Esra TAZE
Köşe Yazarı
Esra TAZE
 

Hem İlaç Hem Zehir

Hem İlaç Hem Zehir Zaman akıp gidiyor da giderken bizde olanları yerinde bırakmıyor. Yüzümüz değişiyor ya hani insanların gerçek yüzlerini de değiştirebiliyor. Akıp gidiyor da kararlı bir şekilde ama insanların kararlarını da değiştirip şimdiki zamana varıp kendisini çok özletiyor her akıp geçtiği yerden bir iz bırakıp kendisini unutturmayı beceriyor da, hiçbir yerden gitmemeyi de istetiyor kalplerde işte. Zamanın değerini bilmek gerekiyor gerekmesine de değerini bildiğiniz zaman bile. Her halükarda kararlı bir şekilde yerinde kalmayıp akıp geçiyor değerini bildiğiniz hayat. Kazandığınız o günde kalıyor, yapamadım keşke yapsaydım dedirtmiyor her akıp giden zamandaki halinize ama özletiyor kendisini şimdiki zamanda. Her yaptım deyip de pişman olmadıklarınız ama özlem duygusu getiriyor yerine. Tıpkı insanların gerçek yüzlerini akıp geçen zamanın değiştirmesi gibi. Kimi değerini biliyor, kimi değerini bilmeyip değiştiğinde biliyor. Bildiğiniz zaman gerçek yüzler değiştiğinde özletiyor, özlememek için pişman ediyor. Değerini bilmediğiniz zamanda keşke değerini bilseydim dedirtiyor pişmanlıklar içinde. İşte hayat öyle ya pişmanlıklarla ya da özlemlerle geçiyor, her halükarda üzülüyor insan. Değer bilince de bilmeyince de. Gökhan Özcan’ın dediği gibi: “yaşarsın yaşadığının izi kalır.” “yaşamazsın, içinde sızı kalır.” O yüzden değer bilin ama alışmayın! Değer bilmemiş olsanız da o zamanda, şimdiki zamanda alışmamışsanız hiçbir şeye geriye bakmazsınız sadece geçmişe bakıp geçersiniz sadece bir ah çekişle bu zamanda. Zaman, insanlar değişti. Zamanın şimdiki yüzü eski zamandaki insanların yüzlerini de değiştirebildi şimdiki zamanda. Ne o değişen gerçek yüzlere gerçek yüzleri buymuş diyebilirsin o zamandaki yüzü gerçekse ne de o yüzü şimdiki zamanda bulabilirsin, çünkü zaman ne kendini getirebiliyor ne de aldığını sana veriyor, kendisiyle birlikte değiştirdiklerini de öylece bırakıyor. O zamandaki zamanın yüzü, o zamanın insanı oydu ama bu zamanda ne zaman, ne insanlar yerinde. Zaman aslında sadece giden değil, giderken her şeyi götüren oluyor. Zamanla her şey çözülür deniliyor zaman akıp giderken ki değiştirdikleri hesap edilmiyor, Zamana bıraktığınız çözme işini kördüğüm yapıyor! "Çok istiyorsan sen çöz bakalım, ne kadar istiyorsun çözmeyi" deyip zaman geçtikçe her şeyden, dolaştırdıkça dolaştırıyor çözmesini istediğinizi geçerken! Ya ipler kopuyor ya da çaresizce çözülmesini bekliyoruz mucize midir bilmem. Bekledikçe de zaman hesap etmediklerimizi alarak o ipi de koparıp geçiyor. Zaman çözüm değil! zamanın çözümleyecek vicdanı olsaydı her aldığını geri verirdi. İpi ona attıkça çözmesi için daha da dolaştırıp size iade ediyor. Sizde ona tekrardan atınca devam ediyor bu oyun öylece. Aldıkça sizden ipi aldıkça alıyor yok ediyor sizi, yok etmeyi de geçiyor siz bekledikçe var etmeyi, var olmasını beklediğinizi uzaklarda bile var etmiyor. Her şeyin azı yarar çoğu zarardır. Zaman ilaçsa kısa sürede etki eder ama etmesini zamanla beklemek o ilacın tarihini geçirip sizi zehirler. İlaç deyip geçmeyin, her şeyin bir tarihi, her ilacın zamanı vardır ama o zamanın geçmemesi lazımdır. Her ilaç zamanla zehir, her güzel zamanla çirkin olur. Her insan zamanla değişir, her eşya zamanla eskir, her meyve zamanla çürür. Zaman olgunlaşmamış meyveyi pişirir yenmesi için çok kalınca da çürütür atılması için. Her yorgunluk zamanla çözülür de çok zaman verince de hantallaşır, yorulmakta gücü kalmaz. Zaman ilaçtır derler ya hani evet az zaman vermek ilaçtır yerine göre ve zamanında. En güzel ne varsa yok eden zamana çok süre verdiğiniz zaman bedelini ağır ödersiniz! Zamana çok güvenme, Güvenmeden de geçme, Zaman her şeyin ilacı söyle de, tarihini görmezden gelme! Hiçbir şeye alışma bir tek alışmamaya alış her güzel zamanda, çünkü zaman alıştıklarını alıp alışmamaya mecbur bırakabiliyor tarihi geçtikçe. Zaman aman deyip geçmekle olmuyor, zamanla aman ben ne yaptım dedirtiyor, her güzel şeyin tarihini görmedikçe! Ya ilaçtır ya zehir, ama her geçtikçe çalandır her şeyi herkeste iyi bilir. *Zamanı küçümseme, gün gelir sana büyüklüğünü gösterir,. Nasıl da fark etmedim dersin! *Bazı sabırlar ilaçtır, bazı sabırlar ise zehir, neye sabrettiğinize göre değişir! Sabrettiğiniz çok bekletirse de imkansızın alametidir!.. İlaç dediğin zaman geçtikçe öldürmeye niyetlidir. Oğuz Atay’ında dediği gibi: “Zaman her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi?” Esra Taze/Yazar-Şair Çığlığın Öğütleri Kitabından
Ekleme Tarihi: 12 Temmuz 2022 - Salı

Hem İlaç Hem Zehir

Hem İlaç Hem Zehir Zaman akıp gidiyor da giderken bizde olanları yerinde bırakmıyor. Yüzümüz değişiyor ya hani insanların gerçek yüzlerini de değiştirebiliyor. Akıp gidiyor da kararlı bir şekilde ama insanların kararlarını da değiştirip şimdiki zamana varıp kendisini çok özletiyor her akıp geçtiği yerden bir iz bırakıp kendisini unutturmayı beceriyor da, hiçbir yerden gitmemeyi de istetiyor kalplerde işte. Zamanın değerini bilmek gerekiyor gerekmesine de değerini bildiğiniz zaman bile. Her halükarda kararlı bir şekilde yerinde kalmayıp akıp geçiyor değerini bildiğiniz hayat. Kazandığınız o günde kalıyor, yapamadım keşke yapsaydım dedirtmiyor her akıp giden zamandaki halinize ama özletiyor kendisini şimdiki zamanda. Her yaptım deyip de pişman olmadıklarınız ama özlem duygusu getiriyor yerine. Tıpkı insanların gerçek yüzlerini akıp geçen zamanın değiştirmesi gibi. Kimi değerini biliyor, kimi değerini bilmeyip değiştiğinde biliyor. Bildiğiniz zaman gerçek yüzler değiştiğinde özletiyor, özlememek için pişman ediyor. Değerini bilmediğiniz zamanda keşke değerini bilseydim dedirtiyor pişmanlıklar içinde. İşte hayat öyle ya pişmanlıklarla ya da özlemlerle geçiyor, her halükarda üzülüyor insan. Değer bilince de bilmeyince de. Gökhan Özcan’ın dediği gibi: “yaşarsın yaşadığının izi kalır.” “yaşamazsın, içinde sızı kalır.” O yüzden değer bilin ama alışmayın! Değer bilmemiş olsanız da o zamanda, şimdiki zamanda alışmamışsanız hiçbir şeye geriye bakmazsınız sadece geçmişe bakıp geçersiniz sadece bir ah çekişle bu zamanda. Zaman, insanlar değişti. Zamanın şimdiki yüzü eski zamandaki insanların yüzlerini de değiştirebildi şimdiki zamanda. Ne o değişen gerçek yüzlere gerçek yüzleri buymuş diyebilirsin o zamandaki yüzü gerçekse ne de o yüzü şimdiki zamanda bulabilirsin, çünkü zaman ne kendini getirebiliyor ne de aldığını sana veriyor, kendisiyle birlikte değiştirdiklerini de öylece bırakıyor. O zamandaki zamanın yüzü, o zamanın insanı oydu ama bu zamanda ne zaman, ne insanlar yerinde. Zaman aslında sadece giden değil, giderken her şeyi götüren oluyor. Zamanla her şey çözülür deniliyor zaman akıp giderken ki değiştirdikleri hesap edilmiyor, Zamana bıraktığınız çözme işini kördüğüm yapıyor! "Çok istiyorsan sen çöz bakalım, ne kadar istiyorsun çözmeyi" deyip zaman geçtikçe her şeyden, dolaştırdıkça dolaştırıyor çözmesini istediğinizi geçerken! Ya ipler kopuyor ya da çaresizce çözülmesini bekliyoruz mucize midir bilmem. Bekledikçe de zaman hesap etmediklerimizi alarak o ipi de koparıp geçiyor. Zaman çözüm değil! zamanın çözümleyecek vicdanı olsaydı her aldığını geri verirdi. İpi ona attıkça çözmesi için daha da dolaştırıp size iade ediyor. Sizde ona tekrardan atınca devam ediyor bu oyun öylece. Aldıkça sizden ipi aldıkça alıyor yok ediyor sizi, yok etmeyi de geçiyor siz bekledikçe var etmeyi, var olmasını beklediğinizi uzaklarda bile var etmiyor. Her şeyin azı yarar çoğu zarardır. Zaman ilaçsa kısa sürede etki eder ama etmesini zamanla beklemek o ilacın tarihini geçirip sizi zehirler. İlaç deyip geçmeyin, her şeyin bir tarihi, her ilacın zamanı vardır ama o zamanın geçmemesi lazımdır. Her ilaç zamanla zehir, her güzel zamanla çirkin olur. Her insan zamanla değişir, her eşya zamanla eskir, her meyve zamanla çürür. Zaman olgunlaşmamış meyveyi pişirir yenmesi için çok kalınca da çürütür atılması için. Her yorgunluk zamanla çözülür de çok zaman verince de hantallaşır, yorulmakta gücü kalmaz. Zaman ilaçtır derler ya hani evet az zaman vermek ilaçtır yerine göre ve zamanında. En güzel ne varsa yok eden zamana çok süre verdiğiniz zaman bedelini ağır ödersiniz! Zamana çok güvenme, Güvenmeden de geçme, Zaman her şeyin ilacı söyle de, tarihini görmezden gelme! Hiçbir şeye alışma bir tek alışmamaya alış her güzel zamanda, çünkü zaman alıştıklarını alıp alışmamaya mecbur bırakabiliyor tarihi geçtikçe. Zaman aman deyip geçmekle olmuyor, zamanla aman ben ne yaptım dedirtiyor, her güzel şeyin tarihini görmedikçe! Ya ilaçtır ya zehir, ama her geçtikçe çalandır her şeyi herkeste iyi bilir. *Zamanı küçümseme, gün gelir sana büyüklüğünü gösterir,. Nasıl da fark etmedim dersin! *Bazı sabırlar ilaçtır, bazı sabırlar ise zehir, neye sabrettiğinize göre değişir! Sabrettiğiniz çok bekletirse de imkansızın alametidir!.. İlaç dediğin zaman geçtikçe öldürmeye niyetlidir. Oğuz Atay’ında dediği gibi: “Zaman her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi?” Esra Taze/Yazar-Şair Çığlığın Öğütleri Kitabından
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.