Bülent ERTEKİN
Köşe Yazarı
Bülent ERTEKİN
 

BİR PROJE (Yakın Savunma Caydırıcı Savunma Teknikleri) VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

BİR PROJE (Yakın Savunma Caydırıcı Savunma Teknikleri) VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Bir haber... https://www.aydinlik.com.tr/haber/hekimlere-savunma-kursuna-tepki-saglikta-siddet-bu-anlayisla-cozulemez-354286 Ve haberin başlığı... Hekimlere savunma kursuna tepki: 'Sağlıkta şiddet bu anlayışla çözülemez' Akabinde tabii ki haberin açılımı ve yorumu. Yorum nedir? Yorum yazarın, gazetenin, sitenin veya her ne iletişim aracı ise ekser çoğunluğun düşünce tarzını veya davasını ifade eder. İşte yukarıdaki haber ve haberin sadece özeti. "İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü, Aksaçlılar Derneği ve Çağrı Spor Kulübü iş birliği ile sağlık çalışanları için başlatılan “Yakın Savunma ve Caydırıcı Savunma Teknikleri ile Şiddetin Önlemesi” projesine hekimlerden tepki geldi. Aslında güzel bir konu ve güzel bir haber öyle değil mi? Bana sorarsanız EVET! Lâkin sizin düşüncenizden uzak, aykırı veya bir dava sahibinin yorumu olunca iş direkt veya endirekt vuruşlar ile yıpratmaya, bağcı dövmeye başlanıyor. Aksaçlılar Derneği Başkanı olan Ahmet Bereket'in bahsi geçen projesi bu sağlıkçılar veya tüm beyaz önlüklüler için ne gibi bir sakıncası olabilir yada zararı ne olabilir ki? Avukatlara silah... Muhtarlara silah... Koruma görevlilerine silah... Ve daha bir çok güvenlik birimine veya hayatı tehlikesiolan braslardaki insanlara silah verilince bu insanlar önüne gelini vuruyor, öldürüyor, yaralıyor veya anasından doğduğuna pişman mı ediyor? Silah verilen bu sınıftaki insanların adliyeye intikal etmiş kaç dosyası bulunmaktadır? Varsa yazın, yazın ki bilmeyenler bilsin onlarda bilmeyenlere söylesin, öğrensinler. Bu ülkede barım barım kadına şiddet, tecavüz, gasp, işyerinde darp gibi konular ayyuka çıkar iken bir insanın kendini koruması ve/veya korumak için caydırıcı unsur olan yakın dövüş tekniklerini öğrenmesi kadar daha doğal ne olabilir. Hastanelerde, adliyelerde özel güvenlik birimleri olduğu halde kaçı olaya anın da müdahale edebiliyor? Kaçı saldırganı saldıraya muhatap olmadan yaka paça paket yapabiliyor? Peki bu insanlar sadece mesai saatleri içerisinde mi kendilerini koruyacak? Yoksa mesai saatinin dışında da bu tür olaylara da her an muhatap olabilirler mi? Elbette bu olaylara sadece kadın olarak değil herkes muhatap olabilir. O halde niçin olayı sadee Sağlık Bakanlığı'nın beceriksizliği gibi gösterip belaltı vuruşları ile hükümete vuruyorsunuz? Yoksa bir yaraları mi var? Sadece tenkit ile sağlık çalışanlarına hizmet edeceğinizi mi düşünüyorsunuz? Problem var ise illaki bir çözümü de vardır. Getirin o dana dişi gibi profları, akademisyenleri, stk'ları, sendikası temsilcilerini beyin fırtınası yapıp çözüm üretin. Sadece ev sahibini değil, hırsızlarıda yargılayıp gerekli çözüm önerilerini masaya getirin. Aslında sayın başkan Kaptaner, sağlıkta şiddetin önlenmesi için sistemdeki sorunların çözülmesi gerektiğine işaret ediyor. Doğrudur... Haktır. "Birinci basamak güçlendirilmeli, sorunları çözülmelidir. Basamaklı sevk sistemi getirilmelidir. Hastanelerde iş yükünün artışına neden olan etkenlerden birisi olan performans ödemelerinin temel maaş artışı sonrası sınırlandırılması da önemli bir etken olacaktır. Lüzumsuz randevu alanların ve iptal ettirmeyenlerin 6 ay içinde tekrar başvuruları da ücretlendirilmelidir. Böylece randevu alamayanların haklarının çiğnenmesi de önlenebilecektir.". Önerilerinin sadece bir kısmı olan bu tekkife bakınca anlıyoruz ki işin büyük bir kısmının dışarda kendini ve haddini bilmeyen, kul hakkı, insanlık gibi değer yargılarından uzak olan cahil bir güruhtan çıktığını anlıyoruz. O halde önce insanımızı eğiteceğiz, özgürlüğün sadece kendisine verilen ve her şekilde kullanmasının yanlış olduğunu, hak ve hukuku, kul hakkını, başkasının hakkına tecavüzleri bu insanların beyinlerine nakış işler gibi işlemeliyiz. Evet önce insanın eğitimi. Ve gerçekten de caydırıcı cezalar. Ve elbette kendini koruma ve kollama. Kimse bunun altında hele hele işi sağlıkçı olan ve bunu en iyi anlayacak olan sağlıkçıların bir şey aramaması gerektiğini düşünüyorum. Kaldı ki hiçbir beyaz önlüklü "sen kaba laf ettin" "küfür ettin" deyipte yaka paça hastasını indirecek kadar seviyesiz değildir. Dışarıdan bakan ve yorumlayan bir göz olarak AkSaclilar Başkanı Ahmet Bereket beyefendiyi güzel calismasidn dolayı tebrik ediyor, yapılan çalışmayı destekliyorum. Diğer yandan tüm sağlık personelinin can güvenliğinin emniyetli olması için gereken ne ise, ne yapılması gerekiyor ise bir an önce hiç tereddüt etmeden yasalaşması için sonuna kadar desteğimi de sürdüreceğimi tüm birimlere belirtmek isterim. Selâm ve dua ile. Bülent ERTEKİN
Ekleme Tarihi: 17 Aralık 2022 - Cumartesi

BİR PROJE (Yakın Savunma Caydırıcı Savunma Teknikleri) VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

BİR PROJE (Yakın Savunma Caydırıcı Savunma Teknikleri) VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Bir haber... https://www.aydinlik.com.tr/haber/hekimlere-savunma-kursuna-tepki-saglikta-siddet-bu-anlayisla-cozulemez-354286 Ve haberin başlığı... Hekimlere savunma kursuna tepki: 'Sağlıkta şiddet bu anlayışla çözülemez' Akabinde tabii ki haberin açılımı ve yorumu. Yorum nedir? Yorum yazarın, gazetenin, sitenin veya her ne iletişim aracı ise ekser çoğunluğun düşünce tarzını veya davasını ifade eder. İşte yukarıdaki haber ve haberin sadece özeti. "İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü, Aksaçlılar Derneği ve Çağrı Spor Kulübü iş birliği ile sağlık çalışanları için başlatılan “Yakın Savunma ve Caydırıcı Savunma Teknikleri ile Şiddetin Önlemesi” projesine hekimlerden tepki geldi. Aslında güzel bir konu ve güzel bir haber öyle değil mi? Bana sorarsanız EVET! Lâkin sizin düşüncenizden uzak, aykırı veya bir dava sahibinin yorumu olunca iş direkt veya endirekt vuruşlar ile yıpratmaya, bağcı dövmeye başlanıyor. Aksaçlılar Derneği Başkanı olan Ahmet Bereket'in bahsi geçen projesi bu sağlıkçılar veya tüm beyaz önlüklüler için ne gibi bir sakıncası olabilir yada zararı ne olabilir ki? Avukatlara silah... Muhtarlara silah... Koruma görevlilerine silah... Ve daha bir çok güvenlik birimine veya hayatı tehlikesiolan braslardaki insanlara silah verilince bu insanlar önüne gelini vuruyor, öldürüyor, yaralıyor veya anasından doğduğuna pişman mı ediyor? Silah verilen bu sınıftaki insanların adliyeye intikal etmiş kaç dosyası bulunmaktadır? Varsa yazın, yazın ki bilmeyenler bilsin onlarda bilmeyenlere söylesin, öğrensinler. Bu ülkede barım barım kadına şiddet, tecavüz, gasp, işyerinde darp gibi konular ayyuka çıkar iken bir insanın kendini koruması ve/veya korumak için caydırıcı unsur olan yakın dövüş tekniklerini öğrenmesi kadar daha doğal ne olabilir. Hastanelerde, adliyelerde özel güvenlik birimleri olduğu halde kaçı olaya anın da müdahale edebiliyor? Kaçı saldırganı saldıraya muhatap olmadan yaka paça paket yapabiliyor? Peki bu insanlar sadece mesai saatleri içerisinde mi kendilerini koruyacak? Yoksa mesai saatinin dışında da bu tür olaylara da her an muhatap olabilirler mi? Elbette bu olaylara sadece kadın olarak değil herkes muhatap olabilir. O halde niçin olayı sadee Sağlık Bakanlığı'nın beceriksizliği gibi gösterip belaltı vuruşları ile hükümete vuruyorsunuz? Yoksa bir yaraları mi var? Sadece tenkit ile sağlık çalışanlarına hizmet edeceğinizi mi düşünüyorsunuz? Problem var ise illaki bir çözümü de vardır. Getirin o dana dişi gibi profları, akademisyenleri, stk'ları, sendikası temsilcilerini beyin fırtınası yapıp çözüm üretin. Sadece ev sahibini değil, hırsızlarıda yargılayıp gerekli çözüm önerilerini masaya getirin. Aslında sayın başkan Kaptaner, sağlıkta şiddetin önlenmesi için sistemdeki sorunların çözülmesi gerektiğine işaret ediyor. Doğrudur... Haktır. "Birinci basamak güçlendirilmeli, sorunları çözülmelidir. Basamaklı sevk sistemi getirilmelidir. Hastanelerde iş yükünün artışına neden olan etkenlerden birisi olan performans ödemelerinin temel maaş artışı sonrası sınırlandırılması da önemli bir etken olacaktır. Lüzumsuz randevu alanların ve iptal ettirmeyenlerin 6 ay içinde tekrar başvuruları da ücretlendirilmelidir. Böylece randevu alamayanların haklarının çiğnenmesi de önlenebilecektir.". Önerilerinin sadece bir kısmı olan bu tekkife bakınca anlıyoruz ki işin büyük bir kısmının dışarda kendini ve haddini bilmeyen, kul hakkı, insanlık gibi değer yargılarından uzak olan cahil bir güruhtan çıktığını anlıyoruz. O halde önce insanımızı eğiteceğiz, özgürlüğün sadece kendisine verilen ve her şekilde kullanmasının yanlış olduğunu, hak ve hukuku, kul hakkını, başkasının hakkına tecavüzleri bu insanların beyinlerine nakış işler gibi işlemeliyiz. Evet önce insanın eğitimi. Ve gerçekten de caydırıcı cezalar. Ve elbette kendini koruma ve kollama. Kimse bunun altında hele hele işi sağlıkçı olan ve bunu en iyi anlayacak olan sağlıkçıların bir şey aramaması gerektiğini düşünüyorum. Kaldı ki hiçbir beyaz önlüklü "sen kaba laf ettin" "küfür ettin" deyipte yaka paça hastasını indirecek kadar seviyesiz değildir. Dışarıdan bakan ve yorumlayan bir göz olarak AkSaclilar Başkanı Ahmet Bereket beyefendiyi güzel calismasidn dolayı tebrik ediyor, yapılan çalışmayı destekliyorum. Diğer yandan tüm sağlık personelinin can güvenliğinin emniyetli olması için gereken ne ise, ne yapılması gerekiyor ise bir an önce hiç tereddüt etmeden yasalaşması için sonuna kadar desteğimi de sürdüreceğimi tüm birimlere belirtmek isterim. Selâm ve dua ile. Bülent ERTEKİN
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.