UYANDIM, UTANDIM, USANDIM, USLANDIM.
                                UYANDIM,  UTANDIM, USANDIM, USLANDIM.
Ölmüş bir şehrin arka sokaklarında, koşuyorum soluk soluğa.
Nefesimin sıcaklığı gecenin soğuğuna vurdukça, karanlık içimde demini aldıkça, bir silüet beliriyor camın buğusunda.
Yaklaştıkça tanıdıklaşıyor suret. Duruyorum.
Göz kenarlarındaki kaz ayaklarını bir yerlerden çıkaracak gibi oluyorum.
Dilinden dökülen lakırdıları, fikrinden saçılan acabaları, gönlünde yaşlanan yangınları gözümün ısırmasından tırsıyorum.
Derken fokurduyor, taşıyor çay.
Engin denizlere iniyor Ay; 
ışıltısı gözümü alıyor, gönlüme doluyor, haneme doğuyor.
Anlıyorum ki dostum boy aynası, çoktan olmuş dev aynası.
Gide gide hep aynısı. Karşıma çıktı yine yanlış ben algısı.
Dönüp el uzatıyorum ona, “yaklaş” diyorum bana.
Onu tutamamaktan, elimden kaçırmaktan, ona baktıkça, onu yaradana kör olmaktan korkuyorum.
Elim, nefesim kesiliyor. Uzanamıyorum.
Yoruluyorum kovalamacadan. Kırılıyor dizlerim. Siliniyor aynadaki aksim. Paramparça bir benim.
Derken deviniyor âfak denizden göğe. Gülsuyu gibi eriyor enfüste. Yine yine dökülüyor gün, gökten denize. Dile geliyor bak ne söylüyor bize. Şems’ten bir dizi dize size:
Yüzü dost özü düşmandan usandım.
Dili mû’min kalbi şeytandan usandım.
Dostum herkesin kahrı çekilir amma
Ben davasız Müslümandan usandım.
Ne denir ki; bu söz üstüne?
Dinlerken günü, güneşi, Şemsi,  kameri; 
kokusundan buğusundan, huyundan suyundan uyandım.
Her gölgede, gölde; 
camda, cananda kendimden utanmaktan usandım.
Aldığım her kararda, 
usuma vura vura yontulmaktan uslandım.
Uyandım, Utandım.
Usandım, Uslandım.
Betül Özer BÖLÜK                           
                            
                        
                                    Ekleme
                                    Tarihi: 23 Nisan 2022 -Cumartesi                                
                                                                                    UYANDIM, UTANDIM, USANDIM, USLANDIM.
                                                                    
                                    UYANDIM,  UTANDIM, USANDIM, USLANDIM.
Ölmüş bir şehrin arka sokaklarında, koşuyorum soluk soluğa.
Nefesimin sıcaklığı gecenin soğuğuna vurdukça, karanlık içimde demini aldıkça, bir silüet beliriyor camın buğusunda.
Yaklaştıkça tanıdıklaşıyor suret. Duruyorum.
Göz kenarlarındaki kaz ayaklarını bir yerlerden çıkaracak gibi oluyorum.
Dilinden dökülen lakırdıları, fikrinden saçılan acabaları, gönlünde yaşlanan yangınları gözümün ısırmasından tırsıyorum.
Derken fokurduyor, taşıyor çay.
Engin denizlere iniyor Ay; 
ışıltısı gözümü alıyor, gönlüme doluyor, haneme doğuyor.
Anlıyorum ki dostum boy aynası, çoktan olmuş dev aynası.
Gide gide hep aynısı. Karşıma çıktı yine yanlış ben algısı.
Dönüp el uzatıyorum ona, “yaklaş” diyorum bana.
Onu tutamamaktan, elimden kaçırmaktan, ona baktıkça, onu yaradana kör olmaktan korkuyorum.
Elim, nefesim kesiliyor. Uzanamıyorum.
Yoruluyorum kovalamacadan. Kırılıyor dizlerim. Siliniyor aynadaki aksim. Paramparça bir benim.
Derken deviniyor âfak denizden göğe. Gülsuyu gibi eriyor enfüste. Yine yine dökülüyor gün, gökten denize. Dile geliyor bak ne söylüyor bize. Şems’ten bir dizi dize size:
Yüzü dost özü düşmandan usandım.
Dili mû’min kalbi şeytandan usandım.
Dostum herkesin kahrı çekilir amma
Ben davasız Müslümandan usandım.
Ne denir ki; bu söz üstüne?
Dinlerken günü, güneşi, Şemsi,  kameri; 
kokusundan buğusundan, huyundan suyundan uyandım.
Her gölgede, gölde; 
camda, cananda kendimden utanmaktan usandım.
Aldığım her kararda, 
usuma vura vura yontulmaktan uslandım.
Uyandım, Utandım.
Usandım, Uslandım.
Betül Özer BÖLÜK                                                                
                                                        
                                                
                                                    Yazıya ifade bırak !
                                                    
                                                    
                                        
                                                    
                                                    
                                                                                                                    Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
                                                                                
                                                    
                                                
                                            
                                             Okuyucu Yorumları
                                                                                            (0)
                                                                                    
                                    Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.



