Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Yüksek Faiz Düşük Kur Politikası Terk Edilmelidir.

Yüksek Faiz Düşük Kur Politikası Terk Edilmelidir. Türkiye’de yıllardan beri Batının dayattığı çok kötü bir ekonomi politikası uygulanmaktadır. Bu ise yatırımcıların girişimcilik iştahını keserek faize yönelmesine yol açmaktadır. Hâlbuki faiz ve tefecilikle bir ülkenin kalkınma ihtimali yoktur. 1994 ve 2001 yıllarında bugün yaşadığımız müdahalelerin benzerlerini görmüştük. Faiz ve tefecilikle geçinen iç ve dış sermaye gurupları ki; bunların en önemli bölümü Siyonistlerdir, döviz fiyatlarını aniden yükselterek ekonomimizi sarsmış vurgun üstüne vurgun vurmuşlardı. Hatırlatayım: Ocak 1994 tarihinde Türk lirası öyle bir değer kaybetmişti ki; kısa bir zaman içerisinde döviz fiyatlarının üç katına çıktığını görmüştük. Fakat vurguna devam edilmiş bir müddet sonra bu sefer döviz fiyatları yarı yarıya inmişti. Yine aynı kişiler kısa zamanda kazançlarını 6 kat yükseltmişlerdi. 2001 yılında ise çok daha kötü bir senaryo uygulanmıştı. Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Ecevit arasında yok yere kriz çıkarılmış bankalar arası piyasada gecelik faiz oranı yüzde 7500’ün üzerine fırlamıştı. Gün sonunda 28 Şubat’ın darbeci generallerin yönetim kurullarında görev aldıkları bankalar hortumlanmıştı. ABD’nin desteklediği darbeci askerler ve Ecevit hükümeti içindeki çeteciler tarafından ülkemiz bir defa daha harabeye çevrilmişti. Elbette ülkemizin bu tuzağa düşürülmesinde Tansu Çiller ve Bülent Ecevit gibi beceriksiz politikacıların rolü büyük olmuştur. Zira on binlerce işyeri kapanmış bir çok ailenin ocağı sönmüştü. Aradan yıllar geçmesine rağmen haramzadelerin ve ABD öncülüğündeki Batılı devletlerin senaryoları değişmemiştir. Çünkü Merkez Bankası bürokratları, daha önceki krizlerde olduğu gibi yüksek faiz ve düşük kur politikasını bugün hâlâ ısrarla sürdürmeye devam etmektedirler. Ülkemizde haramzadeler o kadar çoğalmıştır ki; kimse hâlâ şu gerçeği görememektedir. Dünyada ve özellikle Batı ülkelerinde sıfır faiz hatta negatif faiz uygulamaları devam ederken, Merkez Bankasının yüzde 1 gibi faiz indirimini döviz krizinin asıl sebebi olarak göstermeleri; bunların bilgi birikimini ve seviyelerini göstermektedir. Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz bu haramzadelere ne kadar ağır söz söylense azdır. Döviz fiyatlarının iki katına yakın bir oranda artmasına gerekçe olarak faizin yüzde 19’dan yüzde 14’e indirilmesini sebep göstermeye devam ediyorlar. Yazıklar olsun. Aslında bunları ikna etmeye gerek yoktur. Çünkü ABD ve Batı ülkelerinin borazanlığını yapmaktadırlar. Amaçlarının hükümeti yıkmak olduğunu anlamak için zeki olmaya da gerek yoktur. Peki, bu Batı işbirlikçisi haramzadelere ve faiz lobisine karşı ne yapmalı? İşte kısaca buna değinelim. Umulur ki ekonomi yönetiminde bulunan bürokratların aklı başına gelir ve isabetli politikalar uygulamaya başlarlar. Öncelikle faizi düşürmekle bir yere varılamayacağının bilinmesi gereklidir. Faizleri aynı Batı ülkelerinde olduğu gibi sıfırlamak gerekiyor. Bu sayede tedarik zincirindeki kırılmalar nedeni ile parlak ekonomik gelişmelerin yaşandığı günümüzde; ekonomik gelişmeleri doğru yöne çevirmek mümkündür. Unutmamak gerekir ki; dünyanın 2021 yılında en fazla büyüyen ülkesi Türkiye olmuştur. Yüzde 10’un üzerinde bir büyümeyi ihracat ağırlıklı politikalar sayesinde gerçekleştirdik. Döviz 1994 ve 2001 yıllarında olduğu gibi dış güçler ve dahildeki spekülatörler vasıtasıyla suni olarak arttırılmaktadır. Elbette bu çıkışın bir inişi de olacaktır. Hastalığın teşhisi tedavinin yarısıdır. O halde yapılması gereken işlemi de hatırlatalım. Dövizin olması gereken seviyede değil de yüksek olması bir ülke için çok büyük bir avantajdır. Zira ihracatın artıp ithalatın düşmesi sonucunu doğuracaktır. Burada önemli olan girişimcilerimizin belirsizlikten kurtularak stabil bir döviz kuruna bir an önce kavuşması gereklidir. Bu sayede önünü gören işadamlarımız, ihracat seferberliğine daha güçlü bir şekilde girişebilecektir. Bunun sonucunda ise Cumhuriyet tarihinde ilk defa ülkemizin ticarette cari fazla verme imkânı doğacaktır, vesselam… Dr. Vehbi Kara
Ekleme Tarihi: 21 Aralık 2021 - Salı

Yüksek Faiz Düşük Kur Politikası Terk Edilmelidir.

Yüksek Faiz Düşük Kur Politikası Terk Edilmelidir. Türkiye’de yıllardan beri Batının dayattığı çok kötü bir ekonomi politikası uygulanmaktadır. Bu ise yatırımcıların girişimcilik iştahını keserek faize yönelmesine yol açmaktadır. Hâlbuki faiz ve tefecilikle bir ülkenin kalkınma ihtimali yoktur. 1994 ve 2001 yıllarında bugün yaşadığımız müdahalelerin benzerlerini görmüştük. Faiz ve tefecilikle geçinen iç ve dış sermaye gurupları ki; bunların en önemli bölümü Siyonistlerdir, döviz fiyatlarını aniden yükselterek ekonomimizi sarsmış vurgun üstüne vurgun vurmuşlardı. Hatırlatayım: Ocak 1994 tarihinde Türk lirası öyle bir değer kaybetmişti ki; kısa bir zaman içerisinde döviz fiyatlarının üç katına çıktığını görmüştük. Fakat vurguna devam edilmiş bir müddet sonra bu sefer döviz fiyatları yarı yarıya inmişti. Yine aynı kişiler kısa zamanda kazançlarını 6 kat yükseltmişlerdi. 2001 yılında ise çok daha kötü bir senaryo uygulanmıştı. Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Ecevit arasında yok yere kriz çıkarılmış bankalar arası piyasada gecelik faiz oranı yüzde 7500’ün üzerine fırlamıştı. Gün sonunda 28 Şubat’ın darbeci generallerin yönetim kurullarında görev aldıkları bankalar hortumlanmıştı. ABD’nin desteklediği darbeci askerler ve Ecevit hükümeti içindeki çeteciler tarafından ülkemiz bir defa daha harabeye çevrilmişti. Elbette ülkemizin bu tuzağa düşürülmesinde Tansu Çiller ve Bülent Ecevit gibi beceriksiz politikacıların rolü büyük olmuştur. Zira on binlerce işyeri kapanmış bir çok ailenin ocağı sönmüştü. Aradan yıllar geçmesine rağmen haramzadelerin ve ABD öncülüğündeki Batılı devletlerin senaryoları değişmemiştir. Çünkü Merkez Bankası bürokratları, daha önceki krizlerde olduğu gibi yüksek faiz ve düşük kur politikasını bugün hâlâ ısrarla sürdürmeye devam etmektedirler. Ülkemizde haramzadeler o kadar çoğalmıştır ki; kimse hâlâ şu gerçeği görememektedir. Dünyada ve özellikle Batı ülkelerinde sıfır faiz hatta negatif faiz uygulamaları devam ederken, Merkez Bankasının yüzde 1 gibi faiz indirimini döviz krizinin asıl sebebi olarak göstermeleri; bunların bilgi birikimini ve seviyelerini göstermektedir. Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz bu haramzadelere ne kadar ağır söz söylense azdır. Döviz fiyatlarının iki katına yakın bir oranda artmasına gerekçe olarak faizin yüzde 19’dan yüzde 14’e indirilmesini sebep göstermeye devam ediyorlar. Yazıklar olsun. Aslında bunları ikna etmeye gerek yoktur. Çünkü ABD ve Batı ülkelerinin borazanlığını yapmaktadırlar. Amaçlarının hükümeti yıkmak olduğunu anlamak için zeki olmaya da gerek yoktur. Peki, bu Batı işbirlikçisi haramzadelere ve faiz lobisine karşı ne yapmalı? İşte kısaca buna değinelim. Umulur ki ekonomi yönetiminde bulunan bürokratların aklı başına gelir ve isabetli politikalar uygulamaya başlarlar. Öncelikle faizi düşürmekle bir yere varılamayacağının bilinmesi gereklidir. Faizleri aynı Batı ülkelerinde olduğu gibi sıfırlamak gerekiyor. Bu sayede tedarik zincirindeki kırılmalar nedeni ile parlak ekonomik gelişmelerin yaşandığı günümüzde; ekonomik gelişmeleri doğru yöne çevirmek mümkündür. Unutmamak gerekir ki; dünyanın 2021 yılında en fazla büyüyen ülkesi Türkiye olmuştur. Yüzde 10’un üzerinde bir büyümeyi ihracat ağırlıklı politikalar sayesinde gerçekleştirdik. Döviz 1994 ve 2001 yıllarında olduğu gibi dış güçler ve dahildeki spekülatörler vasıtasıyla suni olarak arttırılmaktadır. Elbette bu çıkışın bir inişi de olacaktır. Hastalığın teşhisi tedavinin yarısıdır. O halde yapılması gereken işlemi de hatırlatalım. Dövizin olması gereken seviyede değil de yüksek olması bir ülke için çok büyük bir avantajdır. Zira ihracatın artıp ithalatın düşmesi sonucunu doğuracaktır. Burada önemli olan girişimcilerimizin belirsizlikten kurtularak stabil bir döviz kuruna bir an önce kavuşması gereklidir. Bu sayede önünü gören işadamlarımız, ihracat seferberliğine daha güçlü bir şekilde girişebilecektir. Bunun sonucunda ise Cumhuriyet tarihinde ilk defa ülkemizin ticarette cari fazla verme imkânı doğacaktır, vesselam… Dr. Vehbi Kara
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.