MİSAFİR KALEM
Köşe Yazarı
MİSAFİR KALEM
 

KUANTUM GURULARI - 1 -

KUANTUM GURULARI - 1 - Kuantum düşünce tekniğini ve bu teknikle yakından alakalı NLP, bioenerji gibi kavramları son dönemlerde sıkça duyar olduk. Hatta durum öyle bir hal aldı ki bu tekniği uyguladığını iddia edenlerin bir kısmı şaşalı lüks toplantılarla para karşılığı eğitim verdiği insanlarla bir araya gelip bunun reklamını yapıyor. Bahsini ettiğimiz kuantum eğitimlerinin ücretleri de dudak uçuklatacak cinsten. İşin en mide bulandırıcı tarafı ise ne anlama geldiği dahi tam olarak ifade edilemeyen bu tekniğin içerisine hadis ve ayetleri de karıştırıp özellikle dindar kesimin aklını çelmeleridir. Konu buraya kadar gelince müslüman bir psikolojik danışman olarak apaçık bir suiistimal şovuna dönen bu tablo hakkında bildiklerimi yazmakla mükellef olduğumu düşünerek bilgisayarın başına oturdum. Tabi en başta şunu ifade edeyim. Eğer biz bilinçli olup dinimizi öğrenmiş olsaydık bu “gurulara(!)” elbette ekmek çıkmazdı. Oysa tamamen dünyevi isteklerin arzusuyla kariyer, aşk, para, şöhret vs derdine düştüğümüzden kendimizi saçma sapan hareketler yaparak “ben evreni besliyorum, evren de beni besliyor” denilen “evrenden isteme” seanslarında buluyoruz artık. Yani bu gurular, müslümanların dünyevileşmesinin ekmeğini yemekteler. Acı, ama gerçek bu… Şaka değil! Evet, gerçekten bir şey isterken evrene pozitif mesajlar yollayarak evrenle aynı frekansa denk gelip isteklerini elde edeceklerine inanan insanların sayısı gün geçtikçe artıyor. İnsanlar, neye inanacaklarına kendileri karar verir ancak bunu bir müslüman yapıyorsa bunun İslam ile taban tabana zıt olduğunu bilmelidir. Zira bu tam anlamıyla bir dua seansıdır ve bu dua Allah’a değil evrene yapılmaktadır. Bunun tevil edilecek tarafı da yoktur. Bu eğitimleri veren insanlara baktığımızda ise genel itibariyle ne psikoloji ne din ne de fizik alanında eğitim görmüş insanlar olduğunu görüyoruz. Hatta doğru dürüst bir eğitim hayatlarının dahi olmadığını ilgili alanlardan diploma ya da icazetlerinin bulunmadığını anlıyoruz. Para karşılığı hangi yetkiyle verildiği belli olmayan, denetlendiği de son derece meçhul kuruluşlardan alınan eğitim sertifikalarıyla bu işi yapanlar, maalesef ceplerini doldurmak dışında insanlara kalıcı bir fayda sağlamaktan uzaklar. Kendileriyle yapılan sohbetlerde ya da röportajlarda bu teknikleri şahsi deneyimleriyle elde ettiklerini ifade ettiklerini görüyoruz. Yani işin içine tasavvuftaki “keşif” kavramını da katarak inandırıcılıklarını arttırmak ve gelecek muhtemel eleştirilere cevap olarak tasavvufu adres göstermek derdindeler anladığım kadarıyla. Yani bir nevi meşrulaştırma çabası diyebiliriz. Peki, durum buysa kuantum denen şey nedir? Yukarıda anlattığımız şahısların iddiaları nedir? Bu iddialar ne derece doğrudur? Bunlara kalemimiz döndüğünce cevap vermeye çalışalım. “Kuantum düşünce tekniği” fizik biliminin alt konularından olan kuantum fiziği ya da kuantum mekaniğinden esinlenerek ortaya atılan bir iddiadır. Kuantum, kelime anlamı itibari ile "ne kadar, ne büyüklükte" gibi manalara sahiptir. Kuantum fiziği ise madde ve ışığın atom ve atom altı seviyelerinde meydana gelen davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Yani kuantum fiziği ciddi bir alan ve son iki yüz yıla damgasını vuran bir teori. Klasik fizik de denilen Newton fiziği, 19. Yüzyıla kadar fizik biliminin tüm sorularına cevap verebilecek mahiyetteydi. Evrendeki her şeyi belli bir mantık örüntüsü içerisinde izah edebiliyordu. Ancak bilimin ilerlemesiyle insanlar artık atom altı parçacıkları keşfederek sadece atomun değil atom altı parçacıkların da hareketlerini gözlemlemeye ve ışık hızını da aşmaya başladılar. İşte tam bu noktada bilim adamları klasik fizik kurallarının atom altı parçacıklarının hareketlerinde ve ışık hızının üstündeki hızlarda işe yaramadığını anladılar. Zira klasik fizik, atomdan daha büyük cisimlerin ve ışık hızından daha düşük hızlara sahip makroskobik cisimlerin davranışını inceliyordu. Örneğin klasik fizik, bir elmanın yere düşüşünü ya da gezegenlerin hareketini konu edinebilirdi. Ancak gelinen noktada yeni bir anlayışa ihtiyaç vardı ve kuantum fiziği böyle doğdu. Kuantum fiziği, atom altı parçacıkların ve diğer küçük cisimler gibi mikroskobik cisimlerin davranışı inceler. Ancak bu inceleme klasik fizik kurallarının kurallarıyla değil; kendi kurallarına göre yapılıyor. Kuantum fiziğinin temel iddialarından birisi, evren'deki her şeyin, aynı anda hem dalga hem tanecik doğasına sahip olduğudur. Bununla birlikte evreninin 95 inin görünmez/karanlık bir enerji ve madde ile dolu olduğunu ifade etmektedir. Cern’deki deneylerin amaçlarından birisi de bu karanlık enerji ve maddeyi tanımlayabilmektir. Ayrıca Kuantum fiziğiyle ilgili en tartışmalı ve şaşırtıcı şeylerden biri, kuantum sisteminde yapılan bir deneyin sonucunu kesin olarak tahmin etmenin imkânsız olduğudur. Birçok kaynaktan derlediğim kuantum fiziği ile ilgili bilgiler şaşırtıcı bir şekilde uzayıp gidiyor. Ancak bizi ilgilendiren kısmı bu üç noktaydı. Görüldüğü gibi kuantum fiziği bir öngörülemezlik denizidir. Ve kuantum fiziğini tam manasıyla anlayabilmek, olasılıkları önceden hesap etmek imkânsızdır. Hatta kuantum alanında yaptığı önemli çalışmalarla Nobel Fizik Ödülüne layık görülen Prof.Dr.Richard Feynman'ın itiraf niteliğindeki şu sözleri kuantum fiziğini halletmiş; üstüne insan psikolojisini çözüp ayet ve hadislerden delil getiren açıköğretim mezunu kuantum gurularına tokat niteliğindedir: “Rahatlıkla söyleyebilirim ki hiç kimse kuantum mekaniğini/fiziğini anlamamaktadır.” Ömrünü kuantum fiziğine adayan bir bilim adamının samimi sözleri ortadayken aynı anda büyük bir fizikçi, yetkin bir ruh sağlığı uzmanı ve eşsiz bir din âlimi edasıyla guruluk taslayan şahısların samimiyetine, ilmine ve niyetine nasıl güvenelim? Nasip olursa devam yazımızda, kuantum gurularının slogan haline getirdikleri iddiaları, bu iddiaların kaynaklarını, uyguladıklarını iddia ettikleri tekniklerin geçerliliğini sorgulayacağız. Feyzullah Akdağ
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2022 - Salı

KUANTUM GURULARI - 1 -

KUANTUM GURULARI - 1 - Kuantum düşünce tekniğini ve bu teknikle yakından alakalı NLP, bioenerji gibi kavramları son dönemlerde sıkça duyar olduk. Hatta durum öyle bir hal aldı ki bu tekniği uyguladığını iddia edenlerin bir kısmı şaşalı lüks toplantılarla para karşılığı eğitim verdiği insanlarla bir araya gelip bunun reklamını yapıyor. Bahsini ettiğimiz kuantum eğitimlerinin ücretleri de dudak uçuklatacak cinsten. İşin en mide bulandırıcı tarafı ise ne anlama geldiği dahi tam olarak ifade edilemeyen bu tekniğin içerisine hadis ve ayetleri de karıştırıp özellikle dindar kesimin aklını çelmeleridir. Konu buraya kadar gelince müslüman bir psikolojik danışman olarak apaçık bir suiistimal şovuna dönen bu tablo hakkında bildiklerimi yazmakla mükellef olduğumu düşünerek bilgisayarın başına oturdum. Tabi en başta şunu ifade edeyim. Eğer biz bilinçli olup dinimizi öğrenmiş olsaydık bu “gurulara(!)” elbette ekmek çıkmazdı. Oysa tamamen dünyevi isteklerin arzusuyla kariyer, aşk, para, şöhret vs derdine düştüğümüzden kendimizi saçma sapan hareketler yaparak “ben evreni besliyorum, evren de beni besliyor” denilen “evrenden isteme” seanslarında buluyoruz artık. Yani bu gurular, müslümanların dünyevileşmesinin ekmeğini yemekteler. Acı, ama gerçek bu… Şaka değil! Evet, gerçekten bir şey isterken evrene pozitif mesajlar yollayarak evrenle aynı frekansa denk gelip isteklerini elde edeceklerine inanan insanların sayısı gün geçtikçe artıyor. İnsanlar, neye inanacaklarına kendileri karar verir ancak bunu bir müslüman yapıyorsa bunun İslam ile taban tabana zıt olduğunu bilmelidir. Zira bu tam anlamıyla bir dua seansıdır ve bu dua Allah’a değil evrene yapılmaktadır. Bunun tevil edilecek tarafı da yoktur. Bu eğitimleri veren insanlara baktığımızda ise genel itibariyle ne psikoloji ne din ne de fizik alanında eğitim görmüş insanlar olduğunu görüyoruz. Hatta doğru dürüst bir eğitim hayatlarının dahi olmadığını ilgili alanlardan diploma ya da icazetlerinin bulunmadığını anlıyoruz. Para karşılığı hangi yetkiyle verildiği belli olmayan, denetlendiği de son derece meçhul kuruluşlardan alınan eğitim sertifikalarıyla bu işi yapanlar, maalesef ceplerini doldurmak dışında insanlara kalıcı bir fayda sağlamaktan uzaklar. Kendileriyle yapılan sohbetlerde ya da röportajlarda bu teknikleri şahsi deneyimleriyle elde ettiklerini ifade ettiklerini görüyoruz. Yani işin içine tasavvuftaki “keşif” kavramını da katarak inandırıcılıklarını arttırmak ve gelecek muhtemel eleştirilere cevap olarak tasavvufu adres göstermek derdindeler anladığım kadarıyla. Yani bir nevi meşrulaştırma çabası diyebiliriz. Peki, durum buysa kuantum denen şey nedir? Yukarıda anlattığımız şahısların iddiaları nedir? Bu iddialar ne derece doğrudur? Bunlara kalemimiz döndüğünce cevap vermeye çalışalım. “Kuantum düşünce tekniği” fizik biliminin alt konularından olan kuantum fiziği ya da kuantum mekaniğinden esinlenerek ortaya atılan bir iddiadır. Kuantum, kelime anlamı itibari ile "ne kadar, ne büyüklükte" gibi manalara sahiptir. Kuantum fiziği ise madde ve ışığın atom ve atom altı seviyelerinde meydana gelen davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Yani kuantum fiziği ciddi bir alan ve son iki yüz yıla damgasını vuran bir teori. Klasik fizik de denilen Newton fiziği, 19. Yüzyıla kadar fizik biliminin tüm sorularına cevap verebilecek mahiyetteydi. Evrendeki her şeyi belli bir mantık örüntüsü içerisinde izah edebiliyordu. Ancak bilimin ilerlemesiyle insanlar artık atom altı parçacıkları keşfederek sadece atomun değil atom altı parçacıkların da hareketlerini gözlemlemeye ve ışık hızını da aşmaya başladılar. İşte tam bu noktada bilim adamları klasik fizik kurallarının atom altı parçacıklarının hareketlerinde ve ışık hızının üstündeki hızlarda işe yaramadığını anladılar. Zira klasik fizik, atomdan daha büyük cisimlerin ve ışık hızından daha düşük hızlara sahip makroskobik cisimlerin davranışını inceliyordu. Örneğin klasik fizik, bir elmanın yere düşüşünü ya da gezegenlerin hareketini konu edinebilirdi. Ancak gelinen noktada yeni bir anlayışa ihtiyaç vardı ve kuantum fiziği böyle doğdu. Kuantum fiziği, atom altı parçacıkların ve diğer küçük cisimler gibi mikroskobik cisimlerin davranışı inceler. Ancak bu inceleme klasik fizik kurallarının kurallarıyla değil; kendi kurallarına göre yapılıyor. Kuantum fiziğinin temel iddialarından birisi, evren'deki her şeyin, aynı anda hem dalga hem tanecik doğasına sahip olduğudur. Bununla birlikte evreninin 95 inin görünmez/karanlık bir enerji ve madde ile dolu olduğunu ifade etmektedir. Cern’deki deneylerin amaçlarından birisi de bu karanlık enerji ve maddeyi tanımlayabilmektir. Ayrıca Kuantum fiziğiyle ilgili en tartışmalı ve şaşırtıcı şeylerden biri, kuantum sisteminde yapılan bir deneyin sonucunu kesin olarak tahmin etmenin imkânsız olduğudur. Birçok kaynaktan derlediğim kuantum fiziği ile ilgili bilgiler şaşırtıcı bir şekilde uzayıp gidiyor. Ancak bizi ilgilendiren kısmı bu üç noktaydı. Görüldüğü gibi kuantum fiziği bir öngörülemezlik denizidir. Ve kuantum fiziğini tam manasıyla anlayabilmek, olasılıkları önceden hesap etmek imkânsızdır. Hatta kuantum alanında yaptığı önemli çalışmalarla Nobel Fizik Ödülüne layık görülen Prof.Dr.Richard Feynman'ın itiraf niteliğindeki şu sözleri kuantum fiziğini halletmiş; üstüne insan psikolojisini çözüp ayet ve hadislerden delil getiren açıköğretim mezunu kuantum gurularına tokat niteliğindedir: “Rahatlıkla söyleyebilirim ki hiç kimse kuantum mekaniğini/fiziğini anlamamaktadır.” Ömrünü kuantum fiziğine adayan bir bilim adamının samimi sözleri ortadayken aynı anda büyük bir fizikçi, yetkin bir ruh sağlığı uzmanı ve eşsiz bir din âlimi edasıyla guruluk taslayan şahısların samimiyetine, ilmine ve niyetine nasıl güvenelim? Nasip olursa devam yazımızda, kuantum gurularının slogan haline getirdikleri iddiaları, bu iddiaların kaynaklarını, uyguladıklarını iddia ettikleri tekniklerin geçerliliğini sorgulayacağız. Feyzullah Akdağ
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.