Murat GÜLŞAN
Köşe Yazarı
Murat GÜLŞAN
 

HELAL OLSUN TRT DİZİLERİNE..

HELAL OLSUN TRT DİZİLERİNE.. Ekranlar karşısında tüm tv kanalları fikir birliği etmişcesine, Türk milletine lazım olmayan gereksiz dizi ve programları önlerimize koyup izlettirmeye devam ediyorlar. Yani bizleri uyutmaya devam ediyorlar. Bunların içinden bir tane tv kanalı farklı, dizilerle programlarla gönüllerimizin aradığı o hoşnutluğu bize tattırıyor. Trt kanalından bahsediyorum, geçtiğimiz yıllarda Diriliş dizisyle evlerimize misafir olan Trt daha sonra Filinta Mustafa, Yunus Emre, Abdülhamidhan, Ya İstiklal Ya Ölüm, Kut’ul amare, gibi tarihi dizilerle bizim özümüzü yaşattırarak, ve düşmanların devlete neler yaşattıklarını en belirgin bir şekilde ortaya koyan muhteşem yapıtlarla bir sinema şöleni yaşatmıştı Şimdilerde ise Uyanış Büyük Selçuklu, Bir zamanlar Kıbrıs ve ilk defa sinema filmi olarak çekilen Hace Ahmet Yesevi hazretlerinin hayatını anlatan dizileriyle tarihimizi bize yaşatarak izlettiriyorlar helal olsun gayetde iyi işler yapıyorlar. Hace Ahmet Yesevi yani Mavera dizinde çok dikkatimi çeken ve çok beğendiğim iki sahne vardı ki bahsetmezsem olmaz. İşte Türk dizilerinde böyle doğru bilgilendirici, öğretici sahneler istiyoruz. Şimdi çocuklarımız için çok önemli olan o diyaloglu sahneyi yazıyorum dikkatle okuyunuz. “Hace Ahmet Yesevi abdest alıyor, yanında küçük çocuk soruyor “Neden namaz kılmak için abdest alırız hace diye. Hace der ki sence neden? Çocuk temiz olmak için.. Hace der bak çözdün, bu sefer hace sorar neden el neden yüz, neden ayaklar.. Çocuk ben bilmiyorum ki bu mevzuları der. Hace cevaplar, yüzümüzü yıkarız çünkü Allahın huzuruna yüreğimizle çıkarız. Yüreğimizden geçenler yüzümüzün çizgilerine yansır. O sebeple yüce huzura çıkarken yüz yıkanır. Çocuk sorar eller kollar neden yıkanır. Hace cevaplar, elimiz kolumuz harama uzanır, haksızlığa uzanır, kötülüğe uzanır. Belki biz farketmetyiz ama ellerimiz kollarımız ulaştığı yerlerde kirlenir. Kimi içinden kirlenir, kimi dışından. Ama her ikisinide abdest söker atar. Çocuk durmaz yine sorar peki ya ayaklar, Hace cevaplar ayaklar insanı götürür, doğru yolada eğri yolada götürür. Bazen hayra ulaştırır seni bir gün şerre, o yüzden de ayakların geçmişten temizlenmesi gereklidir. Hace devam eder anlatmaya, peki niye su lazımdır bunun için bilir misin? Der çocuğa, çocuk bakar öylece dinler. Hace devam eder anlatmaya, Peygamber efendimizin Sav. soyundan gelen büyük bir alim vardır. İmam Cafer Sadık Allah ondan razı olsun. Çocuk sorar o da senin gibi Hace mi? Hace cevaplar, Estağfurullah biz onun büyüklüğü yanında Hace deil hece bile olamayız. Ses bile edemeyiz işte o zat der ki, Abdest alırken suya Allahın rehmetine ulaşıcakmışın gibi koşun der. Allah suyu kulluk ve kendine yakınlaşma için vesile kılmıştır. Allahın bizim suçlarımızı affediip, içimizi merhametle temizlemesi gibi, su’da dışımızı temizler. Bu yüzden suya dokunur Allahı hatırlarız der. Çocuk Haceye seslenir, bende bunsan böyle hep abdest alacağım, günde 15 20 defa alacağım abdesti..” İkinci sahne ise, Hace Ahmet yesevi çocuklara Peygamber efendimiz anlatıyor. Peygamber efendimizin arkadaşları ne diyorduk biz onlara diyor, çocuklar hep bir ağızdan Sahabe diyor. İşte öğreten, bilgilendiren eğitici mükemmel dizi. Hem Hace Ahmet yesevi hazretlerini tanıyoruz, hem çocuklarımıza dinimizin güzelliklerini işliyoruz, hemde o dönemde dönen bütün dolapları anlamış oluyoruz. Yıllardır şeytani yapım olan survivor başta olmak üzere Türk aile yapısına uygun olmayan absürt dizileri gözümüze sokarak izlettirdiler. Hele evlenme programları, saçma sapan rezil program içinde bol bol dedikodu, gıybet, aldatma, iki yüzlülük ihanet işlendi sinsice biliçaltımıza algı olarak yerleştirildi. Sonrada ana haberlerde bol bol cinayet haberleri, boşanmalar, terk edilmiş bebekler, yıkılan yuvalar, dağılan aileleri izledik. Dizilerdeki lüx yaşantıya özenip, dolandırıcılık, hırsızlık yapanlar, onlara benzemeye çalışan kızlarımız kadınlarımız hep kendilerine kötülük ettiler de farkında değiller. Ben nacizane fikrimle hep o eski güneri ararım, ailelerini bilgi yarışmasında tv kanallarında yarıştıklarını, çocuklarımız için, gençlerimiz için sorulu cevaplı yarışmalar yapılsa izleyenlerin genel kültürleri artsa yine ekranlarda ahlaka uygun edebi diziler filmler yapılsa olmaz mı tabikide olur bal gibi olur. Son sözümüzü değerli Türk edebiyatının keskin kalemi, rahmetli Peyami Sefanın sözleriyle tamamlayayım.  “Bir milleti yok etmek isterseniz askerî istilâya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlâkını soysuzlaştırmak kâfidir”. Saygılarımla. Murat Gülşan    
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2021 - Pazartesi

HELAL OLSUN TRT DİZİLERİNE..

HELAL OLSUN TRT DİZİLERİNE.. Ekranlar karşısında tüm tv kanalları fikir birliği etmişcesine, Türk milletine lazım olmayan gereksiz dizi ve programları önlerimize koyup izlettirmeye devam ediyorlar. Yani bizleri uyutmaya devam ediyorlar. Bunların içinden bir tane tv kanalı farklı, dizilerle programlarla gönüllerimizin aradığı o hoşnutluğu bize tattırıyor. Trt kanalından bahsediyorum, geçtiğimiz yıllarda Diriliş dizisyle evlerimize misafir olan Trt daha sonra Filinta Mustafa, Yunus Emre, Abdülhamidhan, Ya İstiklal Ya Ölüm, Kut’ul amare, gibi tarihi dizilerle bizim özümüzü yaşattırarak, ve düşmanların devlete neler yaşattıklarını en belirgin bir şekilde ortaya koyan muhteşem yapıtlarla bir sinema şöleni yaşatmıştı Şimdilerde ise Uyanış Büyük Selçuklu, Bir zamanlar Kıbrıs ve ilk defa sinema filmi olarak çekilen Hace Ahmet Yesevi hazretlerinin hayatını anlatan dizileriyle tarihimizi bize yaşatarak izlettiriyorlar helal olsun gayetde iyi işler yapıyorlar. Hace Ahmet Yesevi yani Mavera dizinde çok dikkatimi çeken ve çok beğendiğim iki sahne vardı ki bahsetmezsem olmaz. İşte Türk dizilerinde böyle doğru bilgilendirici, öğretici sahneler istiyoruz. Şimdi çocuklarımız için çok önemli olan o diyaloglu sahneyi yazıyorum dikkatle okuyunuz. “Hace Ahmet Yesevi abdest alıyor, yanında küçük çocuk soruyor “Neden namaz kılmak için abdest alırız hace diye. Hace der ki sence neden? Çocuk temiz olmak için.. Hace der bak çözdün, bu sefer hace sorar neden el neden yüz, neden ayaklar.. Çocuk ben bilmiyorum ki bu mevzuları der. Hace cevaplar, yüzümüzü yıkarız çünkü Allahın huzuruna yüreğimizle çıkarız. Yüreğimizden geçenler yüzümüzün çizgilerine yansır. O sebeple yüce huzura çıkarken yüz yıkanır. Çocuk sorar eller kollar neden yıkanır. Hace cevaplar, elimiz kolumuz harama uzanır, haksızlığa uzanır, kötülüğe uzanır. Belki biz farketmetyiz ama ellerimiz kollarımız ulaştığı yerlerde kirlenir. Kimi içinden kirlenir, kimi dışından. Ama her ikisinide abdest söker atar. Çocuk durmaz yine sorar peki ya ayaklar, Hace cevaplar ayaklar insanı götürür, doğru yolada eğri yolada götürür. Bazen hayra ulaştırır seni bir gün şerre, o yüzden de ayakların geçmişten temizlenmesi gereklidir. Hace devam eder anlatmaya, peki niye su lazımdır bunun için bilir misin? Der çocuğa, çocuk bakar öylece dinler. Hace devam eder anlatmaya, Peygamber efendimizin Sav. soyundan gelen büyük bir alim vardır. İmam Cafer Sadık Allah ondan razı olsun. Çocuk sorar o da senin gibi Hace mi? Hace cevaplar, Estağfurullah biz onun büyüklüğü yanında Hace deil hece bile olamayız. Ses bile edemeyiz işte o zat der ki, Abdest alırken suya Allahın rehmetine ulaşıcakmışın gibi koşun der. Allah suyu kulluk ve kendine yakınlaşma için vesile kılmıştır. Allahın bizim suçlarımızı affediip, içimizi merhametle temizlemesi gibi, su’da dışımızı temizler. Bu yüzden suya dokunur Allahı hatırlarız der. Çocuk Haceye seslenir, bende bunsan böyle hep abdest alacağım, günde 15 20 defa alacağım abdesti..” İkinci sahne ise, Hace Ahmet yesevi çocuklara Peygamber efendimiz anlatıyor. Peygamber efendimizin arkadaşları ne diyorduk biz onlara diyor, çocuklar hep bir ağızdan Sahabe diyor. İşte öğreten, bilgilendiren eğitici mükemmel dizi. Hem Hace Ahmet yesevi hazretlerini tanıyoruz, hem çocuklarımıza dinimizin güzelliklerini işliyoruz, hemde o dönemde dönen bütün dolapları anlamış oluyoruz. Yıllardır şeytani yapım olan survivor başta olmak üzere Türk aile yapısına uygun olmayan absürt dizileri gözümüze sokarak izlettirdiler. Hele evlenme programları, saçma sapan rezil program içinde bol bol dedikodu, gıybet, aldatma, iki yüzlülük ihanet işlendi sinsice biliçaltımıza algı olarak yerleştirildi. Sonrada ana haberlerde bol bol cinayet haberleri, boşanmalar, terk edilmiş bebekler, yıkılan yuvalar, dağılan aileleri izledik. Dizilerdeki lüx yaşantıya özenip, dolandırıcılık, hırsızlık yapanlar, onlara benzemeye çalışan kızlarımız kadınlarımız hep kendilerine kötülük ettiler de farkında değiller. Ben nacizane fikrimle hep o eski güneri ararım, ailelerini bilgi yarışmasında tv kanallarında yarıştıklarını, çocuklarımız için, gençlerimiz için sorulu cevaplı yarışmalar yapılsa izleyenlerin genel kültürleri artsa yine ekranlarda ahlaka uygun edebi diziler filmler yapılsa olmaz mı tabikide olur bal gibi olur. Son sözümüzü değerli Türk edebiyatının keskin kalemi, rahmetli Peyami Sefanın sözleriyle tamamlayayım.  “Bir milleti yok etmek isterseniz askerî istilâya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlâkını soysuzlaştırmak kâfidir”. Saygılarımla. Murat Gülşan    
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.