Mesut BALYEMEZ
Köşe Yazarı
Mesut BALYEMEZ
 

EĞİTİM, EĞİTMİYOR…

EĞİTİM, EĞİTMİYOR… Ülkemizde Eğitim-Öğretim Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim kurulu Başkanlığı tarafından verilmektedir. 1913 Yılında Tedrisat-ı İptidaiye Muvaffakati ile başlayan Eğitim sistemimiz Cumhuriyet döneminde de zaman içerisinde birçok değişikliğe uğramıştır. İlköğretimin süresi 6, 5, 4 yıl gibi sürekli değişmiş. Bakanlığın adı Milli Eğitim Bakanlığı ama bugüne dek uzun soluklu Milli bir Eğitim Politikamız olmamış. Eğitim Politikamız hükümetlere göre değişmiş. Hatta hükümetlerdeki Bakana göre sistem değişiklikleri yaşanmış. Biri gelmiş okuma yazmayı harf harf öğretelim, diğeri yok hece hece öğretelim, bir diğeri olmaz önce fişleri öğretelim, öbürü onlardan geri kalır mı, hayır el yazısı ile öğretelim demiş. Birisi ilköğretim 5+3+3 bir başkası 4+4+4 olsun demiş. Velhasıl her gelen bir başka yöne çekmiş. Tabi devlet olarak halka vermen gerekeni tam olarak vermez isen kendini cemaat veya tarikat olarak adlandıran legal veya illegal yapılar bu boşluğu doldurmaya kalkar sonrası malum. Çözüm ne; Bana göre çözüm çok zor değil. Hatta çok basit. Ülkemizin en az 50 yıllık Eğitim-Öğretim Politikasını belirlemek amacı ile Eğitimci, Hukukçu, Sağlıkçı, Sosyolog, Psikolog, felsefeci, İlahiyatçı, Güvenlik Uzmanı, vs gibi her kesimden işinin ehli uzmanlar ile konu ile ilgileri dolayısı ile esnaf, veli, öğrenci ve annelerden oluşan en az 50 kişilik bir komisyon kurulur. Eğitimcilerin çoğunlukta olacağı komisyonun üye sayısı ve temsil oranları yapılacak bir ön araştırma ile belirlenir. Bu komisyonun eğitim sistemi ile yatıp öğretim sistemi ile kalkmaları için görevleri bitene dek çalışmalarını yapıp aynı zamanda konaklayacakları bir yer ile kallavi miktarda bir ücret tahsis edilir. Yani bir anlamda kampa alınırlar. Komisyon, eğitimde kalitesi ile öne çıkan gelişmiş ülkelerin eğitim sistemini detaylı olarak inceler, araştırır, konuşur, tartışır içlerinden birini veya her ülkenin sisteminden bazılarını alıp ülkemizin inanç, ahlak, örf ve ananeleri ile kültürüne uygun olarak düzenler. İlköğretim ve orta öğretimin kaç yıl olacağını, sanat ve meslek okullarının nasıl yapılanacağını net bir şekilde belirler. Eğitim ve Öğretme sisteminin nasıl yapılacağını hatta ders müfredatının nasıl olacağını tek tek belirlemelidir. Komisyon çalışmasını bitirdikten ve üzerinde mutabık kaldıktan sonra mevcut hükümet ve sonrasında gelecek hükümetler bu politikayı uygular. Ders müfredatında güncel değişiklikler ve revizeler yapılabilir ancak sistemin özüne dokunulamaz. Tabi benim müfredat ile ilgili birkaç önerilerim var. Birinci sınıftan hatta anaokulundan beşinci sınıfa kadar din bilgisi, ahlak dersleri ile vatandaşlık dersi mutlaka verilmeli. Okuma yazma ile birlikte dinini, ahlak kurallarını ve vatandaş olmanın sorumluluklarını öğrenmeye başlamalı. Bu derslerde dinin gerekleri, ahlak ve toplum kurallarına uymanın önemi anlatılmalı, Çocuk büyüdüğünde zaten mutlaka geçimini sağlayacak bir işi olacaktır. Asıl olan dinine, devletine bağlı, ahlaklı birey yetiştirme olmalıdır. Dindar ve ahlaklı gençler yetiştirilmeli, Devletin malının deniz yiyenin domuz olduğu minik beyinlere işlenmelidir. Devletten vergi kaçırmanın, torpil yapmanın, rüşvet almanın ne fena bir şey olduğu belleklere yerleştirilmelidir. Tüm birinci sınıf öğrencileri mutlaka Çanakkale’ye götürülerek Çanakkale ruhu aşılanmalıdır. Yıllar önce bir Amerikan filmi seyretmiştim. Mahallede tüm çocuklar top oynuyor, biraz uzaktan da bir çocuk onları seyrediyor. Top oynayanlardan biri oyunun lideri arkadaşına kenardaki çocuğu da oyuna katmayı teklif ediyor. Lider çocuğun sözleri ibretlik, “Hayır olmaz onun babası vergi kaçakçısı” Tabi ki suç bireyseldir ve ebeveyninin suçunun cezasını çocuk çekmemeli ama asıl olan küçük bir çocuğun devletten vergi kaçırmanın ne kadar kötü bir şey olduğu bilincine erişmiş olmasıdır. İşte böyle bir zihniyet ile çocuk yetiştirir isek gelecek nesilleri kurtarabiliriz. Bir nesil heba oldu, bari gelecek nesil heba olmasın. Sağlıcakla.. Mesut BALYEMEZ 0 530 516 40 00 mesutb44@gmail.com
Ekleme Tarihi: 27 Eylül 2021 - Pazartesi

EĞİTİM, EĞİTMİYOR…

EĞİTİM, EĞİTMİYOR… Ülkemizde Eğitim-Öğretim Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim kurulu Başkanlığı tarafından verilmektedir. 1913 Yılında Tedrisat-ı İptidaiye Muvaffakati ile başlayan Eğitim sistemimiz Cumhuriyet döneminde de zaman içerisinde birçok değişikliğe uğramıştır. İlköğretimin süresi 6, 5, 4 yıl gibi sürekli değişmiş. Bakanlığın adı Milli Eğitim Bakanlığı ama bugüne dek uzun soluklu Milli bir Eğitim Politikamız olmamış. Eğitim Politikamız hükümetlere göre değişmiş. Hatta hükümetlerdeki Bakana göre sistem değişiklikleri yaşanmış. Biri gelmiş okuma yazmayı harf harf öğretelim, diğeri yok hece hece öğretelim, bir diğeri olmaz önce fişleri öğretelim, öbürü onlardan geri kalır mı, hayır el yazısı ile öğretelim demiş. Birisi ilköğretim 5+3+3 bir başkası 4+4+4 olsun demiş. Velhasıl her gelen bir başka yöne çekmiş. Tabi devlet olarak halka vermen gerekeni tam olarak vermez isen kendini cemaat veya tarikat olarak adlandıran legal veya illegal yapılar bu boşluğu doldurmaya kalkar sonrası malum. Çözüm ne; Bana göre çözüm çok zor değil. Hatta çok basit. Ülkemizin en az 50 yıllık Eğitim-Öğretim Politikasını belirlemek amacı ile Eğitimci, Hukukçu, Sağlıkçı, Sosyolog, Psikolog, felsefeci, İlahiyatçı, Güvenlik Uzmanı, vs gibi her kesimden işinin ehli uzmanlar ile konu ile ilgileri dolayısı ile esnaf, veli, öğrenci ve annelerden oluşan en az 50 kişilik bir komisyon kurulur. Eğitimcilerin çoğunlukta olacağı komisyonun üye sayısı ve temsil oranları yapılacak bir ön araştırma ile belirlenir. Bu komisyonun eğitim sistemi ile yatıp öğretim sistemi ile kalkmaları için görevleri bitene dek çalışmalarını yapıp aynı zamanda konaklayacakları bir yer ile kallavi miktarda bir ücret tahsis edilir. Yani bir anlamda kampa alınırlar. Komisyon, eğitimde kalitesi ile öne çıkan gelişmiş ülkelerin eğitim sistemini detaylı olarak inceler, araştırır, konuşur, tartışır içlerinden birini veya her ülkenin sisteminden bazılarını alıp ülkemizin inanç, ahlak, örf ve ananeleri ile kültürüne uygun olarak düzenler. İlköğretim ve orta öğretimin kaç yıl olacağını, sanat ve meslek okullarının nasıl yapılanacağını net bir şekilde belirler. Eğitim ve Öğretme sisteminin nasıl yapılacağını hatta ders müfredatının nasıl olacağını tek tek belirlemelidir. Komisyon çalışmasını bitirdikten ve üzerinde mutabık kaldıktan sonra mevcut hükümet ve sonrasında gelecek hükümetler bu politikayı uygular. Ders müfredatında güncel değişiklikler ve revizeler yapılabilir ancak sistemin özüne dokunulamaz. Tabi benim müfredat ile ilgili birkaç önerilerim var. Birinci sınıftan hatta anaokulundan beşinci sınıfa kadar din bilgisi, ahlak dersleri ile vatandaşlık dersi mutlaka verilmeli. Okuma yazma ile birlikte dinini, ahlak kurallarını ve vatandaş olmanın sorumluluklarını öğrenmeye başlamalı. Bu derslerde dinin gerekleri, ahlak ve toplum kurallarına uymanın önemi anlatılmalı, Çocuk büyüdüğünde zaten mutlaka geçimini sağlayacak bir işi olacaktır. Asıl olan dinine, devletine bağlı, ahlaklı birey yetiştirme olmalıdır. Dindar ve ahlaklı gençler yetiştirilmeli, Devletin malının deniz yiyenin domuz olduğu minik beyinlere işlenmelidir. Devletten vergi kaçırmanın, torpil yapmanın, rüşvet almanın ne fena bir şey olduğu belleklere yerleştirilmelidir. Tüm birinci sınıf öğrencileri mutlaka Çanakkale’ye götürülerek Çanakkale ruhu aşılanmalıdır. Yıllar önce bir Amerikan filmi seyretmiştim. Mahallede tüm çocuklar top oynuyor, biraz uzaktan da bir çocuk onları seyrediyor. Top oynayanlardan biri oyunun lideri arkadaşına kenardaki çocuğu da oyuna katmayı teklif ediyor. Lider çocuğun sözleri ibretlik, “Hayır olmaz onun babası vergi kaçakçısı” Tabi ki suç bireyseldir ve ebeveyninin suçunun cezasını çocuk çekmemeli ama asıl olan küçük bir çocuğun devletten vergi kaçırmanın ne kadar kötü bir şey olduğu bilincine erişmiş olmasıdır. İşte böyle bir zihniyet ile çocuk yetiştirir isek gelecek nesilleri kurtarabiliriz. Bir nesil heba oldu, bari gelecek nesil heba olmasın. Sağlıcakla.. Mesut BALYEMEZ 0 530 516 40 00 mesutb44@gmail.com
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.