Mehmet Nuri BİNGÖL
Köşe Yazarı
Mehmet Nuri BİNGÖL
 

MANEVI  “SEYYİDLİK” RESULULLAH DĀVASINA SAHİP ÇIKMAKTIR

<p>&Ccedil;ok zamandır &ccedil;eşitli canip ve vasıtalar ile bazı dostlardan, g&uuml;ndemdeki&nbsp; Bedi&uuml;zzaman&nbsp; Said Nursi Hazreterinin (RH)ın &ldquo;seyyidliği&rdquo; ya da &ldquo;şerifliği&rdquo; mevzuunu sorunca hem&nbsp; hafızamı yokladım, hem de d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;m.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Hafızamı&nbsp; o kadar&nbsp; yoklamama rağmen &Uuml;stad Hazretleri&rsquo;nin&nbsp; Risale-i Nur K&uuml;lliyatı&rsquo;nın hi&ccedil;bir yerinde &ldquo;seyyidliği&rdquo; ile al&acirc;kalı olarak &ldquo;kıyl u kal&rdquo; etmemesine rağmen,&nbsp; &ldquo;dost&rdquo; ya da &ldquo;talebe&rdquo; olduklarını dillendiren zev&acirc;tın O&rsquo;na muhalif olarak bu tavırlarını anlamada hakikaten zorlanıyorum.&nbsp;<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Yanlış anlaşılmasın. &Uuml;stad&nbsp; Risalelerinin hi&ccedil;bir yerinde &ldquo;Ben seyidim-şerifim!&rdquo; demediği halde O&rsquo;nun hem seyyidliğe, hem de şerifliğe layık olduğuna inanıyor, bunun &ldquo;m&uuml;mk&uuml;n&rdquo; olduğunu da biliyorum.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;M&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r; araştırmalarımdan biliyorum ki &ldquo;bu vatan ahalisi&rdquo; tarih boyunca pek &ccedil;ok &ldquo;muhaceret&rdquo;lere uğramış, bir mozaik ya da gergefli bir yapı g&ouml;stermiştir.&nbsp; Osmanlı&rsquo;nın m&acirc;nevi mimarı &ldquo; Edebali Hazretleri&rdquo;&nbsp; aslında seyyid iken &ldquo;sun&rsquo;i&rdquo; şecerelerle T&uuml;rk asıllı diye takdim edilmiş, Mevl&acirc;na Celaleddin-i R&ucirc;mi (RH) ise &ldquo;şerif&rdquo; iken yine T&uuml;rk diye sunulmuş, &ldquo;yalan s&ouml;yleyen tarih utansın&nbsp; &rdquo; itabına mazhar olunmuştur.<br /> &nbsp; &nbsp; Ya b&ouml;lgem G&uuml;neydoğu?.. Pek &ccedil;ok aşiret &ndash; mesela Şeyhanlı- aslında &ldquo;seyyid&rdquo; ya da &ldquo;şerif&rdquo; olmasına rağmen, yaşlıları &ldquo;K&uuml;rt&ccedil;e&rdquo;den başka bir dil bilmezler. &ldquo;Karake&ccedil;ili&rdquo; aşireti de &ldquo;K&uuml;rt&rdquo; olarak bilinmesine rağmen , ıv. Murad tarafından Bağdat Seferi sırasında, b&ouml;lgenin Şii tasallutundan kurtarılması i&ccedil;in buraya yerleştirilmiş bir T&uuml;rk boyudur.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&ldquo;Hakiki Nur Şakirtleri de manevi ehl-i beytten sayılabildik.&rdquo;&nbsp; ( Emirdağ Lahikası, cilt 1)<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&Uuml;stad&rsquo;ın &ldquo;telifatındaki&rdquo; (yani &ldquo;kelam namustur&rdquo; fehvasınca Hazret&rsquo;in tek bağlayıcısı durumundaki eserlerinde) bulunan &ldquo;seyyidlikle al&acirc;kalı&rdquo; m&uuml;sbet g&ouml;r&uuml;ş sadece bu ifadedir.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Muhakemat&rsquo;ta fıkhi m&uuml;tearife var:<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&ldquo; &hellip;&hellip;.Seyyid olmayanın seyidim demesi caiz olmadığı gibi seyyid olanın (bunu) inkarı da caiz değilken&hellip;&rdquo;&nbsp;<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&Uuml;stad&rsquo;ın&nbsp; bu ifadeleri &ccedil;ok zaman zihnimi meşgul etmiştir. Bu satırların fıkhi kaynağını &ccedil;ok aradım. &ldquo; Kur&rsquo;an&rsquo;dan sonra b&uuml;t&uuml;n ulema-i İslam&rsquo;ın en mutemed kitab kabul ettikleri Sahih-i Buhari&rdquo;( Mektubat, 19. Mektup) nevinden bir eserde hakikatı destekleyici bazı Hadis&rsquo;ler bulmama rağmen, &ldquo;m&uuml;tearife&rdquo;ye &ldquo;motamot&rdquo; uymuyordu.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&ldquo; Kendi nesebin gizleyen ( başka Hadis: kendini başka birine isnat eden) kişi haramzadedir&rdquo; (Evkamekal)&nbsp;<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Ne zaman ki &ldquo;ehl-i s&uuml;nnet ve&rsquo;l-cemaat&rdquo; itikadı yazarlarından alim-muhaddis Ahmed Ziyaeddin G&uuml;m&uuml;şhanevi&rsquo;nin &ldquo;Z&uuml;bdet&uuml;&rsquo;l-Akaid ve Nuhbet&uuml;&rsquo;l-Fevaid&rdquo; eserindeki itikad esaslarını g&ouml;r&uuml;nce tam m&uuml;tmain oldum.<br /> &nbsp; &nbsp; &quot; Bir kimsenin kendisinin neseben ehl-i beytten olduğunu gizlemesi gibi kat&rsquo;i bildiği halde a&ccedil;ıklamaması da s&uuml;nnet akaidine zıttır.&rdquo; ( Sadeleştirilmiştir.)<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Bu &ldquo;ehl-i s&uuml;nnet ve&rsquo;l- cemaat&nbsp; itikad (inan&ccedil;-iman) d&uuml;sturuna g&ouml;re, &Uuml;stad Hazretleri&rsquo;nin M&uuml;nazarat&rsquo;ın Maruzat&rsquo;ında &ldquo;m&acirc;ruf bir s&uuml;laleye mensup olmadığını&rdquo; buyurması, Afyon mahkeme ve savcısına kendilerinin neseben değil, m&acirc;nen ehl-i beytten&nbsp; &ldquo;sayıl-abil-diğini&rdquo; (T&uuml;rk&ccedil;e kaidelerine g&ouml;re &ndash;ebil- birleşik fiilinin ne m&acirc;naya geldiği malumdur)&nbsp; beyan buyurmasını değişik şekillerde &ldquo;te&rsquo;vil&rdquo; etmek m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;d&uuml;r?<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Hele şu satırlar?<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&ldquo;D&ouml;rd&uuml;nc&uuml;s&uuml;: İsl&acirc;miyetle eskiden beri imtiza&ccedil; ve ittihad eden, cidd&icirc; dindar ve dinine samim&icirc; h&uuml;rmetk&acirc;r T&uuml;rkl&uuml;k milliyetine b&uuml;t&uuml;n b&uuml;t&uuml;n zıt bir surette, frenklik m&acirc;n&acirc;sında T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;k namıyla, tahrifd&acirc;r&acirc;ne ve bid&rsquo;ak&acirc;r&acirc;ne bir fetv&acirc; ile &lsquo;T&uuml;rk&ccedil;e kamet et&rsquo; diye, benim gibi başka milletten olanlara teklif etmek hangi usulledir? Evet, hakik&icirc; T&uuml;rklere pek hakik&icirc; dost&acirc;ne ve uhuvvetk&acirc;r&acirc;ne m&uuml;nasebettar olduğum h&acirc;lde, b&ouml;yle sizin gibi frenkmeşreplerin T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;ğ&uuml;yle hi&ccedil;bir cihette m&uuml;nasebetim yoktur. Nasıl bana teklif ediyorsunuz? Hangi kanunla? Eğer milyonlarla efradı bulunan ve binler seneden beri milliyetini ve lisanını unutmayan ve T&uuml;rklerin hakik&icirc; bir vatandaşı ve eskiden beri cihad arkadaşı olan K&uuml;rtlerin milliyetini kaldırıp onların dilini onlara unutturduktan sonra, belki, bizim gibi ayrı unsurdan sayılanlara teklifiniz, bir nevi usul-&uuml; vahşiy&acirc;ne olur. Yoksa sırf keyf&icirc;dir. Eşh&acirc;sın keyfine tebaiyet edilmez ve etmeyiz!&rdquo; (Mektubat, Es&rsquo;ille-i Sitte) şeklindeki beyanı zıt bir şekilde &ldquo;indi tevilata&rdquo; girmek &ldquo;sadakat&rdquo; umdesini &ccedil;iğnemek olmuyor mu?<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp; Bence şu nokta da m&uuml;him: Hatıra&rsquo;nın edebiyat &ndash;ya da belağat- ilmindeki &ldquo;tanımı&rdquo; şudur elbet. &ldquo;Edebiyat sahasının en yaygın t&uuml;rlerinden biridir. Bu t&uuml;rde verilen eserlerin &ccedil;ok değişik sahalarda oluşu, ona belli bir sınır &ccedil;izme imk&acirc;nını zorlaştırır. Anıların &ouml;nde gelen &ouml;zelliği, yazarının hayatının belli bir kesitini alması ve &ccedil;ok sonra yazıya d&ouml;k&uuml;lmesidir.&rdquo; (www.t&uuml;rk&ccedil;eciler.com) En m&uuml;him hususiyeti ise&nbsp; &ldquo; Ge&ccedil;miş birinci kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla veril&rdquo;mesidir. Yani aradan zaman ge&ccedil;tiğinden dolayı tarihe tam bir &ldquo;belge&rdquo;&nbsp; değil, belli bir zaviyeden bakmaya fırsat tanıması ve &ldquo;kurgusal&rdquo; ifadelerin &ndash; ya da se&ccedil;kinci- BULUNABİLECEĞİDİR.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Demek ki hi&ccedil;bir hatıra, bir &ldquo;ilmi&rdquo; eserden daha a&ccedil;ıklayıcı olamaz.( H&uuml;lefa-i Raşid ve Sahabe-i Kiram Hazeratının (&ldquo;RA&rdquo; Ecmain) ehadisi m&uuml;stesna.) &Uuml;stad&rsquo;ın tabiriyle onların beyanları &ldquo;n&uuml;sustur, hile ve ş&uuml;phe giremez.&rdquo; (İ&ccedil;tihad ve Sahabeler bahsi) Yani bazı &ldquo;muhterem&rdquo; insanların &ldquo;ehass-ı havassı&rdquo; olan kişilerin hatıraları, Sahabe ifadeleri gibi &ldquo;nass&rdquo; sayılamaz.&nbsp;<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Bazı ZATLARIN seyyit veya şerifliği SADECE VE SADECE kimi hatıralara dayandırılıyor. B&ouml;ylesi bir ilmi sebepten dolayı itibar etmeyenlere yabani g&ouml;z&uuml;yle bakılmasına ne ad vereceğimi bilmiyorum. Vicdansızlık mı, uhuvveti zayıflatma marazı mı?</p> <p>Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L</p>
Ekleme Tarihi: 05 Şubat 2021 - Cuma

MANEVI  “SEYYİDLİK” RESULULLAH DĀVASINA SAHİP ÇIKMAKTIR

<p>&Ccedil;ok zamandır &ccedil;eşitli canip ve vasıtalar ile bazı dostlardan, g&uuml;ndemdeki&nbsp; Bedi&uuml;zzaman&nbsp; Said Nursi Hazreterinin (RH)ın &ldquo;seyyidliği&rdquo; ya da &ldquo;şerifliği&rdquo; mevzuunu sorunca hem&nbsp; hafızamı yokladım, hem de d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;m.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Hafızamı&nbsp; o kadar&nbsp; yoklamama rağmen &Uuml;stad Hazretleri&rsquo;nin&nbsp; Risale-i Nur K&uuml;lliyatı&rsquo;nın hi&ccedil;bir yerinde &ldquo;seyyidliği&rdquo; ile al&acirc;kalı olarak &ldquo;kıyl u kal&rdquo; etmemesine rağmen,&nbsp; &ldquo;dost&rdquo; ya da &ldquo;talebe&rdquo; olduklarını dillendiren zev&acirc;tın O&rsquo;na muhalif olarak bu tavırlarını anlamada hakikaten zorlanıyorum.&nbsp;<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Yanlış anlaşılmasın. &Uuml;stad&nbsp; Risalelerinin hi&ccedil;bir yerinde &ldquo;Ben seyidim-şerifim!&rdquo; demediği halde O&rsquo;nun hem seyyidliğe, hem de şerifliğe layık olduğuna inanıyor, bunun &ldquo;m&uuml;mk&uuml;n&rdquo; olduğunu da biliyorum.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;M&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r; araştırmalarımdan biliyorum ki &ldquo;bu vatan ahalisi&rdquo; tarih boyunca pek &ccedil;ok &ldquo;muhaceret&rdquo;lere uğramış, bir mozaik ya da gergefli bir yapı g&ouml;stermiştir.&nbsp; Osmanlı&rsquo;nın m&acirc;nevi mimarı &ldquo; Edebali Hazretleri&rdquo;&nbsp; aslında seyyid iken &ldquo;sun&rsquo;i&rdquo; şecerelerle T&uuml;rk asıllı diye takdim edilmiş, Mevl&acirc;na Celaleddin-i R&ucirc;mi (RH) ise &ldquo;şerif&rdquo; iken yine T&uuml;rk diye sunulmuş, &ldquo;yalan s&ouml;yleyen tarih utansın&nbsp; &rdquo; itabına mazhar olunmuştur.<br /> &nbsp; &nbsp; Ya b&ouml;lgem G&uuml;neydoğu?.. Pek &ccedil;ok aşiret &ndash; mesela Şeyhanlı- aslında &ldquo;seyyid&rdquo; ya da &ldquo;şerif&rdquo; olmasına rağmen, yaşlıları &ldquo;K&uuml;rt&ccedil;e&rdquo;den başka bir dil bilmezler. &ldquo;Karake&ccedil;ili&rdquo; aşireti de &ldquo;K&uuml;rt&rdquo; olarak bilinmesine rağmen , ıv. Murad tarafından Bağdat Seferi sırasında, b&ouml;lgenin Şii tasallutundan kurtarılması i&ccedil;in buraya yerleştirilmiş bir T&uuml;rk boyudur.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&ldquo;Hakiki Nur Şakirtleri de manevi ehl-i beytten sayılabildik.&rdquo;&nbsp; ( Emirdağ Lahikası, cilt 1)<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&Uuml;stad&rsquo;ın &ldquo;telifatındaki&rdquo; (yani &ldquo;kelam namustur&rdquo; fehvasınca Hazret&rsquo;in tek bağlayıcısı durumundaki eserlerinde) bulunan &ldquo;seyyidlikle al&acirc;kalı&rdquo; m&uuml;sbet g&ouml;r&uuml;ş sadece bu ifadedir.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Muhakemat&rsquo;ta fıkhi m&uuml;tearife var:<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&ldquo; &hellip;&hellip;.Seyyid olmayanın seyidim demesi caiz olmadığı gibi seyyid olanın (bunu) inkarı da caiz değilken&hellip;&rdquo;&nbsp;<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&Uuml;stad&rsquo;ın&nbsp; bu ifadeleri &ccedil;ok zaman zihnimi meşgul etmiştir. Bu satırların fıkhi kaynağını &ccedil;ok aradım. &ldquo; Kur&rsquo;an&rsquo;dan sonra b&uuml;t&uuml;n ulema-i İslam&rsquo;ın en mutemed kitab kabul ettikleri Sahih-i Buhari&rdquo;( Mektubat, 19. Mektup) nevinden bir eserde hakikatı destekleyici bazı Hadis&rsquo;ler bulmama rağmen, &ldquo;m&uuml;tearife&rdquo;ye &ldquo;motamot&rdquo; uymuyordu.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&ldquo; Kendi nesebin gizleyen ( başka Hadis: kendini başka birine isnat eden) kişi haramzadedir&rdquo; (Evkamekal)&nbsp;<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Ne zaman ki &ldquo;ehl-i s&uuml;nnet ve&rsquo;l-cemaat&rdquo; itikadı yazarlarından alim-muhaddis Ahmed Ziyaeddin G&uuml;m&uuml;şhanevi&rsquo;nin &ldquo;Z&uuml;bdet&uuml;&rsquo;l-Akaid ve Nuhbet&uuml;&rsquo;l-Fevaid&rdquo; eserindeki itikad esaslarını g&ouml;r&uuml;nce tam m&uuml;tmain oldum.<br /> &nbsp; &nbsp; &quot; Bir kimsenin kendisinin neseben ehl-i beytten olduğunu gizlemesi gibi kat&rsquo;i bildiği halde a&ccedil;ıklamaması da s&uuml;nnet akaidine zıttır.&rdquo; ( Sadeleştirilmiştir.)<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Bu &ldquo;ehl-i s&uuml;nnet ve&rsquo;l- cemaat&nbsp; itikad (inan&ccedil;-iman) d&uuml;sturuna g&ouml;re, &Uuml;stad Hazretleri&rsquo;nin M&uuml;nazarat&rsquo;ın Maruzat&rsquo;ında &ldquo;m&acirc;ruf bir s&uuml;laleye mensup olmadığını&rdquo; buyurması, Afyon mahkeme ve savcısına kendilerinin neseben değil, m&acirc;nen ehl-i beytten&nbsp; &ldquo;sayıl-abil-diğini&rdquo; (T&uuml;rk&ccedil;e kaidelerine g&ouml;re &ndash;ebil- birleşik fiilinin ne m&acirc;naya geldiği malumdur)&nbsp; beyan buyurmasını değişik şekillerde &ldquo;te&rsquo;vil&rdquo; etmek m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;d&uuml;r?<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Hele şu satırlar?<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;&ldquo;D&ouml;rd&uuml;nc&uuml;s&uuml;: İsl&acirc;miyetle eskiden beri imtiza&ccedil; ve ittihad eden, cidd&icirc; dindar ve dinine samim&icirc; h&uuml;rmetk&acirc;r T&uuml;rkl&uuml;k milliyetine b&uuml;t&uuml;n b&uuml;t&uuml;n zıt bir surette, frenklik m&acirc;n&acirc;sında T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;k namıyla, tahrifd&acirc;r&acirc;ne ve bid&rsquo;ak&acirc;r&acirc;ne bir fetv&acirc; ile &lsquo;T&uuml;rk&ccedil;e kamet et&rsquo; diye, benim gibi başka milletten olanlara teklif etmek hangi usulledir? Evet, hakik&icirc; T&uuml;rklere pek hakik&icirc; dost&acirc;ne ve uhuvvetk&acirc;r&acirc;ne m&uuml;nasebettar olduğum h&acirc;lde, b&ouml;yle sizin gibi frenkmeşreplerin T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;ğ&uuml;yle hi&ccedil;bir cihette m&uuml;nasebetim yoktur. Nasıl bana teklif ediyorsunuz? Hangi kanunla? Eğer milyonlarla efradı bulunan ve binler seneden beri milliyetini ve lisanını unutmayan ve T&uuml;rklerin hakik&icirc; bir vatandaşı ve eskiden beri cihad arkadaşı olan K&uuml;rtlerin milliyetini kaldırıp onların dilini onlara unutturduktan sonra, belki, bizim gibi ayrı unsurdan sayılanlara teklifiniz, bir nevi usul-&uuml; vahşiy&acirc;ne olur. Yoksa sırf keyf&icirc;dir. Eşh&acirc;sın keyfine tebaiyet edilmez ve etmeyiz!&rdquo; (Mektubat, Es&rsquo;ille-i Sitte) şeklindeki beyanı zıt bir şekilde &ldquo;indi tevilata&rdquo; girmek &ldquo;sadakat&rdquo; umdesini &ccedil;iğnemek olmuyor mu?<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp; Bence şu nokta da m&uuml;him: Hatıra&rsquo;nın edebiyat &ndash;ya da belağat- ilmindeki &ldquo;tanımı&rdquo; şudur elbet. &ldquo;Edebiyat sahasının en yaygın t&uuml;rlerinden biridir. Bu t&uuml;rde verilen eserlerin &ccedil;ok değişik sahalarda oluşu, ona belli bir sınır &ccedil;izme imk&acirc;nını zorlaştırır. Anıların &ouml;nde gelen &ouml;zelliği, yazarının hayatının belli bir kesitini alması ve &ccedil;ok sonra yazıya d&ouml;k&uuml;lmesidir.&rdquo; (www.t&uuml;rk&ccedil;eciler.com) En m&uuml;him hususiyeti ise&nbsp; &ldquo; Ge&ccedil;miş birinci kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla veril&rdquo;mesidir. Yani aradan zaman ge&ccedil;tiğinden dolayı tarihe tam bir &ldquo;belge&rdquo;&nbsp; değil, belli bir zaviyeden bakmaya fırsat tanıması ve &ldquo;kurgusal&rdquo; ifadelerin &ndash; ya da se&ccedil;kinci- BULUNABİLECEĞİDİR.<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Demek ki hi&ccedil;bir hatıra, bir &ldquo;ilmi&rdquo; eserden daha a&ccedil;ıklayıcı olamaz.( H&uuml;lefa-i Raşid ve Sahabe-i Kiram Hazeratının (&ldquo;RA&rdquo; Ecmain) ehadisi m&uuml;stesna.) &Uuml;stad&rsquo;ın tabiriyle onların beyanları &ldquo;n&uuml;sustur, hile ve ş&uuml;phe giremez.&rdquo; (İ&ccedil;tihad ve Sahabeler bahsi) Yani bazı &ldquo;muhterem&rdquo; insanların &ldquo;ehass-ı havassı&rdquo; olan kişilerin hatıraları, Sahabe ifadeleri gibi &ldquo;nass&rdquo; sayılamaz.&nbsp;<br /> &nbsp; &nbsp; &nbsp;Bazı ZATLARIN seyyit veya şerifliği SADECE VE SADECE kimi hatıralara dayandırılıyor. B&ouml;ylesi bir ilmi sebepten dolayı itibar etmeyenlere yabani g&ouml;z&uuml;yle bakılmasına ne ad vereceğimi bilmiyorum. Vicdansızlık mı, uhuvveti zayıflatma marazı mı?</p> <p>Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.