Emine AYDEMİR
Köşe Yazarı
Emine AYDEMİR
 

Mes'uliyet Bilinci Ve Mü'mince Duruş

Mes'uliyet Bilinci Ve Mü'mince Duruş İslam dini insanlık için dünya ve ahiret huzur mutluluğunu teminat altına alan fıtrata uygun en mükemmel dindir. İslami hayat düzeninde; bencillik, cimrilik, menfaatçilik, kibir, hırs, kin vb nefsin kötü halleri olarak sayılır ve hiç bir mümine yakışmaz. Kamil ve olgun mümin bu sıfatları ve huyları geçmiş kendisini arıtmış, güzelleştirmiştir. Mümin kendi için istediği iyilik ve güzellikleri tüm mümin kardeşleri içinde ister. Başkasının başındaki musibeti ve imtihanları kendi başına gelmiş gibi yada çok sevdiği birinin başına gelmiş gibi sahiplenir maddi manevi her türlü desteği verir. Mümin, elinden ve dilinden emin olunan kişidir. "Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, müminler, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, müslümanlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır!" [Buhari] Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz" (Hucurât, 10) Müslümanların dertleri ile ilgilenmeyen, onlardan değildir.  [Hakim] “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.”  (Müslim, Îmân) İsmet Özel'in hadisle ilgili güzel bir yorumu var: İslamiyet ahlâklı olana, vurdumduymazlığı yasaklıyor. Müslüman isek çirkinliği ortadan kaldırmaya dönük bir tutumumuz mutlaka olacak. Müslümanlıkta hepimizin gayet iyi bildiği bir husus var: Emr-i bi'l ma'ruf nehy-i ani'l münker. İnsanlar, müslüman oldukları takdirde, iyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar. Müslüman olan için kaçınılmaz bir ahlaki yükümlülüktür bu. Müslüman için katlanarak büyüyen bir sorumluluk, katlanarak yürüyen bir etkinlik söz konusu. Dünyanın gidişinde bir aksayış görürse, dünyaya müdahale bir şekilde (başkasının değil) Müslümanın vazifesi. Dünyanın gidişinde neyin aksadığını bilmesi için de Müslümanın bu konuda kendini yetiştirmiş olması, iyi kötü güzel çirkin doğru yanlış konusunda en isabetli kararı verebilecek seviyede zihnen donatılmış olması gerekiyor. Yanlış bir davranışla karşılaşan bir insanın ilk işi; bu insan eğer müslümansa, yanlış davranışın fiilen ortadan kalkmasını ve yerine doğru davranışın konulmasını sağlamaktır. Yargılamadan, Tavır almadan, Kınamadan, Kıırmadan.. Diyelim ki bunu yapamıyor, öyleyse yapılması gereken şeyi söyleyecek, yapılan şeyin yanlışlığına dair beyanatta bulunacak. Buna da gücü yetmezse kalben kötü işin karşısına geçecek, kötünün kötülüğüne, iyinin iyiliğine dair bir kesinlik taşıyacak içinde, bu da imanın en zayıf derecesi olarak ifade ediliyor hadisi şerifte. Dünyaya karşı tavır takınmak Müslüman için doğrudan doğruya itikadi bir meseledir. Yani hiç bir şekilde etliye sütlüye karışmayan, 'dünyada hangi zararlar olursa olsun beni ilgilendirmez, ben günlük ibadetlerimi yerine getirmekten başka birşey düşünmem!' diyen adamın imanı tartışma konusudur. “Komşusu açken tok yatan kimse (kâmil) müʼmin değildir.” (Hâkim, II, 15) "Din kardeşinin yüzüne gülümsemen senin için bir sadaka; iyiliği emir, kötülükten nehyetmen senin için bir sadaka; dalalet diyarında bir adamı irşad etmen (yolunu şaşıran bir kimseye yol göstermen) senin için bir sadaka; gözü iyi görmeyen bir adamın gözü kulağı olman senin için bir sadaka; yoldan taşı, dikeni ve kemiği atman senin için bir sadaka; kovandan din kardeşinin kovasına suyundan boşaltman da senin için bir sadakadır." (Tirmizi) Sadaka, kelime anlamı itibariyle "sıdk" ile, "yakınlık" ile bağlantılı. Yani biz Rabbimize olan yakınlığımız sadakatimiz nedeniyle sadaka veririz. Hadislerden ve ayetlerden öğrendiğimiz şekli ile hayatı birbirine kolaylaştıran, birbirine güler yüz gösteren, yaratılmış tüm mahluka şefkatle merhametle yaklaşan müminler Allah cc ile olan ahdine sadık kaldığını göstermiş olur. Ya Rab! Kusurumuzu affet, bizlere güzel ahlâklı, sevdiğin razı olduğun kullardan olmayı nasip et. Amin. Katre / Hakikat Damlaları Emine AYDEMİR
Ekleme Tarihi: 24 Haziran 2021 - Perşembe

Mes'uliyet Bilinci Ve Mü'mince Duruş

Mes'uliyet Bilinci Ve Mü'mince Duruş İslam dini insanlık için dünya ve ahiret huzur mutluluğunu teminat altına alan fıtrata uygun en mükemmel dindir. İslami hayat düzeninde; bencillik, cimrilik, menfaatçilik, kibir, hırs, kin vb nefsin kötü halleri olarak sayılır ve hiç bir mümine yakışmaz. Kamil ve olgun mümin bu sıfatları ve huyları geçmiş kendisini arıtmış, güzelleştirmiştir. Mümin kendi için istediği iyilik ve güzellikleri tüm mümin kardeşleri içinde ister. Başkasının başındaki musibeti ve imtihanları kendi başına gelmiş gibi yada çok sevdiği birinin başına gelmiş gibi sahiplenir maddi manevi her türlü desteği verir. Mümin, elinden ve dilinden emin olunan kişidir. "Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, müminler, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, müslümanlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır!" [Buhari] Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz" (Hucurât, 10) Müslümanların dertleri ile ilgilenmeyen, onlardan değildir.  [Hakim] “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.”  (Müslim, Îmân) İsmet Özel'in hadisle ilgili güzel bir yorumu var: İslamiyet ahlâklı olana, vurdumduymazlığı yasaklıyor. Müslüman isek çirkinliği ortadan kaldırmaya dönük bir tutumumuz mutlaka olacak. Müslümanlıkta hepimizin gayet iyi bildiği bir husus var: Emr-i bi'l ma'ruf nehy-i ani'l münker. İnsanlar, müslüman oldukları takdirde, iyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar. Müslüman olan için kaçınılmaz bir ahlaki yükümlülüktür bu. Müslüman için katlanarak büyüyen bir sorumluluk, katlanarak yürüyen bir etkinlik söz konusu. Dünyanın gidişinde bir aksayış görürse, dünyaya müdahale bir şekilde (başkasının değil) Müslümanın vazifesi. Dünyanın gidişinde neyin aksadığını bilmesi için de Müslümanın bu konuda kendini yetiştirmiş olması, iyi kötü güzel çirkin doğru yanlış konusunda en isabetli kararı verebilecek seviyede zihnen donatılmış olması gerekiyor. Yanlış bir davranışla karşılaşan bir insanın ilk işi; bu insan eğer müslümansa, yanlış davranışın fiilen ortadan kalkmasını ve yerine doğru davranışın konulmasını sağlamaktır. Yargılamadan, Tavır almadan, Kınamadan, Kıırmadan.. Diyelim ki bunu yapamıyor, öyleyse yapılması gereken şeyi söyleyecek, yapılan şeyin yanlışlığına dair beyanatta bulunacak. Buna da gücü yetmezse kalben kötü işin karşısına geçecek, kötünün kötülüğüne, iyinin iyiliğine dair bir kesinlik taşıyacak içinde, bu da imanın en zayıf derecesi olarak ifade ediliyor hadisi şerifte. Dünyaya karşı tavır takınmak Müslüman için doğrudan doğruya itikadi bir meseledir. Yani hiç bir şekilde etliye sütlüye karışmayan, 'dünyada hangi zararlar olursa olsun beni ilgilendirmez, ben günlük ibadetlerimi yerine getirmekten başka birşey düşünmem!' diyen adamın imanı tartışma konusudur. “Komşusu açken tok yatan kimse (kâmil) müʼmin değildir.” (Hâkim, II, 15) "Din kardeşinin yüzüne gülümsemen senin için bir sadaka; iyiliği emir, kötülükten nehyetmen senin için bir sadaka; dalalet diyarında bir adamı irşad etmen (yolunu şaşıran bir kimseye yol göstermen) senin için bir sadaka; gözü iyi görmeyen bir adamın gözü kulağı olman senin için bir sadaka; yoldan taşı, dikeni ve kemiği atman senin için bir sadaka; kovandan din kardeşinin kovasına suyundan boşaltman da senin için bir sadakadır." (Tirmizi) Sadaka, kelime anlamı itibariyle "sıdk" ile, "yakınlık" ile bağlantılı. Yani biz Rabbimize olan yakınlığımız sadakatimiz nedeniyle sadaka veririz. Hadislerden ve ayetlerden öğrendiğimiz şekli ile hayatı birbirine kolaylaştıran, birbirine güler yüz gösteren, yaratılmış tüm mahluka şefkatle merhametle yaklaşan müminler Allah cc ile olan ahdine sadık kaldığını göstermiş olur. Ya Rab! Kusurumuzu affet, bizlere güzel ahlâklı, sevdiğin razı olduğun kullardan olmayı nasip et. Amin. Katre / Hakikat Damlaları Emine AYDEMİR
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.