MİSAFİR KALEM
Köşe Yazarı
MİSAFİR KALEM
 

NEDEN KENDİMİZİ SEVMİYORUZ?

NEDEN KENDİMİZİ SEVMİYORUZ?      Bugün sizlere modern çağın en büyük problemlerinden birisi olan, kendin ile barışık olmama durumuna değinmek istiyorum. İnsan neden kendisini sevmez? Aslında günlük rutin içinde birey tabii ki bunun farkında değildir. Ben kendimi sevmiyorum ifadesi genel olarak kişinin kendi kendine kullandığı bir ifade değildir. Fakat olaylar karşısındaki duruşu, aile ve etrafındaki insanlar ile yaşadığı problemler onun aslında kendisi ile bir iç kavgası olduğunu göstermektedir.      Peki, neden insan kendini sevemez duruma gelir?Yapılan birçok araştırmada kişinin anne karnında başlayıp hâlâ devam etmekte olan bilerek ya da bilmeyerek etrafın değersizlik hissi veya söylemi neticesinde oluşmuştur. Birçok danışanımızın yaşadığı problemlerin zeminine indiğimizde çocukluk döneminde maruz kaldığı farkında olarak ya da olmayarak yapılan söz veya hareketlerin bugüne gelen uzantısı olduğunu fark ediyoruz. Kişi kendini sevmiyordur çünkü; bebeklik veya çocukluk döneminde yeterli ilgi, doyumsal bir sevgi görememiştir. Anne karnında başlayan istenmeyen çocuk durumları, kendini sevmeyen ve hamileliğinden şikayet eden annenin olumsuz bilinçaltı kodlamaları, çocukluk dönemindeki ilgisiz ebeveyn söylemleri, toplumsal olarak geniş aileler içindeki büyüklerin yanında çocuk sevilmez algısı gibi birçok sebeple bilinçaltına yerleşen ben sevilmeye layık değilim düşüncesi...    Tabi sadece çocukluk dönemi değil sevgisiz bir eş, değer göremediğiniz bir aile içinde olmanız da başlıca etkenler arasında. Ailenizde yeterli ilgiyi görmüşsünüzdür fakat ilgisiz bir eş, yıpratıcı durumlarda zamanla kendinize olan sevginizi azaltır hale getirecektir.   Kişinin kendisine olan sevgisinin azalmasına sebep olan etkenler onu zamanla huzursuz, asabi, insanlarla diyalog kuramayan, hatta ileri düzeyde bağımlı, depresif hale getirir. Etrafındaki insanlara sevgi beslemeyen, etrafındaki hiçbir canlıya merhameti olmayan ve hatta yaradanı ile bağ kuramayan bir birey çıkmıştır ortaya ve maalesef bu huzursuz bireylerden aileler ve toplumlar oluşur.    Eşref-i Mahlukat olan varlık kendisini değersiz, en aşağı düzeyde görmeye başlamıştır ve bundan çıkamayıp hata üstüne hata yapar.    Evet, belki çocukluk döneminde, belki ileri yaşlarda maruz kaldığımız bu tutumlar, bizi kendimizi sevmekten alıkoymuş olabilir ama artık iradenin devreye girme vakti gelmiştir. Danışanlarıma sıklıkla söylediğim şeyi sizlerle de paylaşmak istiyorum Rabbim beni sevdi, kendine muhatap kıldı, kainatı önüme hizmet etsin diye serdi, bana en çok değer verene bende karşılık olarak kendimi severek değer verebilirim. Size kendinizi değersiz hissettiren insanlar ile yüzleşin. Buna gücünüz yetmiyor ise içten onları affedin ve yine etrafınızda varlar ise kendinizi çok severek onlara cevap verin. Bakın yetişkin bir birey olduktan sonra siz kendinizi ne kadar çok sevip değer verirseniz etrafınızdaki insanlar da size o kadar değer verecektir. Tabii ki burada kibirden veya egodan bahsetmiyoruz. Sadece değerli olduğunuzu fark edin.    Eğer siz kendi değerinizi fark etmezseniz, kendinizi sevmezseniz, size yapılan sevgisiz tutumları siz de başkasına göstereceksiniz, eşseniz sevgisiz bir eş, ebeveynseniz sevgisiz bir ebevey olacaksınız. Burada bu noktayı koymazsanız bu kısır döngü sürüp gidecek ve bizler sevgisiz, huzursuz asabi nesiller yetiştireceğiz.   Kendisini sevmeyen hiç kimseyi sevemez, bunu asla unutmayalım ve tekrar yineliyorum huzursuz bir birey, huzursuz bir aile demektir. Huzursuz bir aile de huzursuz bir toplum demektir.   Yine yazımı sizi bugün hareket etmeye çağırarak bitiriyorum. Lütfen kendinizi sevin. Bunu gün içinde kendinize sıklıkla tekrarlayın, sizi yarattığı için yaradanınızı sevin, ne yapmış olursa olsun anne babanızı sevin, size layık görülen eşinizi sevin ve en önemlisi kendisini sevgisiz hissetmesini istemiyorsanız; evlatlarınızı, size birer hediye gibi görün ve onları da çok çok sevin. İNSANIN EN BÜYÜK YATIRIMI KENDİNE YAPTIĞI YATIRIMDIR BUNU ASLA UNUTMAYIN. Sevgiyle sizleri ALLAH'a emanet ediyorum. GÜLHANIM CAN
Ekleme Tarihi: 17 Ağustos 2021 - Salı

NEDEN KENDİMİZİ SEVMİYORUZ?

NEDEN KENDİMİZİ SEVMİYORUZ?      Bugün sizlere modern çağın en büyük problemlerinden birisi olan, kendin ile barışık olmama durumuna değinmek istiyorum. İnsan neden kendisini sevmez? Aslında günlük rutin içinde birey tabii ki bunun farkında değildir. Ben kendimi sevmiyorum ifadesi genel olarak kişinin kendi kendine kullandığı bir ifade değildir. Fakat olaylar karşısındaki duruşu, aile ve etrafındaki insanlar ile yaşadığı problemler onun aslında kendisi ile bir iç kavgası olduğunu göstermektedir.      Peki, neden insan kendini sevemez duruma gelir?Yapılan birçok araştırmada kişinin anne karnında başlayıp hâlâ devam etmekte olan bilerek ya da bilmeyerek etrafın değersizlik hissi veya söylemi neticesinde oluşmuştur. Birçok danışanımızın yaşadığı problemlerin zeminine indiğimizde çocukluk döneminde maruz kaldığı farkında olarak ya da olmayarak yapılan söz veya hareketlerin bugüne gelen uzantısı olduğunu fark ediyoruz. Kişi kendini sevmiyordur çünkü; bebeklik veya çocukluk döneminde yeterli ilgi, doyumsal bir sevgi görememiştir. Anne karnında başlayan istenmeyen çocuk durumları, kendini sevmeyen ve hamileliğinden şikayet eden annenin olumsuz bilinçaltı kodlamaları, çocukluk dönemindeki ilgisiz ebeveyn söylemleri, toplumsal olarak geniş aileler içindeki büyüklerin yanında çocuk sevilmez algısı gibi birçok sebeple bilinçaltına yerleşen ben sevilmeye layık değilim düşüncesi...    Tabi sadece çocukluk dönemi değil sevgisiz bir eş, değer göremediğiniz bir aile içinde olmanız da başlıca etkenler arasında. Ailenizde yeterli ilgiyi görmüşsünüzdür fakat ilgisiz bir eş, yıpratıcı durumlarda zamanla kendinize olan sevginizi azaltır hale getirecektir.   Kişinin kendisine olan sevgisinin azalmasına sebep olan etkenler onu zamanla huzursuz, asabi, insanlarla diyalog kuramayan, hatta ileri düzeyde bağımlı, depresif hale getirir. Etrafındaki insanlara sevgi beslemeyen, etrafındaki hiçbir canlıya merhameti olmayan ve hatta yaradanı ile bağ kuramayan bir birey çıkmıştır ortaya ve maalesef bu huzursuz bireylerden aileler ve toplumlar oluşur.    Eşref-i Mahlukat olan varlık kendisini değersiz, en aşağı düzeyde görmeye başlamıştır ve bundan çıkamayıp hata üstüne hata yapar.    Evet, belki çocukluk döneminde, belki ileri yaşlarda maruz kaldığımız bu tutumlar, bizi kendimizi sevmekten alıkoymuş olabilir ama artık iradenin devreye girme vakti gelmiştir. Danışanlarıma sıklıkla söylediğim şeyi sizlerle de paylaşmak istiyorum Rabbim beni sevdi, kendine muhatap kıldı, kainatı önüme hizmet etsin diye serdi, bana en çok değer verene bende karşılık olarak kendimi severek değer verebilirim. Size kendinizi değersiz hissettiren insanlar ile yüzleşin. Buna gücünüz yetmiyor ise içten onları affedin ve yine etrafınızda varlar ise kendinizi çok severek onlara cevap verin. Bakın yetişkin bir birey olduktan sonra siz kendinizi ne kadar çok sevip değer verirseniz etrafınızdaki insanlar da size o kadar değer verecektir. Tabii ki burada kibirden veya egodan bahsetmiyoruz. Sadece değerli olduğunuzu fark edin.    Eğer siz kendi değerinizi fark etmezseniz, kendinizi sevmezseniz, size yapılan sevgisiz tutumları siz de başkasına göstereceksiniz, eşseniz sevgisiz bir eş, ebeveynseniz sevgisiz bir ebevey olacaksınız. Burada bu noktayı koymazsanız bu kısır döngü sürüp gidecek ve bizler sevgisiz, huzursuz asabi nesiller yetiştireceğiz.   Kendisini sevmeyen hiç kimseyi sevemez, bunu asla unutmayalım ve tekrar yineliyorum huzursuz bir birey, huzursuz bir aile demektir. Huzursuz bir aile de huzursuz bir toplum demektir.   Yine yazımı sizi bugün hareket etmeye çağırarak bitiriyorum. Lütfen kendinizi sevin. Bunu gün içinde kendinize sıklıkla tekrarlayın, sizi yarattığı için yaradanınızı sevin, ne yapmış olursa olsun anne babanızı sevin, size layık görülen eşinizi sevin ve en önemlisi kendisini sevgisiz hissetmesini istemiyorsanız; evlatlarınızı, size birer hediye gibi görün ve onları da çok çok sevin. İNSANIN EN BÜYÜK YATIRIMI KENDİNE YAPTIĞI YATIRIMDIR BUNU ASLA UNUTMAYIN. Sevgiyle sizleri ALLAH'a emanet ediyorum. GÜLHANIM CAN
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.