Önder GÜZELARSLAN
Köşe Yazarı
Önder GÜZELARSLAN
 

DÜRÜSTLÜK

DÜRÜSTLÜK Dürüstlük pahalı bir mülktür. Herkes de bulunması çok zordur. Ama imkânsız değildir. Özellikle bir Müslümanın en önde gelen vasıflarından biridir dürüstlük. Dürüstlüğün ve dürüst davranmanın ne kadar önemli olduğunu yaşanmış bir hikâye çerçevesinde sizlere anlatmaya çalışacağım. Dürüstlük bugün maalesef bulmakta çok zorlandığımız, insanların üzerine çok yakışan bir erdemlilik ifadesidir. Vakti zamanında kıymetli bir hocamız başından geçen bir olayı şöyle anlatmaktadır. Ankara’da bir toplantı için evden çıktım. Toplantıya çok az bir zaman kalmıştı. Yetişememe endişesiyle toplantı mekanına taksi ile gitmeye karar verdim. Önümden geçen bir taksiyi durdurdum ve bindim. Baktım taksici arkadaş çok muhabbetkâr biriydi. O anlatıyor ben dinliyordum. Tam toplantı mekanının önüne geldiğimizde taksimetre 9,75 tl tutmuştu. Ben 10 tl uzattım verdim. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para üstü var mı diye aranmaya başladı. “Üstü kalsın kardeşim” dedim. Döndü bana “Vaktin var mı ağabey?” dedi. “Evet” dedim. Bu arada bir ayağım hala dışarıda. Dörtlüleri bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan, önünde bir büfe var. Gitti oraya bir şeyler konuşup geldi. Bana 25 kuruş uzattı. Belli ki para bozdurmuş. “Birader” dedim. 9,75 değil de 10,50 yazsa istermiydin 50 krş. Benden? Ne alacağım ağabey 50 krş.  Peki niye gittin 25 kuruş İçin o kadar uğraştın. Üstü kalsın demiştim. Döndü bana, attı kolunu arkaya: Vaktin var mı ağabey dedi. Var dedim. Çek kapıyı o zaman dedi. Kendi kendime muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız dedim. 5 dakika konuştuk. İngiltere’ de Profesöründen bilmem kiminden eğitimler aldım. O taksicinin 5 dakika da öğrettiklerini hocalar haftalarca verdikleri derslerde öğretemediler. Ağabey biz Keçiören’ de 5 kardeşiz. Babam Rençberdi benim. Günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir, o gün iş bulamamışsa biz eve gelişinden, yüz ifadesinden anlardık. Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize “Durun kalkmayın” derdi. Önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı. “Aha”dedim, “Bizim Meslek”, seminerci. Ne anlatırdı baban. Hayatta nasıl başarılı olunur? O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor. Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi. Delik çorapla pantolonunun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp “Dürüst olun, evinize haram lokma sokmayın” diye anlatırken, biz de gülerdik. Annem ise bize kızardı. “Babanızla alay etmeyin. O hem dürüst hem de çalışkandır.” derdi. Yan evde iki kardeş var, Onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı. Kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiçbir şeyimiz olmadı. Hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık. Çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü hediye, para hak getire. Taksici anlatmaya devam ediyor; Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü. Yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartman, işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktı biliyor musunuz? Ne bıraktı? Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı: “Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın…” falan filan. Ağabey aradan 15 yıl geçti, diğer 2 kardeş cezaevindeler, ne ev kaldı, ne birahane, Ailesi dağıldı. Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören de taksisi var. Hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var. Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi Topladı ve dedi ki: “Asıl mirası bizim baba bırakmış.” Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10 kuruşu evimize sokmadık. Her şeyimiz var Allah’a şükür. Bu anlatılanlardan çok duygulandım, veda ettim, tam ineceğim: Dur ağabey, asıl bomba şimdi. Nedir Bomban? Nerede oturuyoruz biliyor musun? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz. Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değer kavramları bırakmışlar. Önder Güzelarslan
Ekleme Tarihi: 01 Ocak 2022 - Cumartesi

DÜRÜSTLÜK

DÜRÜSTLÜK Dürüstlük pahalı bir mülktür. Herkes de bulunması çok zordur. Ama imkânsız değildir. Özellikle bir Müslümanın en önde gelen vasıflarından biridir dürüstlük. Dürüstlüğün ve dürüst davranmanın ne kadar önemli olduğunu yaşanmış bir hikâye çerçevesinde sizlere anlatmaya çalışacağım. Dürüstlük bugün maalesef bulmakta çok zorlandığımız, insanların üzerine çok yakışan bir erdemlilik ifadesidir. Vakti zamanında kıymetli bir hocamız başından geçen bir olayı şöyle anlatmaktadır. Ankara’da bir toplantı için evden çıktım. Toplantıya çok az bir zaman kalmıştı. Yetişememe endişesiyle toplantı mekanına taksi ile gitmeye karar verdim. Önümden geçen bir taksiyi durdurdum ve bindim. Baktım taksici arkadaş çok muhabbetkâr biriydi. O anlatıyor ben dinliyordum. Tam toplantı mekanının önüne geldiğimizde taksimetre 9,75 tl tutmuştu. Ben 10 tl uzattım verdim. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para üstü var mı diye aranmaya başladı. “Üstü kalsın kardeşim” dedim. Döndü bana “Vaktin var mı ağabey?” dedi. “Evet” dedim. Bu arada bir ayağım hala dışarıda. Dörtlüleri bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan, önünde bir büfe var. Gitti oraya bir şeyler konuşup geldi. Bana 25 kuruş uzattı. Belli ki para bozdurmuş. “Birader” dedim. 9,75 değil de 10,50 yazsa istermiydin 50 krş. Benden? Ne alacağım ağabey 50 krş.  Peki niye gittin 25 kuruş İçin o kadar uğraştın. Üstü kalsın demiştim. Döndü bana, attı kolunu arkaya: Vaktin var mı ağabey dedi. Var dedim. Çek kapıyı o zaman dedi. Kendi kendime muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız dedim. 5 dakika konuştuk. İngiltere’ de Profesöründen bilmem kiminden eğitimler aldım. O taksicinin 5 dakika da öğrettiklerini hocalar haftalarca verdikleri derslerde öğretemediler. Ağabey biz Keçiören’ de 5 kardeşiz. Babam Rençberdi benim. Günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir, o gün iş bulamamışsa biz eve gelişinden, yüz ifadesinden anlardık. Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize “Durun kalkmayın” derdi. Önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı. “Aha”dedim, “Bizim Meslek”, seminerci. Ne anlatırdı baban. Hayatta nasıl başarılı olunur? O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor. Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi. Delik çorapla pantolonunun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp “Dürüst olun, evinize haram lokma sokmayın” diye anlatırken, biz de gülerdik. Annem ise bize kızardı. “Babanızla alay etmeyin. O hem dürüst hem de çalışkandır.” derdi. Yan evde iki kardeş var, Onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı. Kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiçbir şeyimiz olmadı. Hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık. Çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü hediye, para hak getire. Taksici anlatmaya devam ediyor; Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü. Yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartman, işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktı biliyor musunuz? Ne bıraktı? Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı: “Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın…” falan filan. Ağabey aradan 15 yıl geçti, diğer 2 kardeş cezaevindeler, ne ev kaldı, ne birahane, Ailesi dağıldı. Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören de taksisi var. Hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var. Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi Topladı ve dedi ki: “Asıl mirası bizim baba bırakmış.” Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10 kuruşu evimize sokmadık. Her şeyimiz var Allah’a şükür. Bu anlatılanlardan çok duygulandım, veda ettim, tam ineceğim: Dur ağabey, asıl bomba şimdi. Nedir Bomban? Nerede oturuyoruz biliyor musun? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz. Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değer kavramları bırakmışlar. Önder Güzelarslan
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.