Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Tarikatların Güzelliği

<p>Yunus Suresi 62.&nbsp; Ayette Allah&rsquo;ın dostları yani evliyalar i&ccedil;in &ldquo;Bilin ki; Allah&rsquo;ın dostları i&ccedil;in ne bir korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar&rdquo; buyrulmaktadır. İşte saygı duyulması gerekirken devamlı surette aşağılanan ve hakaret edilen evliyalar ve tarikat erbabına bu haksızlık neden yapılıyor bunun &uuml;zerinde durmak istiyorum.</p> <p>Tarikat ve tasavvuf; insanlığın erişebildiği ulvi ve y&uuml;ksek bir makamlara verilen isimdir. Tarikatların gayesi, iman hakikatlerinin inkişaf etmesi ile Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; Vesselamın (a.s.m.) Mira&ccedil;&rsquo;ta gittiği yolun g&ouml;lgesinde kalp ayağıyla bir y&uuml;kseliştir.&nbsp;</p> <p>Tekke ve zaviyelerin kapatılması ve uydurma nedenlerle bir&ccedil;ok tarikat şeyhinin idam edilmesi y&uuml;z&uuml;nden tarikatlar g&ouml;r&uuml;nmez olmaktan &ccedil;ıkmış kendilerini gizlemek zorunda kalmışlardır. Bu nedenle meydanı boş bulan bir &ccedil;ok sahte şeyh ortaya &ccedil;ıkmış tarikatın zikir ve tefekk&uuml;r gibi &ccedil;ok g&uuml;zel usullerini suistimal ederek bambaşka bir yapıya d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rm&uuml;şlerdir.</p> <p>Burada kusur tarikatlarda değil onu yasaklayıp yer altına itenlerdedir. Bu ayıp &ouml;ylesine b&uuml;y&uuml;kt&uuml;r ki &uuml;lkemiz dışında her yerde serbest&ccedil;e tarikatlara&nbsp; ve tekkelere gidip gelme serbest iken; bu aziz vatanda yasaktır. Bir de utanmadan bu din ve vicdan &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;ne aykırı durumu savunup &ldquo;bu &uuml;lke şeyhler tarikatlar &uuml;lkesi değildir&rdquo; diyerek nasıl bir yasak&ccedil;ı zihniyete sahip olduğunu g&ouml;sterirler.</p> <p>Tarikatlar ve tekkeler yasaklanmakla kalmamış &ccedil;ok nadide sanat eserleri ile dolu bu mekanlar adeta yağmalanmıştır. Balkan &uuml;lkelerine gittiğinizde Hıristiyanlar, tekkelere dokunmazken &uuml;lkemizde&nbsp; hoyrat&ccedil;a ve acımasızca tekkeler yıkılıp; ahırlara d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Necip Fazıl&rsquo;ın dediği gibi &ldquo;&ouml;z yurdunda garipsin,&ouml;z vatanında parya&rdquo;</p> <p>500 yıllık Ayasofya Camisini kapatıp puthaneye &ccedil;eviren insanlar, tekkeleri kapatmış &ccedil;ok mu? Elbette kendilerine layık olanı yapacaklar. Cennet ucuz olmadığı gibi cehennem de l&uuml;zumsuz değildir elbette...&nbsp;</p> <p>Peki, vatanımızda bu kadar hoyrat ve vahşi şekilde uygulanan din ve vicdan &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;ne aykırı uygulamalar orta yerde dururken; ne diye durup dururken tarikatlara saldırırlar? Kendi akıllarına sığıştıramadıkları bazı adet ve uygulamaları su&ccedil; gibi g&ouml;sterip tarikat ehline ağza alınmayacak derecede kaba s&ouml;zlerle hakaret edenlerde hi&ccedil; utanma, ar ve edep yok mudur?</p> <p>Cevabını vereyim. Bu din d&uuml;şmanları Batılı &uuml;lkelere k&ouml;le oldukları i&ccedil;in kendimize ait ne varsa d&uuml;şman kesilmişlerdir. &Ccedil;oğunluğu Sabetaycı ve mason olan bu Batı uşakları; M&uuml;sl&uuml;man g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; ile dolaşırken M&uuml;sl&uuml;manlara asla nefes aldırmama gayreti i&ccedil;indedirler.</p> <p>Tarikatlar, iman hakikatlerini zikir ve tefekk&uuml;rle ders verdikleri ve İslam&rsquo;ın hakkaniyetine bir delil oldukları halde, neden din dışı g&ouml;steriliyor?&nbsp; Bunun da sebepleri vardır.</p> <p>Bazı doğru yoldan sapmış ehli s&uuml;nnetin dışında kalmış insanlar, kendileri mahrum kaldıkları o g&uuml;zel nurlardan istifade edemediği gibi başkalarının mahrumiyetine sebep olmuşlar tarikatları inkar yoluna gitmişlerdir.</p> <p>Bir kısım siyaset&ccedil;iler ve kendilerine destek bulamadıkları zaman tarikat ehli i&ccedil;inde g&ouml;rd&uuml;kleri&nbsp; bazı suistimalleri ve hataları bahane ederek, o b&uuml;y&uuml;k hazineyi kapatmaya &ccedil;alışmışlardır.&nbsp; Tekkeleri kapattıkları ve tahrip ettikleri yetmiyormuş gibi kendi evinde bah&ccedil;esinde yaptığı zikir ve tesbihe dahi engel olmaya &ccedil;alışan kaba ve hoyrat inkılap yobazları vardır.</p> <p>D&uuml;nyada kusursuz ve her ciheti hayırlı olan meslek ve meşrep &ccedil;ok az bulunur. İllaki bazı kusurlar ve k&ouml;t&uuml;ye kullanmalar olacaktır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ehil olmayanlar bir işe girseler, elbette suiistimal ederler.&nbsp;</p> <p>Fakat Cen&acirc;b-ı Hak, &acirc;hirette yapılan fiillerin muhasebesinde adaletini; iyilik ve k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerin &ouml;l&ccedil;&uuml;leri ile g&ouml;sterecektir. Hasenat yani iyilikler ağır gelse m&uuml;k&acirc;fatlandırır, kabul eder; seyyiat yani k&ouml;t&uuml;l&uuml;kler &ccedil;ok gelse cezalandırır, reddeder. Hasenat ve seyyi&acirc;tın muvazenesi kemiyete bakmaz, keyfiyete bakar. Bazı olur, bir tek iyilik bin k&ouml;t&uuml;l&uuml;ğe &uuml;st&uuml;n gelir kişiyi affettirir.</p> <p>Madem İl&acirc;hi adalet b&ouml;yle h&uuml;kmeder ve hakikat dahi bunu hak g&ouml;r&uuml;r o halde tarikatların iyiliklerine bakmalıdır. Eğer suistimallerine g&ouml;re iyilikleri fazla ise aleyhinde olmak yanlıştır. &Ouml;rnek olarak &uuml;lkemizde namaz kılan insanlara bir bakalım. Dinin direği olan ve her beş vakitte kılınması lazım olan namazı en &ccedil;ok kılıp dikkat edenler tarikata mensup insanlardır.</p> <p>Tarikat, yani S&uuml;nnet-i Seniyye dairesinde tarikatin iyilikleri, k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerine &uuml;st&uuml;n gelmesinin en b&uuml;y&uuml;k delili; din d&uuml;şmanlarının ağır h&uuml;cumu esnasında dahi dinini ve imanını terk etmemeleridir. Dam edilirken dahi kelime-i şehadetle sonsuz aleme u&ccedil;up gitmişlerdir.</p> <p>Tarikata mensup olan bir zat; bilim ve fenlerle meşgul olmuş insanlardan daha &ccedil;ok imanını muhafaza etmektedir. B&uuml;y&uuml;k g&uuml;nahlara girse dahi dinden &ccedil;ıkmaz g&uuml;nahkar bir M&uuml;sl&uuml;man olarak kalır. Kolaylıkla zındıkaya sokulmaz. Halbuki tarikatta hissesi olmayan ve kalbi harekete gelmeyen, bir &acirc;lim zat da olsa, şimdiki zındıkların desiselerine karşı kendini tam muhafaza etmesi zordur.</p> <p>&Ouml;nemli bir hususu da yeri gelmişken ifade etmek gerekir. İsl&acirc;m dairesinden haricine &ccedil;ıkmış bir kısım meşreplerin haksız olarak tarikat namını almış olmaları ger&ccedil;ek tarikat ehlini su&ccedil;lamada delil olamaz. Yakın zamanda fuhşiyatı teşvik eden bir ahlaksız kişi televizyonda ve medyada şeyh veya tarikat y&ouml;neticisi gibi g&ouml;r&uuml;nmesi y&uuml;z&uuml;nden tarikatlara &ccedil;amur atmak vicdansızlıktır.&nbsp;</p> <p>Tarikatın din&icirc;, uhrev&icirc; ve ruhan&icirc; &ccedil;ok m&uuml;him ve ulv&icirc; neticelerinden sarf-ı nazar etsek dahi sadece İsl&acirc;m alemi i&ccedil;indeki kuds&icirc; bir rabıta olan uhuvvet ve kardeşliğin gelişmesinde b&uuml;y&uuml;k rol&uuml; olmuştur. Anadoluya g&ouml;&ccedil;lerle gelen milyonlarca insan tarikatlar sayesinde İslam&rsquo;a ısınmış ve M&uuml;sl&uuml;man olmuşlardır. Beyazıd-ı Bestami, Mevlana Celalettin-i Rumi ve Yunus Emre gibi tarikat b&uuml;y&uuml;kleri binlerce Rum&rsquo;un M&uuml;sl&uuml;man olmasına vesile olmuştur.</p> <p>Hıristiyanların İslam&rsquo;ı ortadan kaldırmak &uuml;zere tertip ettikleri ha&ccedil;lı seferlerine karşı en &ouml;nemli kalelerden bir tanesi tarikatlar ve tekkeler olmuştur.</p> <p>Eğer halifeliğin merkezi olan İstanbul,&nbsp; beş y&uuml;z elli sene b&uuml;t&uuml;n Hıristiyan aleminin saldırısı karşısında muhafaza olmuş ise İstanbul&rsquo;da belki beş y&uuml;z yerde fışkıran tevhit nuru olan o b&uuml;y&uuml;k camilerin arkalarındaki tekkelerde &ldquo;Allah, Allah&rdquo; diyenlerin kuvvet-i imaniyeleri ve marifet-i İl&acirc;hiyeden gelen bir muhabbet-i ruhaniye ile c&ucirc;ş u huruşlarıdır.&nbsp;</p> <p>Kısaca tarikatın g&uuml;zelliklerinden bir par&ccedil;a bahsedelim ki İslami gruplara, tarikat ve cemaatlere d&uuml;şman olanların sesi kesilsin tekrar edepsizlik yapmasınlar.</p> <p>Bedi&uuml;zzaman Said Nursi, Risale-i Nur&#39;un &ccedil;ok yerlerinde, Tarikat ve Tasavvufu izah edip m&uuml;dafaa etmiştir. Hi&ccedil;bir zaman, Tarikat ve Tasavvufun aleyhinde s&ouml;z s&ouml;ylememiştir. Tarikat ve Tasavvufun kendisini ve &ouml;z&uuml;n&uuml; değil, sonradan i&ccedil;ine girmiş bazı arıza ve hataları tenkit etmiştir.&nbsp;</p> <p>Tenkit ettiği hususlar, Tarikat ve Tasavvuf erbabının bazı aşırılık ve hatalarıdır. Bu hususları Telvihat-ı Tisa adlı risalesinde, sekiz varta (tehlike) şeklinde &ouml;zetlemiştir. Birinci kısımda (telvihte) ş&ouml;yle der:&nbsp;</p> <p>&quot;Tasavvuf, tar&icirc;kat, velayet, seyr &uuml; s&uuml;l&ucirc;k namları altında şirin, nuran&icirc;, neş&#39;eli, ruhan&icirc; bir hakikat-ı kudsiye vardır ki; o hakikat-ı kudsiyeyi il&acirc;n eden, ders veren, tavsif eden binler cild kitab ehl-i zevk ve keşfin muhakkikleri yazmışlar, o hakikatı &uuml;mmete ve bize s&ouml;ylemişler&hellip;&nbsp; Biz, o muhit denizinden birka&ccedil; katre h&uuml;km&uuml;nde birka&ccedil; reşhalarını şu zamanın bazı ilcaatına binaen g&ouml;stereceğiz.<br /> Sual: Tar&icirc;kat nedir?<br /> Elcevap: Tar&icirc;katın gaye-i maksadı, m&acirc;rifet ve inkişaf-ı hakaik-i &icirc;maniye olarak, Mi&#39;ra&ccedil;-ı Ahmed&icirc;&#39;nin (asm) g&ouml;lgesinde ve sayesi altında kalb ayağıyla bir seyr &uuml; s&uuml;l&ucirc;k-u ruhan&icirc; neticesinde, zevk&icirc;, hal&icirc; ve bir derece şuhud&icirc; hakaik-i &icirc;maniye ve Kur&#39;aniyeye mazhariyet; &quot;tar&icirc;kat&quot;, &quot;tasavvuf&quot; namıyla ulv&icirc; bir sırr-ı insan&icirc; ve bir kem&acirc;l-i beşer&icirc;dir&rdquo;.</p> <p>Evet, insan yaratılmış her şeyin k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir numunesi olduğundan, insanın kalbi de binlerce &acirc;lemin adeta manevi bir haritasıdır. İnsanın kafasındaki dimağı, hadsiz telsiz telgraf ve telefonların santral denilen merkezi gibi, k&acirc;inatın bir nevi merkez-i manev&icirc;si olduğunu g&ouml;steren hadsiz fenler ve beşeri ilimler vardır. İnsanın mahiyetindeki kalbi dahi, k&acirc;inatın mazharı, medarı, &ccedil;ekirdeği olduğunu; hadd ve hesaba gelmeyen ehl-i velayetin yazdıkları milyonlarla nuran&icirc; kitaplar g&ouml;stermektedirler.</p> <p>İşte m&acirc;dem kalb ve dimağ-ı insan&icirc; bu merkezdedir; &ccedil;ekirdek haletinde b&uuml;y&uuml;k bir ağacın cihazlarını i&ccedil;ine alır ve ebed&icirc;, uhrev&icirc;, haşmetli bir makinenin &acirc;letleri ve &ccedil;arkları i&ccedil;inde bulunur. Elbette ve her halde o kalbin yaratıcısı olan Allah, o kalbi işlettirmesini ve bilkuvve tavırdan bilfiil vaziyetine &ccedil;ıkarmasını ve inkişafını ve hareketini irade etmiş ki, &ouml;yle yapmış. M&acirc;dem irade etmiş, elbette o kalb dahi akıl gibi işleyecektir. Ve kalbi işlettirmek i&ccedil;in en b&uuml;y&uuml;k vasıta, velayet mertebelerinde İlahi zikir ile tar&icirc;kat yolunda iman hakikatlerine y&ouml;nelmek olacaktır.</p> <p>Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın &quot;zaman tarikat zamanı değildir&quot; demesinden, tarikatı ink&acirc;r ya da tahkir ettiği anlaşılmamalıdır. Zira Tarikat, sağlam, iman sahibi ve farzları ifa eden ehli takva M&uuml;sl&uuml;manların velayet derecesine &ccedil;ıkmasını temin eden bir yoldur. Bu y&uuml;zden Tarikatın en m&uuml;him şahı ve piri olan İmam Rabbani Hazretleri, &quot;imanı tahkiki olmayan ve farzlarda kusuru olanlar tarikat seyahatinde gidemezler&quot; diye h&uuml;k&uuml;m vermiştir. Demek tarikatın başlangıcı olan; sağlam iman ve farzların ifası olmasa, tarikatta gitmek doğru ve esaslı olmuyor. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde dinsizlik alıp başını gittiğinden imanlı insanların sayısı azalmış tarikat yolu ikinci &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; dereceye d&uuml;şm&uuml;şt&uuml;r. İşte Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın s&ouml;z&uuml;n&uuml; bu manada ele alıp değerlendirmeliyiz.</p> <p>G&uuml;n&uuml;m&uuml;zdeki insanların &ccedil;oğunluğu, tahkiki iman sahibi değildir. &Ouml;rneğin &uuml;lkemizde farz namazları kılanların sayısı 20 civarındadır. B&ouml;yle bir toplumsal yapıda &ouml;ncelikli g&ouml;rev sağlam bir imanı vermek ve akabinde diğer farz ve s&uuml;nnetleri ifa etmesini temin etmektir. Yoksa Allah&rsquo;ın varlığından ş&uuml;phe duyan adamlara, tarikat dersi vermek pek fayda vermez. Bu toplumsal ger&ccedil;eği iyi okuduğumuz zaman &quot;zaman tarikat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır&quot; diye biz de h&uuml;k&uuml;m verebiliriz, vesselam&hellip;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi KARA</p>
Ekleme Tarihi: 20 Şubat 2021 - Cumartesi

Tarikatların Güzelliği

<p>Yunus Suresi 62.&nbsp; Ayette Allah&rsquo;ın dostları yani evliyalar i&ccedil;in &ldquo;Bilin ki; Allah&rsquo;ın dostları i&ccedil;in ne bir korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar&rdquo; buyrulmaktadır. İşte saygı duyulması gerekirken devamlı surette aşağılanan ve hakaret edilen evliyalar ve tarikat erbabına bu haksızlık neden yapılıyor bunun &uuml;zerinde durmak istiyorum.</p> <p>Tarikat ve tasavvuf; insanlığın erişebildiği ulvi ve y&uuml;ksek bir makamlara verilen isimdir. Tarikatların gayesi, iman hakikatlerinin inkişaf etmesi ile Hazreti Muhammed Aleyhissalat&uuml; Vesselamın (a.s.m.) Mira&ccedil;&rsquo;ta gittiği yolun g&ouml;lgesinde kalp ayağıyla bir y&uuml;kseliştir.&nbsp;</p> <p>Tekke ve zaviyelerin kapatılması ve uydurma nedenlerle bir&ccedil;ok tarikat şeyhinin idam edilmesi y&uuml;z&uuml;nden tarikatlar g&ouml;r&uuml;nmez olmaktan &ccedil;ıkmış kendilerini gizlemek zorunda kalmışlardır. Bu nedenle meydanı boş bulan bir &ccedil;ok sahte şeyh ortaya &ccedil;ıkmış tarikatın zikir ve tefekk&uuml;r gibi &ccedil;ok g&uuml;zel usullerini suistimal ederek bambaşka bir yapıya d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rm&uuml;şlerdir.</p> <p>Burada kusur tarikatlarda değil onu yasaklayıp yer altına itenlerdedir. Bu ayıp &ouml;ylesine b&uuml;y&uuml;kt&uuml;r ki &uuml;lkemiz dışında her yerde serbest&ccedil;e tarikatlara&nbsp; ve tekkelere gidip gelme serbest iken; bu aziz vatanda yasaktır. Bir de utanmadan bu din ve vicdan &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;ne aykırı durumu savunup &ldquo;bu &uuml;lke şeyhler tarikatlar &uuml;lkesi değildir&rdquo; diyerek nasıl bir yasak&ccedil;ı zihniyete sahip olduğunu g&ouml;sterirler.</p> <p>Tarikatlar ve tekkeler yasaklanmakla kalmamış &ccedil;ok nadide sanat eserleri ile dolu bu mekanlar adeta yağmalanmıştır. Balkan &uuml;lkelerine gittiğinizde Hıristiyanlar, tekkelere dokunmazken &uuml;lkemizde&nbsp; hoyrat&ccedil;a ve acımasızca tekkeler yıkılıp; ahırlara d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Necip Fazıl&rsquo;ın dediği gibi &ldquo;&ouml;z yurdunda garipsin,&ouml;z vatanında parya&rdquo;</p> <p>500 yıllık Ayasofya Camisini kapatıp puthaneye &ccedil;eviren insanlar, tekkeleri kapatmış &ccedil;ok mu? Elbette kendilerine layık olanı yapacaklar. Cennet ucuz olmadığı gibi cehennem de l&uuml;zumsuz değildir elbette...&nbsp;</p> <p>Peki, vatanımızda bu kadar hoyrat ve vahşi şekilde uygulanan din ve vicdan &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;ne aykırı uygulamalar orta yerde dururken; ne diye durup dururken tarikatlara saldırırlar? Kendi akıllarına sığıştıramadıkları bazı adet ve uygulamaları su&ccedil; gibi g&ouml;sterip tarikat ehline ağza alınmayacak derecede kaba s&ouml;zlerle hakaret edenlerde hi&ccedil; utanma, ar ve edep yok mudur?</p> <p>Cevabını vereyim. Bu din d&uuml;şmanları Batılı &uuml;lkelere k&ouml;le oldukları i&ccedil;in kendimize ait ne varsa d&uuml;şman kesilmişlerdir. &Ccedil;oğunluğu Sabetaycı ve mason olan bu Batı uşakları; M&uuml;sl&uuml;man g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; ile dolaşırken M&uuml;sl&uuml;manlara asla nefes aldırmama gayreti i&ccedil;indedirler.</p> <p>Tarikatlar, iman hakikatlerini zikir ve tefekk&uuml;rle ders verdikleri ve İslam&rsquo;ın hakkaniyetine bir delil oldukları halde, neden din dışı g&ouml;steriliyor?&nbsp; Bunun da sebepleri vardır.</p> <p>Bazı doğru yoldan sapmış ehli s&uuml;nnetin dışında kalmış insanlar, kendileri mahrum kaldıkları o g&uuml;zel nurlardan istifade edemediği gibi başkalarının mahrumiyetine sebep olmuşlar tarikatları inkar yoluna gitmişlerdir.</p> <p>Bir kısım siyaset&ccedil;iler ve kendilerine destek bulamadıkları zaman tarikat ehli i&ccedil;inde g&ouml;rd&uuml;kleri&nbsp; bazı suistimalleri ve hataları bahane ederek, o b&uuml;y&uuml;k hazineyi kapatmaya &ccedil;alışmışlardır.&nbsp; Tekkeleri kapattıkları ve tahrip ettikleri yetmiyormuş gibi kendi evinde bah&ccedil;esinde yaptığı zikir ve tesbihe dahi engel olmaya &ccedil;alışan kaba ve hoyrat inkılap yobazları vardır.</p> <p>D&uuml;nyada kusursuz ve her ciheti hayırlı olan meslek ve meşrep &ccedil;ok az bulunur. İllaki bazı kusurlar ve k&ouml;t&uuml;ye kullanmalar olacaktır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ehil olmayanlar bir işe girseler, elbette suiistimal ederler.&nbsp;</p> <p>Fakat Cen&acirc;b-ı Hak, &acirc;hirette yapılan fiillerin muhasebesinde adaletini; iyilik ve k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerin &ouml;l&ccedil;&uuml;leri ile g&ouml;sterecektir. Hasenat yani iyilikler ağır gelse m&uuml;k&acirc;fatlandırır, kabul eder; seyyiat yani k&ouml;t&uuml;l&uuml;kler &ccedil;ok gelse cezalandırır, reddeder. Hasenat ve seyyi&acirc;tın muvazenesi kemiyete bakmaz, keyfiyete bakar. Bazı olur, bir tek iyilik bin k&ouml;t&uuml;l&uuml;ğe &uuml;st&uuml;n gelir kişiyi affettirir.</p> <p>Madem İl&acirc;hi adalet b&ouml;yle h&uuml;kmeder ve hakikat dahi bunu hak g&ouml;r&uuml;r o halde tarikatların iyiliklerine bakmalıdır. Eğer suistimallerine g&ouml;re iyilikleri fazla ise aleyhinde olmak yanlıştır. &Ouml;rnek olarak &uuml;lkemizde namaz kılan insanlara bir bakalım. Dinin direği olan ve her beş vakitte kılınması lazım olan namazı en &ccedil;ok kılıp dikkat edenler tarikata mensup insanlardır.</p> <p>Tarikat, yani S&uuml;nnet-i Seniyye dairesinde tarikatin iyilikleri, k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerine &uuml;st&uuml;n gelmesinin en b&uuml;y&uuml;k delili; din d&uuml;şmanlarının ağır h&uuml;cumu esnasında dahi dinini ve imanını terk etmemeleridir. Dam edilirken dahi kelime-i şehadetle sonsuz aleme u&ccedil;up gitmişlerdir.</p> <p>Tarikata mensup olan bir zat; bilim ve fenlerle meşgul olmuş insanlardan daha &ccedil;ok imanını muhafaza etmektedir. B&uuml;y&uuml;k g&uuml;nahlara girse dahi dinden &ccedil;ıkmaz g&uuml;nahkar bir M&uuml;sl&uuml;man olarak kalır. Kolaylıkla zındıkaya sokulmaz. Halbuki tarikatta hissesi olmayan ve kalbi harekete gelmeyen, bir &acirc;lim zat da olsa, şimdiki zındıkların desiselerine karşı kendini tam muhafaza etmesi zordur.</p> <p>&Ouml;nemli bir hususu da yeri gelmişken ifade etmek gerekir. İsl&acirc;m dairesinden haricine &ccedil;ıkmış bir kısım meşreplerin haksız olarak tarikat namını almış olmaları ger&ccedil;ek tarikat ehlini su&ccedil;lamada delil olamaz. Yakın zamanda fuhşiyatı teşvik eden bir ahlaksız kişi televizyonda ve medyada şeyh veya tarikat y&ouml;neticisi gibi g&ouml;r&uuml;nmesi y&uuml;z&uuml;nden tarikatlara &ccedil;amur atmak vicdansızlıktır.&nbsp;</p> <p>Tarikatın din&icirc;, uhrev&icirc; ve ruhan&icirc; &ccedil;ok m&uuml;him ve ulv&icirc; neticelerinden sarf-ı nazar etsek dahi sadece İsl&acirc;m alemi i&ccedil;indeki kuds&icirc; bir rabıta olan uhuvvet ve kardeşliğin gelişmesinde b&uuml;y&uuml;k rol&uuml; olmuştur. Anadoluya g&ouml;&ccedil;lerle gelen milyonlarca insan tarikatlar sayesinde İslam&rsquo;a ısınmış ve M&uuml;sl&uuml;man olmuşlardır. Beyazıd-ı Bestami, Mevlana Celalettin-i Rumi ve Yunus Emre gibi tarikat b&uuml;y&uuml;kleri binlerce Rum&rsquo;un M&uuml;sl&uuml;man olmasına vesile olmuştur.</p> <p>Hıristiyanların İslam&rsquo;ı ortadan kaldırmak &uuml;zere tertip ettikleri ha&ccedil;lı seferlerine karşı en &ouml;nemli kalelerden bir tanesi tarikatlar ve tekkeler olmuştur.</p> <p>Eğer halifeliğin merkezi olan İstanbul,&nbsp; beş y&uuml;z elli sene b&uuml;t&uuml;n Hıristiyan aleminin saldırısı karşısında muhafaza olmuş ise İstanbul&rsquo;da belki beş y&uuml;z yerde fışkıran tevhit nuru olan o b&uuml;y&uuml;k camilerin arkalarındaki tekkelerde &ldquo;Allah, Allah&rdquo; diyenlerin kuvvet-i imaniyeleri ve marifet-i İl&acirc;hiyeden gelen bir muhabbet-i ruhaniye ile c&ucirc;ş u huruşlarıdır.&nbsp;</p> <p>Kısaca tarikatın g&uuml;zelliklerinden bir par&ccedil;a bahsedelim ki İslami gruplara, tarikat ve cemaatlere d&uuml;şman olanların sesi kesilsin tekrar edepsizlik yapmasınlar.</p> <p>Bedi&uuml;zzaman Said Nursi, Risale-i Nur&#39;un &ccedil;ok yerlerinde, Tarikat ve Tasavvufu izah edip m&uuml;dafaa etmiştir. Hi&ccedil;bir zaman, Tarikat ve Tasavvufun aleyhinde s&ouml;z s&ouml;ylememiştir. Tarikat ve Tasavvufun kendisini ve &ouml;z&uuml;n&uuml; değil, sonradan i&ccedil;ine girmiş bazı arıza ve hataları tenkit etmiştir.&nbsp;</p> <p>Tenkit ettiği hususlar, Tarikat ve Tasavvuf erbabının bazı aşırılık ve hatalarıdır. Bu hususları Telvihat-ı Tisa adlı risalesinde, sekiz varta (tehlike) şeklinde &ouml;zetlemiştir. Birinci kısımda (telvihte) ş&ouml;yle der:&nbsp;</p> <p>&quot;Tasavvuf, tar&icirc;kat, velayet, seyr &uuml; s&uuml;l&ucirc;k namları altında şirin, nuran&icirc;, neş&#39;eli, ruhan&icirc; bir hakikat-ı kudsiye vardır ki; o hakikat-ı kudsiyeyi il&acirc;n eden, ders veren, tavsif eden binler cild kitab ehl-i zevk ve keşfin muhakkikleri yazmışlar, o hakikatı &uuml;mmete ve bize s&ouml;ylemişler&hellip;&nbsp; Biz, o muhit denizinden birka&ccedil; katre h&uuml;km&uuml;nde birka&ccedil; reşhalarını şu zamanın bazı ilcaatına binaen g&ouml;stereceğiz.<br /> Sual: Tar&icirc;kat nedir?<br /> Elcevap: Tar&icirc;katın gaye-i maksadı, m&acirc;rifet ve inkişaf-ı hakaik-i &icirc;maniye olarak, Mi&#39;ra&ccedil;-ı Ahmed&icirc;&#39;nin (asm) g&ouml;lgesinde ve sayesi altında kalb ayağıyla bir seyr &uuml; s&uuml;l&ucirc;k-u ruhan&icirc; neticesinde, zevk&icirc;, hal&icirc; ve bir derece şuhud&icirc; hakaik-i &icirc;maniye ve Kur&#39;aniyeye mazhariyet; &quot;tar&icirc;kat&quot;, &quot;tasavvuf&quot; namıyla ulv&icirc; bir sırr-ı insan&icirc; ve bir kem&acirc;l-i beşer&icirc;dir&rdquo;.</p> <p>Evet, insan yaratılmış her şeyin k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir numunesi olduğundan, insanın kalbi de binlerce &acirc;lemin adeta manevi bir haritasıdır. İnsanın kafasındaki dimağı, hadsiz telsiz telgraf ve telefonların santral denilen merkezi gibi, k&acirc;inatın bir nevi merkez-i manev&icirc;si olduğunu g&ouml;steren hadsiz fenler ve beşeri ilimler vardır. İnsanın mahiyetindeki kalbi dahi, k&acirc;inatın mazharı, medarı, &ccedil;ekirdeği olduğunu; hadd ve hesaba gelmeyen ehl-i velayetin yazdıkları milyonlarla nuran&icirc; kitaplar g&ouml;stermektedirler.</p> <p>İşte m&acirc;dem kalb ve dimağ-ı insan&icirc; bu merkezdedir; &ccedil;ekirdek haletinde b&uuml;y&uuml;k bir ağacın cihazlarını i&ccedil;ine alır ve ebed&icirc;, uhrev&icirc;, haşmetli bir makinenin &acirc;letleri ve &ccedil;arkları i&ccedil;inde bulunur. Elbette ve her halde o kalbin yaratıcısı olan Allah, o kalbi işlettirmesini ve bilkuvve tavırdan bilfiil vaziyetine &ccedil;ıkarmasını ve inkişafını ve hareketini irade etmiş ki, &ouml;yle yapmış. M&acirc;dem irade etmiş, elbette o kalb dahi akıl gibi işleyecektir. Ve kalbi işlettirmek i&ccedil;in en b&uuml;y&uuml;k vasıta, velayet mertebelerinde İlahi zikir ile tar&icirc;kat yolunda iman hakikatlerine y&ouml;nelmek olacaktır.</p> <p>Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın &quot;zaman tarikat zamanı değildir&quot; demesinden, tarikatı ink&acirc;r ya da tahkir ettiği anlaşılmamalıdır. Zira Tarikat, sağlam, iman sahibi ve farzları ifa eden ehli takva M&uuml;sl&uuml;manların velayet derecesine &ccedil;ıkmasını temin eden bir yoldur. Bu y&uuml;zden Tarikatın en m&uuml;him şahı ve piri olan İmam Rabbani Hazretleri, &quot;imanı tahkiki olmayan ve farzlarda kusuru olanlar tarikat seyahatinde gidemezler&quot; diye h&uuml;k&uuml;m vermiştir. Demek tarikatın başlangıcı olan; sağlam iman ve farzların ifası olmasa, tarikatta gitmek doğru ve esaslı olmuyor. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde dinsizlik alıp başını gittiğinden imanlı insanların sayısı azalmış tarikat yolu ikinci &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; dereceye d&uuml;şm&uuml;şt&uuml;r. İşte Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın s&ouml;z&uuml;n&uuml; bu manada ele alıp değerlendirmeliyiz.</p> <p>G&uuml;n&uuml;m&uuml;zdeki insanların &ccedil;oğunluğu, tahkiki iman sahibi değildir. &Ouml;rneğin &uuml;lkemizde farz namazları kılanların sayısı 20 civarındadır. B&ouml;yle bir toplumsal yapıda &ouml;ncelikli g&ouml;rev sağlam bir imanı vermek ve akabinde diğer farz ve s&uuml;nnetleri ifa etmesini temin etmektir. Yoksa Allah&rsquo;ın varlığından ş&uuml;phe duyan adamlara, tarikat dersi vermek pek fayda vermez. Bu toplumsal ger&ccedil;eği iyi okuduğumuz zaman &quot;zaman tarikat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır&quot; diye biz de h&uuml;k&uuml;m verebiliriz, vesselam&hellip;</p> <p>&nbsp;Dr. Vehbi KARA</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.