Kürşat Şahin YILDIRIMER
Köşe Yazarı
Kürşat Şahin YILDIRIMER
 

ÇOCUĞUNUZ DEĞİŞİYOR GELİŞİYOR…

ÇOCUĞUNUZ DEĞİŞİYOR GELİŞİYOR… Öncelikle belirtmeliyim ki, ergenliğe kadar, çocuğa sorumluluk verilmemişse ergenlikte sorumluluklara dair aile içi çatışmalar çıkabilir. Çünkü ergen kendisine verilen sorumlulukları bir baskı olarak görecek ve bunu bir müdahale olarak nitelendirir. Ergenlik, “kurallık” bir dönem değil; “anlamalık” bir dönemdir. Çocuğunuz, değişiyor, gelişiyor ve kişilik sahibi oluyor ilk önce bunu bilmek gerekiyor. O dönemde otorite kurmaya çalışmak, ergen ile iplerin kopmasına ve inatlaşmalara sebebiyet verir. Otoriterlik yerine, anlamak en önemli şeydir ki; bunun için de, aile içinde iletişimin kuvvetli olması gerekir. Elbette, disiplini yok saymıyorum evin belli başlı kuralları olmalı, (örneğin; eve dönüş saati), “ne yaparsa yapsın” boşvermişliğini de kastetmiyorum;  önce anlayıp sonrasında ortak bir karara varmadan bahsediyorum. Yaşla birlikte geçmişte konan kurallarda esneme ya da değişim söz konusu olabilir. Ergenliğe kadar, çocuk ebeveynlerini bir “güç” olarak görür: “Benim babam senin babandan daha güçlü” “benim annem dünyanın en güzeli.” Gibi cümleler, çocuğun ebeveynlerini kendisinden güçlü ve kendini onlara muhtaç hissettiğinin bir göstergesidir. Fakat ergenlik döneminde artık bu durum böyle değildir. Hem bedensel hem ruhsal açıdan da, birey kendisini güçlü ve kendine yeten biri olarak görür. Hatta kimi ergenler, ebeveynlerini tabiri caizse “eski kafalı” olarak bile nitelendirmektedir, onların önerilerini görmezden gelir ve kendi bildiğini okur. Böyle bir durumda empati kurarak cevap vermek en doğrusudur. “Evet, ben de annem/babam için bu şekilde düşünüyordum, fakat sonradan böyle olmadığını gördüm.” denebilmelidir. Ergen bir bireyin, “kendine ait alanları” olmalıdır. Odasını toparlamayı, temizlemeyi kısacası odasına dair her konuyu ona bırakın. Orası onun “özerkliği” olsun. Biliyorum, toparlamayınca hemen toparlayan, temizleyen anneleri. Ama bunu yapmayın. Eninde sonunda, toparlayıp temizleyecektir. Aradığı şeyi bulamayınca, topu size değil; kendisine atacak ve toparlamaya karar verecektir. Kendi bütçesini kendisi yapsın. Haftalık harcayacabileceği bir miktar belirleyin ve bırakın o parayı kendisi harcasın. Giyimini, dışarıdayken yiyeceği yemeği, arkadaşının doğum günü için alacağı hediyeyi, hep o bütçeden karşılasın. Çok istediği, fakat ona sunulan bütçenin yetersiz kaldığı şeyleri, parasını biriktirerek almasına teşvik edin. Böylece ona kendisine dair, sorumluluk verilmiş olur ve özgüveni açısından faydalı bir uygulama olmuş olur. Bir fatura ödemesini ona bırakabilirsiniz. Elektrik faturası mesela.  Şöyle bir konuşmayla bu yapılabilir. “Bu evde birlikte yaşıyoruz. bir iş bölümü yapalım. Baban su faturasını, ben doğalgazı, sen de elektiriği öde” böylelikle ev için de bir sorumluluğu almış olacaktır. Kendi ergenlik deneyimlerinizi paylaşın, aldığınız sorumlulukları anlatın. Karşılaşılan olaylar hakkında kendinizden örnek verebilirsiniz.  “ ben de market alışverişini yapıyordum.” gibi. Böylelikle birbirinizi daha yakın hissedip, annem/babam da böyle şeyler yaşamış izlenimini oluşturmuş ve kendisini yalnız hissetmemesini sağlamış olursunuz. İlgili olduğu, kişiliğine uygun alanları bilin ve bu alanlara yönelik sorumluluklar verin. Bu alanların dışında da ufak tefek sorumluluklar verebilirsiniz ki, o olanlarda da beceri kazanmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin, otomobillere ilgi duyan bir ergene, otomobilinizi yıkamada yardımcı olmasını isteyebilirsiniz. Yemek yapmayı sevmeyen bir ergene, yemeği karıştırmasını söyleyebilirsiniz. Kim bilir, belki ilerleyen zamanlarda, yemek yapmayı aşırı derecede seven bir birey olacaktır. Onun yerine karar vermeyin. Kendi problemlerini kendisi çözmesini sağlayın. Eğer ebeveynler, buna fırsat vermezlerse, hem genci aptal yerine koymuş olur, hem özgüven zedelenmesine yol açmış olur hem de aile içi iletişim negatif yönde etkilenmiş olur. O sebeple, sizden yardım talep etmediği takdirde, onun kararlarını, problemlerini ona bırakın. Bazı konularda risk alabilirsiniz. Hangi konular derseniz, yapmama konusunda uyardığınız fakat onun yaşayıp da görmek istediği şeyler hakkında. Elbette hayatını olumsuz yönde etkileyecek konulardan bahsetmiyorum; küçük risk alınabilecek konularda. Böyle bir durumda siz uyarınızı yapın ve onun kendi seçimini yapması  ve sonuçlarını kendisinin görmesi için geri adım atın. Sosyal gruplara katılmasına teşvik edin. (Örneğin; izcilik) Yaptığı davranışlara, aldığı sorumluluklara dair geribildirimde bulunun. Eğer sorumluluğunu yerine getirmediyse, nedenlerini öğrenin. Belki bir önceliği vardı ve o önceliğin değeri hakkında konuşabilirsiniz. Son olarak, verilen sorumlulukları yerine getirmediği sürece onu harekete geçirene dek, ona bunu hatırlatın. İşler işin içinden çıkılmaz duruma geliyorsa ve sorunlar çok büyümeden bir uzman desteği almayı ihmal etmeyin. Sevgiyle Kalın.
Ekleme Tarihi: 26 Mart 2022 - Cumartesi

ÇOCUĞUNUZ DEĞİŞİYOR GELİŞİYOR…

ÇOCUĞUNUZ DEĞİŞİYOR GELİŞİYOR… Öncelikle belirtmeliyim ki, ergenliğe kadar, çocuğa sorumluluk verilmemişse ergenlikte sorumluluklara dair aile içi çatışmalar çıkabilir. Çünkü ergen kendisine verilen sorumlulukları bir baskı olarak görecek ve bunu bir müdahale olarak nitelendirir. Ergenlik, “kurallık” bir dönem değil; “anlamalık” bir dönemdir. Çocuğunuz, değişiyor, gelişiyor ve kişilik sahibi oluyor ilk önce bunu bilmek gerekiyor. O dönemde otorite kurmaya çalışmak, ergen ile iplerin kopmasına ve inatlaşmalara sebebiyet verir. Otoriterlik yerine, anlamak en önemli şeydir ki; bunun için de, aile içinde iletişimin kuvvetli olması gerekir. Elbette, disiplini yok saymıyorum evin belli başlı kuralları olmalı, (örneğin; eve dönüş saati), “ne yaparsa yapsın” boşvermişliğini de kastetmiyorum;  önce anlayıp sonrasında ortak bir karara varmadan bahsediyorum. Yaşla birlikte geçmişte konan kurallarda esneme ya da değişim söz konusu olabilir. Ergenliğe kadar, çocuk ebeveynlerini bir “güç” olarak görür: “Benim babam senin babandan daha güçlü” “benim annem dünyanın en güzeli.” Gibi cümleler, çocuğun ebeveynlerini kendisinden güçlü ve kendini onlara muhtaç hissettiğinin bir göstergesidir. Fakat ergenlik döneminde artık bu durum böyle değildir. Hem bedensel hem ruhsal açıdan da, birey kendisini güçlü ve kendine yeten biri olarak görür. Hatta kimi ergenler, ebeveynlerini tabiri caizse “eski kafalı” olarak bile nitelendirmektedir, onların önerilerini görmezden gelir ve kendi bildiğini okur. Böyle bir durumda empati kurarak cevap vermek en doğrusudur. “Evet, ben de annem/babam için bu şekilde düşünüyordum, fakat sonradan böyle olmadığını gördüm.” denebilmelidir. Ergen bir bireyin, “kendine ait alanları” olmalıdır. Odasını toparlamayı, temizlemeyi kısacası odasına dair her konuyu ona bırakın. Orası onun “özerkliği” olsun. Biliyorum, toparlamayınca hemen toparlayan, temizleyen anneleri. Ama bunu yapmayın. Eninde sonunda, toparlayıp temizleyecektir. Aradığı şeyi bulamayınca, topu size değil; kendisine atacak ve toparlamaya karar verecektir. Kendi bütçesini kendisi yapsın. Haftalık harcayacabileceği bir miktar belirleyin ve bırakın o parayı kendisi harcasın. Giyimini, dışarıdayken yiyeceği yemeği, arkadaşının doğum günü için alacağı hediyeyi, hep o bütçeden karşılasın. Çok istediği, fakat ona sunulan bütçenin yetersiz kaldığı şeyleri, parasını biriktirerek almasına teşvik edin. Böylece ona kendisine dair, sorumluluk verilmiş olur ve özgüveni açısından faydalı bir uygulama olmuş olur. Bir fatura ödemesini ona bırakabilirsiniz. Elektrik faturası mesela.  Şöyle bir konuşmayla bu yapılabilir. “Bu evde birlikte yaşıyoruz. bir iş bölümü yapalım. Baban su faturasını, ben doğalgazı, sen de elektiriği öde” böylelikle ev için de bir sorumluluğu almış olacaktır. Kendi ergenlik deneyimlerinizi paylaşın, aldığınız sorumlulukları anlatın. Karşılaşılan olaylar hakkında kendinizden örnek verebilirsiniz.  “ ben de market alışverişini yapıyordum.” gibi. Böylelikle birbirinizi daha yakın hissedip, annem/babam da böyle şeyler yaşamış izlenimini oluşturmuş ve kendisini yalnız hissetmemesini sağlamış olursunuz. İlgili olduğu, kişiliğine uygun alanları bilin ve bu alanlara yönelik sorumluluklar verin. Bu alanların dışında da ufak tefek sorumluluklar verebilirsiniz ki, o olanlarda da beceri kazanmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin, otomobillere ilgi duyan bir ergene, otomobilinizi yıkamada yardımcı olmasını isteyebilirsiniz. Yemek yapmayı sevmeyen bir ergene, yemeği karıştırmasını söyleyebilirsiniz. Kim bilir, belki ilerleyen zamanlarda, yemek yapmayı aşırı derecede seven bir birey olacaktır. Onun yerine karar vermeyin. Kendi problemlerini kendisi çözmesini sağlayın. Eğer ebeveynler, buna fırsat vermezlerse, hem genci aptal yerine koymuş olur, hem özgüven zedelenmesine yol açmış olur hem de aile içi iletişim negatif yönde etkilenmiş olur. O sebeple, sizden yardım talep etmediği takdirde, onun kararlarını, problemlerini ona bırakın. Bazı konularda risk alabilirsiniz. Hangi konular derseniz, yapmama konusunda uyardığınız fakat onun yaşayıp da görmek istediği şeyler hakkında. Elbette hayatını olumsuz yönde etkileyecek konulardan bahsetmiyorum; küçük risk alınabilecek konularda. Böyle bir durumda siz uyarınızı yapın ve onun kendi seçimini yapması  ve sonuçlarını kendisinin görmesi için geri adım atın. Sosyal gruplara katılmasına teşvik edin. (Örneğin; izcilik) Yaptığı davranışlara, aldığı sorumluluklara dair geribildirimde bulunun. Eğer sorumluluğunu yerine getirmediyse, nedenlerini öğrenin. Belki bir önceliği vardı ve o önceliğin değeri hakkında konuşabilirsiniz. Son olarak, verilen sorumlulukları yerine getirmediği sürece onu harekete geçirene dek, ona bunu hatırlatın. İşler işin içinden çıkılmaz duruma geliyorsa ve sorunlar çok büyümeden bir uzman desteği almayı ihmal etmeyin. Sevgiyle Kalın.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.