Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

İnsan Neden Diğer Canlılardan Üstündür?

<p>Allah, ilk insan Hz. &Acirc;dem&rsquo;i (as) yarattığında ona eşyanın isimlerini &ouml;ğretti. İsl&acirc;m terminolojisinde bu olaya &ldquo;Talim-i Esma&rdquo; adı verilir. İlim &ouml;ğrenmenin diğer bir manası da eşyanın isimlerini &ouml;ğrenmek demektir.&nbsp;<br /> Eşyanın hakikati; Allah&rsquo;ın esma-i İl&acirc;hiye denen g&uuml;zel isimlerinin ortaya konulmasından ibarettir. Hz. &Acirc;dem eşyanın isimlerini &ouml;ğrenerek İl&acirc;h&icirc; isimler ile Allah&rsquo;ı tanımak gibi derin ve geniş bir bilgiye erişmiştir. Zaten insanın arzın halifesi olarak yaratılması ancak ilimle m&uuml;mk&uuml;n olabilirdi. Etrafımızda g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z her şeyin şeklinden, yapısından, mahiyetinden, duruşundan, hareketinden, tabiatından, b&uuml;y&uuml;mesinden, &ouml;l&uuml;m&uuml;ne kadar meydana gelen olayların a&ccedil;ıklanması işte ayetlerde ge&ccedil;en talim-i esma hakikati ile izah edilebilmektedir.&nbsp;<br /> İşte &ldquo;Hazreti &Acirc;dem Babamızın en b&uuml;y&uuml;k mu&rsquo;cizesi ve mesleği &ldquo;talim-i esma&rdquo; hakikatidir. Bu hususu insanın diğer canlılardan ni&ccedil;in &uuml;st&uuml;n tutulduğu sorusunun cevabıdır. Kuran&rsquo;da bu konu hakkında ayetler bulunmaktadır. Hadis-i Şeriflerle de mesele a&ccedil;ıklığa kavuşturulmuştur.<br /> Allah, yery&uuml;z&uuml;nde bir halife yaratacağını meleklere bildirdiğinde, onlar bunu anlayamazlar. İl&acirc;h&icirc; iradenin hikmetini, kendilerine mahsus bir lisanla sorarlar. Bunun &uuml;zerine Rabbimiz, &Acirc;dem peygambere b&uuml;t&uuml;n isimleri &ouml;ğretir ve melekleri bir imtihana t&acirc;bi tutar.&nbsp;<br /> İşte &Acirc;dem babamızın mesleği olduğu gibi b&uuml;t&uuml;n canlılardan &uuml;st&uuml;n tutulmamız &ldquo;talim-i esma&rdquo; iledir. Kuran&rsquo;da ge&ccedil;en ayetlerde ve dini kitaplarda bu konuya geniş yer ayrılmıştır.&nbsp;<br /> İnsanın yaratılan b&uuml;t&uuml;n varlıklara karşı &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; &ldquo;talim-i esma&rdquo; ile m&uuml;mk&uuml;n olmuştur. Bakara Suresi 31. Ayet&rsquo;te; &ldquo;Ve allemel &Acirc;deme esmae k&uuml;lleha&rdquo; ge&ccedil;en &ldquo;Ve &Acirc;dem&rsquo;e b&uuml;t&uuml;n isimleri &ouml;ğretti&rdquo; meselesi bunun en b&uuml;y&uuml;k delilidir.&nbsp;<br /> Bu ayet b&uuml;t&uuml;n insanların pederi olan Hazreti &Acirc;dem&rsquo;in en b&uuml;y&uuml;k mu&rsquo;cizesidir. Talim-i esma ile insanoğlu; melekler de d&acirc;hil olmak &uuml;zere b&uuml;t&uuml;n hayat sahipleri arasında en &uuml;st&uuml;n mertebeye &ccedil;ıkmıştır. Bunun mahiyetini &ldquo;&Acirc;dem&rsquo;e secde edin&rdquo;. &Acirc;yeti ile anlıyoruz.&nbsp;<br /> Fakat İblis, Allah&rsquo;ın emrine karşı gelerek isyan etti ve dedi ki; &ldquo;Ben &ccedil;amurdan yarattığın kimseye secde eder miyim!&rdquo; İşte b&uuml;t&uuml;n melekler: &ldquo;Seni b&uuml;t&uuml;n noksanlıklardan tenzih ederiz! Senin bize &ouml;ğrettiklerinden başka hi&ccedil;bir bilgimiz yoktur. Muhakkak ki sen &Acirc;lim ve Hak&icirc;msin&rdquo; diyerek bu talim-i esma hakikatini tasdik etmişlerdir.&nbsp;<br /> Kendi nevinin &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; dava eden İblis ise talim-i esma hakikatini anlayamamıştır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &ouml;yle g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir kibri vardır ki; kendisini ebed&icirc; olarak azaba sokmuştur. Allah, Şeytanı lanetlemiştir.&nbsp;<br /> Ne yazık ki; insanoğlunun b&uuml;y&uuml;k bir kısmı dahi bu ayetlerin manasını anlayamamış idrak edememiştir. Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimlerini &ouml;ğrenme konusunda &ccedil;ok cahildir. Aynı İblis gibi kendini b&uuml;y&uuml;k g&ouml;rerek; talim-i esmayı ve Kuran&rsquo;ı &ouml;ğrenmek i&ccedil;in &ccedil;aba sarf etmemektedir. H&acirc;lbuki insan, b&uuml;t&uuml;n mahl&ucirc;katın &uuml;zerinde bir makama &ccedil;ıkaracak olan Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimlerine yapışsa; hem bu d&uuml;nyada hem de sonsuz ahirette saadete erişecektir.&nbsp;<br /> Psikolojinin temel kuramlarını ele alarak, esma-i h&uuml;snanın derin anlamlarına doğru bir tefekk&uuml;r y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş&uuml; yapabiliriz. Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimlerinin sınırsız anlamlarını, i&ccedil;imizde a&ccedil;ılmayı bekleyen duygulara dokundurarak, heyecanlı bir yolculuğa &ccedil;ıkmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.<br /> Kuran&rsquo;ın esma talimi, insanın t&uuml;m zamanlara ve mek&acirc;nlara uzanan duygulanımlarını kucaklayan, geliş gidişlerine refakat eden, duygularının en uzak noktalarına uzanabilecek bir tefekk&uuml;r d&uuml;nyası sunar.<br /> Esma-i h&uuml;sna, d&uuml;nyanın fuzuli işlerinde boğulmuş, arzın darlığına mahk&ucirc;m olmuş insan ruhuna eşsiz bir fırsat sunar. İnsan aklı ve duyguları bu sayede g&uuml;zel isimlerin tecellileri ile aydınlanmaya başlar.<br /> Allah, insanı d&uuml;nyanın halifesi olarak yaratmıştır. Hayvanlardan cinlerden ve meleklerden farklı ve daha y&uuml;ksek kabiliyetleri vardır. Mahl&ucirc;katın en şereflisi olduğu halde hayvanlardan daha aşağıya d&uuml;şecek &ouml;zellikleri de bulunmaktadır. İşte Şeytan gibi kendisini &uuml;st&uuml;n g&ouml;rmeye başladığı anda isyan etmeye başlamış olmaktadır.&nbsp;<br /> Eğer insan, kibir ve enaniyetinden vazge&ccedil;mez, af dilemez ise kendisini &ccedil;ok k&ouml;t&uuml; bir son beklemektedir.&nbsp;<br /> Belki de insanoğluna d&uuml;şen g&ouml;revlerden en &ouml;nemlisi Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimlerini &ouml;ğrenmektir. Fakat insanın diğer bir y&ouml;n&uuml; ise tembel ve cahil olmasıdır. İblis gibi kendini b&uuml;y&uuml;k g&ouml;rerek; b&uuml;y&uuml;k bir tehlikeye d&uuml;şer. İnsanda mevcut benlik duygusu ile Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimleri hissedilebilir ve kısmen anlaşılması m&uuml;mk&uuml;n olur. Ger&ccedil;ek manası ile anlaşılması ise Cennette ve huzuru İlahide olacaktır. Bunun i&ccedil;in de Allah&rsquo;a iman etmek ve Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; vesselama iman etmek şarttır.&nbsp;<br /> Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; Vesselam&rsquo;a mahsus kılınan Mira&ccedil; mucizesinin insanlık alemine getirdiği hediyeler saymakla t&uuml;kenmez. Bu konuya a&ccedil;ıklık kazandırması i&ccedil;in sadece beş tanesine değinmeye &ccedil;alışalım:&nbsp;<br /> Mira&ccedil; ile imanın &ouml;nemli hususlarını yani melaikeyi, cenneti, ahireti, hatta Zat-ı Z&uuml;lcelal olan Allah&rsquo;ı g&ouml;z ile m&uuml;şahede etmiş ve bize bildirmiştir. Bu haber; insanlığa ebedi bir hazine ve hediyedir.&nbsp; &Ccedil;&uuml;nk&uuml; k&acirc;inatı o vehmedilen perişanlıktan, f&acirc;ni ve karmakarışıktan kurtarmıştır.<br /> İnsan, Mira&ccedil; nuru ile yaratılan varlıkların en g&uuml;zeli olduğunu anlamıştır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; insanlar, ezeli ve ebedi olan Allah&rsquo;ın muhatabı ve has kullarıdır. Beşer, sonsuz olan cennete namzet ve aziz misafirlerdir.&nbsp;<br /> İşte b&uuml;t&uuml;n bu g&uuml;zel hususları Hazreti Muhammed (asm) bizzat g&ouml;rm&uuml;ş ve insanlığa hediye olarak getirmiştir. B&ouml;yle bir hediye, insan olan b&uuml;t&uuml;n insanlara, nihayetsiz bir s&uuml;rur, hadsiz bir şevk verir elbette&hellip;<br /> İnsanlar ikinci hediye olarak Allah&rsquo;ın insanlardan ne istediğini Mira&ccedil; ile idrak etme imk&acirc;nını bulmuştur. İsl&acirc;miyet&rsquo;in başta namaz olarak esaslarını dahi hediye getirmiştir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; her insan Allah&rsquo;ın rızasını kazanmak i&ccedil;in O&rsquo;nun bizden ne istediğini anlamak ister ve bunu bilmekten memnun olur.&nbsp; Temenni eder ki: &ldquo;Keşke bir iletişim imk&acirc;nı olsa da doğrudan doğruya Allah ile konuşsa idim. Benden ne istiyor, anlasa idim. Benden onun hoşuna gideni bilse idim.&rdquo; der.<br /> İşte Zat-ı Ahmediye (asm) yetmiş bin perde arkasında Allah&rsquo;ın biz insanlardan istediklerini doğrudan doğruya Miracın bir meyvesi olarak bizzat işiterek getirmiş ve beşere hediye etmiştir.<br /> İnsanlar Ay&rsquo;daki veya Mars gezegenindeki hali anlamak i&ccedil;in milyarlarca dolar masraf yapıp uydu g&ouml;nderiyor ta ki; bilip &ouml;ğrensin diye&hellip; Halbuki Ay ve gezegenler, Allah&rsquo;ın m&uuml;lk&uuml;nde bize g&ouml;re bir sinek kadar bile değildir. G&uuml;neş Allah&rsquo;ın yarattığı k&acirc;inat i&ccedil;inde bir mum kadar bir değer sahibi ancak olabilir. İşte Hazreti Peygamber (asm), Allah&rsquo;ın muhteşem sanatını ve sonsuzluk alemindeki rahmet hazinelerini g&ouml;rm&uuml;ş, insanlara s&ouml;ylemiş ve hediye getirmiştir.&nbsp;&nbsp;<br /> &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; hediyesi ise sonsuz saadetin anahtarını bizlere getirmesidir. Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; vesselam,&nbsp; Mira&ccedil; vasıtasıyla kendi g&ouml;z&uuml;yle cenneti g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r. Cennetin sonsuz ve baki g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml;n&uuml; m&uuml;şahede etmiştir.&nbsp; Ebedi saadeti bizzat idrak etmiş ve m&uuml;jdesini insanlara hediye etmiştir.&nbsp;<br /> Bu m&uuml;jdenin kıymetini anlamak i&ccedil;in ş&ouml;yle bir misal verebiliriz: &ldquo;Bir adam tam idam edileceği bir anda, Cumhurbaşkanının affını kazanıyor ve ayrıca bir saray veriliyor&rdquo;. İşte aynı bunun gibi b&uuml;t&uuml;n insanlara yok olmaktan ve ebedi bir idamdan kurtuluş m&uuml;jdesi ve cennet sarayları hediye getirilmiştir.<br /> D&ouml;rd&uuml;nc&uuml; hediye &ldquo;R&uuml;&rsquo;yet-i cemalullah&rdquo; yani Allah&rsquo;ı bizzat g&ouml;rebilme imk&acirc;nıdır. Nasıl ki Mira&ccedil; ile Hazreti Peygamber (asm) bizzat bu nimete m&uuml;şerref olmuştur; işte b&uuml;t&uuml;n insanların elinde b&ouml;yle bir imkan vardır. Allah&rsquo;a ve resul&uuml;ne iman sayesinde her m&uuml;min i&ccedil;in Allah&rsquo;ı g&ouml;rmek ve m&uuml;şahede etmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.&nbsp; &nbsp;<br /> Beşinci hediye ise şudur: İnsan; k&acirc;inatın en kıymetli varlığı ve Yaratıcımızın muhatabı ve sevgilisidir. K&uuml;&ccedil;&uuml;k bir mahl&ucirc;k, zayıf bir hayvan ve aciz bir varlık olan insan; bu hediye ile o kadar y&uuml;kselmiştir ki k&acirc;inatın en değerli varlığı olmuştur. Bu makam; insanı &ouml;yle bir makama &ccedil;ıkarır ki; k&acirc;inatın &uuml;st&uuml;nde bir gurur verebilir. &Ouml;yle bir sevin&ccedil; ve s&uuml;rur veriyor ki tasvir etmek m&uuml;mk&uuml;n değildir. R&uuml;tbesi onbaşı olan bir askere &ldquo;mareşal oldun&rdquo; demek gibi harika bir m&uuml;jdedir.<br /> İşte daha bunun gibi nice g&uuml;zel m&uuml;jdeler, Mira&ccedil; vasıtası ile insanlığa hediye getirilmiştir. Bu m&uuml;jdelere muhatap olduğumuz i&ccedil;in ne kadar ş&uuml;kretsek azdır. Bedi&uuml;zzaman Said Nursi&rsquo;nin S&ouml;zler isimli kitabından derleyerek arz ederim, vesselam&hellip;</p> <p>Dr. Vehbi KARA</p>
Ekleme Tarihi: 01 Aralık 2020 - Salı

İnsan Neden Diğer Canlılardan Üstündür?

<p>Allah, ilk insan Hz. &Acirc;dem&rsquo;i (as) yarattığında ona eşyanın isimlerini &ouml;ğretti. İsl&acirc;m terminolojisinde bu olaya &ldquo;Talim-i Esma&rdquo; adı verilir. İlim &ouml;ğrenmenin diğer bir manası da eşyanın isimlerini &ouml;ğrenmek demektir.&nbsp;<br /> Eşyanın hakikati; Allah&rsquo;ın esma-i İl&acirc;hiye denen g&uuml;zel isimlerinin ortaya konulmasından ibarettir. Hz. &Acirc;dem eşyanın isimlerini &ouml;ğrenerek İl&acirc;h&icirc; isimler ile Allah&rsquo;ı tanımak gibi derin ve geniş bir bilgiye erişmiştir. Zaten insanın arzın halifesi olarak yaratılması ancak ilimle m&uuml;mk&uuml;n olabilirdi. Etrafımızda g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z her şeyin şeklinden, yapısından, mahiyetinden, duruşundan, hareketinden, tabiatından, b&uuml;y&uuml;mesinden, &ouml;l&uuml;m&uuml;ne kadar meydana gelen olayların a&ccedil;ıklanması işte ayetlerde ge&ccedil;en talim-i esma hakikati ile izah edilebilmektedir.&nbsp;<br /> İşte &ldquo;Hazreti &Acirc;dem Babamızın en b&uuml;y&uuml;k mu&rsquo;cizesi ve mesleği &ldquo;talim-i esma&rdquo; hakikatidir. Bu hususu insanın diğer canlılardan ni&ccedil;in &uuml;st&uuml;n tutulduğu sorusunun cevabıdır. Kuran&rsquo;da bu konu hakkında ayetler bulunmaktadır. Hadis-i Şeriflerle de mesele a&ccedil;ıklığa kavuşturulmuştur.<br /> Allah, yery&uuml;z&uuml;nde bir halife yaratacağını meleklere bildirdiğinde, onlar bunu anlayamazlar. İl&acirc;h&icirc; iradenin hikmetini, kendilerine mahsus bir lisanla sorarlar. Bunun &uuml;zerine Rabbimiz, &Acirc;dem peygambere b&uuml;t&uuml;n isimleri &ouml;ğretir ve melekleri bir imtihana t&acirc;bi tutar.&nbsp;<br /> İşte &Acirc;dem babamızın mesleği olduğu gibi b&uuml;t&uuml;n canlılardan &uuml;st&uuml;n tutulmamız &ldquo;talim-i esma&rdquo; iledir. Kuran&rsquo;da ge&ccedil;en ayetlerde ve dini kitaplarda bu konuya geniş yer ayrılmıştır.&nbsp;<br /> İnsanın yaratılan b&uuml;t&uuml;n varlıklara karşı &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; &ldquo;talim-i esma&rdquo; ile m&uuml;mk&uuml;n olmuştur. Bakara Suresi 31. Ayet&rsquo;te; &ldquo;Ve allemel &Acirc;deme esmae k&uuml;lleha&rdquo; ge&ccedil;en &ldquo;Ve &Acirc;dem&rsquo;e b&uuml;t&uuml;n isimleri &ouml;ğretti&rdquo; meselesi bunun en b&uuml;y&uuml;k delilidir.&nbsp;<br /> Bu ayet b&uuml;t&uuml;n insanların pederi olan Hazreti &Acirc;dem&rsquo;in en b&uuml;y&uuml;k mu&rsquo;cizesidir. Talim-i esma ile insanoğlu; melekler de d&acirc;hil olmak &uuml;zere b&uuml;t&uuml;n hayat sahipleri arasında en &uuml;st&uuml;n mertebeye &ccedil;ıkmıştır. Bunun mahiyetini &ldquo;&Acirc;dem&rsquo;e secde edin&rdquo;. &Acirc;yeti ile anlıyoruz.&nbsp;<br /> Fakat İblis, Allah&rsquo;ın emrine karşı gelerek isyan etti ve dedi ki; &ldquo;Ben &ccedil;amurdan yarattığın kimseye secde eder miyim!&rdquo; İşte b&uuml;t&uuml;n melekler: &ldquo;Seni b&uuml;t&uuml;n noksanlıklardan tenzih ederiz! Senin bize &ouml;ğrettiklerinden başka hi&ccedil;bir bilgimiz yoktur. Muhakkak ki sen &Acirc;lim ve Hak&icirc;msin&rdquo; diyerek bu talim-i esma hakikatini tasdik etmişlerdir.&nbsp;<br /> Kendi nevinin &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; dava eden İblis ise talim-i esma hakikatini anlayamamıştır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &ouml;yle g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir kibri vardır ki; kendisini ebed&icirc; olarak azaba sokmuştur. Allah, Şeytanı lanetlemiştir.&nbsp;<br /> Ne yazık ki; insanoğlunun b&uuml;y&uuml;k bir kısmı dahi bu ayetlerin manasını anlayamamış idrak edememiştir. Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimlerini &ouml;ğrenme konusunda &ccedil;ok cahildir. Aynı İblis gibi kendini b&uuml;y&uuml;k g&ouml;rerek; talim-i esmayı ve Kuran&rsquo;ı &ouml;ğrenmek i&ccedil;in &ccedil;aba sarf etmemektedir. H&acirc;lbuki insan, b&uuml;t&uuml;n mahl&ucirc;katın &uuml;zerinde bir makama &ccedil;ıkaracak olan Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimlerine yapışsa; hem bu d&uuml;nyada hem de sonsuz ahirette saadete erişecektir.&nbsp;<br /> Psikolojinin temel kuramlarını ele alarak, esma-i h&uuml;snanın derin anlamlarına doğru bir tefekk&uuml;r y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş&uuml; yapabiliriz. Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimlerinin sınırsız anlamlarını, i&ccedil;imizde a&ccedil;ılmayı bekleyen duygulara dokundurarak, heyecanlı bir yolculuğa &ccedil;ıkmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.<br /> Kuran&rsquo;ın esma talimi, insanın t&uuml;m zamanlara ve mek&acirc;nlara uzanan duygulanımlarını kucaklayan, geliş gidişlerine refakat eden, duygularının en uzak noktalarına uzanabilecek bir tefekk&uuml;r d&uuml;nyası sunar.<br /> Esma-i h&uuml;sna, d&uuml;nyanın fuzuli işlerinde boğulmuş, arzın darlığına mahk&ucirc;m olmuş insan ruhuna eşsiz bir fırsat sunar. İnsan aklı ve duyguları bu sayede g&uuml;zel isimlerin tecellileri ile aydınlanmaya başlar.<br /> Allah, insanı d&uuml;nyanın halifesi olarak yaratmıştır. Hayvanlardan cinlerden ve meleklerden farklı ve daha y&uuml;ksek kabiliyetleri vardır. Mahl&ucirc;katın en şereflisi olduğu halde hayvanlardan daha aşağıya d&uuml;şecek &ouml;zellikleri de bulunmaktadır. İşte Şeytan gibi kendisini &uuml;st&uuml;n g&ouml;rmeye başladığı anda isyan etmeye başlamış olmaktadır.&nbsp;<br /> Eğer insan, kibir ve enaniyetinden vazge&ccedil;mez, af dilemez ise kendisini &ccedil;ok k&ouml;t&uuml; bir son beklemektedir.&nbsp;<br /> Belki de insanoğluna d&uuml;şen g&ouml;revlerden en &ouml;nemlisi Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimlerini &ouml;ğrenmektir. Fakat insanın diğer bir y&ouml;n&uuml; ise tembel ve cahil olmasıdır. İblis gibi kendini b&uuml;y&uuml;k g&ouml;rerek; b&uuml;y&uuml;k bir tehlikeye d&uuml;şer. İnsanda mevcut benlik duygusu ile Allah&rsquo;ın g&uuml;zel isimleri hissedilebilir ve kısmen anlaşılması m&uuml;mk&uuml;n olur. Ger&ccedil;ek manası ile anlaşılması ise Cennette ve huzuru İlahide olacaktır. Bunun i&ccedil;in de Allah&rsquo;a iman etmek ve Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; vesselama iman etmek şarttır.&nbsp;<br /> Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; Vesselam&rsquo;a mahsus kılınan Mira&ccedil; mucizesinin insanlık alemine getirdiği hediyeler saymakla t&uuml;kenmez. Bu konuya a&ccedil;ıklık kazandırması i&ccedil;in sadece beş tanesine değinmeye &ccedil;alışalım:&nbsp;<br /> Mira&ccedil; ile imanın &ouml;nemli hususlarını yani melaikeyi, cenneti, ahireti, hatta Zat-ı Z&uuml;lcelal olan Allah&rsquo;ı g&ouml;z ile m&uuml;şahede etmiş ve bize bildirmiştir. Bu haber; insanlığa ebedi bir hazine ve hediyedir.&nbsp; &Ccedil;&uuml;nk&uuml; k&acirc;inatı o vehmedilen perişanlıktan, f&acirc;ni ve karmakarışıktan kurtarmıştır.<br /> İnsan, Mira&ccedil; nuru ile yaratılan varlıkların en g&uuml;zeli olduğunu anlamıştır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; insanlar, ezeli ve ebedi olan Allah&rsquo;ın muhatabı ve has kullarıdır. Beşer, sonsuz olan cennete namzet ve aziz misafirlerdir.&nbsp;<br /> İşte b&uuml;t&uuml;n bu g&uuml;zel hususları Hazreti Muhammed (asm) bizzat g&ouml;rm&uuml;ş ve insanlığa hediye olarak getirmiştir. B&ouml;yle bir hediye, insan olan b&uuml;t&uuml;n insanlara, nihayetsiz bir s&uuml;rur, hadsiz bir şevk verir elbette&hellip;<br /> İnsanlar ikinci hediye olarak Allah&rsquo;ın insanlardan ne istediğini Mira&ccedil; ile idrak etme imk&acirc;nını bulmuştur. İsl&acirc;miyet&rsquo;in başta namaz olarak esaslarını dahi hediye getirmiştir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; her insan Allah&rsquo;ın rızasını kazanmak i&ccedil;in O&rsquo;nun bizden ne istediğini anlamak ister ve bunu bilmekten memnun olur.&nbsp; Temenni eder ki: &ldquo;Keşke bir iletişim imk&acirc;nı olsa da doğrudan doğruya Allah ile konuşsa idim. Benden ne istiyor, anlasa idim. Benden onun hoşuna gideni bilse idim.&rdquo; der.<br /> İşte Zat-ı Ahmediye (asm) yetmiş bin perde arkasında Allah&rsquo;ın biz insanlardan istediklerini doğrudan doğruya Miracın bir meyvesi olarak bizzat işiterek getirmiş ve beşere hediye etmiştir.<br /> İnsanlar Ay&rsquo;daki veya Mars gezegenindeki hali anlamak i&ccedil;in milyarlarca dolar masraf yapıp uydu g&ouml;nderiyor ta ki; bilip &ouml;ğrensin diye&hellip; Halbuki Ay ve gezegenler, Allah&rsquo;ın m&uuml;lk&uuml;nde bize g&ouml;re bir sinek kadar bile değildir. G&uuml;neş Allah&rsquo;ın yarattığı k&acirc;inat i&ccedil;inde bir mum kadar bir değer sahibi ancak olabilir. İşte Hazreti Peygamber (asm), Allah&rsquo;ın muhteşem sanatını ve sonsuzluk alemindeki rahmet hazinelerini g&ouml;rm&uuml;ş, insanlara s&ouml;ylemiş ve hediye getirmiştir.&nbsp;&nbsp;<br /> &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; hediyesi ise sonsuz saadetin anahtarını bizlere getirmesidir. Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; vesselam,&nbsp; Mira&ccedil; vasıtasıyla kendi g&ouml;z&uuml;yle cenneti g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r. Cennetin sonsuz ve baki g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml;n&uuml; m&uuml;şahede etmiştir.&nbsp; Ebedi saadeti bizzat idrak etmiş ve m&uuml;jdesini insanlara hediye etmiştir.&nbsp;<br /> Bu m&uuml;jdenin kıymetini anlamak i&ccedil;in ş&ouml;yle bir misal verebiliriz: &ldquo;Bir adam tam idam edileceği bir anda, Cumhurbaşkanının affını kazanıyor ve ayrıca bir saray veriliyor&rdquo;. İşte aynı bunun gibi b&uuml;t&uuml;n insanlara yok olmaktan ve ebedi bir idamdan kurtuluş m&uuml;jdesi ve cennet sarayları hediye getirilmiştir.<br /> D&ouml;rd&uuml;nc&uuml; hediye &ldquo;R&uuml;&rsquo;yet-i cemalullah&rdquo; yani Allah&rsquo;ı bizzat g&ouml;rebilme imk&acirc;nıdır. Nasıl ki Mira&ccedil; ile Hazreti Peygamber (asm) bizzat bu nimete m&uuml;şerref olmuştur; işte b&uuml;t&uuml;n insanların elinde b&ouml;yle bir imkan vardır. Allah&rsquo;a ve resul&uuml;ne iman sayesinde her m&uuml;min i&ccedil;in Allah&rsquo;ı g&ouml;rmek ve m&uuml;şahede etmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.&nbsp; &nbsp;<br /> Beşinci hediye ise şudur: İnsan; k&acirc;inatın en kıymetli varlığı ve Yaratıcımızın muhatabı ve sevgilisidir. K&uuml;&ccedil;&uuml;k bir mahl&ucirc;k, zayıf bir hayvan ve aciz bir varlık olan insan; bu hediye ile o kadar y&uuml;kselmiştir ki k&acirc;inatın en değerli varlığı olmuştur. Bu makam; insanı &ouml;yle bir makama &ccedil;ıkarır ki; k&acirc;inatın &uuml;st&uuml;nde bir gurur verebilir. &Ouml;yle bir sevin&ccedil; ve s&uuml;rur veriyor ki tasvir etmek m&uuml;mk&uuml;n değildir. R&uuml;tbesi onbaşı olan bir askere &ldquo;mareşal oldun&rdquo; demek gibi harika bir m&uuml;jdedir.<br /> İşte daha bunun gibi nice g&uuml;zel m&uuml;jdeler, Mira&ccedil; vasıtası ile insanlığa hediye getirilmiştir. Bu m&uuml;jdelere muhatap olduğumuz i&ccedil;in ne kadar ş&uuml;kretsek azdır. Bedi&uuml;zzaman Said Nursi&rsquo;nin S&ouml;zler isimli kitabından derleyerek arz ederim, vesselam&hellip;</p> <p>Dr. Vehbi KARA</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.