml;nmemiş Sabetaycı denilen bir sinsi kabile ile de m&uuml;cadele ediyordum. Bunlar dini değerlere son derece d&uuml;şman; ahlaki değerler noktasında ise olduk&ccedil;a derin zafiyetler i&ccedil;inde bulunan bir gruptu.</p> <p>1980&rsquo;li ve 1990&rsquo;lı yıllarda bu &uuml;&ccedil; sinsi ve gizli &ouml;rg&uuml;tle m&uuml;cadele etmek her babayiğidin harcı değildi. Sınıf arkadaşlarım illa ki bir tarafa sığınmayı doğru bulurken ben hi&ccedil;birisi ile dostluk kurmadan hatta bunlarla m&uuml;cadele etmeye &ccedil;alışan bir d&uuml;ş&uuml;nce i&ccedil;erisindeydim.</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; kom&uuml;nistler dine afyon nazarı ile bakıp dindarları ezmeyi en &ouml;nemli m&uuml;cadele şekli olarak g&ouml;r&uuml;yorlardı. Daima kapitalist burjuvalar ile işbirliği yapıp kolay lokma olarak g&ouml;rd&uuml;kleri M&uuml;sl&uuml;manlara darbe vurmak işlerine geliyordu. İşte sınıfımızda namazlarını hi&ccedil;bir zaman terk etmeyen birisi olarak beni hedef g&ouml;rd&uuml;kleri i&ccedil;in her fırsatta didişmeye yer arıyorlardı.</p> <p>O yıllarda yeni kurulmuş ve hen&uuml;z palazlanmakta olan Fetullah G&uuml;len&rsquo;in elebaşılık yaptığı FET&Ouml; mensupları ise yine namaz kıldığım i&ccedil;in beni hedef tahtasına koymuşlardı. İslam&rsquo;da yeri olmayan &ldquo;ima ile namaz&rdquo; diye kendilerini kandıracak bir aldatmaca i&ccedil;ine girmişlerdi. İslam&rsquo;ı bilmeyen fakat işine geldiği gibi kabul eden bazı kişileri aldatmışlardı.</p> <p>Benim gibi namaz kılan birisini g&ouml;rd&uuml;klerinde hemen kancayı atıp &ldquo;sakın Vehbi gibi Donkişotluk yapma&rdquo; diyorlardı. Hatta &ccedil;ok yakında okuldan atılacağımı iddia ederek &ouml;ğrencilerin benden uzak durmalarını &ouml;ğ&uuml;tl&uuml;yorlardı. FET&Ouml; &ouml;rg&uuml;t&uuml; ile yaptığım m&uuml;cadele bir &ccedil;ok y&ouml;nden sıkıntılı idi. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; dost d&uuml;şman herkes bu &ouml;rg&uuml;t&uuml;n haklı olduğunu s&ouml;yl&uuml;yor; benim ise yanlış yaptığımı dile getiriyordu. İşte &ldquo;Bahriyede 15 Yıl&rdquo; kitabında bu hususlara da yer verilmiştir.</p> <p>Diğer sinsi &ouml;rg&uuml;t olan Sabetaycılar ise g&uuml;&ccedil;lerinden hi&ccedil;bir şeyi kaybetmeden hala yoluna devam etmeyi başarmıştır. &Ouml;zellikle Bahriye Mektebinde ve Denizcilik Y&uuml;ksek Okulunda etkili olmayı hedefleyen bu gizli &ouml;rg&uuml;t, devletin bir &ccedil;ok kilit noktasını işgal ettiği i&ccedil;in hala &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml;d&uuml;r. Anadolu insanını aşağılayan, T&uuml;rk insanı ile alay eden ve dindarlar aleyhinde olmadık yalanları istimal eden bu azgın toplulukla mahkemelerde hala m&uuml;cadele ediyorum.</p> <p>Gazete ve dergilerdeki yazılarımda her &uuml;&ccedil; &ouml;rg&uuml;t&uuml;n yaptığı kirli işleri ortaya d&ouml;kerek &uuml;lkemize verdikleri zararları dile getirmeye &ccedil;alıştım. Bu kitapta da bir kısmına yer verilmiştir. &Ouml;zellikle &ldquo;Kamikaze Fetullah&ccedil;ı Darbe&rdquo; başlığı ve &ccedil;eşitli dikkat &ccedil;ekici başlıklar ile 15 Temmuz 2016 tarihinden 5 bu&ccedil;uk ay &ouml;nce yazdığım yazılarla FET&Ouml;&rsquo;n&uuml;n darbe yapacağı ifade edilmiştir.</p> <p>Ne yazık ki bu makaleler, Davutoğlu&rsquo;nun Başbakan olduğu bir d&ouml;nemde H&uuml;k&uuml;meti yeterince uyandıramamış 200&rsquo;den fazla şehit ve binlerce yaralı vermemize neden olmuştur. Fakat bu yazılar sayesinde kamuoyunu bilgilendirmekle &ccedil;ok daha feci sonu&ccedil;ların &ouml;nlenmesi i&ccedil;in bir par&ccedil;a fayda sağladığımdan da ş&uuml;phe etmiyorum.</p> <p>&ldquo;Bahriye&rsquo;de 15 Yıl&rdquo; isimli kitap M&uuml;sl&uuml;man T&uuml;rk gen&ccedil;lerinin T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerinde g&ouml;rev yapmasını teşvik etmektedir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; yukarıda saymaya &ccedil;alıştığım &uuml;&ccedil; sinsi ve tehlikeli &ouml;rg&uuml;tten başka daha nice İslam d&uuml;şmanı topluluk T&uuml;rkiye&rsquo;nin en &ouml;nemli okullarında ve &ouml;zellikle de askeri okullarda aktiftirler. Yıkıcı, b&ouml;l&uuml;c&uuml; ve dini istismar faaliyetlerine devam etmektedirler. Baskı, taciz ve daha nice fenalıklarla M&uuml;sl&uuml;man gen&ccedil;lerin orduda g&ouml;rev yapmasına engel olmaya &ccedil;alışmaktadırlar.</p> <p>Kitabın verdiği ana mesajlardan bir tanesi; dini konularda ve &ouml;zellikle namaz kılma ve alkoll&uuml; i&ccedil;ki i&ccedil;meme konusunda nasıl davranılması gerektiğini g&ouml;stermesidir. Kitabı okuyan her gen&ccedil; &ldquo;Benim Vehbi Kara&rsquo;dan eksik neyim var?&rdquo; diyerek İslam&rsquo;ın emrettiği ve yasakladığı konularda taviz vermeden yaşayabileceğini g&ouml;stermektedir.</p> <p>Bu arada memnuniyet verici fakat bir o kadar da &uuml;z&uuml;c&uuml; bir olayı belirtmek isterim. 28 Şubat 1997 darbe s&uuml;recinde binlerce askeri, re&rsquo;sen yani zorunlu olarak emekli eden darbeci generallerin bir kısmını İdare Mahkemesi aracılığı ile m&uuml;ebbet hapis cezası ile cezalandırılması m&uuml;cadelesinde muvaffak oldum. Ben ve yaklaşık 500 kişinin verdikleri su&ccedil; duyuruları savcıları harekete ge&ccedil;irmiştir.</p> <p>Vatandaşlarımıza kan kusturan ve girdikleri banka y&ouml;netimleri aracılığı ile 400 milyar dolardan fazla parayı hortumlayan bu darbeci hainler, m&uuml;ebbet hapis cezası aldıkları halde ellerini kollarını sallayarak hala serbest&ccedil;e geziyorlar. Su&ccedil;lulara ceza vermekten aciz infaz memurları ve Adalet Bakanlığı yetkilileri, maalesef hala o y&uuml;ksek makamlarda g&ouml;rev yaptığını zannetmektedir. Yapması gereken en &ouml;nemli işi yapmayan veya savsaklayan sadece zavallı aciz insanları hapse tıkıp asıl zorba ve zalimleri serbest bırakan g&ouml;revlilere teess&uuml;flerimi sunuyorum. B&ouml;yle h&uuml;k&uuml;met y&ouml;netilmez. Su&ccedil;luya cezasını &ccedil;ektiremeyen devlete devlet denilmez&hellip;</p> <p>Bu arada bir&ccedil;ok asker arkadaşımla beraber kurduğumuz Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) y&ouml;netici ve &ccedil;alışanlarına da teşekk&uuml;rlerimi arz ediyorum. Zira yıllarca m&uuml;cadele ederek sırf eşi baş &ouml;rt&uuml;l&uuml; diye ordudan ayrılmak zorunda bırakılan benim gibi binden fazla asker arkadaşıma sosyal g&uuml;venlik haklarını alması ve iadeyi itibarımızı kazandırması i&ccedil;in &ccedil;alışması; takdir edilmesi gereken bir icraattır.</p> <p>Bununla birlikte re&rsquo;sen emekli edilen binlerce asker arkadaşımız hala devletimizden yapılan zul&uuml;mlere karşılık anayasal hakları olan tazminat haklarını almaya &ccedil;alışmaktadır. Re&rsquo;sen emekli edilen ve bizden hi&ccedil;bir farkı olmayan tek su&ccedil;u dindar olmak olan bu asker arkadaşlarımız tek kuruş dahi alamamışlardır. Bu konuyu dile getiren ben ve bir iki yazar arkadaşımdan başka kimse yoktur. Umarım bu kitap yapılan yanlışlıkların hangi boyutta olduğunu anlamaya yardım eder.</p> <p>İşte ilk baskıya &ccedil;ok fazla dokunmadan sadece ilaveler yaparak yeniden yayınlama fırsatı bulduğum i&ccedil;in bahtiyarım. Bu vesile ile yardımlarını esirgemeyen değerli yazar Can Alpg&uuml;ven&ccedil;&rsquo;e teşekk&uuml;rlerimi bir bor&ccedil; biliyorum. Umarım kısa bir m&uuml;ddet sonra Kitapyurdunda yayınlanacak bu eseri okuyup istifade etmek m&uuml;mk&uuml;n olur, vesselam&hellip; &nbsp;</p> <p>Dr. Vehbi KARA&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.