Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Kadına Şiddet Şapka İle Başladı

<p>25 Kasım 1925 Tarihinde kabul edilen Şapka Kanunu, 28 Kasım&rsquo;da Resmi Gazetede yayınlanarak y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmiştir. Hala bu kanun caridir, ge&ccedil;erlidir. Şimdiye kadar hi&ccedil;bir h&uuml;k&uuml;met bu deli g&ouml;mleğini &ccedil;ıkarmayı becerememiştir.</p> <p>Şapka Kanunu basit ve ge&ccedil;iştirilebilecek bir şey değildir. Zira bu kanun ile &ldquo;benim devrimlerime uymazsanız sonunuz nice olur&rdquo; denilerek hemem hemen her ilimizde acımasızca idam cezaları uygulanmış hatta yetmemiş gibi Erzurum&rsquo;da şal satan Ş&ouml;hret Ana&rsquo;yı da idam etmişlerdir.</p> <p>Maksat halka korku salmaktı ve bunu bir zavallı kadına şiddet uygulayarak başardılar. İslam&rsquo;ın izzet ve şerefini bin yıldır kahramanca muhafaza eden bu millet, acımasız bir şekilde ezildi, hakarete uğradı. Şimdi kalkıp &ldquo;kadına şiddet uygulanıyor&rdquo; diye bas bas bağırıyorlar. Fakat nedense ideolojik bir maksatla kadını idam edecek kadar acımasızca uygulayan tek parti y&ouml;neticilerine neden ses &ccedil;ıkarılmaz, işte bunu anlamak m&uuml;mk&uuml;n değildir.</p> <p>Bir kış g&uuml;n&uuml; şapka devrimi &ccedil;ıkınca Erzurum ileri gelenleri şu kararı alır:</p> <p>&quot;Gidelim H&uuml;k&uuml;met konağının &ouml;n&uuml;ne, Vali Bey&#39;e rica edelim. Kar da yeni yağmış. Kar 3-5 santim, bizim kulaklarımız &uuml;ş&uuml;yor. Bahara kadar m&uuml;saade etsin. Şimdi arasak şapka da bulamayız zaten, nereden bulacağız?&quot;</p> <p>Daha kalabalık H&uuml;k&uuml;met konağının &ouml;n&uuml;ne varmadan kışkırtma i&ccedil;in hazır bekleyen hafiyeler birka&ccedil; kişiyi kullanarak pencerenin camlarını taş atarak kırdırmışlar. İzmirli Vali Z&uuml;ht&uuml; zaten fırsat kollamaktadır. Derhal Ankara&#39;ya, Erzurum&#39;da halkın isyan ettiğini telgrafla bildirir.</p> <p>H&acirc;lbuki bu durumu isyan olarak g&ouml;rmek en hafif deyimi ile vicdansızlıktır. Yahudi ve Hıristiyanların giydiği şapkayı, M&uuml;sl&uuml;man T&uuml;rk Milletine taktırmak aslında bir &ccedil;eşit hakarettir. D&uuml;ş&uuml;n&uuml;n bir kere Alman Milletine zorla sarık giydirmeğe kalkıyorsunuz. Nasıl bir tepki beklersiniz. Fakat harpten &ccedil;ıkmış binlerce şehit vermiş bir toplum yine de isyan etmiyor. Kalkıp Vali Beye derdini anlatmaya &ccedil;alışıyor&hellip;</p> <p>Dedik ya bu millete 95 yıldır deli g&ouml;mleği giydirdiler. Sonrada karşımıza ge&ccedil;ip kıs kıs g&uuml;ld&uuml;ler. Hep hesap soran mevkide bulundular. Fakat nedense hi&ccedil; hesap vermediler. Elbette bu normaldir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; deli g&ouml;mleği giydirilmiş insanlara hesap verilmez, elbette&hellip;</p> <p>Zaman ge&ccedil;irilmeden Erzurum&#39;a İstiklal mahkemesi gelmiş ve hemen &ldquo;&Ouml;rfi İdare&rdquo; yani sıkıy&ouml;netim ilan edilmiştir. Emir &uuml;zerine halk, evlerindeki silahları getirip &Ouml;rfi İdareye teslim etmişler. 2500 t&uuml;fek toplanmış bunu g&ouml;ren gazeteciler sormuş:</p> <p>&quot;Ka&ccedil; mermi sıkıldı devlete karşı bu t&uuml;feklerle?&quot; Cevap gelmiş:&quot;Hi&ccedil;!&quot;</p> <p>O halde bu bir isyan değildir. B&uuml;y&uuml;t&uuml;len olay, Erzurum&#39;a İzmir&rsquo;den gelmiş zalim bir valinin marifetidir. Vali Z&uuml;ht&uuml; halka g&ouml;zdağı vermek i&ccedil;in bahane aramaktadır.&nbsp;Erzurum&#39;daki bu derdini anlatma girişimlerine karşı acımasızca tedbirler alınır ve sıkıy&ouml;netim uygulamaya konulur.</p> <p>Şehrin Garnizon Komutanı Tatar Hasan Paşa ve Vali&#39;nin idam etme yetkileri vardır. Kafa kafaya verip bu işi kısa yoldan bastırmak i&ccedil;in bazı idamlar ger&ccedil;ekleştirmek isterler. Sıkıy&ouml;netim ile birlikte akşam namazından g&uuml;n ağarıncaya kadar sokağa &ccedil;ıkma yasağı getirilir. Erzurum Camileri haftalarca sabah ve yatsı namazlarında kapalı kalır. D&uuml;zinelerce insan evlerinden toplanır. Yakınlarını g&ouml;rmek isteyenler, okkalı bir dayak yedikten sonra g&ouml;nderilirler.</p> <p>Şapka kanununa karşı &ccedil;ıktı diye Divan-ı Harbi &Ouml;rfi tarafından 21 kişinin idamı meydanlarda infaz edilir. Sadece 8 kişinin elleri kelep&ccedil;eli olarak, Ankara İstiklal Mahkemesi&#39;ne sevk edilir. M&uuml;ft&uuml; Solakzade ise bu vahşi ve acımasız uygulamadan pa&ccedil;ayı kurtarmıştır.</p> <p>İdam edilenler şehrin meydanlarında akşama kadar sergilenirler. Teşhir edilen mazlumlara &ouml;ld&uuml;kten sonra da saygı g&ouml;sterilmez. Tek atlı &ccedil;&ouml;p arabaları bunları alarak dini merasim yapılmadan toplu mezarlara g&ouml;merler.</p> <p>Buraya kadar tam bir ter&ouml;r uygulaması s&ouml;z konusudur. Fakat bundan sonra anlatacağım husus g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze dahi ışık tutacak derecede &ouml;nemlidir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; g&ouml;z&uuml;n &uuml;st&uuml;nde kaşın var gibi başının &uuml;st&uuml;nde şapka yok diye acımasızca tatbik edilen idamlar bir kadına dahi uygulanır.</p> <p>Şapka erkekler i&ccedil;indi. Peki kadın niye idam edilsin ki? İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır&hellip;</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; inkıl&acirc;p kanunları uygulanırken kimsenin g&ouml;z&uuml;n&uuml;n yaşına bakılmayacağı mesajı verilmiştir. O devirde şiddetin her t&uuml;rl&uuml;s&uuml; uygulanıyordu. Kadına şiddet ise T&uuml;rk tarihinde hi&ccedil; rastlanmayacak derecede ağır bir şekilde tatbik edilmekteydi.</p> <p>Şalcı Bacı &ccedil;uvala konulup o şekilde idam edilmiştir. Su&ccedil;u nedir? Sıkıy&ouml;netime g&ouml;re kanuna muhalefettir ama ya aslı nedir işin? Ana y&uuml;reğinin verdiği hassasiyet ile &ldquo;acaba &ccedil;ocuklarım kayboldu mu&rdquo;, &ldquo;hapse mi atıldı&rdquo; gibi d&uuml;ş&uuml;ncelerden kaynaklanan serzenişler...</p> <p>Şapka y&uuml;z&uuml;nden asılanlar arasında bir de kadının olması ne hazin ve ne gariptir. Tarihte emsaline az rastlanan bir durumdur. Şalcı Ş&ouml;hret Kadın, Kasap Aziz&#39;in anasıdır. Bir kadının siyaseten idam edilmesi herhalde adalet tarihinde ilk defa Erzurum&#39;da vuku bulmuştur!</p> <p>Bug&uuml;n Ulusal basın dediğimiz devletten g&uuml;d&uuml;ml&uuml; İstanbul gazetelerinden Hakimiyet-i Milliye, Akşam, Tanin ve Cumhuriyet gazetelerinin hi&ccedil;biri bu olayı yazmadılar. Hala da bu insanlık dışı cinayetleri millete duyurmamakta ısrar eden benzer anlayıştaki basınımıza yazıklar olsun.</p> <p>Savaş senelerinde bu milletin başına gelen felaketler ve sıkıntılar &ccedil;ocukları erken yaşta delikanlı etmiş kadınlara erkek gibi oturup kalkmayı &ouml;ğretmiştir. Bir baba gibi &ccedil;oluk &ccedil;ocuklarına sahiplik etmeye mecbur olan bu kadınlarımızdan Şalcı Ş&ouml;hret Kadın da yetim balalarına bakmak i&ccedil;in el işi şal &ouml;r&uuml;p pazarda a&ccedil;tığı sergide satardı. Vilayete doğru y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş yapıldığı olay g&uuml;n&uuml; gelip haber vermişler ki: &quot;Ş&ouml;hret Kadın, senin oğlanlar h&uuml;k&uuml;meti taşa tutuyor, git onlara sahip &ccedil;ık!&quot;</p> <p>Ş&ouml;hret Ana, boh&ccedil;asını kapıp dışarı fırlamış. H&uuml;k&uuml;met konağının &ouml;n&uuml;ne geldiğinde bakıyor ki, asker bir sıra, zabitler bir sıra, millet bir sıra birbirlerine sert sert bakıyorlar. Ş&ouml;hret Ana yetimlerini kalabalığın arasında g&ouml;remeyince, jandarmaların onları alıp g&ouml;t&uuml;rd&uuml;klerini sanmış ve k&ouml;p&uuml;rm&uuml;ş.</p> <p>Bağırarak boh&ccedil;asındaki takunyaları &ccedil;ıkarmış zabitlere fırlatmış. &quot;Şapkanıza bilmem ne edeyim! Nerde benim balalarım?&quot; diye de memurların şapkalarına s&ouml;vm&uuml;ş. İşte Şalcı Ş&ouml;hret Kadın&#39;ın su&ccedil;u bu kadar. Yetimlerini koruma i&ccedil;g&uuml;d&uuml;s&uuml;, ana y&uuml;reği, din gayreti ve bunun sonucunda ettiği birka&ccedil; s&ouml;z. Fakat işte b&ouml;yle bir s&ouml;z sonucunda bir insanı hatta bir kadını idam edecek kadar g&ouml;z&uuml; d&ouml;nm&uuml;ş y&ouml;neticiler var ve bunlardan hesap sormayı 95 yıl ge&ccedil;tiği halde cesaret edemeyen insanlarımız var.</p> <p>Her ne ise&hellip;&nbsp;Yirmi erkekle birlikte onu da idam sehpasında asarak idam ettiler. Yalnız Şalcı Ş&ouml;hret Ana, kadın olduğu ve idamın &ccedil;ok iğren&ccedil; bir infaz şekli olmasından dolayı beyaz un &ccedil;uvalı ile astılar. Yıllar sonra yakında &ouml;len &Ccedil;etin Altan bu acı olayı da s&uuml;tununa taşımaya cesaret ederek şunları itiraf etti:</p> <p>&quot;Ben Tatar Hasan Paşa&#39;nın torunuyum. Dedem Erzurum&#39;da şapka y&uuml;z&uuml;nden bir kadını, Şalcı, Ş&ouml;hret Kadın&#39;ı idam etmiştir maalesef. Orada on beş kişi şapkaya karşıyız diye y&uuml;r&uuml;yor. O kadın da idam edilirken -ula uşaklarım, ben zaten hatun kişiyim, neden şapka giyeyim?- diye bağırıyor. Bu &uuml;z&uuml;c&uuml; bir sey!&quot; D&uuml;ş&uuml;nebiliyor musunuz? El iş&ccedil;iliğiyle y&uuml;nden şal-&ccedil;orap &ouml;ren ve bunları &ccedil;arşıpazarda satarak iki yetimine de bakan bir kadın. H&uuml;k&uuml;met konağının &ouml;n&uuml;ne geldiğinde camların kırıldığını g&ouml;rm&uuml;ş, ansızın gelişen arbedeye şahit olmuş. Yetim &ccedil;ocuklarının da tutuklandığını zannetmiş. Dik dik bakan zabitlere s&ouml;vm&uuml;ş. Tatar Hasan Paşa&#39;nın bir işaretiyle tutuklanmış. Kadın sehpada feryat ediyormuş:</p> <p>-Uşaklarım ben bir kadınım da, şapkayla ne alakam olur?</p> <p>diye bağırsa da topluluğu devlet kuvvetlerine karşı tahrik ettiği isnadıyla ikinci g&uuml;n başına ge&ccedil;irilen bir un &ccedil;uvalı i&ccedil;inde sehpaya &ccedil;ıkarılıp idam edilmiş&rdquo;.</p> <p>Savcı Eğinli İbrahim Ethem tutuklanan ve idam edilmesi beklenen &ccedil;ok sayıda masumu &ccedil;eşitli hukuki gerek&ccedil;elerle kurtardığı s&ouml;ylenir yoksa mesele yirmi bir kişiyle kalmayacaktı. &Ccedil;etin Altan&#39;ın dedesi Merkez Jandarma Komutanı Tatar Hasan Paşa ise Erzurum&#39;da şapka inkılabının Vali Z&uuml;ht&uuml;&rsquo;den sonraki başkahramanıdır. 21 can asıldıktan, &uuml;&ccedil; faili me&ccedil;hul ve yedi kişi Sinop&#39;a s&uuml;rg&uuml;n g&ouml;nderildikten sonra Tatar Hasan Paşa kaybolup gitmiştir. 2. D&uuml;nya Savaşı&#39;ndan sonra Berlin&#39;de unutulduğu ve &ouml;ld&uuml;ğ&uuml; s&ouml;ylenir.</p> <p>Toplu mezarlar 13 sene sonra a&ccedil;ılarak naaşları sahiplerine iade edilir. Şalcı Bacının kasap oğlu ne yazık ki korkudan anasının naaşını almaya gelemez. Nihayetinde toplu mezarlardan &ccedil;ıkarılan idamlıklar aradan 13 yıl ge&ccedil;tikten sonra dini merasimleri yapılarak Tuzcu k&ouml;y&uuml;ndeki mezarlığa defnedilirler.</p> <p>Ş&ouml;hret Ana&rsquo;nın iadeyi itibarlarını sağlamak i&ccedil;in bu yazıyı tekrar yazmam gerekiyor zira defalarca gazete ve dergilerde yayınlanmasına rağmen herhangi bir girişimde bulunulmadı. Demek ki daha &ccedil;oook uğraşmak gerekiyor.</p> <p>Bu arada &ldquo;kadına şiddet&rdquo; adı altında eşcinselliği ve bilumum sapık anlayışı meşrulaştırmak isteyen ve Ankara&rsquo;da tezgahlandığı halde İstanbul S&ouml;zleşmesi adı altında kanunlaştırılan bir projeyi de hatırlatmak gerekiyor.</p> <p>Canımız kızlarımızı en kutsal meslek olan annelikten soğutup yuvalarından &ccedil;ıkarıp a&ccedil; kapitalist kurtların arasına salan &ouml;rg&uuml;t ve derneklerin de kulağını da &ccedil;ınlatmak isterim. Eğer onlarda kadın hakları konusunda samim&icirc; iseler Şalcı Ananın itibarını iade i&ccedil;in &ccedil;alışsınlar. Yoksa yalancılıkları ortaya &ccedil;ıkar. Fransızlar, Jean d&rsquo;Arc&rsquo;ı ateşte yaktıktan sonra bir mill&icirc; kahraman olarak il&acirc;n ettiler. Biz ne yaptık? Şalcı Ana gibi zavallı kadınlarımızı bunca yıl ge&ccedil;tiği halde hatırlamak bile istemedik.</p> <p>Bu konuları ibret almak i&ccedil;in &ccedil;ok konuşmalı ve tartışmaya a&ccedil;mak zorundayız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; h&acirc;l&acirc; ger&ccedil;ek kahramanlara hain, zalimlere ise kahraman adını veriyoruz. B&ouml;yle bir durumu kabul etmek 21. Y&uuml;zyıl insanı i&ccedil;in en hafif bir ifade ile ayıptır. Bu ayıba bir son vermek gerektir, vesselam...</p> <p>&nbsp;</p> <p>Dr. Vehbi KARA</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 11 Ağustos 2020 - Salı

Kadına Şiddet Şapka İle Başladı

<p>25 Kasım 1925 Tarihinde kabul edilen Şapka Kanunu, 28 Kasım&rsquo;da Resmi Gazetede yayınlanarak y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmiştir. Hala bu kanun caridir, ge&ccedil;erlidir. Şimdiye kadar hi&ccedil;bir h&uuml;k&uuml;met bu deli g&ouml;mleğini &ccedil;ıkarmayı becerememiştir.</p> <p>Şapka Kanunu basit ve ge&ccedil;iştirilebilecek bir şey değildir. Zira bu kanun ile &ldquo;benim devrimlerime uymazsanız sonunuz nice olur&rdquo; denilerek hemem hemen her ilimizde acımasızca idam cezaları uygulanmış hatta yetmemiş gibi Erzurum&rsquo;da şal satan Ş&ouml;hret Ana&rsquo;yı da idam etmişlerdir.</p> <p>Maksat halka korku salmaktı ve bunu bir zavallı kadına şiddet uygulayarak başardılar. İslam&rsquo;ın izzet ve şerefini bin yıldır kahramanca muhafaza eden bu millet, acımasız bir şekilde ezildi, hakarete uğradı. Şimdi kalkıp &ldquo;kadına şiddet uygulanıyor&rdquo; diye bas bas bağırıyorlar. Fakat nedense ideolojik bir maksatla kadını idam edecek kadar acımasızca uygulayan tek parti y&ouml;neticilerine neden ses &ccedil;ıkarılmaz, işte bunu anlamak m&uuml;mk&uuml;n değildir.</p> <p>Bir kış g&uuml;n&uuml; şapka devrimi &ccedil;ıkınca Erzurum ileri gelenleri şu kararı alır:</p> <p>&quot;Gidelim H&uuml;k&uuml;met konağının &ouml;n&uuml;ne, Vali Bey&#39;e rica edelim. Kar da yeni yağmış. Kar 3-5 santim, bizim kulaklarımız &uuml;ş&uuml;yor. Bahara kadar m&uuml;saade etsin. Şimdi arasak şapka da bulamayız zaten, nereden bulacağız?&quot;</p> <p>Daha kalabalık H&uuml;k&uuml;met konağının &ouml;n&uuml;ne varmadan kışkırtma i&ccedil;in hazır bekleyen hafiyeler birka&ccedil; kişiyi kullanarak pencerenin camlarını taş atarak kırdırmışlar. İzmirli Vali Z&uuml;ht&uuml; zaten fırsat kollamaktadır. Derhal Ankara&#39;ya, Erzurum&#39;da halkın isyan ettiğini telgrafla bildirir.</p> <p>H&acirc;lbuki bu durumu isyan olarak g&ouml;rmek en hafif deyimi ile vicdansızlıktır. Yahudi ve Hıristiyanların giydiği şapkayı, M&uuml;sl&uuml;man T&uuml;rk Milletine taktırmak aslında bir &ccedil;eşit hakarettir. D&uuml;ş&uuml;n&uuml;n bir kere Alman Milletine zorla sarık giydirmeğe kalkıyorsunuz. Nasıl bir tepki beklersiniz. Fakat harpten &ccedil;ıkmış binlerce şehit vermiş bir toplum yine de isyan etmiyor. Kalkıp Vali Beye derdini anlatmaya &ccedil;alışıyor&hellip;</p> <p>Dedik ya bu millete 95 yıldır deli g&ouml;mleği giydirdiler. Sonrada karşımıza ge&ccedil;ip kıs kıs g&uuml;ld&uuml;ler. Hep hesap soran mevkide bulundular. Fakat nedense hi&ccedil; hesap vermediler. Elbette bu normaldir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; deli g&ouml;mleği giydirilmiş insanlara hesap verilmez, elbette&hellip;</p> <p>Zaman ge&ccedil;irilmeden Erzurum&#39;a İstiklal mahkemesi gelmiş ve hemen &ldquo;&Ouml;rfi İdare&rdquo; yani sıkıy&ouml;netim ilan edilmiştir. Emir &uuml;zerine halk, evlerindeki silahları getirip &Ouml;rfi İdareye teslim etmişler. 2500 t&uuml;fek toplanmış bunu g&ouml;ren gazeteciler sormuş:</p> <p>&quot;Ka&ccedil; mermi sıkıldı devlete karşı bu t&uuml;feklerle?&quot; Cevap gelmiş:&quot;Hi&ccedil;!&quot;</p> <p>O halde bu bir isyan değildir. B&uuml;y&uuml;t&uuml;len olay, Erzurum&#39;a İzmir&rsquo;den gelmiş zalim bir valinin marifetidir. Vali Z&uuml;ht&uuml; halka g&ouml;zdağı vermek i&ccedil;in bahane aramaktadır.&nbsp;Erzurum&#39;daki bu derdini anlatma girişimlerine karşı acımasızca tedbirler alınır ve sıkıy&ouml;netim uygulamaya konulur.</p> <p>Şehrin Garnizon Komutanı Tatar Hasan Paşa ve Vali&#39;nin idam etme yetkileri vardır. Kafa kafaya verip bu işi kısa yoldan bastırmak i&ccedil;in bazı idamlar ger&ccedil;ekleştirmek isterler. Sıkıy&ouml;netim ile birlikte akşam namazından g&uuml;n ağarıncaya kadar sokağa &ccedil;ıkma yasağı getirilir. Erzurum Camileri haftalarca sabah ve yatsı namazlarında kapalı kalır. D&uuml;zinelerce insan evlerinden toplanır. Yakınlarını g&ouml;rmek isteyenler, okkalı bir dayak yedikten sonra g&ouml;nderilirler.</p> <p>Şapka kanununa karşı &ccedil;ıktı diye Divan-ı Harbi &Ouml;rfi tarafından 21 kişinin idamı meydanlarda infaz edilir. Sadece 8 kişinin elleri kelep&ccedil;eli olarak, Ankara İstiklal Mahkemesi&#39;ne sevk edilir. M&uuml;ft&uuml; Solakzade ise bu vahşi ve acımasız uygulamadan pa&ccedil;ayı kurtarmıştır.</p> <p>İdam edilenler şehrin meydanlarında akşama kadar sergilenirler. Teşhir edilen mazlumlara &ouml;ld&uuml;kten sonra da saygı g&ouml;sterilmez. Tek atlı &ccedil;&ouml;p arabaları bunları alarak dini merasim yapılmadan toplu mezarlara g&ouml;merler.</p> <p>Buraya kadar tam bir ter&ouml;r uygulaması s&ouml;z konusudur. Fakat bundan sonra anlatacağım husus g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze dahi ışık tutacak derecede &ouml;nemlidir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; g&ouml;z&uuml;n &uuml;st&uuml;nde kaşın var gibi başının &uuml;st&uuml;nde şapka yok diye acımasızca tatbik edilen idamlar bir kadına dahi uygulanır.</p> <p>Şapka erkekler i&ccedil;indi. Peki kadın niye idam edilsin ki? İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır&hellip;</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; inkıl&acirc;p kanunları uygulanırken kimsenin g&ouml;z&uuml;n&uuml;n yaşına bakılmayacağı mesajı verilmiştir. O devirde şiddetin her t&uuml;rl&uuml;s&uuml; uygulanıyordu. Kadına şiddet ise T&uuml;rk tarihinde hi&ccedil; rastlanmayacak derecede ağır bir şekilde tatbik edilmekteydi.</p> <p>Şalcı Bacı &ccedil;uvala konulup o şekilde idam edilmiştir. Su&ccedil;u nedir? Sıkıy&ouml;netime g&ouml;re kanuna muhalefettir ama ya aslı nedir işin? Ana y&uuml;reğinin verdiği hassasiyet ile &ldquo;acaba &ccedil;ocuklarım kayboldu mu&rdquo;, &ldquo;hapse mi atıldı&rdquo; gibi d&uuml;ş&uuml;ncelerden kaynaklanan serzenişler...</p> <p>Şapka y&uuml;z&uuml;nden asılanlar arasında bir de kadının olması ne hazin ve ne gariptir. Tarihte emsaline az rastlanan bir durumdur. Şalcı Ş&ouml;hret Kadın, Kasap Aziz&#39;in anasıdır. Bir kadının siyaseten idam edilmesi herhalde adalet tarihinde ilk defa Erzurum&#39;da vuku bulmuştur!</p> <p>Bug&uuml;n Ulusal basın dediğimiz devletten g&uuml;d&uuml;ml&uuml; İstanbul gazetelerinden Hakimiyet-i Milliye, Akşam, Tanin ve Cumhuriyet gazetelerinin hi&ccedil;biri bu olayı yazmadılar. Hala da bu insanlık dışı cinayetleri millete duyurmamakta ısrar eden benzer anlayıştaki basınımıza yazıklar olsun.</p> <p>Savaş senelerinde bu milletin başına gelen felaketler ve sıkıntılar &ccedil;ocukları erken yaşta delikanlı etmiş kadınlara erkek gibi oturup kalkmayı &ouml;ğretmiştir. Bir baba gibi &ccedil;oluk &ccedil;ocuklarına sahiplik etmeye mecbur olan bu kadınlarımızdan Şalcı Ş&ouml;hret Kadın da yetim balalarına bakmak i&ccedil;in el işi şal &ouml;r&uuml;p pazarda a&ccedil;tığı sergide satardı. Vilayete doğru y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş yapıldığı olay g&uuml;n&uuml; gelip haber vermişler ki: &quot;Ş&ouml;hret Kadın, senin oğlanlar h&uuml;k&uuml;meti taşa tutuyor, git onlara sahip &ccedil;ık!&quot;</p> <p>Ş&ouml;hret Ana, boh&ccedil;asını kapıp dışarı fırlamış. H&uuml;k&uuml;met konağının &ouml;n&uuml;ne geldiğinde bakıyor ki, asker bir sıra, zabitler bir sıra, millet bir sıra birbirlerine sert sert bakıyorlar. Ş&ouml;hret Ana yetimlerini kalabalığın arasında g&ouml;remeyince, jandarmaların onları alıp g&ouml;t&uuml;rd&uuml;klerini sanmış ve k&ouml;p&uuml;rm&uuml;ş.</p> <p>Bağırarak boh&ccedil;asındaki takunyaları &ccedil;ıkarmış zabitlere fırlatmış. &quot;Şapkanıza bilmem ne edeyim! Nerde benim balalarım?&quot; diye de memurların şapkalarına s&ouml;vm&uuml;ş. İşte Şalcı Ş&ouml;hret Kadın&#39;ın su&ccedil;u bu kadar. Yetimlerini koruma i&ccedil;g&uuml;d&uuml;s&uuml;, ana y&uuml;reği, din gayreti ve bunun sonucunda ettiği birka&ccedil; s&ouml;z. Fakat işte b&ouml;yle bir s&ouml;z sonucunda bir insanı hatta bir kadını idam edecek kadar g&ouml;z&uuml; d&ouml;nm&uuml;ş y&ouml;neticiler var ve bunlardan hesap sormayı 95 yıl ge&ccedil;tiği halde cesaret edemeyen insanlarımız var.</p> <p>Her ne ise&hellip;&nbsp;Yirmi erkekle birlikte onu da idam sehpasında asarak idam ettiler. Yalnız Şalcı Ş&ouml;hret Ana, kadın olduğu ve idamın &ccedil;ok iğren&ccedil; bir infaz şekli olmasından dolayı beyaz un &ccedil;uvalı ile astılar. Yıllar sonra yakında &ouml;len &Ccedil;etin Altan bu acı olayı da s&uuml;tununa taşımaya cesaret ederek şunları itiraf etti:</p> <p>&quot;Ben Tatar Hasan Paşa&#39;nın torunuyum. Dedem Erzurum&#39;da şapka y&uuml;z&uuml;nden bir kadını, Şalcı, Ş&ouml;hret Kadın&#39;ı idam etmiştir maalesef. Orada on beş kişi şapkaya karşıyız diye y&uuml;r&uuml;yor. O kadın da idam edilirken -ula uşaklarım, ben zaten hatun kişiyim, neden şapka giyeyim?- diye bağırıyor. Bu &uuml;z&uuml;c&uuml; bir sey!&quot; D&uuml;ş&uuml;nebiliyor musunuz? El iş&ccedil;iliğiyle y&uuml;nden şal-&ccedil;orap &ouml;ren ve bunları &ccedil;arşıpazarda satarak iki yetimine de bakan bir kadın. H&uuml;k&uuml;met konağının &ouml;n&uuml;ne geldiğinde camların kırıldığını g&ouml;rm&uuml;ş, ansızın gelişen arbedeye şahit olmuş. Yetim &ccedil;ocuklarının da tutuklandığını zannetmiş. Dik dik bakan zabitlere s&ouml;vm&uuml;ş. Tatar Hasan Paşa&#39;nın bir işaretiyle tutuklanmış. Kadın sehpada feryat ediyormuş:</p> <p>-Uşaklarım ben bir kadınım da, şapkayla ne alakam olur?</p> <p>diye bağırsa da topluluğu devlet kuvvetlerine karşı tahrik ettiği isnadıyla ikinci g&uuml;n başına ge&ccedil;irilen bir un &ccedil;uvalı i&ccedil;inde sehpaya &ccedil;ıkarılıp idam edilmiş&rdquo;.</p> <p>Savcı Eğinli İbrahim Ethem tutuklanan ve idam edilmesi beklenen &ccedil;ok sayıda masumu &ccedil;eşitli hukuki gerek&ccedil;elerle kurtardığı s&ouml;ylenir yoksa mesele yirmi bir kişiyle kalmayacaktı. &Ccedil;etin Altan&#39;ın dedesi Merkez Jandarma Komutanı Tatar Hasan Paşa ise Erzurum&#39;da şapka inkılabının Vali Z&uuml;ht&uuml;&rsquo;den sonraki başkahramanıdır. 21 can asıldıktan, &uuml;&ccedil; faili me&ccedil;hul ve yedi kişi Sinop&#39;a s&uuml;rg&uuml;n g&ouml;nderildikten sonra Tatar Hasan Paşa kaybolup gitmiştir. 2. D&uuml;nya Savaşı&#39;ndan sonra Berlin&#39;de unutulduğu ve &ouml;ld&uuml;ğ&uuml; s&ouml;ylenir.</p> <p>Toplu mezarlar 13 sene sonra a&ccedil;ılarak naaşları sahiplerine iade edilir. Şalcı Bacının kasap oğlu ne yazık ki korkudan anasının naaşını almaya gelemez. Nihayetinde toplu mezarlardan &ccedil;ıkarılan idamlıklar aradan 13 yıl ge&ccedil;tikten sonra dini merasimleri yapılarak Tuzcu k&ouml;y&uuml;ndeki mezarlığa defnedilirler.</p> <p>Ş&ouml;hret Ana&rsquo;nın iadeyi itibarlarını sağlamak i&ccedil;in bu yazıyı tekrar yazmam gerekiyor zira defalarca gazete ve dergilerde yayınlanmasına rağmen herhangi bir girişimde bulunulmadı. Demek ki daha &ccedil;oook uğraşmak gerekiyor.</p> <p>Bu arada &ldquo;kadına şiddet&rdquo; adı altında eşcinselliği ve bilumum sapık anlayışı meşrulaştırmak isteyen ve Ankara&rsquo;da tezgahlandığı halde İstanbul S&ouml;zleşmesi adı altında kanunlaştırılan bir projeyi de hatırlatmak gerekiyor.</p> <p>Canımız kızlarımızı en kutsal meslek olan annelikten soğutup yuvalarından &ccedil;ıkarıp a&ccedil; kapitalist kurtların arasına salan &ouml;rg&uuml;t ve derneklerin de kulağını da &ccedil;ınlatmak isterim. Eğer onlarda kadın hakları konusunda samim&icirc; iseler Şalcı Ananın itibarını iade i&ccedil;in &ccedil;alışsınlar. Yoksa yalancılıkları ortaya &ccedil;ıkar. Fransızlar, Jean d&rsquo;Arc&rsquo;ı ateşte yaktıktan sonra bir mill&icirc; kahraman olarak il&acirc;n ettiler. Biz ne yaptık? Şalcı Ana gibi zavallı kadınlarımızı bunca yıl ge&ccedil;tiği halde hatırlamak bile istemedik.</p> <p>Bu konuları ibret almak i&ccedil;in &ccedil;ok konuşmalı ve tartışmaya a&ccedil;mak zorundayız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; h&acirc;l&acirc; ger&ccedil;ek kahramanlara hain, zalimlere ise kahraman adını veriyoruz. B&ouml;yle bir durumu kabul etmek 21. Y&uuml;zyıl insanı i&ccedil;in en hafif bir ifade ile ayıptır. Bu ayıba bir son vermek gerektir, vesselam...</p> <p>&nbsp;</p> <p>Dr. Vehbi KARA</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.