Bülent ERTEKİN
Köşe Yazarı
Bülent ERTEKİN
 

ZANNEDERSİNİZ Kİ; SİYASİ BİR PARTİNİN OLAĞAN KONGRESİ.

ZANNEDERSİNİZ Kİ; SİYASİ BİR PARTİNİN OLAĞAN KONGRESİ. Mezuniyet töreni, Sizin de bir töreniniz oldu mu? Valla ben böyle törenleri sadece kızlarım da gördüm. Sakın kimse duymasın (!) haaa 26 senedir de diplomam yok. Okuldan mezun olduktan sonra geçici mezuniyet belgesi ile işlerimi hallettim. Maşaallah şimdiki törenler âdeta milli bayramlar gibi; bandosu, müziği, balonu, havai fişeği ne sayarsanız nerede ise hepsi oldu, olacak. Kolay değil tabii uzun bir maraton. Hakları değil mi, kerataların. Sevinsinler. Sevinsinler sevinmesine de ne hikmetse her zaman olduğu gibi eşeğin kulağına su kaçırmasınlar. Okullarımızda, özellikle üniversitelerde eğitim gören evlatlarımızın bana göre tek hedefleri seçmiş okullarda en iyi eğitimi almak ve bu almış oldukları bu eğitimleri daha sonraki sivil hayatlarında ve iş hayatlarında da en iyi şekilde sunmaktır. Tabii ki en önemli vazifelerinden bir tanesi de ellerine almış oldukları mesleklerini vatan için, millet için, bayrak için, özellikle tüm insanlık için hayırlara vesile olacak şekilde kullanmalarıdır. Maalesef henüz okulları dâhi bitmeden içine girdikleri siyasi girdabın etkisinden kurtulamayıp bir bakmışsınız legal/illegal bir örgütün önde giden militanların dan bir tanesi olup çıkmış. Bir kaç gün öncesinde internet sitesilerinde "İTÜ birincisinin mezuniyet törenindeki konuşması büyük ilgi gördü" şeklinde bir haber vardı. Dikkatimi çekti, okudum. Kürsüdeki manken gibi yakışıklı delikanlının söylediklerini okuyunca "vay be evladımız şimdiden siyasi hayata geçiş yapmış" dedim. Zira benim bildiğim mezuniyet törenlerinde okul birincisi seçilen genç; "Bugün burada Türkiye ve dünyada kalite ödülü almış; 2019'da Türkiye üçüncüsü, 2020'de Türkiye ikincisi olan bir fakülteden mezun olmanın gururunu yaşıyorum. Geçen sene olduğu gibi bu sene de fakülte birincisi bizim bölümümüzden, yani ............. Bölümü'nden çıktı. Bu onuru taşımanın gururu içerisindeyim. Elbette ki bu birinciliğin tek muhatabı ben değilim. Başta her türlü maddi ve manevi desteği esirgemeyen, her daim yanımda olan, varlıklarından tarif edilemeyecek mutluluk ve güven duyduğum aileme; saygıdeğer hocalarıma ve ...... Üniversitesi ailesine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum." Nasıl konuşma ama? On numara beş yıldız cinsinden değil mi? Peki herkesin taktirini (!) kazanan bu Ortadoğu ve Balkanların en yakışıklı, en güzel, en hatip, en en en delikanlısı ne demiş? Buyrun haberi okuyalım. Hüseyin Umutcan Ay’ın ilgi gören konuşması şu şekilde: * Sevgili arkadaşlarım ben artık haberleri takip edemiyorum. Çünkü sorunu biliyorum. Çözümü biliyor ve bu çözümü uygulayamıyorken; ben o ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum. Benim bu yolda ödediğim bedel bu oldu. Fakat bu insanlığın ödediği bir bedelle kıyaslanamaz bile. * Sadece sorun bu mu? Ülkenin doğusuna bakın. Daha çocuk yaşta kız çocuklarının evlendirildiğini görürsünüz. O kadar uzağa gitmeyin İstanbul'a bakın. Asgari ücretle 4 kişilik ailesini geçindiremediği için intihar eden o güzel insanları görürsünüz. * O kadar da uzağa gitmeyin Taksim'e bakın. Hayat ona daha farklı bir seçenek sunmadığı için, sadece kendisi olduğu için orada ara sokakta katledilmiş yatan o güzel insanları görürsünüz. * O kadar da uzağa gitmeyin, sıra arkadaşlarınıza bakın. Sırf deneyim elde edebilmek için haftanın 5 günü 5 kuruş para almadan şirketler tarafından sömürüldüklerini görürsünüz. * Bir de son olarak potansiyel geleceğinize bakın. Orada sırf iş bulamadığı için asgari ücrete mühendislik ve mimarlık yapan akranlarınızı görürsünüz. Karanlıkta olduğumuzu düşünüyoruz biliyorum. * Aynı zamanda korkuyoruz da. Sorunları biliyoruz peki çözüm ne? Kaçmak mı? Belki de birileri bizim için her şeyi çözsün diye arkamıza yaslanıp beklemeliyiz. Ya da başımıza gelmediği sürece sorun yokmuş gibi de davranabiliriz. * Hayır, bunu üzülerek söylüyorum ki; bu yolda birbirimizden başka kimsemiz yok. Çünkü unutmayın ki herkes bir gün ölür. Buna sizler de dahilsiniz saygıdeğer büyüklerim. Ve geriye kalan bizler ve bizim yetiştireceğimiz çocuklar hegomanların elinde yozlaşmış bu sistemi değiştireceğiz. Değiştirmeliyiz.(Sözcü) Bu konuşmadan sonra inanın hiç şaşırmadım. Zira ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşma nedeniyle, İTÜ 248’inci dönem birincisi Hüseyin Umutcan Ay’ı telefonla aradı. (14 Eylül/Gerçek Gündem) Vay ki vay. Saygıdeğer hocalarım... Proflar... Doçlar... Kısacası tüm akademisyenler. Evlatlarımızı her ne olursa olsun siyaseti ve siyasetin kirli ellerinden çekin. Bu ülkenin genç beyinlerine ihtiyaç var iken lütfen bu temiz beyinleri siyasetin çirkin yüzünden uzak tutun. Selâm ve dua ile. Bülent Ertekin
Ekleme Tarihi: 20 Eylül 2021 - Pazartesi

ZANNEDERSİNİZ Kİ; SİYASİ BİR PARTİNİN OLAĞAN KONGRESİ.

ZANNEDERSİNİZ Kİ; SİYASİ BİR PARTİNİN OLAĞAN KONGRESİ. Mezuniyet töreni, Sizin de bir töreniniz oldu mu? Valla ben böyle törenleri sadece kızlarım da gördüm. Sakın kimse duymasın (!) haaa 26 senedir de diplomam yok. Okuldan mezun olduktan sonra geçici mezuniyet belgesi ile işlerimi hallettim. Maşaallah şimdiki törenler âdeta milli bayramlar gibi; bandosu, müziği, balonu, havai fişeği ne sayarsanız nerede ise hepsi oldu, olacak. Kolay değil tabii uzun bir maraton. Hakları değil mi, kerataların. Sevinsinler. Sevinsinler sevinmesine de ne hikmetse her zaman olduğu gibi eşeğin kulağına su kaçırmasınlar. Okullarımızda, özellikle üniversitelerde eğitim gören evlatlarımızın bana göre tek hedefleri seçmiş okullarda en iyi eğitimi almak ve bu almış oldukları bu eğitimleri daha sonraki sivil hayatlarında ve iş hayatlarında da en iyi şekilde sunmaktır. Tabii ki en önemli vazifelerinden bir tanesi de ellerine almış oldukları mesleklerini vatan için, millet için, bayrak için, özellikle tüm insanlık için hayırlara vesile olacak şekilde kullanmalarıdır. Maalesef henüz okulları dâhi bitmeden içine girdikleri siyasi girdabın etkisinden kurtulamayıp bir bakmışsınız legal/illegal bir örgütün önde giden militanların dan bir tanesi olup çıkmış. Bir kaç gün öncesinde internet sitesilerinde "İTÜ birincisinin mezuniyet törenindeki konuşması büyük ilgi gördü" şeklinde bir haber vardı. Dikkatimi çekti, okudum. Kürsüdeki manken gibi yakışıklı delikanlının söylediklerini okuyunca "vay be evladımız şimdiden siyasi hayata geçiş yapmış" dedim. Zira benim bildiğim mezuniyet törenlerinde okul birincisi seçilen genç; "Bugün burada Türkiye ve dünyada kalite ödülü almış; 2019'da Türkiye üçüncüsü, 2020'de Türkiye ikincisi olan bir fakülteden mezun olmanın gururunu yaşıyorum. Geçen sene olduğu gibi bu sene de fakülte birincisi bizim bölümümüzden, yani ............. Bölümü'nden çıktı. Bu onuru taşımanın gururu içerisindeyim. Elbette ki bu birinciliğin tek muhatabı ben değilim. Başta her türlü maddi ve manevi desteği esirgemeyen, her daim yanımda olan, varlıklarından tarif edilemeyecek mutluluk ve güven duyduğum aileme; saygıdeğer hocalarıma ve ...... Üniversitesi ailesine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum." Nasıl konuşma ama? On numara beş yıldız cinsinden değil mi? Peki herkesin taktirini (!) kazanan bu Ortadoğu ve Balkanların en yakışıklı, en güzel, en hatip, en en en delikanlısı ne demiş? Buyrun haberi okuyalım. Hüseyin Umutcan Ay’ın ilgi gören konuşması şu şekilde: * Sevgili arkadaşlarım ben artık haberleri takip edemiyorum. Çünkü sorunu biliyorum. Çözümü biliyor ve bu çözümü uygulayamıyorken; ben o ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum. Benim bu yolda ödediğim bedel bu oldu. Fakat bu insanlığın ödediği bir bedelle kıyaslanamaz bile. * Sadece sorun bu mu? Ülkenin doğusuna bakın. Daha çocuk yaşta kız çocuklarının evlendirildiğini görürsünüz. O kadar uzağa gitmeyin İstanbul'a bakın. Asgari ücretle 4 kişilik ailesini geçindiremediği için intihar eden o güzel insanları görürsünüz. * O kadar da uzağa gitmeyin Taksim'e bakın. Hayat ona daha farklı bir seçenek sunmadığı için, sadece kendisi olduğu için orada ara sokakta katledilmiş yatan o güzel insanları görürsünüz. * O kadar da uzağa gitmeyin, sıra arkadaşlarınıza bakın. Sırf deneyim elde edebilmek için haftanın 5 günü 5 kuruş para almadan şirketler tarafından sömürüldüklerini görürsünüz. * Bir de son olarak potansiyel geleceğinize bakın. Orada sırf iş bulamadığı için asgari ücrete mühendislik ve mimarlık yapan akranlarınızı görürsünüz. Karanlıkta olduğumuzu düşünüyoruz biliyorum. * Aynı zamanda korkuyoruz da. Sorunları biliyoruz peki çözüm ne? Kaçmak mı? Belki de birileri bizim için her şeyi çözsün diye arkamıza yaslanıp beklemeliyiz. Ya da başımıza gelmediği sürece sorun yokmuş gibi de davranabiliriz. * Hayır, bunu üzülerek söylüyorum ki; bu yolda birbirimizden başka kimsemiz yok. Çünkü unutmayın ki herkes bir gün ölür. Buna sizler de dahilsiniz saygıdeğer büyüklerim. Ve geriye kalan bizler ve bizim yetiştireceğimiz çocuklar hegomanların elinde yozlaşmış bu sistemi değiştireceğiz. Değiştirmeliyiz.(Sözcü) Bu konuşmadan sonra inanın hiç şaşırmadım. Zira ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşma nedeniyle, İTÜ 248’inci dönem birincisi Hüseyin Umutcan Ay’ı telefonla aradı. (14 Eylül/Gerçek Gündem) Vay ki vay. Saygıdeğer hocalarım... Proflar... Doçlar... Kısacası tüm akademisyenler. Evlatlarımızı her ne olursa olsun siyaseti ve siyasetin kirli ellerinden çekin. Bu ülkenin genç beyinlerine ihtiyaç var iken lütfen bu temiz beyinleri siyasetin çirkin yüzünden uzak tutun. Selâm ve dua ile. Bülent Ertekin
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.