Nazile Şanal
Köşe Yazarı
Nazile Şanal
 

Bir not düşelim mi Kerbela’ya?

Bir not düşelim mi Kerbela’ya? Kerbela deyince kanlarımızın donduğu, ciğerlerimizin yandığı hunharca kesilen başlar, kıyılan canlar, acı ki ne acı ağızlarda dolanan cam kırıkları gibi. Başı kesildi Hz Muhammet ‘in torunu Hz .Hüseyin’in, yakınları katledildi. Haram ayda yapıldı üstelik bu katliam, günahın ve sevabın kat ve kat katlanacağı haram ayda. Yezid sadece yetmiş kişiyi katletmemiş islamın yıldızı onuru hem ehlibeyti hemde onlara tabi olan insanlığı müslümanlığı katletmiştir. Kerbela’yı uzun uzun yazma ihtiyacı duymuyorum, Az çok herkes olaya vakıf. Ancak son yıllarda şahitliğimizde yaşanan olayların Kerbela’yı aratmayacak nitelikte olduğunu da bilmeyenimiz yoktur zannımca. Yakın tarihimizden örnekleyecek olursak birçok vakalar, olaylar yaşanmıştır, yaşanmaya da devam ediyor, hiç kuşkusuz. Şu anda yine haram ayda Kudüs’te katliamlar yapılmakta. Onlar şehadete gülümserken müslümanlar oyunda oynaşta, ”Müslüman dayanışma oyunlarımıymış“ ne. Tövbe tövbe başını örtüp, bacaklarını açmışlar yavrucakların. Müslümanlar ölüm uykusunda. Başına müslüman bi isim koyunca değme müslümanların keyfine, herşey mubah mazallah. Hadi geçelim de yakın tarihte yaşanan Irak olayına da bir beyin jimnastiği deyin siz, bizde şuurlanma diyelim. Hani müslümanız ya, mü’min müminin elinden ve dilinden emniyette olandır, buyuruyor ya sevgili habibimiz, başka bir hadisi şerifte ”bir tarağın dişleri gibidir” Başka bir hadiste bir duvarın tuğlaları gibidirler, gibi gibi uzar gider hadisler ve yüreğimizin derinliklerinde muhafaza eder yerini. Irak demiştik ya, hani Amerika’nın huzur özgürlük getireceği Irak. Hiçte öyle olmadığını bildiğimiz! Tezkere çıkarmak için meclisin toplandığı ve Rahmetli Erbakan hocamızın, insanlığa ve iktidara seslendiği tarihi konuşmasında, ”Eğer ki tezkereyi meclisten geçirirseniz yedi sülalenizin başı secdeden kalkmasa Irak’ta akıtılan bir damla kanın bedelini ödeyemezssiniz” deyince, bir kısım vicdanlı vekillerin oyuyla reddedilmişti ve derin bir nefes alınmıştı ki zamanın bakanı “memurların maaşlarını ödeyemezsek görürsünüz “dedikten birkaç dakika sonra İncirlik hava üslerimiz Amerika için açılmış, mühimmatlar üslerimizi kullanarak tasfiye edilmiş, kara yoluyla da tırlarla sevkiyat yapmıştır, Şimdi sorgulaması gerekmez mi, müslümanım diyen kişinin? Zamanın savunma bakanı Vecdi Gönül’ün, "Amerika için daha ne yapalım ki üslerimizden 4300 uçağa izin verdik geçirdik” dediği uçak ve tırlar Irak’a gül sevkiyatımı yaptı? “Askerlerimizin başına Amerika’n askerlerinin geçirdiği çuvallar da hafızalarımızda yerini muhafaza etmekte, tarihe not düşmek adına... Tarih 1 Mart 2003'te Vecdi Gönül tezkerenin geçmemesine ve 28 milyar dolara çok üzüldüğünü ifade etmişti. Vekillere de çok etkili konuşmalar yaptığını söylüyordu, tezkerenin geçmesi hususunda kendi arşivlerinde mevcut zahmet olmazsa araştırabilinir. Hâl böyle iken Irak'ta katledilen canların, namusu kirlenen: "Eyyyy dünya müslümanları gelin bizi öldürün, karnımızda Amerikan piçleriyle yaşamak bize haram" diyen Fatma bacıların ”Peygamber torunu olması elbette ayrıcalık ama “Zeynep le ne farkı var Allah aşkına; hatta daha vahim değil midir. İnsanın uğruna ne canlar feda edebileceği “namusu izzeti onuru”nu kirletilmişti, yaşlı çocuk demeden katledildiler. Evet katledenler Yezit gibi müslüman değildi. Ancak incirlik hava üslemizi Irak'taki kardeşlerimizi katledenlere açanlar “MÜSLÜMAN” değil miydi? Amerika için mühümmat takviyesi yapan, "4300 sörti geçirdik daha ne yapalım, Amerika için?" diyen zamanın savunma bakanı Vecdi gönül ve iktidardakiler müslüman değil miydi! Her andığımızda Fatma bacının çığlıkları yansır kulaklarımızda. Sahi farklı mı her andığımız da yüreğimizi titreten Kerbela’dan farkı nedir? Yanlış eğitim, yanlış politikaların tezahürü olarak yaşanan daha nice katliamlara hiç girmeyeceğim... Herşeyin birbirine karıştığı karıştırıldığı, yanlışın doğru, doğrunun yanlış anlaşıldığı ve anlaşılmasına sebepler olunduğu coğrafyamızda hakkı ve hakikati görecek basiret, haksızlık karşısında duracak dirayet, hakkla batılı birbirine karıştırmayacak ferasetle yaşamayı Rabbimiz lutfeder inşallah. Hani sebep olanda yapan gibidir Hadisi Şerife dayanarak vicdan ve takdirlere bırakıyorum. Bir daha Kerbela’lar yaşanmasın, yaşatılmasın niyazıyla! Vesselam Nazile ŞANAL
Ekleme Tarihi: 11 Ağustos 2022 - Perşembe

Bir not düşelim mi Kerbela’ya?

Bir not düşelim mi Kerbela’ya? Kerbela deyince kanlarımızın donduğu, ciğerlerimizin yandığı hunharca kesilen başlar, kıyılan canlar, acı ki ne acı ağızlarda dolanan cam kırıkları gibi. Başı kesildi Hz Muhammet ‘in torunu Hz .Hüseyin’in, yakınları katledildi. Haram ayda yapıldı üstelik bu katliam, günahın ve sevabın kat ve kat katlanacağı haram ayda. Yezid sadece yetmiş kişiyi katletmemiş islamın yıldızı onuru hem ehlibeyti hemde onlara tabi olan insanlığı müslümanlığı katletmiştir. Kerbela’yı uzun uzun yazma ihtiyacı duymuyorum, Az çok herkes olaya vakıf. Ancak son yıllarda şahitliğimizde yaşanan olayların Kerbela’yı aratmayacak nitelikte olduğunu da bilmeyenimiz yoktur zannımca. Yakın tarihimizden örnekleyecek olursak birçok vakalar, olaylar yaşanmıştır, yaşanmaya da devam ediyor, hiç kuşkusuz. Şu anda yine haram ayda Kudüs’te katliamlar yapılmakta. Onlar şehadete gülümserken müslümanlar oyunda oynaşta, ”Müslüman dayanışma oyunlarımıymış“ ne. Tövbe tövbe başını örtüp, bacaklarını açmışlar yavrucakların. Müslümanlar ölüm uykusunda. Başına müslüman bi isim koyunca değme müslümanların keyfine, herşey mubah mazallah. Hadi geçelim de yakın tarihte yaşanan Irak olayına da bir beyin jimnastiği deyin siz, bizde şuurlanma diyelim. Hani müslümanız ya, mü’min müminin elinden ve dilinden emniyette olandır, buyuruyor ya sevgili habibimiz, başka bir hadisi şerifte ”bir tarağın dişleri gibidir” Başka bir hadiste bir duvarın tuğlaları gibidirler, gibi gibi uzar gider hadisler ve yüreğimizin derinliklerinde muhafaza eder yerini. Irak demiştik ya, hani Amerika’nın huzur özgürlük getireceği Irak. Hiçte öyle olmadığını bildiğimiz! Tezkere çıkarmak için meclisin toplandığı ve Rahmetli Erbakan hocamızın, insanlığa ve iktidara seslendiği tarihi konuşmasında, ”Eğer ki tezkereyi meclisten geçirirseniz yedi sülalenizin başı secdeden kalkmasa Irak’ta akıtılan bir damla kanın bedelini ödeyemezssiniz” deyince, bir kısım vicdanlı vekillerin oyuyla reddedilmişti ve derin bir nefes alınmıştı ki zamanın bakanı “memurların maaşlarını ödeyemezsek görürsünüz “dedikten birkaç dakika sonra İncirlik hava üslerimiz Amerika için açılmış, mühimmatlar üslerimizi kullanarak tasfiye edilmiş, kara yoluyla da tırlarla sevkiyat yapmıştır, Şimdi sorgulaması gerekmez mi, müslümanım diyen kişinin? Zamanın savunma bakanı Vecdi Gönül’ün, "Amerika için daha ne yapalım ki üslerimizden 4300 uçağa izin verdik geçirdik” dediği uçak ve tırlar Irak’a gül sevkiyatımı yaptı? “Askerlerimizin başına Amerika’n askerlerinin geçirdiği çuvallar da hafızalarımızda yerini muhafaza etmekte, tarihe not düşmek adına... Tarih 1 Mart 2003'te Vecdi Gönül tezkerenin geçmemesine ve 28 milyar dolara çok üzüldüğünü ifade etmişti. Vekillere de çok etkili konuşmalar yaptığını söylüyordu, tezkerenin geçmesi hususunda kendi arşivlerinde mevcut zahmet olmazsa araştırabilinir. Hâl böyle iken Irak'ta katledilen canların, namusu kirlenen: "Eyyyy dünya müslümanları gelin bizi öldürün, karnımızda Amerikan piçleriyle yaşamak bize haram" diyen Fatma bacıların ”Peygamber torunu olması elbette ayrıcalık ama “Zeynep le ne farkı var Allah aşkına; hatta daha vahim değil midir. İnsanın uğruna ne canlar feda edebileceği “namusu izzeti onuru”nu kirletilmişti, yaşlı çocuk demeden katledildiler. Evet katledenler Yezit gibi müslüman değildi. Ancak incirlik hava üslemizi Irak'taki kardeşlerimizi katledenlere açanlar “MÜSLÜMAN” değil miydi? Amerika için mühümmat takviyesi yapan, "4300 sörti geçirdik daha ne yapalım, Amerika için?" diyen zamanın savunma bakanı Vecdi gönül ve iktidardakiler müslüman değil miydi! Her andığımızda Fatma bacının çığlıkları yansır kulaklarımızda. Sahi farklı mı her andığımız da yüreğimizi titreten Kerbela’dan farkı nedir? Yanlış eğitim, yanlış politikaların tezahürü olarak yaşanan daha nice katliamlara hiç girmeyeceğim... Herşeyin birbirine karıştığı karıştırıldığı, yanlışın doğru, doğrunun yanlış anlaşıldığı ve anlaşılmasına sebepler olunduğu coğrafyamızda hakkı ve hakikati görecek basiret, haksızlık karşısında duracak dirayet, hakkla batılı birbirine karıştırmayacak ferasetle yaşamayı Rabbimiz lutfeder inşallah. Hani sebep olanda yapan gibidir Hadisi Şerife dayanarak vicdan ve takdirlere bırakıyorum. Bir daha Kerbela’lar yaşanmasın, yaşatılmasın niyazıyla! Vesselam Nazile ŞANAL
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.