MİSAFİR KALEM
Köşe Yazarı
MİSAFİR KALEM
 

Temel Yapı Taşı: AİLE

Temel Yapı Taşı: AİLE Merhaba arkadaşlar, hepimizin bildiği üzere aile toplumun temel yapı taşıdır. Aileden iyi bir eğitim alarak yetişen toplumun bir ferdi olan her birey, hayata karşı sağlam adımlar atıyor olmasını bir nevi ailesine borçludur. Bu borçlu olma durumu aileniz iyi, fedakar bir aile ise de böyledir, tam tersi ise de durum aynıdır. Çünkü; memnun değil iseniz yapılan muameleden kendi ailenizi, yuvanızı daha sağlam temeller üzerine kurarsınız. Bu yüzden olsa gerek ki bu yazıyı yazmam gerektiğini düşündüm. Çünkü bana sorarsanız insanlığın en büyük sorunu aile olamıyor olmaktır. Aile demek sadece aynı evde yaşayan insanlar demek değildir, daha fazlasıdır. Aile demek kalbi birbiri için atan, var olan üzüntüyü âdeta kendi üzüntüsü gibi yaşayan, birbirine sıkıca kenetlenmiş, birbirini benimseyen ve koşulsuz seven insanlar bütünüdür. Aslını sorarsanız aile olma kavramı üzerine daha yazılacak, konuşulacak çok fazla konu olduğundan asıl konuya geçmenin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Şimdi sorarım sizlere aile olabildik mi, olabiliyor muyuz, olabildiniz mi ? Nasıl gidiyor baba, anne, evlat olmak, becerebildik mi görevimizi, bir çoğunuzun cevabını duyar gibiyim, "gayet tabi becerebildik" "benden iyisi olur mu?" diyorsunuz dur şuan. Peki bu kadar emin olmak neden? Neden bu kadar güveniyoruz kendimize, eğer hepimiz bu kadar iyiysek o zaman neden aile olma kavramı değerini bu denli hızlı bir şekilde yitiriyor? Müsaadenizle, çünkü aile olamadık. Kimimiz olmayı denedi, kimimiz baştan bir kenara kesti, attı. Sorumluluk ağır geldi galiba oysa ki daha almamıştı. Sorumluluğun aslını aile olmaya imzaları attıktan sonra başlarız, bir evde yaşayan iki bireyizdir. Ailenin kurucu bireyleri daha sonra dünyaya gelen evlatlarımızla beraber çoğalır, ailemizin üyeleri artar, artan ise sadece sayımız değildir, yapmamız gerekenler de artmıştır. Pür dikkat kesiliriz evlatlarımıza. Çünkü her şeyimizdir onlar bizim, zaman ilerler büyür bu yavrucaklar, serpilirler bir anda. Onlara büyüdükleri zaman "sen daha düne kadar ufacıktın be evlâdım" diye duygulanırız, zamanla asıl görev başlar eğitim aşaması deriz ya hani. Eğitim ailede başlar diye düşmez dilimizden bu çok önemli ve o derecede gerçek olan kavram. Doğrudur. Ailede başlar . Evlatlarımıza her açıdan örneğizdir biz duruşumuzla, konuşmalarımızla, giyinişimizle, yemek yeme şeklimizle dahi örnek oluruz onlara. Biz farkında olmasak ta onlar içten içe en temiz duygularla örnek alırlar bizi, geleceğin anne babalarıdır onlar. Yeni bir nesil ve sonraki neslin mimarlarıdır onlar, bizlerin ilk ve çetin görevi bu neslin devamına karşı sorumluluğumuz olan evlatlarımıza iyi birer örnek olmaktır, gerçek bir örnek. O sebeple kendimizi geliştirelim her açıdan. Çünkü emir büyük yerden, Rabbimizin emanetleri onlar, öyle bir nesil yetiştirmeliyiz ki duruşu, tavrı, konuşması, yaşayış şekli, başarıları, ilmi bilgisi ile Rabbimizin emirlerine riayet eden bir kul, Peygamber Efendimizin şanına yaraşır bir şekilde, ümmetine lâyık bir fert olsun . Doğruyu kavrıyor olsun, ileriye sağlam adımlar atsın, kendine ve yapabileceklerine güvensin ve sizlere de bolca dua etsin, "Allah razı olsun anne ve baba beni bu şekilde şuurlu ve sorumluluklarını bilen bir insan olarak yetiştirdiğiniz için çok teşekkür ederim ben sizden razıyım, Rabbim de sizden razı olsun" desin . Daha ne ister ki bir anne baba Rabbim bizlere bilinçli anne babalar olmayı ve bilinçli evlatlar yetiştirebilmeyi nasip etsin . Allaha emanet olun Fatma Nur Özcan
Ekleme Tarihi: 10 Ağustos 2022 - Çarşamba

Temel Yapı Taşı: AİLE

Temel Yapı Taşı: AİLE Merhaba arkadaşlar, hepimizin bildiği üzere aile toplumun temel yapı taşıdır. Aileden iyi bir eğitim alarak yetişen toplumun bir ferdi olan her birey, hayata karşı sağlam adımlar atıyor olmasını bir nevi ailesine borçludur. Bu borçlu olma durumu aileniz iyi, fedakar bir aile ise de böyledir, tam tersi ise de durum aynıdır. Çünkü; memnun değil iseniz yapılan muameleden kendi ailenizi, yuvanızı daha sağlam temeller üzerine kurarsınız. Bu yüzden olsa gerek ki bu yazıyı yazmam gerektiğini düşündüm. Çünkü bana sorarsanız insanlığın en büyük sorunu aile olamıyor olmaktır. Aile demek sadece aynı evde yaşayan insanlar demek değildir, daha fazlasıdır. Aile demek kalbi birbiri için atan, var olan üzüntüyü âdeta kendi üzüntüsü gibi yaşayan, birbirine sıkıca kenetlenmiş, birbirini benimseyen ve koşulsuz seven insanlar bütünüdür. Aslını sorarsanız aile olma kavramı üzerine daha yazılacak, konuşulacak çok fazla konu olduğundan asıl konuya geçmenin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Şimdi sorarım sizlere aile olabildik mi, olabiliyor muyuz, olabildiniz mi ? Nasıl gidiyor baba, anne, evlat olmak, becerebildik mi görevimizi, bir çoğunuzun cevabını duyar gibiyim, "gayet tabi becerebildik" "benden iyisi olur mu?" diyorsunuz dur şuan. Peki bu kadar emin olmak neden? Neden bu kadar güveniyoruz kendimize, eğer hepimiz bu kadar iyiysek o zaman neden aile olma kavramı değerini bu denli hızlı bir şekilde yitiriyor? Müsaadenizle, çünkü aile olamadık. Kimimiz olmayı denedi, kimimiz baştan bir kenara kesti, attı. Sorumluluk ağır geldi galiba oysa ki daha almamıştı. Sorumluluğun aslını aile olmaya imzaları attıktan sonra başlarız, bir evde yaşayan iki bireyizdir. Ailenin kurucu bireyleri daha sonra dünyaya gelen evlatlarımızla beraber çoğalır, ailemizin üyeleri artar, artan ise sadece sayımız değildir, yapmamız gerekenler de artmıştır. Pür dikkat kesiliriz evlatlarımıza. Çünkü her şeyimizdir onlar bizim, zaman ilerler büyür bu yavrucaklar, serpilirler bir anda. Onlara büyüdükleri zaman "sen daha düne kadar ufacıktın be evlâdım" diye duygulanırız, zamanla asıl görev başlar eğitim aşaması deriz ya hani. Eğitim ailede başlar diye düşmez dilimizden bu çok önemli ve o derecede gerçek olan kavram. Doğrudur. Ailede başlar . Evlatlarımıza her açıdan örneğizdir biz duruşumuzla, konuşmalarımızla, giyinişimizle, yemek yeme şeklimizle dahi örnek oluruz onlara. Biz farkında olmasak ta onlar içten içe en temiz duygularla örnek alırlar bizi, geleceğin anne babalarıdır onlar. Yeni bir nesil ve sonraki neslin mimarlarıdır onlar, bizlerin ilk ve çetin görevi bu neslin devamına karşı sorumluluğumuz olan evlatlarımıza iyi birer örnek olmaktır, gerçek bir örnek. O sebeple kendimizi geliştirelim her açıdan. Çünkü emir büyük yerden, Rabbimizin emanetleri onlar, öyle bir nesil yetiştirmeliyiz ki duruşu, tavrı, konuşması, yaşayış şekli, başarıları, ilmi bilgisi ile Rabbimizin emirlerine riayet eden bir kul, Peygamber Efendimizin şanına yaraşır bir şekilde, ümmetine lâyık bir fert olsun . Doğruyu kavrıyor olsun, ileriye sağlam adımlar atsın, kendine ve yapabileceklerine güvensin ve sizlere de bolca dua etsin, "Allah razı olsun anne ve baba beni bu şekilde şuurlu ve sorumluluklarını bilen bir insan olarak yetiştirdiğiniz için çok teşekkür ederim ben sizden razıyım, Rabbim de sizden razı olsun" desin . Daha ne ister ki bir anne baba Rabbim bizlere bilinçli anne babalar olmayı ve bilinçli evlatlar yetiştirebilmeyi nasip etsin . Allaha emanet olun Fatma Nur Özcan
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.