Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Boğazlar Ecdadımızdan Kalan Mirastır

<p>Ecdadımız İstanbul ve &Ccedil;anakkale Boğazlarına &ccedil;eşitli kaleler yaptırarak boğaz ge&ccedil;işlerini kontrol altına almaya &ccedil;alışmışlardır. Yıldırım Beyazıt Han Anadolu Hisarını, Fatih Sultan Mehmet Han ise Rumeli Hisarını yaparken bu toprakları korumaya &ccedil;alışıyorlardı.&nbsp;</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; Boğazlar Asya ile Avrupa&rsquo;nın ge&ccedil;iş yolu &uuml;zerindeki en &ouml;nemli coğrafik b&ouml;lgedir. Boğazlarda kontrol&uuml; sağlayamadan Anadolu&rsquo;ya h&uuml;kmetmek m&uuml;mk&uuml;n değildir. Bu nedenle ecdadımızdan kalan bu &ouml;nemli mirası korumak boynumuza bir bor&ccedil;tur.</p> <p>600 Yıl &ouml;ncesinde dedelerimiz bu kaleler be Boğazlar sayesinde Balkanlarda ve Ortadoğu &uuml;zerinde s&ouml;z sahibi olmuştu. Lakin neredeyse y&uuml;z yıldan beri bu vatandan bizi koparmak isteyen başta Sabetaycılar ve Siyonistler, Boğazları elimizden &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in ellerinden gelen her t&uuml;rl&uuml;fitneyi &ccedil;ıkarmışlardır.</p> <p>Medyaya hakim olan bu azınlık g&uuml;ruhun sesi maalesef sağduyu sahibi insanlarımızdan daha &ccedil;ok &ccedil;ıkmaktadır. &Ouml;rneğin Kanal İstanbul gibi her a&ccedil;ıdan &uuml;lkemiz i&ccedil;in &ouml;nemli olan bir projeye karşı &ccedil;ıkan insanları g&ouml;rebiliyoruz. H&acirc;lbuki bu sayede &uuml;lkemizin egemenlik hakları pekişmiş olacaktır.Meseleye sadece &ldquo;boğazlardan ge&ccedil;iş &uuml;creti alınması&rdquo; g&ouml;z&uuml;yle bakmak basiretsizlikten başka bir şey değildir.</p> <p>Medya ve &uuml;niversite baronlarının sesi &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; &ccedil;ıkmakta fakat yıllarca denizcilik mesleği ile uğraşmış benim gibi insanların cevapları ne yazık ki yeterince etkili olamamaktadır. Hala akla ziyan eleştirilerle bu g&uuml;zel ve fakat &ccedil;ok ge&ccedil; kalmış projeye karşı &ccedil;ıkmaya devam ediyorlar.</p> <p>O halde ekmeğini denizden &ccedil;ıkaran biz denizcilerin Kanal İstanbul hakkında daha fazla yazı yazarak kamuoyunu aydınlatma borcu vardır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; denizciliği &ldquo;Boğaz&rsquo;da rakı i&ccedil;mek&rdquo; olarak g&ouml;ren ve gavur ağzı ile konuşan bu insanları susturmak gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Ayrıca daha &ouml;nceki h&uuml;k&uuml;metlerin Boğazlar hakkında yaptığı &ccedil;alışmaları ve ge&ccedil;işleri kontrol altına almak i&ccedil;in g&ouml;stermiş oldukları &ccedil;abaları unutmamak gerekir. Bu yazıda sadece Montr&ouml; sonrasına kadar yapılan icraatlar anlatılacaktır. Bir sonraki yazımızda ise Boğazlar T&uuml;z&uuml;ğ&uuml;, Boğaz ge&ccedil;işleri seperasyon hattı &ccedil;alışmaları ve gelmiş olduğumuz son durum izah edilmeye &ccedil;alışılacaktır. Umulur ki aklı başında olan insanlar d&uuml;şmanlarımıza hizmet etmek yerine &uuml;lkemizin egemenlik haklarını daha da g&uuml;&ccedil;lendirecek bu ve benzeri &ccedil;alışmalara imza atarlar.&nbsp;</p> <p>Ne yazık ki; İstanbul ve &Ccedil;anakkale Boğazı, Lozan Anlaşması gereğince askerden arındırılmış bir b&ouml;lge olarak uluslar arası bir konseyin emrine verilmişti. Lozan Anlaşmasının boğazlar ile ilgili maddeleri Sevr Anlaşması ile noktası ve virg&uuml;l&uuml;ne kadar aynıdır. Maalesef İsmet İn&ouml;n&uuml; başkanlığındaki Lozan heyeti &uuml;lkemizin bu &ccedil;ok &ouml;nemli toprak par&ccedil;asını gavurlara peşkeş &ccedil;ekmişti.</p> <p>Sovyetler Birliği, Lozan Anlaşmasından &ccedil;ok rahatsızdı. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; boğazlar b&uuml;t&uuml;n savaş gemilerine olabildiğince a&ccedil;ık olduğu i&ccedil;in Karadeniz&rsquo;deki kendi limanlarını tehlike altında g&ouml;rmekteydi. Bu nedenle Lozan anlaşmasının değiştirilmesi i&ccedil;in &ccedil;aba g&ouml;steriyordu.</p> <p>Nihayet T&uuml;rkiye&rsquo;nin de girişimi ile Montr&ouml;&rsquo;de Boğazlar ile ilgili Lozan anlaşması h&uuml;k&uuml;mlerini değiştirmek amacı ile bir toplantı yapıldı. T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ouml;ne s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; gerek&ccedil;eler yaklaşan d&uuml;nya savaşı &ouml;ncesinde b&uuml;t&uuml;n devletler tarafından uygun g&ouml;r&uuml;ld&uuml;. Buna g&ouml;re gemilerin hi&ccedil;bir &uuml;cret &ouml;demeden boğazlardan serbest&ccedil;e ge&ccedil;iş hakkı korunmakla birlikte askerden arındırılmış b&ouml;lge kaldırılmış ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin lehine olarak bir&ccedil;ok madde değiştirilmişti.</p> <p>Montr&ouml;&rsquo;ye g&ouml;re savaş ve yakın savaş durumunda T&uuml;rkiye kendi savunmasına uygun şekilde boğazları tahkim ederek kendisine d&uuml;şman &uuml;lkelere karşı kapatabilecekti. Belirli bir sayı ve tonajdan daha b&uuml;y&uuml;k savaş gemilerinin Boğazlardan ge&ccedil;işi sınırlandırılıyordu.&nbsp;</p> <p>Sovyetler Birliği&rsquo;nin de b&uuml;y&uuml;k desteği sayesinde 1936 yılında Sevr ve Lozan h&uuml;k&uuml;mlerinden bir kısmını yırtıp atma imkanı bulmuştuk. Fakat ge&ccedil;işlerden &uuml;cret alamadığımız gibi diğer &uuml;lkelerin serbest bir şekilde hareket etmesine engel olamamıştık. Bu egemenlik bakımından sakıncalı durum yıllar sonra geliştirdiğimiz &ldquo;Boğazlar T&uuml;z&uuml;ğ&uuml;&rdquo; ile b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de aşılabilmişti. Emeği ge&ccedil;en devlet adamlarımızı ş&uuml;kran ve minnetle anmak brcumuzdur.</p> <p>2. D&uuml;nya Savaşı yaklaşmaktaydı ve Montr&ouml; sayesinde hem T&uuml;rkiye hem de Sovyet Rusya kısmen de olsa limanlarını g&uuml;vence altına almıştı. Nitekim savaş esnasında bu anlaşma sayesinde &uuml;lkemizinde dahil olduğu Karadeniz limanlarının g&uuml;venliği sağlanabilmişti.</p> <p>Fakat T&uuml;rkiye&rsquo;nin egemenlik hakları yeterince karşılanamamıştı. Ancak 60 yıl sonra Montr&ouml; Anlaşması ile elde edemediğimiz g&uuml;venlikle ilgili haklarımız nihayet b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de sağlanmıştır.&nbsp;</p> <p>Fakat bu &ccedil;alışmalar uzun bir zaman dilimi i&ccedil;erisinde ve uluslar arası hukuk kurallarına uygun bir şekilde &ccedil;ok emek verilerek elde edilmişti. Montr&ouml;&rsquo;y&uuml; de aynı Sevr ve Lozan&rsquo;daki gibi değiştirmeye muvaffak olduk. Aleyhimizde imzalanan maddelerin bir kısmı g&uuml;venlik gerek&ccedil;esi ile d&uuml;zeltilmişti.</p> <p>Şu anda Kanal İstanbul i&ccedil;in g&ouml;sterilen &ccedil;abalara da aynı şekilde bakmalıyız. Sırf h&uuml;k&uuml;mete gıcıklık olsun veya Erdoğan&rsquo;ı iktidardan d&uuml;ş&uuml;reyim diye milli projelere karşı &ccedil;ıkmak vatanını seven insanlara yakışmaz. &Uuml;lke menfaatlerini koruyacak şekilde hareket etme mecburiyetimiz vardır.</p> <p>Bir sonraki yazımda Rusya başta olmak &uuml;zere zorla kabul ettirdiğimiz Boğazlar t&uuml;z&uuml;ğ&uuml;nden g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar devletimizin g&ouml;sterdiği &ccedil;abalardan bahsedeceğiz. Umulur ki bu sayede boğazlar &uuml;zerindeki egemenlik haklarımızı pekiştirmek i&ccedil;in yapılacak &ccedil;alışmalar k&uuml;&ccedil;&uuml;k siyasi kavgalara alet edilmez, vesselam&hellip;&nbsp;&nbsp;</p> <p>Dr. Vehbi KARA</p>
Ekleme Tarihi: 23 Mart 2021 - Salı

Boğazlar Ecdadımızdan Kalan Mirastır

<p>Ecdadımız İstanbul ve &Ccedil;anakkale Boğazlarına &ccedil;eşitli kaleler yaptırarak boğaz ge&ccedil;işlerini kontrol altına almaya &ccedil;alışmışlardır. Yıldırım Beyazıt Han Anadolu Hisarını, Fatih Sultan Mehmet Han ise Rumeli Hisarını yaparken bu toprakları korumaya &ccedil;alışıyorlardı.&nbsp;</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; Boğazlar Asya ile Avrupa&rsquo;nın ge&ccedil;iş yolu &uuml;zerindeki en &ouml;nemli coğrafik b&ouml;lgedir. Boğazlarda kontrol&uuml; sağlayamadan Anadolu&rsquo;ya h&uuml;kmetmek m&uuml;mk&uuml;n değildir. Bu nedenle ecdadımızdan kalan bu &ouml;nemli mirası korumak boynumuza bir bor&ccedil;tur.</p> <p>600 Yıl &ouml;ncesinde dedelerimiz bu kaleler be Boğazlar sayesinde Balkanlarda ve Ortadoğu &uuml;zerinde s&ouml;z sahibi olmuştu. Lakin neredeyse y&uuml;z yıldan beri bu vatandan bizi koparmak isteyen başta Sabetaycılar ve Siyonistler, Boğazları elimizden &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in ellerinden gelen her t&uuml;rl&uuml;fitneyi &ccedil;ıkarmışlardır.</p> <p>Medyaya hakim olan bu azınlık g&uuml;ruhun sesi maalesef sağduyu sahibi insanlarımızdan daha &ccedil;ok &ccedil;ıkmaktadır. &Ouml;rneğin Kanal İstanbul gibi her a&ccedil;ıdan &uuml;lkemiz i&ccedil;in &ouml;nemli olan bir projeye karşı &ccedil;ıkan insanları g&ouml;rebiliyoruz. H&acirc;lbuki bu sayede &uuml;lkemizin egemenlik hakları pekişmiş olacaktır.Meseleye sadece &ldquo;boğazlardan ge&ccedil;iş &uuml;creti alınması&rdquo; g&ouml;z&uuml;yle bakmak basiretsizlikten başka bir şey değildir.</p> <p>Medya ve &uuml;niversite baronlarının sesi &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; &ccedil;ıkmakta fakat yıllarca denizcilik mesleği ile uğraşmış benim gibi insanların cevapları ne yazık ki yeterince etkili olamamaktadır. Hala akla ziyan eleştirilerle bu g&uuml;zel ve fakat &ccedil;ok ge&ccedil; kalmış projeye karşı &ccedil;ıkmaya devam ediyorlar.</p> <p>O halde ekmeğini denizden &ccedil;ıkaran biz denizcilerin Kanal İstanbul hakkında daha fazla yazı yazarak kamuoyunu aydınlatma borcu vardır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; denizciliği &ldquo;Boğaz&rsquo;da rakı i&ccedil;mek&rdquo; olarak g&ouml;ren ve gavur ağzı ile konuşan bu insanları susturmak gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Ayrıca daha &ouml;nceki h&uuml;k&uuml;metlerin Boğazlar hakkında yaptığı &ccedil;alışmaları ve ge&ccedil;işleri kontrol altına almak i&ccedil;in g&ouml;stermiş oldukları &ccedil;abaları unutmamak gerekir. Bu yazıda sadece Montr&ouml; sonrasına kadar yapılan icraatlar anlatılacaktır. Bir sonraki yazımızda ise Boğazlar T&uuml;z&uuml;ğ&uuml;, Boğaz ge&ccedil;işleri seperasyon hattı &ccedil;alışmaları ve gelmiş olduğumuz son durum izah edilmeye &ccedil;alışılacaktır. Umulur ki aklı başında olan insanlar d&uuml;şmanlarımıza hizmet etmek yerine &uuml;lkemizin egemenlik haklarını daha da g&uuml;&ccedil;lendirecek bu ve benzeri &ccedil;alışmalara imza atarlar.&nbsp;</p> <p>Ne yazık ki; İstanbul ve &Ccedil;anakkale Boğazı, Lozan Anlaşması gereğince askerden arındırılmış bir b&ouml;lge olarak uluslar arası bir konseyin emrine verilmişti. Lozan Anlaşmasının boğazlar ile ilgili maddeleri Sevr Anlaşması ile noktası ve virg&uuml;l&uuml;ne kadar aynıdır. Maalesef İsmet İn&ouml;n&uuml; başkanlığındaki Lozan heyeti &uuml;lkemizin bu &ccedil;ok &ouml;nemli toprak par&ccedil;asını gavurlara peşkeş &ccedil;ekmişti.</p> <p>Sovyetler Birliği, Lozan Anlaşmasından &ccedil;ok rahatsızdı. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; boğazlar b&uuml;t&uuml;n savaş gemilerine olabildiğince a&ccedil;ık olduğu i&ccedil;in Karadeniz&rsquo;deki kendi limanlarını tehlike altında g&ouml;rmekteydi. Bu nedenle Lozan anlaşmasının değiştirilmesi i&ccedil;in &ccedil;aba g&ouml;steriyordu.</p> <p>Nihayet T&uuml;rkiye&rsquo;nin de girişimi ile Montr&ouml;&rsquo;de Boğazlar ile ilgili Lozan anlaşması h&uuml;k&uuml;mlerini değiştirmek amacı ile bir toplantı yapıldı. T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ouml;ne s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; gerek&ccedil;eler yaklaşan d&uuml;nya savaşı &ouml;ncesinde b&uuml;t&uuml;n devletler tarafından uygun g&ouml;r&uuml;ld&uuml;. Buna g&ouml;re gemilerin hi&ccedil;bir &uuml;cret &ouml;demeden boğazlardan serbest&ccedil;e ge&ccedil;iş hakkı korunmakla birlikte askerden arındırılmış b&ouml;lge kaldırılmış ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin lehine olarak bir&ccedil;ok madde değiştirilmişti.</p> <p>Montr&ouml;&rsquo;ye g&ouml;re savaş ve yakın savaş durumunda T&uuml;rkiye kendi savunmasına uygun şekilde boğazları tahkim ederek kendisine d&uuml;şman &uuml;lkelere karşı kapatabilecekti. Belirli bir sayı ve tonajdan daha b&uuml;y&uuml;k savaş gemilerinin Boğazlardan ge&ccedil;işi sınırlandırılıyordu.&nbsp;</p> <p>Sovyetler Birliği&rsquo;nin de b&uuml;y&uuml;k desteği sayesinde 1936 yılında Sevr ve Lozan h&uuml;k&uuml;mlerinden bir kısmını yırtıp atma imkanı bulmuştuk. Fakat ge&ccedil;işlerden &uuml;cret alamadığımız gibi diğer &uuml;lkelerin serbest bir şekilde hareket etmesine engel olamamıştık. Bu egemenlik bakımından sakıncalı durum yıllar sonra geliştirdiğimiz &ldquo;Boğazlar T&uuml;z&uuml;ğ&uuml;&rdquo; ile b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de aşılabilmişti. Emeği ge&ccedil;en devlet adamlarımızı ş&uuml;kran ve minnetle anmak brcumuzdur.</p> <p>2. D&uuml;nya Savaşı yaklaşmaktaydı ve Montr&ouml; sayesinde hem T&uuml;rkiye hem de Sovyet Rusya kısmen de olsa limanlarını g&uuml;vence altına almıştı. Nitekim savaş esnasında bu anlaşma sayesinde &uuml;lkemizinde dahil olduğu Karadeniz limanlarının g&uuml;venliği sağlanabilmişti.</p> <p>Fakat T&uuml;rkiye&rsquo;nin egemenlik hakları yeterince karşılanamamıştı. Ancak 60 yıl sonra Montr&ouml; Anlaşması ile elde edemediğimiz g&uuml;venlikle ilgili haklarımız nihayet b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de sağlanmıştır.&nbsp;</p> <p>Fakat bu &ccedil;alışmalar uzun bir zaman dilimi i&ccedil;erisinde ve uluslar arası hukuk kurallarına uygun bir şekilde &ccedil;ok emek verilerek elde edilmişti. Montr&ouml;&rsquo;y&uuml; de aynı Sevr ve Lozan&rsquo;daki gibi değiştirmeye muvaffak olduk. Aleyhimizde imzalanan maddelerin bir kısmı g&uuml;venlik gerek&ccedil;esi ile d&uuml;zeltilmişti.</p> <p>Şu anda Kanal İstanbul i&ccedil;in g&ouml;sterilen &ccedil;abalara da aynı şekilde bakmalıyız. Sırf h&uuml;k&uuml;mete gıcıklık olsun veya Erdoğan&rsquo;ı iktidardan d&uuml;ş&uuml;reyim diye milli projelere karşı &ccedil;ıkmak vatanını seven insanlara yakışmaz. &Uuml;lke menfaatlerini koruyacak şekilde hareket etme mecburiyetimiz vardır.</p> <p>Bir sonraki yazımda Rusya başta olmak &uuml;zere zorla kabul ettirdiğimiz Boğazlar t&uuml;z&uuml;ğ&uuml;nden g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar devletimizin g&ouml;sterdiği &ccedil;abalardan bahsedeceğiz. Umulur ki bu sayede boğazlar &uuml;zerindeki egemenlik haklarımızı pekiştirmek i&ccedil;in yapılacak &ccedil;alışmalar k&uuml;&ccedil;&uuml;k siyasi kavgalara alet edilmez, vesselam&hellip;&nbsp;&nbsp;</p> <p>Dr. Vehbi KARA</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.