Bülent ERTEKİN
Köşe Yazarı
Bülent ERTEKİN
 

ALTMIŞ İKİ SENE SONRA TEKRARLANAN AYNI OYUN.

ALTMIŞ İKİ SENE SONRA TEKRARLANAN AYNI OYUN. Tarih tekerrür mü ediyor acaba? Elimde Mehmet Abidin Kartal abimizin Eylül 2015 yılında basılmış olan; DARAĞACI/Demokrasi Kahramanı Menderes adlı eserini okuyorum. Müthiş bir eser, tarihî konulara meraklı okuyucu için oku(n)ması gereken bir kitap olarak düşünüyorum. Kitabın 288. sayfasında Rahmetli Menderes'in Radyo konuşmalarından ikincisi olan 30 Nisan'da yaptığı konuşmasının tam metninin bazı kısımlarını buraya alıyorum. Eminim ki sizler de okuyunca "tarih tekerrür mü ediyor." diye düşünecek, sorgulayacaksınız Zira tam 62 sene önce Menderes'in konuşmalarını okuyunca " yok yaaa bu kadar da olmaz. Ha 1959, ha 2021. Değişen sadece zaman. Olaylar ve siyasi liderlere bakınca sadece ve sadece değişen isimler."demekten kendimi alamadım. Okuyunca sizler de aynı şekilde düşüneceksiniz. Gelin birlikte bir kez daha, ibret alarak ve zihnimizin kılcallarına kadar zerk ederek okuyalım. ........................ Muhterem vatandaşlarım... Bunlar nizam ve devlete karşı gelmenin ne demek olduğunu anlamakta gecikmeyeceklerdir. Bunlar zavallı başlarını nizamın sarsılmaz kayalarına vurarak kendilerine gelecekler ve korkarım ki o zaman bu bedbahtlar biraz geç kalmış olacaklardır. Memleketin asayiş ve selameti ile vatandaşlarımızın huzur ve emniyeti ile oynanamaz. Bu huzur ve emniyetin ve bozulmasına çalışılan sükun ve asayişin muhafazasına hükümetimiz son derece azimli ve kararlıdır. Aziz ve muhterem vatandaşlarım... Her an ve her saat başında yalan haberler, birtakım korkunç şayialar çıkartılmak suretiyle heyecanı arttırmak ve bu heyecan vasatında birtakım kışkırtmalar da yaparak hadiseler çıkarmak istenmekte olduğunu ve bu yıkıcı faaliyetlerin belli merkezlerden idare edilmekte bulunduğunu dünkü konuşmamda arz ve ifade etmiştim. Bu şayialar ve yalan haberlere inanılmamasını ve hatta bunları yapanların alakalılara ve vazifelilere ihbar edilmesini de ayrıca rica etmiştim. Filhakika, ortada hiçbir şey yok iken hadise çıkarabilmek için ancak bu yollara ve usullere müracaat olunur. Kandırılması en kolay olan ve toplantı halinde bulunan zümreler seçilmek suretiyle bunların üzerinde daimi surette yıkıcı faaliyet ve propagandalar teksif edilir ve bunlar küçük bir zümre bile olsalar, 30 milyonluk Türkiye'nin hacmine ve ebadına nispetle bir zerre dahi teşkil etmeseler de bunlar sanki teşkilatlı ve vurucu bir kuvvetmiş gibi ele alınarak, bir memleketin kaderi üzerinde pervasızca oynayabilmek imkânlarının aranmasına ve bu yolların araştırılmasına çıkılıyor. İstanbul ve Ankara'mızdaki iki gündür meydana getirilmek istenilen hadiselerin kısaca izahı ve manası işte bundan ibarettir. ........ Diğer taraftan sefalete mahkum olmanın bu memleketin kaderi olduğuna inanmışçasına ve bunu kabul etmişçesine çeyrek asır içerisinde memleketin meselelerine, vatandaşın ihtiyaçlarına, medeni ve ileri bir hayata kavuşmanın icaplarına nasıl omuz silkelercesine lakayd kalındığını görüp yaşamış olan bir memlekettir. Türkiye'mizde bugün asırlarca yapılamayanlar 10 sene içinde nasıl yapıldığını, memleketin bir baştan öbür başa her birisi bir kıymet olan sayısız eserler ile nasıl donatılmış hale geldiğini görmekteyiz. Ziraatta, sanayide, madencilikte ve nakliye ekonomisinde velhasıl iktisadi hayatın bütün kollarında, Türkiye'nin nasıl akla sığmaz bir süratle, bir asırlık mesafeyi bu on sene içinde aldığını görmekteyiz. Terakki, ümran, imar, iktisadi kalkınma, içtimai düzen velhasıl nedeni ve ileri bir cemiyet olmamızın bütün şartlarını muayyen bir nizam ve ölçü içinde nasıl hep birden ele alınıp tahakkuk yoluna konmuş olduğunu vatandaşlar görmektedir, 10 sene evvelki ile bugünkü vatandaşlar kıyaslanabilmekte ve hükümlerini vermiş bulunmaktadırlar. O halde, birtakım suni ve uydurma yollardan ve sözlerimin başında arz ettiğim şekilde bir ayaklanma hareketi tahakkuk ettirilebilir mi diye memleket hazin, elim ve meşum tecrübelerin sahası haline getirilmek isteniyor. Hulâsa memleket bir yalan selinde meşum dedikodu ve şayiaların tufan'ın da boğulmak istenmektedir. Buna karşın müteyakkız olmanın lüzumunu dünkü konuşmamızda işaret ettim. Bugünkü izahlarımla aynı ricayı tekrar etmek istiyorum. Çünkü bu işin, yani ayaklanma tertipçilerinin sermayelerinin 99 dokuzu yalan haberler inşa etmek, meşum dedikodu ve şayiaları bütün vatan sathına yaymaktan ibarettir. Bu sebeplerdir ki bu mesele üzerine tekrar avdet etmiş bulunuyorum ve bu nokta üzerinde ısrarla daha da duracağım. Aziz ve muhterem vatandaşlarım... Günün mühim meselesi yalancılıkla, şeametli şayia ve dedikodularla mücadele etmekten ibaret görülüyor. Âdeta memleket emniyet ve selametinin, vatandaş huzurunu teminat altında bulundurmanın en esaslı meselesi bugünlerde işte budur. Size bu sözlerimin delillerini verebilmek benim için çok kolay. Şimdiye kadar çıkarılmış yalan haberler ve havadislerin, aşağı ve bayağı dedikodu şayiaların, hadiseler ve hakikatlerle nasıl mütemadiyen tekzip edilmekte olduğunu hatırlatmam kafi gelir sanırım. Mesela bundan 3 gün evvel çıkarılan ve ortada dolaştırılan haberlerin ertesi gün nasıl yalan olarak ortaya çıkıverdiği, 2 gün evvel çıkarılan yalanların da dün veya bugün sabun köpüğü gibi ortadan kayboluverdiğini hatırlatmam mevzumumun aydınlatılması bakımından faydalı olur kanaatindeyim. Bugün çıkarılan yalanların da hadiselerle yarın tekzibe uğrayacağından hiç tereddüdümüz ve şüphemiz olmaması icab eder. ....... Bu fesat yuvalarını dağıtmak, membalarını kurutmak ve memleketimizin süratle ilerleme, kalkınma ve medeni milletler seviyesine erişme yolunda hızla ilerlemesinin milletçe saadetini duyabilecek bir huzura kavuşmak bizim için elbette mukadderdir. Çünkü yalan dolanla iş elde etmek mümkün olursa ayak patırtısı millet iradesinin üstüne çıkacak olursa, o milletin ve memleketin hali perişan olur. Bu gayrimeşru ve meşum emel ve teşebbüslere imkân verecek safdillerden olmadığımızı ve Türk milletinin yalanlarla aldatılamayacağını hepimiz en kısa zamanda göreceğiz ve tarih kaydedecektir. ...... Sevgili vatandaşlarım... Bugün 3. gündür ki yer altında hazırlananlar meydanlarda, sokaklarda hareket haline çıkmıştır. Bu ortaya çıkış ve meydana dökülüş onlar hesabına, tertipçiler hesabına zamansız ve mevsimsiz olmuştur. görülüyor ki bunların hepsi perde arkasında ve toprak altında bu bahar seçimlerin yapılacağı göre hazırlanmış, tertiplenmiş ve ayarlanmış oyunlardan ve kanlı macera tasavvurun dan ibarettir. Dişe diş, başa baş, asacağız, keseceğiz şeklindeki haykırışların, tehditlerin manası şimdi daha açık olarak meydandadır. Bugün 2 şehrimizin sokak ve meydanlarında avare avare dolaşan ayaklanma teşebbüsü, seçim kampanyalarında, seçim günlerinde ve seçim sandıklarının başında milli iradeyi zedeleyen, tahrip edecek olan bir milli musibet haline getirecekti. Perde kalktı, sahne meydana çıktı, derdin bahanesi apaçık meydandadır. Kavuklar devrildi, başlar bütün hatlarıyla milletimizin gözleri önündedir. .... Tahrik edenlere gelince, bu hadiselerin bir tahrik ve tertip eseri olduğunda en küçük bir şüphe veya tereddüde yer yoktur. Bir misali arz edeyim. Dün siyasi ilimler okulunda tahrik edilmiş çocuklarımızın devletin silahlı kuvvetlerine mukavemet hareketlerinin başında ve o anda mektebin içinde milletvekillerinin mevcut olduğunu söylemek, hadiseleri bir kat daha tenvir etmeye kâfidir sanırım. Tertip ve tahrikçilerin de artık işlerin eski tabiriyle "Kader-i maruf"u çoktan aşmış bulunduğunu bir defa daha hatırlatmalarında fayda vardır. Bu iş artık burada kesilip bitirilmelidir. (1) Tekin Erer, a.g.e.s.4p8-409. (1) Tekin Erer, a.g.e.s.4p8-409 Yıl 2021. PKK'nın arka bahçesi olan Hdp'nin başkanı, CHP'nin liderine "MEYDANLARA" komutuna karşılık sayın Kılıçdaroğlu'nun âdeta "başım, gözüm, üstüne" diyerek yürüyüşe geçmesi, bu ana kadar gelen zaman süreci içerisinde söylemiş her sözünün yalan çıkması ve çark etmesi, CHP nin dedelerinden miras kalan yalan ve iftira üzerine kurulu siyaseti hâlen devam ettirdiğine aradan geçen 62 sene sonra canlı canlı şahit oluyoruz. Unutmayın!!! O gün gözyaşlarını içlerine atarak Menderes'in ölümüne ses çıkaramayanlar artık yok. "O gün Menderes'in asılmasına seyirci kaldık, emin olun Rabbim'de şahit olsun ki bugün buna müsaade etmeyeceğiz" diyen vatanın aslan yürekli evlatları var. Aklınızı başınıza alın ve bu ülkeyi darbelere, kaosa, kardeş kavgalarına, belirsizlikler içerisinde anahtar teslim birilerine teslim etmeyin. Selâm ve dua ile. Bülent Ertekin
Ekleme Tarihi: 27 Kasım 2021 - Cumartesi

ALTMIŞ İKİ SENE SONRA TEKRARLANAN AYNI OYUN.

ALTMIŞ İKİ SENE SONRA TEKRARLANAN AYNI OYUN. Tarih tekerrür mü ediyor acaba? Elimde Mehmet Abidin Kartal abimizin Eylül 2015 yılında basılmış olan; DARAĞACI/Demokrasi Kahramanı Menderes adlı eserini okuyorum. Müthiş bir eser, tarihî konulara meraklı okuyucu için oku(n)ması gereken bir kitap olarak düşünüyorum. Kitabın 288. sayfasında Rahmetli Menderes'in Radyo konuşmalarından ikincisi olan 30 Nisan'da yaptığı konuşmasının tam metninin bazı kısımlarını buraya alıyorum. Eminim ki sizler de okuyunca "tarih tekerrür mü ediyor." diye düşünecek, sorgulayacaksınız Zira tam 62 sene önce Menderes'in konuşmalarını okuyunca " yok yaaa bu kadar da olmaz. Ha 1959, ha 2021. Değişen sadece zaman. Olaylar ve siyasi liderlere bakınca sadece ve sadece değişen isimler."demekten kendimi alamadım. Okuyunca sizler de aynı şekilde düşüneceksiniz. Gelin birlikte bir kez daha, ibret alarak ve zihnimizin kılcallarına kadar zerk ederek okuyalım. ........................ Muhterem vatandaşlarım... Bunlar nizam ve devlete karşı gelmenin ne demek olduğunu anlamakta gecikmeyeceklerdir. Bunlar zavallı başlarını nizamın sarsılmaz kayalarına vurarak kendilerine gelecekler ve korkarım ki o zaman bu bedbahtlar biraz geç kalmış olacaklardır. Memleketin asayiş ve selameti ile vatandaşlarımızın huzur ve emniyeti ile oynanamaz. Bu huzur ve emniyetin ve bozulmasına çalışılan sükun ve asayişin muhafazasına hükümetimiz son derece azimli ve kararlıdır. Aziz ve muhterem vatandaşlarım... Her an ve her saat başında yalan haberler, birtakım korkunç şayialar çıkartılmak suretiyle heyecanı arttırmak ve bu heyecan vasatında birtakım kışkırtmalar da yaparak hadiseler çıkarmak istenmekte olduğunu ve bu yıkıcı faaliyetlerin belli merkezlerden idare edilmekte bulunduğunu dünkü konuşmamda arz ve ifade etmiştim. Bu şayialar ve yalan haberlere inanılmamasını ve hatta bunları yapanların alakalılara ve vazifelilere ihbar edilmesini de ayrıca rica etmiştim. Filhakika, ortada hiçbir şey yok iken hadise çıkarabilmek için ancak bu yollara ve usullere müracaat olunur. Kandırılması en kolay olan ve toplantı halinde bulunan zümreler seçilmek suretiyle bunların üzerinde daimi surette yıkıcı faaliyet ve propagandalar teksif edilir ve bunlar küçük bir zümre bile olsalar, 30 milyonluk Türkiye'nin hacmine ve ebadına nispetle bir zerre dahi teşkil etmeseler de bunlar sanki teşkilatlı ve vurucu bir kuvvetmiş gibi ele alınarak, bir memleketin kaderi üzerinde pervasızca oynayabilmek imkânlarının aranmasına ve bu yolların araştırılmasına çıkılıyor. İstanbul ve Ankara'mızdaki iki gündür meydana getirilmek istenilen hadiselerin kısaca izahı ve manası işte bundan ibarettir. ........ Diğer taraftan sefalete mahkum olmanın bu memleketin kaderi olduğuna inanmışçasına ve bunu kabul etmişçesine çeyrek asır içerisinde memleketin meselelerine, vatandaşın ihtiyaçlarına, medeni ve ileri bir hayata kavuşmanın icaplarına nasıl omuz silkelercesine lakayd kalındığını görüp yaşamış olan bir memlekettir. Türkiye'mizde bugün asırlarca yapılamayanlar 10 sene içinde nasıl yapıldığını, memleketin bir baştan öbür başa her birisi bir kıymet olan sayısız eserler ile nasıl donatılmış hale geldiğini görmekteyiz. Ziraatta, sanayide, madencilikte ve nakliye ekonomisinde velhasıl iktisadi hayatın bütün kollarında, Türkiye'nin nasıl akla sığmaz bir süratle, bir asırlık mesafeyi bu on sene içinde aldığını görmekteyiz. Terakki, ümran, imar, iktisadi kalkınma, içtimai düzen velhasıl nedeni ve ileri bir cemiyet olmamızın bütün şartlarını muayyen bir nizam ve ölçü içinde nasıl hep birden ele alınıp tahakkuk yoluna konmuş olduğunu vatandaşlar görmektedir, 10 sene evvelki ile bugünkü vatandaşlar kıyaslanabilmekte ve hükümlerini vermiş bulunmaktadırlar. O halde, birtakım suni ve uydurma yollardan ve sözlerimin başında arz ettiğim şekilde bir ayaklanma hareketi tahakkuk ettirilebilir mi diye memleket hazin, elim ve meşum tecrübelerin sahası haline getirilmek isteniyor. Hulâsa memleket bir yalan selinde meşum dedikodu ve şayiaların tufan'ın da boğulmak istenmektedir. Buna karşın müteyakkız olmanın lüzumunu dünkü konuşmamızda işaret ettim. Bugünkü izahlarımla aynı ricayı tekrar etmek istiyorum. Çünkü bu işin, yani ayaklanma tertipçilerinin sermayelerinin 99 dokuzu yalan haberler inşa etmek, meşum dedikodu ve şayiaları bütün vatan sathına yaymaktan ibarettir. Bu sebeplerdir ki bu mesele üzerine tekrar avdet etmiş bulunuyorum ve bu nokta üzerinde ısrarla daha da duracağım. Aziz ve muhterem vatandaşlarım... Günün mühim meselesi yalancılıkla, şeametli şayia ve dedikodularla mücadele etmekten ibaret görülüyor. Âdeta memleket emniyet ve selametinin, vatandaş huzurunu teminat altında bulundurmanın en esaslı meselesi bugünlerde işte budur. Size bu sözlerimin delillerini verebilmek benim için çok kolay. Şimdiye kadar çıkarılmış yalan haberler ve havadislerin, aşağı ve bayağı dedikodu şayiaların, hadiseler ve hakikatlerle nasıl mütemadiyen tekzip edilmekte olduğunu hatırlatmam kafi gelir sanırım. Mesela bundan 3 gün evvel çıkarılan ve ortada dolaştırılan haberlerin ertesi gün nasıl yalan olarak ortaya çıkıverdiği, 2 gün evvel çıkarılan yalanların da dün veya bugün sabun köpüğü gibi ortadan kayboluverdiğini hatırlatmam mevzumumun aydınlatılması bakımından faydalı olur kanaatindeyim. Bugün çıkarılan yalanların da hadiselerle yarın tekzibe uğrayacağından hiç tereddüdümüz ve şüphemiz olmaması icab eder. ....... Bu fesat yuvalarını dağıtmak, membalarını kurutmak ve memleketimizin süratle ilerleme, kalkınma ve medeni milletler seviyesine erişme yolunda hızla ilerlemesinin milletçe saadetini duyabilecek bir huzura kavuşmak bizim için elbette mukadderdir. Çünkü yalan dolanla iş elde etmek mümkün olursa ayak patırtısı millet iradesinin üstüne çıkacak olursa, o milletin ve memleketin hali perişan olur. Bu gayrimeşru ve meşum emel ve teşebbüslere imkân verecek safdillerden olmadığımızı ve Türk milletinin yalanlarla aldatılamayacağını hepimiz en kısa zamanda göreceğiz ve tarih kaydedecektir. ...... Sevgili vatandaşlarım... Bugün 3. gündür ki yer altında hazırlananlar meydanlarda, sokaklarda hareket haline çıkmıştır. Bu ortaya çıkış ve meydana dökülüş onlar hesabına, tertipçiler hesabına zamansız ve mevsimsiz olmuştur. görülüyor ki bunların hepsi perde arkasında ve toprak altında bu bahar seçimlerin yapılacağı göre hazırlanmış, tertiplenmiş ve ayarlanmış oyunlardan ve kanlı macera tasavvurun dan ibarettir. Dişe diş, başa baş, asacağız, keseceğiz şeklindeki haykırışların, tehditlerin manası şimdi daha açık olarak meydandadır. Bugün 2 şehrimizin sokak ve meydanlarında avare avare dolaşan ayaklanma teşebbüsü, seçim kampanyalarında, seçim günlerinde ve seçim sandıklarının başında milli iradeyi zedeleyen, tahrip edecek olan bir milli musibet haline getirecekti. Perde kalktı, sahne meydana çıktı, derdin bahanesi apaçık meydandadır. Kavuklar devrildi, başlar bütün hatlarıyla milletimizin gözleri önündedir. .... Tahrik edenlere gelince, bu hadiselerin bir tahrik ve tertip eseri olduğunda en küçük bir şüphe veya tereddüde yer yoktur. Bir misali arz edeyim. Dün siyasi ilimler okulunda tahrik edilmiş çocuklarımızın devletin silahlı kuvvetlerine mukavemet hareketlerinin başında ve o anda mektebin içinde milletvekillerinin mevcut olduğunu söylemek, hadiseleri bir kat daha tenvir etmeye kâfidir sanırım. Tertip ve tahrikçilerin de artık işlerin eski tabiriyle "Kader-i maruf"u çoktan aşmış bulunduğunu bir defa daha hatırlatmalarında fayda vardır. Bu iş artık burada kesilip bitirilmelidir. (1) Tekin Erer, a.g.e.s.4p8-409. (1) Tekin Erer, a.g.e.s.4p8-409 Yıl 2021. PKK'nın arka bahçesi olan Hdp'nin başkanı, CHP'nin liderine "MEYDANLARA" komutuna karşılık sayın Kılıçdaroğlu'nun âdeta "başım, gözüm, üstüne" diyerek yürüyüşe geçmesi, bu ana kadar gelen zaman süreci içerisinde söylemiş her sözünün yalan çıkması ve çark etmesi, CHP nin dedelerinden miras kalan yalan ve iftira üzerine kurulu siyaseti hâlen devam ettirdiğine aradan geçen 62 sene sonra canlı canlı şahit oluyoruz. Unutmayın!!! O gün gözyaşlarını içlerine atarak Menderes'in ölümüne ses çıkaramayanlar artık yok. "O gün Menderes'in asılmasına seyirci kaldık, emin olun Rabbim'de şahit olsun ki bugün buna müsaade etmeyeceğiz" diyen vatanın aslan yürekli evlatları var. Aklınızı başınıza alın ve bu ülkeyi darbelere, kaosa, kardeş kavgalarına, belirsizlikler içerisinde anahtar teslim birilerine teslim etmeyin. Selâm ve dua ile. Bülent Ertekin
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.